Kanser riski artıkça insanlar koruyucu tedbirlere başvuruyor. Amerika'da bir araştırma merkezinde üzerinde denemeler yapılan Kırmızı Reishi Mantarı'nın meme kanserinde koruyucu ve tedaviyi desteklediği ortaya çıktı.Kanser riski artıkça insanlar koruyucu tedbirlere başvuruyor. Amerika İndianapolis'teki Kanser Araştırma laboratuarında Kırmızı Reishi Mantarı"nın meme kanserindeki etkileri üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda; özellikle hızlı yayılma eğilimi olan meme kanserinde ve metastatik meme kanserlerinde koruyucu ve tedaviyi destekleyici etkileri gözlemlendi.
"Türk halkı kanser riski altında ve kanserle mücadelede onkolojide üç-beş ilaç haricinde gerçek ilerleme yok" şeklindeki açıklamalarıyla dikkat çeken İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Uzm. Dr. Yavuz Dizdar Türk insanın da geleneksel tedavi yöntemlerine başvurduğunu söyledi.
"Ölümsüzlük Mantarı" olarak da bilinen Kırmızı Reishi Mantarı ile ilgili bugüne kadar yapılan birçok bilimsel araştırma, bu mantarın kanserli hücreleri geriletmek, tümörleri küçültmek, bağışıklık sistemini güçlendirmek yönünde yararlı özellikleri yanısıra kansere karşı koruyucu etkilerini ortaya koymuştur.
Kanser konusuna her fırsatta dikkat çeken İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Uzm. Dr. Yavuz Dizdar"a kanser, kanser tedavisi- destek tedavi yöntemleri ve Kırmızı Reishi Mantarı hakkında,"" Vücudumuza 15 yıl önce hiç kullanmadığımız şeyleri alıyoruz. Mesela Türkiye"de fructose şurubu diye bir şey söz konusu değildi, şu anda fructose şurubu bütün meşrubatların içerisinde var. 2001 yılından bu yana bu böyle. Ve bunun pankreas kanserine neden olduğunu kanıtlayan birçok çalışma var. Yani tartışılacak bir durum yok.
Buna rağmen ısrarla bu hata sürdürülüyor. Sebze ve meyvelerin eskisi gibi olmadığını belli bir yaşın üzerindeki insanlar biliyor. Domatesler, biberler böyle değildi. Süt, yoğurt ekşimiyor, ekmekler bayatlamıyor. Bütün endüstrinin algısı "Uzun Ömür". Yani ürettiği ürünün ömrü uzun olsun. Ürünün ömrü uzun olunca, bizim ömrümüzden çalıyor. Genç yaşta hiç görülmeyen prostat kanserleri artık genç yaşta görülüyor. 40-45 yaşında prostat kanserleri geliyor artık. Meme kanserlerinin 25-30 yaşlarında görülmesi rutin oldu.
Her ay böyle genç kanser hastaları geliyor. Bugünkü kanserlerin nedeni farklı. Geçmişte gümbürtülüydü, şimdi sessizleşti. Demek ki bu hastalıkların tarzı, seyri değişti. Biz de tedavi yaklaşımlarımızı buna göre değiştireceğiz. Ya da bu değişikliğe neden nedir öncelikle bunu anlamaya çalışacağız. Bağışıklık sistemine yardım etmek lazım. Binlerce yıldır denenmiş, yerleşik geleneğin önerdiği şeyler yapılabilir. Bunlardan biri de Kırmızı Reishi Mantarı olabilir."" dedi.
Dizdar ""Mevcut hastalıkların bir kısmının bağışıklık sisteminin farklı çalışmaya başlamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Mesela eskiden birinin bir şeye alerjisi vardır, karşılaştığı zaman hapşırır tıksırır, şimdi öyle değil. Ortaya çıkan klinik tablolar açıklanamıyor. Bütün doktorlarda bir sıkıntı var.
Bu TUS jenerasyonu, Tıpta Uzmanlık Sınavında yetişen jenerasyon, klinik bilgi yönünden çok zayıflar. Mevcut doktorların kemikten tümörü ayırt edebilecek bilgisi yok. Senin doktor olarak görevin vatandaşın gerçek derdini anlamak. Onun fark etmediği şeyler var mı, tanıya doğru ulaşabiliyor muyum, tanıyı doğru koyabiliyor muyum, bunlara bakmak lazım. Bunu yapamayan doktor da sürekli ya tetkik istiyor ya da yuvarlıyor konuları. Mesela diyor ki sizde astım başlangıcı var; astım başlangıcı diye bir tanı yok!!! Sizde KOAH başlangıcı var, 3 tane ilaç başlayalım sizde; güzel kardeşim koah başlangıcı diye bir tablo yok ki ortada.
