Radyasyon mağdurlarına en kısa sürede nakil yapılması zorunluluğu bu büyük eksiğimizi tekrar gündeme getirdi.Japonya'daki deprem ve tsunami sonrasında Fukuşima Nükleer Santralinde yaşanan sorunlar, uluslararası alanda faaliyet gösteren hekim örgütlerini harekete geçirdi. Avrupa Kan ve Kemik İliği Transplantasyon Grubu (EBMT), aralarında Türkiye'den merkezlerin de bulunduğu üyelerine, Japonya'da bir nükleer kaza meydana gelmesi halinde kemik iliğine nakline muhtaç hasta kabul edip edemeyeceklerini sordu.
Avrupa Kan ve Kemik İliği Transplantasyon Grubu, 536 üye merkeze yolladığı çağrıda, Japonya'da deprem ve tsunami sonrası sorun yaşanan Fukuşima Nükleer Santrali'nde bir patlama meydana gelmesi halinde, çok sayıda kişinin bundan etkilenmesinin beklendiğini bildirdi.
Böyle bir durumda radyasyondan etkilenenlerin kemik iliği nakli başta olmak üzere çeşitli tedavilere ihtiyaç duyacağı belirtilen yazıda, gruba üye merkezlere, Japon yetkililerin talep etmesi halinde insani yardım olarak hasta kabul edip edemeyecekleri soruldu.
Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mutlu Arat, EBMT'ye Türkiye'den 28 kemik iliği transplantasyon merkezinin üye olduğunu belirterek, bu yardım çağrısının bunların tümüne gönderildiğini söyledi.
"TÜRKİYE'DE KEMİK İLİĞİ BANKASI HALA YOK"
Dünyada nükleer enerji kullanımının yaygınlaşmasıyla bir tür sorunlarla sık sık karşılaşıldığını kaydeden Arat, Türkiye'nin bu olaylardan ders çıkarması gerektiğini söyledi.
Radyasyona ağır maruziyet durumunda en çok etkilenen sistemin kan sistemi olduğunu anlatan Arat, "Nükleer kaza sonrası kemik iliği geri dönülmez şekilde tahrip olduğu için sağlıklı kişilerden kemik iliği nakli yapılması zorunludur" dedi.
TÜRKKÖK PROJESİ
Böyle bir durumda geniş bir verici bankasına sahip olunmasının büyük önem taşıdığına işaret eden Arat, şu bilgileri aktardı: "Kemik iliği nakli ancak uygun vericiden yapılabilir. Bu tür kazalarda çok geniş bir verici havuzu olmalıdır ki hastalar için uygun verici bulunabilsin. Radyasyondan etkilenenlere en kısa sürede nakil yapılması zorunluluğu karşısında, Japonya gibi iyi bir transplant programına sahip ülke bile dışarıdan yardım talep edebilir. Hem gönüllü vericilerin bilgilerinin yer aldığı hem de kordon kanlarının saklandığı bir kemik iliği bankasına sahip ülkeler, bu tür kazalarda binlerce kişiye kemik iliği nakli yapabilir. Dünyadaki bu gelişmelere karşın Türkiye'de hala bir kemik iliği bankası kurulmaması büyük bir eksiklik. Akrabaları arasında verici bulamayanlar için umut olacak bu Türkkök projesinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekir."
"RADYASYON KAZALARININ % 5'İ NÜKLEER KAYNAKLI"
Türk Hematoloji Derneği'nin nükleer kazalarla ilgili çalışmasına göre, radyasyon kazalarının sadece % 5'i nükleer kazalardan oluşmasına rağmen güçleri ve etkiledikleri alanların çok büyük olması, bu kazaları radyasyon kazaları içinde en üst sıraya koyuyor. Çalışmaya göre, 2000 yılından bu yana dünyada meydana gelen nükleer kazalar şöyle:
-Hindistan'da nükleer reaktör kazası (2000): Buhar jeneratörünün bir miktar buhar kaçırmasıyla meydana geldi. Radyasyon sızıntısı rapor edilmedi. -Güney Kore'de Wolsung nükleer reaktör kazası (2000): Reaktörde küçük bir sızıntı bildirildi.
-Japonya'da Onagawa Nükleer reaktör kazası (2002): Küçük bir yangında iki işçide yanık oluştu. Radyoaktif sızıntı olmadı.
-İngiltere'de Thorp nükleer yakıt işleme tesisi (2005): 20 ton metreküp uranyum ve 160 kilogram plutonyum aylarca tesis içinde güvenli bir alana sızdı.
