Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı, Tıp Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Hakan Hakeri, hastaların artık hekim hatalarına göz yummadığını belirterek, son yıllarda hekimlere yönelik açılan dava sayının arttığını bildirdi.Prof. Dr. Hakeri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, toplumda geçmiş dönemde hekimlere yaklaşımla günümüzdeki yaklaşım arasında önemli farklılıklar olduğunu ifade etti.
Geçmişte hastanın ve hasta yakınlarının hekim karşısında tamamen teslimiyetçi bir hal takındıklarını söyleyen Hakeri, hekim hatalarından kaynaklanan ölümlere ve sağlık sorunlarına ise ''kaderci'' anlayışla yaklaşıldığını vurguladı.
Hukuk alanındaki ve sosyal politikalardaki gelişmelerle, basının konunun üzerine düşmesi ile artık hekim hatalarına göz yumulmadığına işaret eden Hakeri, ''Hemen her gazeteyi açtığımızda hekim hatalarına ilişkin haberler var. Eskiden insanlar hekimlerin yaptığı her şeye inanıyorlardı. Artık hataları takip ediyorlar. Kaderci anlayışta azalma var. İnsanlar, ''tamam artık bu benim kaderim'' diyordu. Ama şimdi, ''hekim hatalı'' diyorlar'' diye konuştu.
-HEKİMLERE ZORUNLU SİGORTA-
Son yıllarda hekimlere yönelik açılan dava sayının arttığına işaret eden Hakeri, bu durumun hastaların haklarını araması açısından iyi olduğunu ancak bazı kötü niyetli insanların da bu durumu suistimal ettiklerini belirtti.
Bu nedenle Sağlık Bakanlığı'nın hastaların yanında olduğu kadar hekimlerin maduriyetini de önlemek için harekete geçtiğini kaydeden Hakeri, ''Hasta ve hasta yakınları arasında kötü niyetli olanlar da var. Hekimlerin hastalar gözünde çok yüksek paralar kazanan bir varlık olarak algılanması en ufak bir şeyde hastanın davacı olmasına sebebiyet veriyor. Sağlık Bakanlığı da artık tazminat ödemekten bıktığı için hekimlere zorunlu sigorta yaptırıyor'' diye konuştu.
-''HEKİMLER HASTALARA KARŞI İLGİLİ OLMALI''-
Prof. Dr. Hakan Hakeri, ciddi anlamda üzerinde durulması gereken konunun ise, ''hekim-hasta ilişkileri, hekimlerin hastalara ne kadar özenle yaklaştıkları'' olduğunu söyledi.
Bazı hekimlerin son derece ilgisiz olduklarını ifade eden Hakeri, şöyle devam etti:
''Örneğin, hekim, hastaya, ''senin bir şeyin yok'' deyip bir iğne, bir de ağrı kesici veriyor gönderiyor. 3 gün sonra hasta ölüyor. Halbuki hekim orada biraz ilgilense durumun ciddiyetini anlayacak. Bir başka örnek ise geçenlerde Türkiye'nin bir havaalanında bir genç yere yığılıyor bir doktor geliyor eli cebinde söylediği kelime şu, ''eroin komasına girmiş'. O hekimin verdiği karar yanlış. Çünkü genç, şeker komasına girmiş. Öyle uzaktan bakmayla olmaz bu iş. Hekimlerde de hata var ki hastalar bunun peşine düşüp tazminat alabiliyor. Hekimler hastasını aydınlatmak zorunda. Bizim mahkemelerimiz de diyor ki, ''Aydınlatma yapılmadığı için hekim baştan hatalıdır.'' Hekimlerin bir başka hatası da kayıt, yani doküman eksikliği. Durum öyle iken belki her şeyi düzgün yapsalar bile bunu ispat edemiyorlar. İspat edemeyince de davalar hekimlerin aleyhinde gelişiyor.''
