Tüm Eczacı işverenleri Sendikası (TEİS)şeker ölçüm çubuklarıyla ilgili son tebliğ'in yürütmesinin durdurulması ve iptali için hakkında Danıştay'da dava açtı.TEİS Başkanı Nurten Saydan açılan dava ile ilgili olarak, "SGK"nın 5 Ocak'tan bu yana şeker ölçüm çubuklarında ortaya çıkardığı kaosun faturasını eczacıya ödetmesine ve halkımızı yanıltmasına izin vermeyeceğiz" dedi.
Saylan yaptığı açıklamada, Eczacıların diyabetli hastalarla karşı karşıya getirilmesini engellemek ve 10 milyon diyabetli hastamızın mağduriyetini gidermek için bu davayı açtıklarını ifade ederek, "En kısa zamanda yüksek yargının gerekeni yapacağına inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
-DAVA DİLEKEÇESİNDEN AYRINTILAR-
TEİS tarafından Danıştay da açılan yürütmenin durdurulması ve iptal edilmesi talebiyle ilgili ilgili açılan davanın başvuru dilekçesinde de, vatandaşların şeker ölçüm çubuklarının sadece 32 kuruşunu karşılayacağını açıklamasının, şeker ölçüm çubuklarının tanesini depolardan 60-70 kuruşa alabilen eczacıları zor durumda bıraktığı kaydedilerek, eczanelerin aradaki farkı almaması yönündeki dayatmayla karşı karşıya bırakıldığı bildirildi.
Danıştay'a yapılan başvuruyla ilgili dilekçede, davanın "Kan şekeri ölçüm çubukları ve kan şekeri ölçüm cihazları, sözleşmeli eczanelerden temin edilecektir. Eczaneler kan şekeri ölçüm cihazları için fark alabilir, ancak kan şekeri ölçüm çubukları için fark alamaz." ifadesi üzerine açıldığı belirtilerek şöyle denildi:
"Sağlık yardımları davalı Kurumca karşılanan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ilaçlarının teminine ilişkin usul ve esaslar davalı Kurum ile Türk Eczacıları Birliği arasında karşılıklı mutabakat sonucunda yapılan ve genel düzenleyici işlem niteliğinde olan Protokol ile düzenlenmekte ve halen yenilenerek yürürlüğü devam ettirilen 2009 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol"ün 3.9. maddesinin 2. fıkrasında şu düzenlemeye yer verilmektedir:
'Şeker ölçüm çubuklarına ait barkodun reçeteye eklenmesi zorunludur. Eczane tarafından şeker ölçüm çubuklarında oluşacak fiyat farkı hastadan tahsil edilir. Yatan hasta için insülin iğne ucu ve şeker ölçüm çubukları bedeli ödenmez.' Dolayısıyla, davalı Kurumun Protokolde bir değişiklik yapılmadan, tek taraflı olarak yaptığı düzenleme hukuka aykırılık taşımaktadır."
TEİS'in dava dilekçesinde, "Özel kuruluş olan eczanelerin, dava konusu düzenleme nedeniyle, şeker ölçüm çubuklarını belirlenen fiyat üzerinden SGK"ya fatura etmek ve fakat oluşan farkı hastadan tahsil etmeyerek ticari açıdan zarara uğrayacak şekilde faaliyette bulunmakla yükümlü kılınması, Anayasa ile güvence altına alınmış olan girişim ve ticari faaliyet serbestisi ile bağdaşmamakta, çalışma ve sözleşme hürriyetini sınırlamakta ve serbest eczane eczacılarını kamu tüzelkişisi statüsüne sokmak anlamına gelmektedir" denildi.
-"AĞIR HUKUK İHLALİ"-
SGK"nın, 2010 yılı Sağlık Uygulama Tebliği"nde her bir kan şekeri ölçüm çubuğu için getirdiği fiyat üst sınırlamasının (55 Krş) yürürlüğü yargı kararı ile durdurulduğu hatırlatılan dava dilekçesinde, bu kez aynı Tebliğ"de değişiklik yaparak daha düşük bir üst sınır koyması(32 krş) ve oluşan farkın hastadan alınmaması şartını getirmesinin, ağır ve açık bir hukuk ihlali olduğu vurgulandı.
yasal düzenlemelerin kamunun vazgeçilemez, ertelenemez ve ikame edilemez bir ihtiyacı olan ilaç ve sağlık hizmetinin kesintiye uğramadan sunumunu sağlaması gerektiği ifade edilen TEİS'in dava dilekçesinde, şöyle denildi:
"Sadece idarenin tasarruf etmesini amaçlayan, halk sağlığını ve eczanelerin ekonomik yapılarını onarılamayacak şekilde bozacak olan söz konusu düzenlemelerin "üstün bir kamu yararı" sağladığı gerekçesiyle savunulması da mümkün değildir.
Dava konusu düzenlemelerin, şeker hastalarının şeker ölçüm çubuklarına ulaşımını kısıtlayarak sağlık hakkını zedelediği, serbest eczacılarınsa hastadan fiyat farkı tahsil etmeyerek ticari açıdan zarara uğrayacak şekilde faaliyette bulunmakla yükümlü kılarak ticari faaliyet özgürlüğünü engellediği, dolayısıyla kamu yararı taşımadığı ortadadır.
Yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü, hukuka aykırılık taşıyan ve halen uygulanıyor olmaları, vatandaşların acil olarak tıbbi malzemeye ulaşmalarını, serbest eczacılarınsa ekonomik faaliyetlerini kısıtlayarak, ileride telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasına sebep olan, dava konusu düzenlemelerin davalı tarafın savunması beklenmeden yürütmelerinin durdurularak iptali gerekmektedir."
Saylan yaptığı açıklamada, Eczacıların diyabetli hastalarla karşı karşıya getirilmesini engellemek ve 10 milyon diyabetli hastamızın mağduriyetini gidermek için bu davayı açtıklarını ifade ederek, "En kısa zamanda yüksek yargının gerekeni yapacağına inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
-DAVA DİLEKEÇESİNDEN AYRINTILAR-
TEİS tarafından Danıştay da açılan yürütmenin durdurulması ve iptal edilmesi talebiyle ilgili ilgili açılan davanın başvuru dilekçesinde de, vatandaşların şeker ölçüm çubuklarının sadece 32 kuruşunu karşılayacağını açıklamasının, şeker ölçüm çubuklarının tanesini depolardan 60-70 kuruşa alabilen eczacıları zor durumda bıraktığı kaydedilerek, eczanelerin aradaki farkı almaması yönündeki dayatmayla karşı karşıya bırakıldığı bildirildi.
Danıştay'a yapılan başvuruyla ilgili dilekçede, davanın "Kan şekeri ölçüm çubukları ve kan şekeri ölçüm cihazları, sözleşmeli eczanelerden temin edilecektir. Eczaneler kan şekeri ölçüm cihazları için fark alabilir, ancak kan şekeri ölçüm çubukları için fark alamaz." ifadesi üzerine açıldığı belirtilerek şöyle denildi:
"Sağlık yardımları davalı Kurumca karşılanan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ilaçlarının teminine ilişkin usul ve esaslar davalı Kurum ile Türk Eczacıları Birliği arasında karşılıklı mutabakat sonucunda yapılan ve genel düzenleyici işlem niteliğinde olan Protokol ile düzenlenmekte ve halen yenilenerek yürürlüğü devam ettirilen 2009 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol"ün 3.9. maddesinin 2. fıkrasında şu düzenlemeye yer verilmektedir:
'Şeker ölçüm çubuklarına ait barkodun reçeteye eklenmesi zorunludur. Eczane tarafından şeker ölçüm çubuklarında oluşacak fiyat farkı hastadan tahsil edilir. Yatan hasta için insülin iğne ucu ve şeker ölçüm çubukları bedeli ödenmez.' Dolayısıyla, davalı Kurumun Protokolde bir değişiklik yapılmadan, tek taraflı olarak yaptığı düzenleme hukuka aykırılık taşımaktadır."
TEİS'in dava dilekçesinde, "Özel kuruluş olan eczanelerin, dava konusu düzenleme nedeniyle, şeker ölçüm çubuklarını belirlenen fiyat üzerinden SGK"ya fatura etmek ve fakat oluşan farkı hastadan tahsil etmeyerek ticari açıdan zarara uğrayacak şekilde faaliyette bulunmakla yükümlü kılınması, Anayasa ile güvence altına alınmış olan girişim ve ticari faaliyet serbestisi ile bağdaşmamakta, çalışma ve sözleşme hürriyetini sınırlamakta ve serbest eczane eczacılarını kamu tüzelkişisi statüsüne sokmak anlamına gelmektedir" denildi.
-"AĞIR HUKUK İHLALİ"-
SGK"nın, 2010 yılı Sağlık Uygulama Tebliği"nde her bir kan şekeri ölçüm çubuğu için getirdiği fiyat üst sınırlamasının (55 Krş) yürürlüğü yargı kararı ile durdurulduğu hatırlatılan dava dilekçesinde, bu kez aynı Tebliğ"de değişiklik yaparak daha düşük bir üst sınır koyması(32 krş) ve oluşan farkın hastadan alınmaması şartını getirmesinin, ağır ve açık bir hukuk ihlali olduğu vurgulandı.
yasal düzenlemelerin kamunun vazgeçilemez, ertelenemez ve ikame edilemez bir ihtiyacı olan ilaç ve sağlık hizmetinin kesintiye uğramadan sunumunu sağlaması gerektiği ifade edilen TEİS'in dava dilekçesinde, şöyle denildi:
"Sadece idarenin tasarruf etmesini amaçlayan, halk sağlığını ve eczanelerin ekonomik yapılarını onarılamayacak şekilde bozacak olan söz konusu düzenlemelerin "üstün bir kamu yararı" sağladığı gerekçesiyle savunulması da mümkün değildir.
Dava konusu düzenlemelerin, şeker hastalarının şeker ölçüm çubuklarına ulaşımını kısıtlayarak sağlık hakkını zedelediği, serbest eczacılarınsa hastadan fiyat farkı tahsil etmeyerek ticari açıdan zarara uğrayacak şekilde faaliyette bulunmakla yükümlü kılarak ticari faaliyet özgürlüğünü engellediği, dolayısıyla kamu yararı taşımadığı ortadadır.
Yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü, hukuka aykırılık taşıyan ve halen uygulanıyor olmaları, vatandaşların acil olarak tıbbi malzemeye ulaşmalarını, serbest eczacılarınsa ekonomik faaliyetlerini kısıtlayarak, ileride telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasına sebep olan, dava konusu düzenlemelerin davalı tarafın savunması beklenmeden yürütmelerinin durdurularak iptali gerekmektedir."