-Dounery nükleer işleme tesisi (2005): Sızıntı rapor edildi, sekiz işçide eser radyoaktivite saptandı.
-İsveç'te Forsmark Nükleer reaktör kazası (2006): Reaktör patlamak üzereyken önlendi. Chernobyl Kazası'ndan sonra dünyanın yaşadığı en önemli nükleer kaza olarak değerlendirildi.
Avrupa Kan ve Kemik İliği Transplantasyon Grubu, 536 üye merkeze yolladığı çağrıda, Japonya'da deprem ve tsunami sonrası sorun yaşanan Fukuşima Nükleer Santrali'nde bir patlama meydana gelmesi halinde, çok sayıda kişinin bundan etkilenmesinin beklendiğini bildirdi.
Böyle bir durumda radyasyondan etkilenenlerin kemik iliği nakli başta olmak üzere çeşitli tedavilere ihtiyaç duyacağı belirtilen yazıda, gruba üye merkezlere, Japon yetkililerin talep etmesi halinde insani yardım olarak hasta kabul edip edemeyecekleri soruldu.
Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mutlu Arat, EBMT'ye Türkiye'den 28 kemik iliği transplantasyon merkezinin üye olduğunu belirterek, bu yardım çağrısının bunların tümüne gönderildiğini söyledi.
"TÜRKİYE'DE KEMİK İLİĞİ BANKASI HALA YOK"
Dünyada nükleer enerji kullanımının yaygınlaşmasıyla bir tür sorunlarla sık sık karşılaşıldığını kaydeden Arat, Türkiye'nin bu olaylardan ders çıkarması gerektiğini söyledi.
Radyasyona ağır maruziyet durumunda en çok etkilenen sistemin kan sistemi olduğunu anlatan Arat, "Nükleer kaza sonrası kemik iliği geri dönülmez şekilde tahrip olduğu için sağlıklı kişilerden kemik iliği nakli yapılması zorunludur" dedi.
TÜRKKÖK PROJESİ
Böyle bir durumda geniş bir verici bankasına sahip olunmasının büyük önem taşıdığına işaret eden Arat, şu bilgileri aktardı: "Kemik iliği nakli ancak uygun vericiden yapılabilir. Bu tür kazalarda çok geniş bir verici havuzu olmalıdır ki hastalar için uygun verici bulunabilsin. Radyasyondan etkilenenlere en kısa sürede nakil yapılması zorunluluğu karşısında, Japonya gibi iyi bir transplant programına sahip ülke bile dışarıdan yardım talep edebilir. Hem gönüllü vericilerin bilgilerinin yer aldığı hem de kordon kanlarının saklandığı bir kemik iliği bankasına sahip ülkeler, bu tür kazalarda binlerce kişiye kemik iliği nakli yapabilir. Dünyadaki bu gelişmelere karşın Türkiye'de hala bir kemik iliği bankası kurulmaması büyük bir eksiklik. Akrabaları arasında verici bulamayanlar için umut olacak bu Türkkök projesinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekir."
"RADYASYON KAZALARININ % 5'İ NÜKLEER KAYNAKLI"
Türk Hematoloji Derneği'nin nükleer kazalarla ilgili çalışmasına göre, radyasyon kazalarının sadece % 5'i nükleer kazalardan oluşmasına rağmen güçleri ve etkiledikleri alanların çok büyük olması, bu kazaları radyasyon kazaları içinde en üst sıraya koyuyor. Çalışmaya göre, 2000 yılından bu yana dünyada meydana gelen nükleer kazalar şöyle:
-Hindistan'da nükleer reaktör kazası (2000): Buhar jeneratörünün bir miktar buhar kaçırmasıyla meydana geldi. Radyasyon sızıntısı rapor edilmedi. -Güney Kore'de Wolsung nükleer reaktör kazası (2000): Reaktörde küçük bir sızıntı bildirildi.
-Japonya'da Onagawa Nükleer reaktör kazası (2002): Küçük bir yangında iki işçide yanık oluştu. Radyoaktif sızıntı olmadı.
-İngiltere'de Thorp nükleer yakıt işleme tesisi (2005): 20 ton metreküp uranyum ve 160 kilogram plutonyum aylarca tesis içinde güvenli bir alana sızdı.
-Dounery nükleer işleme tesisi (2005): Sızıntı rapor edildi, sekiz işçide eser radyoaktivite saptandı.
-İsveç'te Forsmark Nükleer reaktör kazası (2006): Reaktör patlamak üzereyken önlendi. Chernobyl Kazası'ndan sonra dünyanın yaşadığı en önemli nükleer kaza olarak değerlendirildi.