Prof. Dr. Akın Yücel, meme kanseri nedeniyle cerrahi operasyonla alınan memenin yeniden yapılması olan ''Meme Rekonstrüksiyonu İşlemi''nin kadının yaşadığı travmanın şiddetini azaltabileceğini söyledi.İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, meme kanserinin çocuk doğurmayan, büyük şehirde yaşayan, erken adet görmeye başlayıp geç menopoza giren ve menopoz sonrası hormon kullanan kadınlarda daha sık görüldüğünü dile getirerek, meme kanseri olan kadınlarda hastalığın bedensel, psikolojik ve sosyal açıdan birçok olumsuz etkisi bulunduğuna dikkati çekti.
Her kadının meme kanserine verdiği tepkinin farklı olduğunu vurgulayan Yücel, ''Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, hastalık sürecinde bazı dönemlerin çok önemli olduğu gerçeğidir. Bu dönemler, hastada kansere dair endişelerin, meme alındıktan sonra kadının kendi bedenine karşı duyduğu duygular ile cinselliğe karşı düşünce ve davranışların değişim göstermesi olarak sıralanabilir'' dedi.
Meme kaybından sonra hastanın güzel ve tam bir kadın olmadığını düşündüğünü dile getiren Yücel, şunları söyledi:
''Meme kanserinin tedavisi için uygulanan en temel yöntem cerrahi tedavidir. Cerrahi tedavide memenin bir kısmı ya da tamamı alınır. Meme kanseri nedeniyle cerrahi operasyonla alınan memenin yeniden yapılması olan meme rekonstrüksiyonu işlemi, meme alındığı anda ya da sonrasında gerçekleştirilebilir. Anında uygulanan rekonstrüksiyonda, memenin alınması ile yeni bir meme eş zamanlı olarak yapılabilir. Bu operasyonun avantajı, kadının ikinci kez ameliyat olmaktan kurtulması ve daha da önemlisi alınan memenin hemen yerine konulma nedeni ile kadının operasyon sonrası yaşadığı travmanın şiddetinin azalmasıdır.''
Rekonstrüksiyon işleminin silikon veya serum fizyolojik içeren protezler yardımıyla ya da hastanın kendi dokusu kullanılarak gerçekleştirilebildiğini ifade eden Yücel, bu operasyonun hasta hiç uyanmadan yapılabileceği gibi, aylar, hatta yıllar sonra da yapılabileceğini söyledi.
Yücel, son 15 yılda plastik cerrahideki gelişmeler ile birlikte meme kanseri nedeni ile alınan meme dokusunun yerine, estetik bir görünümde ve sağlıklı bir şekilde yeni meme oluşturulabileceğinin altını çizdi.
-YENİ MEME YAPILABİLME ŞARTI-
Prof. Dr. Akın Yücel, meme rekonstrüksiyonunda ikinci bir seçeneğin 'sekonder meme rekonstrüksiyonu' olduğunu belirterek, daha ilerlemiş kanser olgularında, özellikle ameliyattan sonra radyoterapi ya da kemoterapi gibi uygulamalar gerekli görülüyorsa meme rekonstrüksiyonun hemen uygulanmayacağını söyledi.
Böyle bir durumda kaybedilen memenin yerine yenisinin oluşturulması için kanserli bölgenin kontrol altına alınmasının gerekebildiğini ifade eden Yücel, ''Yeni memenin sonradan yapılması için genel cerrahın, kadının meme kanserinden kurtulduğundan ya da hastalığın tekrarlamayacağından emin olması gerekir'' dedi.
Yücel, aksi durumda yapılacak olan yeni memenin kanserli dokunun üzerine gömülmesiyle, kanserin teşhis edilmesinin uzun zaman alabileceğini ve bunun ciddi risk teşkil ettiğini kaydetti.
Meme rekonstrüksiyonun birkaç teknik uygulanarak yapılabileceğini aktaran Prof. Dr. Yücel, ''Meme rekonstrüksiyonu ya silikon protez gibi yabancı materyal kullanılarak ya da hastanın kendi dokusundan yararlanılarak gerçekleştirebilir'' diye konuştu.
Prof. Dr. Yücel, radyoterapi görmemiş, diğer memesi ufak, deri miktarı ve kalitesi yeterli olan hastalarda, silikon protezler kullanarak onarım yapılabildiğini dile getirerek, ''Radyoterapi görmüş, göğüs derisi hasarlı, cilt eksiği fazla olan, diğer memesi büyük olan, karnında yeterli yağlı dokusu olan hastalarda ise genellikle karın cildini şekillendirip meme rekonstrüksiyonunu gerçekleştiriyoruz'' şeklinde konuştu.
-AMELİYAT MASRAFLARININ ÖDENMESİ-
Meme kanseri sonrası, meme onarımı ameliyatları masraflarının hem Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, hem de özel sigortalar tarafından ödendiğini belirten Yücel, ancak simetri için diğer memeye yapılacak küçültme, büyütme ya da dikleştirme gibi işlemlerin ameliyat ödemelerinin yapılmadığını belirtti.
