Çocuğunuz için mi kendiniz için mi?   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 02-20-2011 (11:29)   Son Mesaj: 02-20-2011 (11:29)    Cevap: 0    Gösterim: 647  

    02-20-2011

    Çocuğunuz için mi kendiniz için mi?

    Çocuğunuz için mi kendiniz için mi?
    Çocukların okul başarısını her şeyin üstünde tutan annelerin devri kapanıyor. Şimdi 'proje çocuk' yetiştirmek moda. Tüm günlerini okulda geçiren çocuklar hafta sonları da mükemmeliyetçi anne-babalarının yaptığı 'sosyal aktivite' programları dahilinde bir kurstan diğerine koşuyor.Merve Tunçel'in haberi

    Neredeyse bütün çocukluğumuz annelerimizden 'falanca hanımın kızı filanca'nın okul başarılarını adeta bir kitap serisi gibi dinlemekle geçti. 'Komşu Ayşe Hanım'ın kızı Fatma'nın okul birinciliğine oynaması'ndan, 'Vedat Amca'nın oğlu Sedat'ın matematik olimpiyatlarına hazırlanışı'na kadar yaşıtlarımızın başarı öykülerini en ince detayına kadar ezberledik, kıyas meraklısı anne-babalarımız sayesinde.

    Oysa uzmanlar yıllarca okul başarısını hayattaki başarıya eşdeğer görmenin büyük bir yanılgı olduğunu anlatıp durdular televizyonlarda. Tam emeklerinin karşılığını alacaklardı ki ortaya yeni bir fenomen çıktı: 'Proje çocuk yetiştirme'. Yani artık okul başarısı her şey demek değildi, planlanan sosyal aktivitelerle çocuğun yetenekleri ortaya çıkarılmalıydı.

    Buraya kadar her şey normal görünse de mükemmeliyetçi anne-babalar bunun da suyunu çıkarmakta gecikmedi. Adeta bir 'proje çocuk' furyası başladı. Çocuklarının her şeye yetenekli olduğunu düşünen anne-babalar onları bir kurstan diğerine taşımak için birbirleriyle yarışa girdi. Tüm gününü özel okulda geçiren çocuklar, okul çıkışı özel ders alıyor, hafta sonları tam rahat nefes alacakken çalar saatin alarmı dershane vaktinin geldiğini haber veriyordu.

    Bu maraton dershane çıkışı sona mı eriyor? Elbette hayır. Çıkışta anne-babalar çocuklarını kaptığı gibi keman, gitar, flüt, piyano gibi müzik kurslarına koşuyor. Pazar günü ise futbol, tenis ve yüzme gibi spor dallarından biri ya da birkaçına vakit ayrılıyor. Bu zaman diliminde çocuklara mutlaka hocaları eşlik ediyor. Şarkıcı Burak Kut yeni doğan kızı için "Aden Bucan proje çocuk olmayacak" diyerek tartışmanın fitilini ateşledi.

    Ben yapamadım, o yapsın

    Gündeme oturan 'proje çocuk' hususunda altı çizilmesi gereken nokta ise planlarda çocuğun gerçek değil sözde özne konumunda olması. Ebeveynlerin çoğu 'Ay bizim çocuk çok yetenekli maşallah. Okulda başarılı, yüzme desen her stili var, gitar çalıyor, tiyatroya da çok yatkın.' derken aslında 'Ben çok iyi anne-babayım. Kimse benim kadar iyi ve başarılı çocuk yetiştiremez.' mesajı verme kaygısında. Ebeveynler kendi çocukluklarında yapamadıkları faaliyetleri çocukları üzerinden gerçekleştirme hayaliyle yaşıyor. Bu yüzden çocuğun her dakikası anne-babanın isteği doğrultusunda şekilleniyor.

