Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Doğan, sanal ortamlarda kişilerin değişerek bambaşka bir kimliğe bürünebildiklerini belirterek bu durumu toplumsal hastalık olarak niteledi.Prof. Dr. Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada teknolojik ürünlerin amacına uygun biçimde kullanıldığı zaman çok yararlı ve vazgeçilmez araçlar olduğunu, aksi halde kullanıldığında kişilik sorunlarına, yalnızlığa, depresyona, iletişim ve insan ilişkileri bozukluklarına yol açabildiğini vurguladı.
Türkiye'de özellikle sosyal paylaşım sitelerinin aşırı kullanıldığını belirten Doğan, şunları söyledi:
''Türkiye'de bu siteler ya anlamsız geyik muhabbetlerine ya da çöp çatan sitelerine dönüşmüş durumda. Gençler maalesef hiç konuşmadan, sesini duymadan, yüzünü görmeden, duygularını bilmeden karşılarındakiyle sürekli yazışıyorlar.
Bu da kişiyi gerçek dünyadan koparabilir. Sanal dünyaya geçen bir kişide de özellikle gördüğümüz yalnızlık, topluma uyum sağlayamama, içine kapanma, gerçek dünyadan kopma, depresyon ve ağır ruhsal bozukluklar görülebilir. İnternet genellikle bilgiye ulaşmak için değil, cinsel içerikli siteler için kullanılıyor.''
Sosyal paylaşım sitelerinin olumsuz örneklerinden birine son olarak üniversite öğrencisi genç bir kızın adına açılan paylaşım sitesi hesapları yüzünden intihara kalkışmasını örnek gösteren Doğan, ''Genç kız, arkadaşlarının uyarısı üzerine kendi adına açılan sayfaları görünce intihara kalkışıyor.
Arkadaşlarına mesaj atarak söz konusu sayfalarla kendisinin hiçbir ilgisi olmadığını belirterek canına kıymak istemiş. Bu olay ülkemizdeki paylaşım siteleri kullanımının ne boyutta olduğunun en son örneği'' diye konuştu.
Paylaşım sitelerini aşırı ve amaç dışı kullananları genellikle kendine güvenmeyen, gerçek dünyada insan ilişkilerinde başarılı olamayan kişiler olarak tanımlayan Doğan, bu kesimin bir bölümünün de kişilik yönünden sorunlu olduğunu ifade etti.
Sanal ortamda bambaşka bir kişiliğe bürünülebildiğini, sansürsüz yazılabildiğini aktaran Doğan, ''Hayali de olsa bir başka kişi olabilmektedirler. Bu durum toplumumuz açısından tam bir teknoloji ve kültür şokudur, bir toplumsal hastalıktır'' diye konuştu.
Türkiye'de özellikle sosyal paylaşım sitelerinin aşırı kullanıldığını belirten Doğan, şunları söyledi:
''Türkiye'de bu siteler ya anlamsız geyik muhabbetlerine ya da çöp çatan sitelerine dönüşmüş durumda. Gençler maalesef hiç konuşmadan, sesini duymadan, yüzünü görmeden, duygularını bilmeden karşılarındakiyle sürekli yazışıyorlar.
Bu da kişiyi gerçek dünyadan koparabilir. Sanal dünyaya geçen bir kişide de özellikle gördüğümüz yalnızlık, topluma uyum sağlayamama, içine kapanma, gerçek dünyadan kopma, depresyon ve ağır ruhsal bozukluklar görülebilir. İnternet genellikle bilgiye ulaşmak için değil, cinsel içerikli siteler için kullanılıyor.''
Sosyal paylaşım sitelerinin olumsuz örneklerinden birine son olarak üniversite öğrencisi genç bir kızın adına açılan paylaşım sitesi hesapları yüzünden intihara kalkışmasını örnek gösteren Doğan, ''Genç kız, arkadaşlarının uyarısı üzerine kendi adına açılan sayfaları görünce intihara kalkışıyor.
Arkadaşlarına mesaj atarak söz konusu sayfalarla kendisinin hiçbir ilgisi olmadığını belirterek canına kıymak istemiş. Bu olay ülkemizdeki paylaşım siteleri kullanımının ne boyutta olduğunun en son örneği'' diye konuştu.
Paylaşım sitelerini aşırı ve amaç dışı kullananları genellikle kendine güvenmeyen, gerçek dünyada insan ilişkilerinde başarılı olamayan kişiler olarak tanımlayan Doğan, bu kesimin bir bölümünün de kişilik yönünden sorunlu olduğunu ifade etti.
Sanal ortamda bambaşka bir kişiliğe bürünülebildiğini, sansürsüz yazılabildiğini aktaran Doğan, ''Hayali de olsa bir başka kişi olabilmektedirler. Bu durum toplumumuz açısından tam bir teknoloji ve kültür şokudur, bir toplumsal hastalıktır'' diye konuştu.