Çünkü öyle bir tanı yok!!! Aslında olmayan bir şey ya da çok hafif bir şey, beklese zaten kendiliğinden geçecek ama 3 tane ilaç başlandığında, vücut o ilaca adapte olmaya başlıyor, o zaman ilacı kesseniz bir türlü kesmeseniz bir türlü. O ilacın etkisini geçirmek için başka ilaç vermeye başlıyorsunuz ve sonuçta bir girdaba dönüşüyor. Şu an bizim toplumumuz ortalama olarak sağlıklı değil. Halkımız artık bunun farkında ve farklı şeylere yönelmeye başladı. "" şeklindeki açıklamalarıyla bugünkü doktorları eleştirdi.
-Kanser destek tedavi yöntemleri
Hastaların alternatif tedavi arayışına girdiğini bunda da haklı olduklarını belirten İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Uzm. Dr. Yavuz Dizdar, ""Alternatif ve tamamlayıcı tedavilerde sorunumuz bilimsel verilerin genellikle yeterli olmaması. Hasta tıbbi tedaviyi de aldığından hangi tedavinin gerçekten etkili olduğu saptanamıyor. Ancak bazı seçenekler var ki, bunlar gelenek içerisinde binlerce yıldır uygulanmakta. İşte bunların etkili olabileceklerinin en önemli desteği de bu binlerce yıllık süreçten "süzülmüş" olmalarından kaynaklanıyor. Bunun iyi bir örneği de Kırmızı Reishi Mantarı"dır.
Ayrıca bu konuda yapılmış hayli fazla temel bilim çalışması da bulunmakta, bağışıklık sistemini güçlendirdiğine dair güçlü veriler var. Hücre bölünmesini kontrol altına alabiliyor, bunu doğrudan mı yoksa bağışıklık sistemi üzerinden mi yaptığı henüz netleşmedi. Ancak bugüne dek elde edilen veriler olumlu. Ne var ki hastalarımızın ve yakınlarının iyi bilmeleri gereken bir şey var, ister ilaç ister doğal ürün olsun, doz çok önemli bir faktör. "Daha çok daha iyidir" şeklinde bir yaklaşımda bulunmak çok hatalıdır. Biyolojik sistemlerde olumlu etki belli bir dozla çıkar, bunun üzerinde ise ya kaybolur ya da toksik etkiler çıkmaya başlar. Bu nedenle Kırmızı Reishi Mantarı da önerilen dozlarda kullanılmalıdır. "" dedi.
-İnsanlar hastalıklardan korunmak için ne yapıyor?
Halkın sağlık için büyük şehirlerde yapabileceği çok bir şey kalmadı. Çünkü süt, yoğurt, tarım ilaçları, sebzeler, meyve, bozulmayan ekmek vs. derken bizim büyük şehirlerde sağlıklı beslenme şansımız yok. Durum böyle olunca geleneksel tedavi yöntemleri popüler olmaya başladı. Kansere karşı Kırmızı Reishi Mantarı"nın olumlu etkilerini kanıtlayan birçok bilimsel araştırma var. Zaten geleneksel tedavi yöntemlerinin bilimsel olarak kanıtlanmışlarının sayısı çok fazla değil. Ama Kırmızı Reishi Mantarı ile ilgili çok fazla çalışma olduğunu söyleyebiliriz.
Burada bir de gelenek kavramı var onu göz ardı etmemek gerekiyor. Yani bir şey eğer 3-5 bin yıllık bir bilgi birikiminden süzülüp toplum gözünde "Bu faydalıdır" şeklinde etiketlenmişse bunda genellikle bir hata olmuyor. Burada önemli olan iki nokta var; bir herkeste aynı etkiye sahip olmayabilir, iki önerilen dozda kullanılması gerekir. Bazen insanlar "daha fazlası daha faydalı olacaktır" deyip aşırı içiyorlar. O zaman tam tersi bir durum ile karşılaşılabilinir. Bitkisel yöntemlerin güvenilir olması gerekiyor. Güven nereden gelecek? Güven gelenekten gelir. Atalarımız böyle yapmış. Mesela yoğurt, ayran, kefir, bunlar hep uzun ömürle ilişkilendirilmiş.
Kadınlarımız meme kanserine karşı Kırmızı Reishi Mantarını destek olarak kullanabilir. Bu mantar sözünü ettiğim binlerce yıllık süreçten gelen doğal seçeneklerden biri. Burada ayrıca yapılmış hayli fazla temel bilim çalışması da bulunmakta, bağışıklık sistemini güçlendirdiğine dair güçlü veriler var. Bilimsel veriler eğer böyle diyorsa, önerilen dozda kullanmak kaydıyla bir faydası vardır. Bilimsel verileri yorumlarken hangi popülasyonda yapılıyor, hangi büyüklükte bir çalışma yapılmış dikkat etmek gerekiyor. Bilimsel verinin ötesinde eğer Kırmızı Reishi Mantarı"nın bir üstünlüğü varsa o da benim biraz önce sözünü ettiğim gelenektir.