Hukuk alanında yaygın çalışmalar yaptıklarını ifade eden Hakeri, OMÜ'de Tıp Hukuku Yüksek Lisansı açma çabalarının olduğunu ve bunun Türkiye'de bir ilk olacağını da sözlerine ekledi.
Geçmişte hastanın ve hasta yakınlarının hekim karşısında tamamen teslimiyetçi bir hal takındıklarını söyleyen Hakeri, hekim hatalarından kaynaklanan ölümlere ve sağlık sorunlarına ise ''kaderci'' anlayışla yaklaşıldığını vurguladı.
Hukuk alanındaki ve sosyal politikalardaki gelişmelerle, basının konunun üzerine düşmesi ile artık hekim hatalarına göz yumulmadığına işaret eden Hakeri, ''Hemen her gazeteyi açtığımızda hekim hatalarına ilişkin haberler var. Eskiden insanlar hekimlerin yaptığı her şeye inanıyorlardı. Artık hataları takip ediyorlar. Kaderci anlayışta azalma var. İnsanlar, ''tamam artık bu benim kaderim'' diyordu. Ama şimdi, ''hekim hatalı'' diyorlar'' diye konuştu.
-HEKİMLERE ZORUNLU SİGORTA-
Son yıllarda hekimlere yönelik açılan dava sayının arttığına işaret eden Hakeri, bu durumun hastaların haklarını araması açısından iyi olduğunu ancak bazı kötü niyetli insanların da bu durumu suistimal ettiklerini belirtti.
Bu nedenle Sağlık Bakanlığı'nın hastaların yanında olduğu kadar hekimlerin maduriyetini de önlemek için harekete geçtiğini kaydeden Hakeri, ''Hasta ve hasta yakınları arasında kötü niyetli olanlar da var. Hekimlerin hastalar gözünde çok yüksek paralar kazanan bir varlık olarak algılanması en ufak bir şeyde hastanın davacı olmasına sebebiyet veriyor. Sağlık Bakanlığı da artık tazminat ödemekten bıktığı için hekimlere zorunlu sigorta yaptırıyor'' diye konuştu.
-''HEKİMLER HASTALARA KARŞI İLGİLİ OLMALI''-
Prof. Dr. Hakan Hakeri, ciddi anlamda üzerinde durulması gereken konunun ise, ''hekim-hasta ilişkileri, hekimlerin hastalara ne kadar özenle yaklaştıkları'' olduğunu söyledi.
Bazı hekimlerin son derece ilgisiz olduklarını ifade eden Hakeri, şöyle devam etti:
''Örneğin, hekim, hastaya, ''senin bir şeyin yok'' deyip bir iğne, bir de ağrı kesici veriyor gönderiyor. 3 gün sonra hasta ölüyor. Halbuki hekim orada biraz ilgilense durumun ciddiyetini anlayacak. Bir başka örnek ise geçenlerde Türkiye'nin bir havaalanında bir genç yere yığılıyor bir doktor geliyor eli cebinde söylediği kelime şu, ''eroin komasına girmiş'. O hekimin verdiği karar yanlış. Çünkü genç, şeker komasına girmiş. Öyle uzaktan bakmayla olmaz bu iş. Hekimlerde de hata var ki hastalar bunun peşine düşüp tazminat alabiliyor. Hekimler hastasını aydınlatmak zorunda. Bizim mahkemelerimiz de diyor ki, ''Aydınlatma yapılmadığı için hekim baştan hatalıdır.'' Hekimlerin bir başka hatası da kayıt, yani doküman eksikliği. Durum öyle iken belki her şeyi düzgün yapsalar bile bunu ispat edemiyorlar. İspat edemeyince de davalar hekimlerin aleyhinde gelişiyor.''
Hukuk alanında yaygın çalışmalar yaptıklarını ifade eden Hakeri, OMÜ'de Tıp Hukuku Yüksek Lisansı açma çabalarının olduğunu ve bunun Türkiye'de bir ilk olacağını da sözlerine ekledi.