Uzmanlar, evli çiftlerin cinsel hayatlarına damga vuran en büyük yanlışı açıkladı.O yanlış sekse bir görev gibi bakmak.
Psikolog-Psikoterapist Ebru Sorgun, kadınların ve erkeklerin cinsellikle ilgili yanlış inanışlarının ve önyargılarının, sağlıklı ve doyumlu bir seks hayatının önündeki en büyük engel olduğunu söylüyor.
Arzularınızı bastırmayın
Cinsel sorunları nedeniyle kendisine başvuran kişilerin; cinsellik hakkında konuşmakta zorlandıklarını, yoğun kaygı ve hayal kırıklığı duygusu yaşadıklarını ve birçok yanlış bilgi ya da bilgisizlikle hemen çözüm beklediklerini belirten Ebru Sorgun ekliyor:
"Birtakım önyargılar, kadınların da erkeklerin de cinsel hayatlarına zarar veriyor. Mesela cinsel ilişkiyi eşlerinin başlatması gerektiğini düşünen kadınlar var. Böyle bir kadın, aslında bu arzusunu bastırmaktadır. Birçok kişi için arzulu kadın olmak, kötü kadın olmayı çağrıştırır. Halbuki cinsel arzu, kimseyi kötü yapmaz. Asıl sorun, kişilerin birbirlerini istemedikleri şeyleri yapmaya zorlamasıdır."
Başka bir problemin de, cinselliği belli kurallar ve kalıplar içinde yaşamaya çalışmak olduğunu belirten Ebru Sorgun, bu konuda şunları söylüyor:
Kalıplara sokmayın
"Arzuyu kalıplara sokmak ve sınırlamak, seksin doğallığını bozar. Cinsellik hakkında konuşmamak ya da birbirlerinin isteklerini bilmemek, çiftler arasında yaşanan ilişkide sıkıntılar yaratır.
Bir insanın her an cinsel ilişkiye hazır olması mümkün değildir. Başka bir nokta da, kadının her zaman erkeğin isteğine cevap vermesi gerektiği, bunun bir görev olduğu inancıdır. Oysa cinsellik, görev duygusuyla gerçekleşen bir eylem değildir. Özellikle evli çiftlerin bunu bilmesi gerekir.
Eğer cinselliğin temeline sadece görev ve üremeyi koyarsanız; haz duygusu geri planda kalır. Cinsellikte en temel dürtülerin arzu ve haz olduğu unutulmamalıdır."
Psikolog-Psikoterapist Ebru Sorgun, kadınların ve erkeklerin cinsellikle ilgili yanlış inanışlarının ve önyargılarının, sağlıklı ve doyumlu bir seks hayatının önündeki en büyük engel olduğunu söylüyor.
Arzularınızı bastırmayın
Cinsel sorunları nedeniyle kendisine başvuran kişilerin; cinsellik hakkında konuşmakta zorlandıklarını, yoğun kaygı ve hayal kırıklığı duygusu yaşadıklarını ve birçok yanlış bilgi ya da bilgisizlikle hemen çözüm beklediklerini belirten Ebru Sorgun ekliyor:
"Birtakım önyargılar, kadınların da erkeklerin de cinsel hayatlarına zarar veriyor. Mesela cinsel ilişkiyi eşlerinin başlatması gerektiğini düşünen kadınlar var. Böyle bir kadın, aslında bu arzusunu bastırmaktadır. Birçok kişi için arzulu kadın olmak, kötü kadın olmayı çağrıştırır. Halbuki cinsel arzu, kimseyi kötü yapmaz. Asıl sorun, kişilerin birbirlerini istemedikleri şeyleri yapmaya zorlamasıdır."
Başka bir problemin de, cinselliği belli kurallar ve kalıplar içinde yaşamaya çalışmak olduğunu belirten Ebru Sorgun, bu konuda şunları söylüyor:
Kalıplara sokmayın
"Arzuyu kalıplara sokmak ve sınırlamak, seksin doğallığını bozar. Cinsellik hakkında konuşmamak ya da birbirlerinin isteklerini bilmemek, çiftler arasında yaşanan ilişkide sıkıntılar yaratır.
Bir insanın her an cinsel ilişkiye hazır olması mümkün değildir. Başka bir nokta da, kadının her zaman erkeğin isteğine cevap vermesi gerektiği, bunun bir görev olduğu inancıdır. Oysa cinsellik, görev duygusuyla gerçekleşen bir eylem değildir. Özellikle evli çiftlerin bunu bilmesi gerekir.
Eğer cinselliğin temeline sadece görev ve üremeyi koyarsanız; haz duygusu geri planda kalır. Cinsellikte en temel dürtülerin arzu ve haz olduğu unutulmamalıdır."