"Türk halkı kanser riski altında ve kanserle mücadelede onkolojide üç-beş ilaç haricinde gerçek ilerleme yok" şeklindeki açıklamalarıyla dikkat çeken İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Uzm. Dr. Yavuz Dizdar Türk insanın da geleneksel tedavi yöntemlerine başvurduğunu söyledi.
"Ölümsüzlük Mantarı" olarak da bilinen Kırmızı Reishi Mantarı ile ilgili bugüne kadar yapılan birçok bilimsel araştırma, bu mantarın kanserli hücreleri geriletmek, tümörleri küçültmek, bağışıklık sistemini güçlendirmek yönünde yararlı özellikleri yanısıra kansere karşı koruyucu etkilerini ortaya koymuştur.
Kanser konusuna her fırsatta dikkat çeken İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Uzm. Dr. Yavuz Dizdar"a kanser, kanser tedavisi- destek tedavi yöntemleri ve Kırmızı Reishi Mantarı hakkında,"" Vücudumuza 15 yıl önce hiç kullanmadığımız şeyleri alıyoruz. Mesela Türkiye"de fructose şurubu diye bir şey söz konusu değildi, şu anda fructose şurubu bütün meşrubatların içerisinde var. 2001 yılından bu yana bu böyle. Ve bunun pankreas kanserine neden olduğunu kanıtlayan birçok çalışma var. Yani tartışılacak bir durum yok.
Buna rağmen ısrarla bu hata sürdürülüyor. Sebze ve meyvelerin eskisi gibi olmadığını belli bir yaşın üzerindeki insanlar biliyor. Domatesler, biberler böyle değildi. Süt, yoğurt ekşimiyor, ekmekler bayatlamıyor. Bütün endüstrinin algısı "Uzun Ömür". Yani ürettiği ürünün ömrü uzun olsun. Ürünün ömrü uzun olunca, bizim ömrümüzden çalıyor. Genç yaşta hiç görülmeyen prostat kanserleri artık genç yaşta görülüyor. 40-45 yaşında prostat kanserleri geliyor artık. Meme kanserlerinin 25-30 yaşlarında görülmesi rutin oldu.
Her ay böyle genç kanser hastaları geliyor. Bugünkü kanserlerin nedeni farklı. Geçmişte gümbürtülüydü, şimdi sessizleşti. Demek ki bu hastalıkların tarzı, seyri değişti. Biz de tedavi yaklaşımlarımızı buna göre değiştireceğiz. Ya da bu değişikliğe neden nedir öncelikle bunu anlamaya çalışacağız. Bağışıklık sistemine yardım etmek lazım. Binlerce yıldır denenmiş, yerleşik geleneğin önerdiği şeyler yapılabilir. Bunlardan biri de Kırmızı Reishi Mantarı olabilir."" dedi.
Dizdar ""Mevcut hastalıkların bir kısmının bağışıklık sisteminin farklı çalışmaya başlamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Mesela eskiden birinin bir şeye alerjisi vardır, karşılaştığı zaman hapşırır tıksırır, şimdi öyle değil. Ortaya çıkan klinik tablolar açıklanamıyor. Bütün doktorlarda bir sıkıntı var.
Bu TUS jenerasyonu, Tıpta Uzmanlık Sınavında yetişen jenerasyon, klinik bilgi yönünden çok zayıflar. Mevcut doktorların kemikten tümörü ayırt edebilecek bilgisi yok. Senin doktor olarak görevin vatandaşın gerçek derdini anlamak. Onun fark etmediği şeyler var mı, tanıya doğru ulaşabiliyor muyum, tanıyı doğru koyabiliyor muyum, bunlara bakmak lazım. Bunu yapamayan doktor da sürekli ya tetkik istiyor ya da yuvarlıyor konuları. Mesela diyor ki sizde astım başlangıcı var; astım başlangıcı diye bir tanı yok!!! Sizde KOAH başlangıcı var, 3 tane ilaç başlayalım sizde; güzel kardeşim koah başlangıcı diye bir tablo yok ki ortada.
