Hastaların, hasarlı organlarının, kendilerinden alınan hücrelerle yeni baştan oluşturulan organlarla değiştirilerek tedavi edilmesi artık hayal olmaktan çıktı.ABD ''Ulusal Sağlık Kurumu'' ile ABD ''Ulusal Diyabet ve Sindirim ve Karaciğer Hastalıkları'' adlı kurumlarının desteğiyle yapılan bir araştırma, hastaların işlevini kaybetmiş organlarının, kendi hücreleriyle yeni baştan üretilmiş organlarla değiştirilerek başarıyla tedavi edilebileceğini gösterdi.
İngiltere'nin en saygın tıp dergilerinden Lancet'te yayımlanan araştırma, 6 yıl önce kendi vücutlarından alınan hücrelerden üretilen idrar yolu organlarının nakledildiği 5 çocuğun organlarının tüm işlevlerini yerine getirdiğini ve hastalarda hiçbir önemli yan etkiye rastlanmadığını gösterdi.
ABD'li doktorlar, geçirdikleri bir trafik kazası sonucu idrar yolu organlarını kaybeden yaşları 10 ila 14 olan 5 Meksikalı erkek çocuğa, dünyada ilk kez yapılan bir uygulamayla, kendi hücreleriyle oluşturulan idrar yolu organları nakletmişti.
İdrar kesesindeki idrarın vücuttan atılmasını sağlayan ve ince bir tüp olan idrar yolu organının hasar görmesi durumunda, daha önceki uygulamalarda ''greft'' adı verilen vücudun diğer bölgelerinden alınan dokularla bu organın işlevini görebilecek bir organ yapılıyordu. Ancak bu uygulamanın başarı oranı yüzde 50'inin altında kalıyordu.
Yeni uygulamada hastaların idrar kesesinden alınan mektup pulu büyüklüğündeki bir parçadaki hücreler, önce bir laboratuvarda büyüme hızlarını artıracak özel bir karışımın içine konularak bekletiliyor. Daha sonra hücreler, yeni organın iskelesini oluşturacak küçük bir tüpe yerleştiriyor. Kendi kendine erime özelliğine sahip ameliyat ipiyle aynı malzemeden üretilmiş, küçük bir ağdan oluşan bu tüpün dış kısmı kas hücreleri, iç kısmı ise yüzey (lining) hücreleriyle kaplanıyor.
ABD'nin Kuzey Carolina eyaletindeki ''Wake Forest Üniversity School of Medicine'' adlı tıp okulundan Cerrahi Bilimler Profesörü Anthony Attala, yaptığı açıklamada bundan sonraki süreci ''katlı bir pastayı fırına vermeye'' benzetiyor.
Laboratuvarda üretilen yapının hastaya nakledilmeden önce bir inkübatörde haftalarca bekletildiğini belirten Attala, bu işlemin, hücrelerden oluşturulan yapının kurulu olduğu iskeleden ayrılarak, yerini hastaların hücrelerinden oluşan yeni idrar yolu organına bırakmasını sağlamak amacıyla yapıldığını kaydetti.
Araştırmayı değerlendiren bilim adamlarından, Avustralya'daki Bond Üniversitesi doku mühendisliği uzmanı Parick Warnke ''Nakledilecek organların laboratuvarda yetiştirilmesi düşüncesi artık bir bilim kurgu değil'' diye konuştu.
İngiltere'deki, ''University College of London'' adlı üniversitenin, Onarıcı Tıp Biyoişlemleme Bölümü Başkanı Christ Mason da araştırma hakkında yazılı bir açıklama yayımladı.
Mason, yaptığı açıklamada, ''Bir organ veya doku tedavi edilemeyecek ölçüde hasar gördüğünde veya travmatik olarak işe yaramaz hale geldiğinde, ne ilaçlarla ne de mekanik cihazlarla hastayı eski sağlığına kavusturamazsınız'' ifadelerine yer verdi. Mason, vücut organlarının bilimden istifade ederek baştan oluşturulmasının tıpta ulaşılacak en son nokta olduğunun altını çizdi.
İngiltere'nin en saygın tıp dergilerinden Lancet'te yayımlanan araştırma, 6 yıl önce kendi vücutlarından alınan hücrelerden üretilen idrar yolu organlarının nakledildiği 5 çocuğun organlarının tüm işlevlerini yerine getirdiğini ve hastalarda hiçbir önemli yan etkiye rastlanmadığını gösterdi.
ABD'li doktorlar, geçirdikleri bir trafik kazası sonucu idrar yolu organlarını kaybeden yaşları 10 ila 14 olan 5 Meksikalı erkek çocuğa, dünyada ilk kez yapılan bir uygulamayla, kendi hücreleriyle oluşturulan idrar yolu organları nakletmişti.
İdrar kesesindeki idrarın vücuttan atılmasını sağlayan ve ince bir tüp olan idrar yolu organının hasar görmesi durumunda, daha önceki uygulamalarda ''greft'' adı verilen vücudun diğer bölgelerinden alınan dokularla bu organın işlevini görebilecek bir organ yapılıyordu. Ancak bu uygulamanın başarı oranı yüzde 50'inin altında kalıyordu.
Yeni uygulamada hastaların idrar kesesinden alınan mektup pulu büyüklüğündeki bir parçadaki hücreler, önce bir laboratuvarda büyüme hızlarını artıracak özel bir karışımın içine konularak bekletiliyor. Daha sonra hücreler, yeni organın iskelesini oluşturacak küçük bir tüpe yerleştiriyor. Kendi kendine erime özelliğine sahip ameliyat ipiyle aynı malzemeden üretilmiş, küçük bir ağdan oluşan bu tüpün dış kısmı kas hücreleri, iç kısmı ise yüzey (lining) hücreleriyle kaplanıyor.
ABD'nin Kuzey Carolina eyaletindeki ''Wake Forest Üniversity School of Medicine'' adlı tıp okulundan Cerrahi Bilimler Profesörü Anthony Attala, yaptığı açıklamada bundan sonraki süreci ''katlı bir pastayı fırına vermeye'' benzetiyor.
Laboratuvarda üretilen yapının hastaya nakledilmeden önce bir inkübatörde haftalarca bekletildiğini belirten Attala, bu işlemin, hücrelerden oluşturulan yapının kurulu olduğu iskeleden ayrılarak, yerini hastaların hücrelerinden oluşan yeni idrar yolu organına bırakmasını sağlamak amacıyla yapıldığını kaydetti.
Araştırmayı değerlendiren bilim adamlarından, Avustralya'daki Bond Üniversitesi doku mühendisliği uzmanı Parick Warnke ''Nakledilecek organların laboratuvarda yetiştirilmesi düşüncesi artık bir bilim kurgu değil'' diye konuştu.
İngiltere'deki, ''University College of London'' adlı üniversitenin, Onarıcı Tıp Biyoişlemleme Bölümü Başkanı Christ Mason da araştırma hakkında yazılı bir açıklama yayımladı.
Mason, yaptığı açıklamada, ''Bir organ veya doku tedavi edilemeyecek ölçüde hasar gördüğünde veya travmatik olarak işe yaramaz hale geldiğinde, ne ilaçlarla ne de mekanik cihazlarla hastayı eski sağlığına kavusturamazsınız'' ifadelerine yer verdi. Mason, vücut organlarının bilimden istifade ederek baştan oluşturulmasının tıpta ulaşılacak en son nokta olduğunun altını çizdi.