    Çocuklar bu durumdan hoşnut mu? Uzmanların çoğu çocukların ebeveyn güdümünde hatta sadece onları mutlu etmek için tüm bu 'proje'lere katlandığı görüşünde. Ancak çocuğun hayatının tamamen anne- baba kontrolünde şekillenmesi, planlananın aksine sorunlu bireyler yetişmesine sebep oluyor. Çocuğun gelişimi açısından en makul olan, başlarda farklı alanları deneyerek çocuğun yeteneklerinin keşfedilmesi. Daha sonra ise çocuğun istekleri göz önünde bulundurularak bir ya da birkaç alanda uzmanlaşmaya gidilebilir. m.tuncel@zaman.com.tr

    "Çocukları proje hedeflerinize kurban etmeyin"

    Bünyamin Şahin/Eğitim Koçu: Çocuklara sanat, spor, müzik gibi yan alanlardan eğitim aldırırken, kendimize şu soruyu soralım: "Benim için mi, onun için mi?" Cevap onun için ise, o zaman doğal bir şekilde onun fikrini alalım. Daha çocukluk dönemini atlatmamış yavrumuzu, sırf kendi çevremize karşı yüzümüzü ağartsın diye hafta sonu tüm gün kurs ve dershanelere, hafta içi akşamları da etüt ve özel ders gibi çalışmalara göndererek tüm zamanlarını kullanmak, çocuğumuzun bize kin duymasına sebep olabilir. Bilhassa ergenliğe girişinden itibaren çocuğumuza direktiflerimiz tavsiye düzeyinde olmalı. Anne-babalarının proje hedeflerine kurban seçilen çocuklar, ileriki yaşamlarında tanınmış bir gazeteci, ismi duyulmuş bir işadamı ya da çok para kazanan bir sanatçı olabilir. Ama aynı zamanda vefa, sadakat, sorumluluk, sabır gibi değerlerden yoksun, ruh sağlığı bozuk bireyler olarak da yetişebilir.

    "Gençlerin ilgi ve yetenekleri göz önünde bulundurulmalı"

    Merve Kuruhasanoğlu Yıl/ Doğa Koleji- Rehberlik bölüm başkanı: Çocuklar ve gençler okul ve hazırlandıkları çeşitli sınavların stresini atmak için kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda aktivitelere ve spor dallarına yönlendirilmeli. Onların özellikle sağlıklı bir ergenlik dönemi geçirmeleri açısından bu çok önemli. Ancak gençler çok yoğun aktivitelere boğulmamalı. Boş vakitlerini değerlendirme hususunda aile çocuğu ne tamamen başıboş bırakmalı ne de tamamen kontrolü altına almalı.

    "Enerjisi bölünen çocuk, yeteneklerini geliştiremez"

    Vildan Kavak/Özel Bahar Hastanesi-Uzman Psikolog: Çocuğun hem ders hem sosyal aktiviteler açısından çok yoğun bir program içine sokulması doğru değil. Ebeveynlerin 'Çocuğum keman da çalsın, yüzme de öğrensin, tiyatro da yapsın.' şeklindeki hırslı yaklaşımı çocukta bir süre sonra bıkkınlık oluşturabilir. Tüm bunlara yetişemeyen çocukta başarısız olma korkusu başlar. Hem eğitim hem de aktiviteler anlamında kendisini bırakır. Bunları görev gibi algılayıp otomatikman yapmaya başlar. Severek yapmadığı için de başarılı olması düşünülemez. Sonuçta çocuğu saran bıkkınlık, yeteneği olduğu sanat ve spor dallarına kendisini vermesini engeller.

    "Tırnak yiyen depresif ve asosyal bireyler yetişiyor"

    Fatma Mızrak/ Burç Koleji- Rehber öğretmen: Çok yoğun aktivitelere boğulan çocuklarda bıkkınlık oluşuyor. Ayrıca her şeyi görmekten kaynaklanan bir memnuniyetsizlik doğuyor. Çocuk kendi kendine program yapmayı öğrenemiyor. Sürekli dışa bağımlı yaşıyor. Sonuçta, hayattan hiçbir beklentisi olmayan depresyona meyilli, tırnak yeme gibi davranış bozuklukları sergileyen bireyler çıkıyor karşımıza. Bu çocukların arkadaşlık ilişkileri de sorunlu. Aileler hırsla bir arkadaş grubuna dahil etmek istiyor, çocuksa kendisini buraya ait hissetmiyor. Bu cenderede bunalan çocuklar hayattan zevk alamaz hale geliyor.

    Zaman / Pazar





    Çocuğunuz için mi kendiniz için mi? Yorumları