Çünkü öyle bir tanı yok!!! Aslında olmayan bir şey ya da çok hafif bir şey, beklese zaten kendiliğinden geçecek ama 3 tane ilaç başlandığında, vücut o ilaca adapte olmaya başlıyor, o zaman ilacı kesseniz bir türlü kesmeseniz bir türlü. O ilacın etkisini geçirmek için başka ilaç vermeye başlıyorsunuz ve sonuçta bir girdaba dönüşüyor. Şu an bizim toplumumuz ortalama olarak sağlıklı değil. Halkımız artık bunun farkında ve farklı şeylere yönelmeye başladı. "" şeklindeki açıklamalarıyla bugünkü doktorları eleştirdi.
-Kanser destek tedavi yöntemleri
Hastaların alternatif tedavi arayışına girdiğini bunda da haklı olduklarını belirten İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Uzm. Dr. Yavuz Dizdar, ""Alternatif ve tamamlayıcı tedavilerde sorunumuz bilimsel verilerin genellikle yeterli olmaması. Hasta tıbbi tedaviyi de aldığından hangi tedavinin gerçekten etkili olduğu saptanamıyor. Ancak bazı seçenekler var ki, bunlar gelenek içerisinde binlerce yıldır uygulanmakta. İşte bunların etkili olabileceklerinin en önemli desteği de bu binlerce yıllık süreçten "süzülmüş" olmalarından kaynaklanıyor. Bunun iyi bir örneği de Kırmızı Reishi Mantarı"dır.
Ayrıca bu konuda yapılmış hayli fazla temel bilim çalışması da bulunmakta, bağışıklık sistemini güçlendirdiğine dair güçlü veriler var. Hücre bölünmesini kontrol altına alabiliyor, bunu doğrudan mı yoksa bağışıklık sistemi üzerinden mi yaptığı henüz netleşmedi. Ancak bugüne dek elde edilen veriler olumlu. Ne var ki hastalarımızın ve yakınlarının iyi bilmeleri gereken bir şey var, ister ilaç ister doğal ürün olsun, doz çok önemli bir faktör. "Daha çok daha iyidir" şeklinde bir yaklaşımda bulunmak çok hatalıdır. Biyolojik sistemlerde olumlu etki belli bir dozla çıkar, bunun üzerinde ise ya kaybolur ya da toksik etkiler çıkmaya başlar. Bu nedenle Kırmızı Reishi Mantarı da önerilen dozlarda kullanılmalıdır. "" dedi.
-İnsanlar hastalıklardan korunmak için ne yapıyor?
Halkın sağlık için büyük şehirlerde yapabileceği çok bir şey kalmadı. Çünkü süt, yoğurt, tarım ilaçları, sebzeler, meyve, bozulmayan ekmek vs. derken bizim büyük şehirlerde sağlıklı beslenme şansımız yok. Durum böyle olunca geleneksel tedavi yöntemleri popüler olmaya başladı. Kansere karşı Kırmızı Reishi Mantarı"nın olumlu etkilerini kanıtlayan birçok bilimsel araştırma var. Zaten geleneksel tedavi yöntemlerinin bilimsel olarak kanıtlanmışlarının sayısı çok fazla değil. Ama Kırmızı Reishi Mantarı ile ilgili çok fazla çalışma olduğunu söyleyebiliriz.
Burada bir de gelenek kavramı var onu göz ardı etmemek gerekiyor. Yani bir şey eğer 3-5 bin yıllık bir bilgi birikiminden süzülüp toplum gözünde "Bu faydalıdır" şeklinde etiketlenmişse bunda genellikle bir hata olmuyor. Burada önemli olan iki nokta var; bir herkeste aynı etkiye sahip olmayabilir, iki önerilen dozda kullanılması gerekir. Bazen insanlar "daha fazlası daha faydalı olacaktır" deyip aşırı içiyorlar. O zaman tam tersi bir durum ile karşılaşılabilinir. Bitkisel yöntemlerin güvenilir olması gerekiyor. Güven nereden gelecek? Güven gelenekten gelir. Atalarımız böyle yapmış. Mesela yoğurt, ayran, kefir, bunlar hep uzun ömürle ilişkilendirilmiş.
Kadınlarımız meme kanserine karşı Kırmızı Reishi Mantarını destek olarak kullanabilir. Bu mantar sözünü ettiğim binlerce yıllık süreçten gelen doğal seçeneklerden biri. Burada ayrıca yapılmış hayli fazla temel bilim çalışması da bulunmakta, bağışıklık sistemini güçlendirdiğine dair güçlü veriler var. Bilimsel veriler eğer böyle diyorsa, önerilen dozda kullanmak kaydıyla bir faydası vardır. Bilimsel verileri yorumlarken hangi popülasyonda yapılıyor, hangi büyüklükte bir çalışma yapılmış dikkat etmek gerekiyor. Bilimsel verinin ötesinde eğer Kırmızı Reishi Mantarı"nın bir üstünlüğü varsa o da benim biraz önce sözünü ettiğim gelenektir.