Meme onarımı sürecine giren kadının hayata daha ümitle bağlandığını ifade eden Prof. Dr. Yücel, sözlerini şöyle tamamladı:
''Hastanın ilgisi onarım üzerine yoğunlaşıyor, başarılı sonuçlar alındıkça kendine olan güveni artıyor. Bu da özellikle aile içerisindeki ilişkilerini olumlu yönde etkiliyor. Alınganlıklar azalıyor, eşine karşı duyduğu güvensizlik ve öfke hafifliyor. Onarım sonrası hastaların hem fiziksel, hem sosyal, hem de duygusal anlamda hayat kaliteleri belirgin bir şekilde yükseliyor.''
Her kadının meme kanserine verdiği tepkinin farklı olduğunu vurgulayan Yücel, ''Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, hastalık sürecinde bazı dönemlerin çok önemli olduğu gerçeğidir. Bu dönemler, hastada kansere dair endişelerin, meme alındıktan sonra kadının kendi bedenine karşı duyduğu duygular ile cinselliğe karşı düşünce ve davranışların değişim göstermesi olarak sıralanabilir'' dedi.
Meme kaybından sonra hastanın güzel ve tam bir kadın olmadığını düşündüğünü dile getiren Yücel, şunları söyledi:
''Meme kanserinin tedavisi için uygulanan en temel yöntem cerrahi tedavidir. Cerrahi tedavide memenin bir kısmı ya da tamamı alınır. Meme kanseri nedeniyle cerrahi operasyonla alınan memenin yeniden yapılması olan meme rekonstrüksiyonu işlemi, meme alındığı anda ya da sonrasında gerçekleştirilebilir. Anında uygulanan rekonstrüksiyonda, memenin alınması ile yeni bir meme eş zamanlı olarak yapılabilir. Bu operasyonun avantajı, kadının ikinci kez ameliyat olmaktan kurtulması ve daha da önemlisi alınan memenin hemen yerine konulma nedeni ile kadının operasyon sonrası yaşadığı travmanın şiddetinin azalmasıdır.''
Rekonstrüksiyon işleminin silikon veya serum fizyolojik içeren protezler yardımıyla ya da hastanın kendi dokusu kullanılarak gerçekleştirilebildiğini ifade eden Yücel, bu operasyonun hasta hiç uyanmadan yapılabileceği gibi, aylar, hatta yıllar sonra da yapılabileceğini söyledi.
Yücel, son 15 yılda plastik cerrahideki gelişmeler ile birlikte meme kanseri nedeni ile alınan meme dokusunun yerine, estetik bir görünümde ve sağlıklı bir şekilde yeni meme oluşturulabileceğinin altını çizdi.
-YENİ MEME YAPILABİLME ŞARTI-
Prof. Dr. Akın Yücel, meme rekonstrüksiyonunda ikinci bir seçeneğin 'sekonder meme rekonstrüksiyonu' olduğunu belirterek, daha ilerlemiş kanser olgularında, özellikle ameliyattan sonra radyoterapi ya da kemoterapi gibi uygulamalar gerekli görülüyorsa meme rekonstrüksiyonun hemen uygulanmayacağını söyledi.
Böyle bir durumda kaybedilen memenin yerine yenisinin oluşturulması için kanserli bölgenin kontrol altına alınmasının gerekebildiğini ifade eden Yücel, ''Yeni memenin sonradan yapılması için genel cerrahın, kadının meme kanserinden kurtulduğundan ya da hastalığın tekrarlamayacağından emin olması gerekir'' dedi.
Yücel, aksi durumda yapılacak olan yeni memenin kanserli dokunun üzerine gömülmesiyle, kanserin teşhis edilmesinin uzun zaman alabileceğini ve bunun ciddi risk teşkil ettiğini kaydetti.
Meme rekonstrüksiyonun birkaç teknik uygulanarak yapılabileceğini aktaran Prof. Dr. Yücel, ''Meme rekonstrüksiyonu ya silikon protez gibi yabancı materyal kullanılarak ya da hastanın kendi dokusundan yararlanılarak gerçekleştirebilir'' diye konuştu.
Prof. Dr. Yücel, radyoterapi görmemiş, diğer memesi ufak, deri miktarı ve kalitesi yeterli olan hastalarda, silikon protezler kullanarak onarım yapılabildiğini dile getirerek, ''Radyoterapi görmüş, göğüs derisi hasarlı, cilt eksiği fazla olan, diğer memesi büyük olan, karnında yeterli yağlı dokusu olan hastalarda ise genellikle karın cildini şekillendirip meme rekonstrüksiyonunu gerçekleştiriyoruz'' şeklinde konuştu.
-AMELİYAT MASRAFLARININ ÖDENMESİ-
Meme kanseri sonrası, meme onarımı ameliyatları masraflarının hem Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, hem de özel sigortalar tarafından ödendiğini belirten Yücel, ancak simetri için diğer memeye yapılacak küçültme, büyütme ya da dikleştirme gibi işlemlerin ameliyat ödemelerinin yapılmadığını belirtti.
Meme onarımı sürecine giren kadının hayata daha ümitle bağlandığını ifade eden Prof. Dr. Yücel, sözlerini şöyle tamamladı:
''Hastanın ilgisi onarım üzerine yoğunlaşıyor, başarılı sonuçlar alındıkça kendine olan güveni artıyor. Bu da özellikle aile içerisindeki ilişkilerini olumlu yönde etkiliyor. Alınganlıklar azalıyor, eşine karşı duyduğu güvensizlik ve öfke hafifliyor. Onarım sonrası hastaların hem fiziksel, hem sosyal, hem de duygusal anlamda hayat kaliteleri belirgin bir şekilde yükseliyor.''