Bedenin 'yeter' artık dediğinde ortaya çıkan tepki olarak tanımlanan stresin çaresinin besinlerde olduğu açıklandı. Amerikan Diyetetik Derneği’nin Türkiye Temsilcisi Selahattin Dönmez modern çağın canavarına karşı savaş yöntemlerini anlattı.
Araştırmalar, stres veya depresyondan şikayet eden kişilerin, bazı önemli beslenme kurallarına uyarak vücut biyokimyasını desteklemeleri gerektiğini ortaya koydu.
Kimyasal madde bağımlılığı, aşırı yemek ve kilo alma, sürekli TV izleme, çaresizlik, aşırı para harcama gibi pek çok zararlı şeye neden olan stresin pençesinden kurtulmanın yolunun besinlerde gizli olduğunu söyleyen Diyetisyen Selahattin Dönmez stresin çaresizlik hissi, aşırı para harcama ve duygusal patlamalara neden olabileceğini belirterek ''Stresi hafifletmede zihni ve vücudu yatıştırmayı öğrenmek son derece önemlidir. Egzersiz ve spor yapma, egzersizin vücut üzerindeki anlık etkisi strese yol açmaktır. Ancak düzenli bir egzersiz programıyla vücut bu duruma uyum gösterir'' dedi.
Amerikan Diyetetik Derneği’nin Denizaşırı Ülkeler Türkiye Temsilcisi Diyetisyen Selahattin Dönmez, modern çağın hastalığı olarak bilinen stres karşısında bedenin alarm verdiğini, tükenme aşamasında tepki gösterdiğinin kanıtlandığını söyledi. Gerginlik, depresyon, yetersizlik duygusu ve endişelerin düzenli egzersizle azaltılabileceğini ifade eden Dönmez şunları kaydetti:
''Tek başına egzersizin ruhsal durum ve stresli yaşam olaylarıyla başa çıkma üzerinde çok büyük etkisi vardır. Stresle baş edebilmek için beslenme de çok önemlidir. Stresin kaynağı ister fiziksel, ister duygusal olsun vücut adrenalin salgılayarak reaksiyon vermektedir. Adrenalin oluşumu için C vitaminine gerek duyulmakta, uzun süreli streslerde artan adrenalin düzeyine bağlı olarak daha fazla C vitamini tüketilmesi gerekmektedir.''
C vitamini yetersizliğinin bakteri ve virüslerin saldırıya geçmesine neden olduğunu bildiren Dönmez, şunları kaydetti: ''Havuç, koyu yeşil yapraklı sebzeler, ve turuncu meyvelerdeki A vitamini de bağışıklık sistemini olumlu etkiler. Bağışıklık sistemi için koyu yapraklı sebzelerdeki folik asit, deniz ürünleri, kırmızı et ve tohumlarda bulunan çinko da öyle. Stres altında olan organizmanın protein gereksinimi artar. Yumurta, et ve süt ürünleri sık yenmeli.'' Dönmez, araştırmaların, stres veya depresyondan şikayet eden kişilerin, bazı önemli beslenme kurallarına uyarak vücut biyokimyasını desteklemeleri gerektiğini ortaya koyduğunu ifade ederek, ''Zararlı stres ile zararsız stresin farkı kişinin vücut sistemlerinin gücünden kaynaklanır'' dedi.
Dönmez, çok düşük miktarda kafeinin bile depresyon, huzursuzluk, sık tekrarlayan baş ağrıları, kalp çarpıntısı ve uykusuzluğa neden olabileceğini kaydetti. Depresyona girmiş kişilerde kan şekerinin düşük olduğuna dikkati çeken Dönmez ''Kan şekerini düzeltmek için rafine şeker tüketimini azaltıp karbonhidratlardan zengin beslenmek ve kuru baklagilleri, sebzeleri sık tüketmek gerekir'' dedi.
Araştırmalar, stres veya depresyondan şikayet eden kişilerin, bazı önemli beslenme kurallarına uyarak vücut biyokimyasını desteklemeleri gerektiğini ortaya koydu.
Kimyasal madde bağımlılığı, aşırı yemek ve kilo alma, sürekli TV izleme, çaresizlik, aşırı para harcama gibi pek çok zararlı şeye neden olan stresin pençesinden kurtulmanın yolunun besinlerde gizli olduğunu söyleyen Diyetisyen Selahattin Dönmez stresin çaresizlik hissi, aşırı para harcama ve duygusal patlamalara neden olabileceğini belirterek ''Stresi hafifletmede zihni ve vücudu yatıştırmayı öğrenmek son derece önemlidir. Egzersiz ve spor yapma, egzersizin vücut üzerindeki anlık etkisi strese yol açmaktır. Ancak düzenli bir egzersiz programıyla vücut bu duruma uyum gösterir'' dedi.
Amerikan Diyetetik Derneği’nin Denizaşırı Ülkeler Türkiye Temsilcisi Diyetisyen Selahattin Dönmez, modern çağın hastalığı olarak bilinen stres karşısında bedenin alarm verdiğini, tükenme aşamasında tepki gösterdiğinin kanıtlandığını söyledi. Gerginlik, depresyon, yetersizlik duygusu ve endişelerin düzenli egzersizle azaltılabileceğini ifade eden Dönmez şunları kaydetti:
''Tek başına egzersizin ruhsal durum ve stresli yaşam olaylarıyla başa çıkma üzerinde çok büyük etkisi vardır. Stresle baş edebilmek için beslenme de çok önemlidir. Stresin kaynağı ister fiziksel, ister duygusal olsun vücut adrenalin salgılayarak reaksiyon vermektedir. Adrenalin oluşumu için C vitaminine gerek duyulmakta, uzun süreli streslerde artan adrenalin düzeyine bağlı olarak daha fazla C vitamini tüketilmesi gerekmektedir.''
C vitamini yetersizliğinin bakteri ve virüslerin saldırıya geçmesine neden olduğunu bildiren Dönmez, şunları kaydetti: ''Havuç, koyu yeşil yapraklı sebzeler, ve turuncu meyvelerdeki A vitamini de bağışıklık sistemini olumlu etkiler. Bağışıklık sistemi için koyu yapraklı sebzelerdeki folik asit, deniz ürünleri, kırmızı et ve tohumlarda bulunan çinko da öyle. Stres altında olan organizmanın protein gereksinimi artar. Yumurta, et ve süt ürünleri sık yenmeli.'' Dönmez, araştırmaların, stres veya depresyondan şikayet eden kişilerin, bazı önemli beslenme kurallarına uyarak vücut biyokimyasını desteklemeleri gerektiğini ortaya koyduğunu ifade ederek, ''Zararlı stres ile zararsız stresin farkı kişinin vücut sistemlerinin gücünden kaynaklanır'' dedi.
Dönmez, çok düşük miktarda kafeinin bile depresyon, huzursuzluk, sık tekrarlayan baş ağrıları, kalp çarpıntısı ve uykusuzluğa neden olabileceğini kaydetti. Depresyona girmiş kişilerde kan şekerinin düşük olduğuna dikkati çeken Dönmez ''Kan şekerini düzeltmek için rafine şeker tüketimini azaltıp karbonhidratlardan zengin beslenmek ve kuru baklagilleri, sebzeleri sık tüketmek gerekir'' dedi.
