Bakırköy Prof.Dr.Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin başlattığı Toplum Temelli Psikiyatri projesi kapsamında şizofreni hastaları Uyum Evleri’nde ailesiyle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorFatma Karaman'ın haberi
Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bahçesindeki kutu gibi binalar aslında ne bir lojman ne depo; kronik şizofreni hastalarının evleri. Hastalar, Uyum Evleri adlı bu yapılarda hem tedavi görüyor hem de aileleriyle normal bir hayat sürüyor
Naime Özkan, bir gün eve geldiğinde annesine banyo yapmak istediğini, kendisini çok pis hissettiğini söyledi. Annesi banyo yapmasına izin vermeyince evdeki bütün camları kırdı, kardeşlerine saldırmaya başladı. Bir müddet sonra iyice içine kapandı.
O yıllarda ilkokul öğrencisi olan Özkan"ın durumuna ailesi bir anlam veremiyordu. Kızlarının aniden ortaya çıkan öfke nöbetleri yüzünden çareyi bir psikiyatra danışmakta buldular.
İÇİNDE HİÇBİR EKSİĞİ YOK
Şizofreni teşhisi konulan Özkan, 18 yaşında Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"ne yatırıldı. O günden bugüne tam 32 yıl geçti, bu süre zarfında Yalova"da yaşayan ailesinden maddi imkansızlıklar nedeniyle uzak kaldı.
Özkan şimdi Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"nin başlattığı "Toplum Temelli Psikiyatri" projesi kapsamında şizofreni hastaları için hazırlanan Uyum Evleri"nde ailesiyle birlikte olmanın mutluluğunu taşıyor.
Geçen yaz açılan Uyum Evleri"nin kapısını çaldık. 80 metrekarelik bu şirin evlerde yok yok. Evlerde koltuklardan televizyona, çamaşır makinesinden buzdolabına her türlü eşya mevcut.
Proje sorumlusu Dr. Erdem Yaktemur uygulamadan şöyle bahsediyor: "Bu projeyi Hollanda Dışişleri Bakanlığı"yla ortaklaşa yapıyoruz. Dünyada sadece Hollanda ve Türkiye"de uygulanıyor.
Hastanemizde 500"e yakın kronik şizofreni hastası yatarak tedavi görüyor. 100"e yakın hasta ise ailesiyle yaşayabilecek kadar sağlıklı. Ancak aileler uzun yıllar hasta olan yakınlarıyla bir arada yaşamadıkları için onu hastaneden çıkarıp evine götürmeye çekiniyor.
Yangın çıkarmasından, eşyaları kırıp dökmesin-den hatta canlarına kastetmesinden korkanlar var. Uyum Evleri projesi, 20-40 yıl hastanede yatarak tedavi gören kronik şizofreni hastalarının belirli aşamalarla aileleriyle bir araya gelmesine yardımcı oluyor."
HASTA YAKINLARI KORKUYOR
Uyum Evleri"nde şimdilik sadece kronik şizofreni hastalarının aileleriyle yaşayabildiğini anlatan Yaktemur, böylece hastaların topluma daha kolay adapte olabileceğini söylüyor.
Evlerde kalan hastaların ve yakınlarının birbirlerine yeniden alışmalarını hedeflediklerini hatırlatan Yaktemur "Burada geçirdikleri süre boyunca onlardan ücret almıyor aksine maddi yardımda da bulunuyoruz.
Ailesiyle çarşıya, pazara, gezmeye yolluyoruz. Bir birey olduklarını hissettirmeye çalışıyoruz. Bazen deneme amaçlı yakınlarının hastayı evlerine götürmelerine izin veriyoruz. Olumlu sonuç alınır, bir sorun çıkmazsa hastaları ailelerine teslim ediyoruz" diyor.
Hemşireler misafirliğe geliyor
BAKIRKÖY Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"nde Başhekim Yardımcısı olarak görev yapan Uzm. Dr. Gazi Alataş ise başlarda projeye temkinli yaklaştıklarını söylüyor: "Pek çok aile hastalarını 20-30 sene önce hastaneye bırakmış.
Bazıları hastalarının olduğunu bile hatırlamıyor. Ailelere projemizden bahsettiğimizde "Siz bizim canımızı tehlikeye atmak mı istiyorsunuz" diye tepki gösteren bile çıktı. Bugüne kadar evlerde 15 aile ağırladık."
Ablamla yaşamak çok zordu
32 yıldır Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"nde kalan Naime Özkan, bugünlerde çok mutlu. Ablası Emeti Manav ve kardeşi Sadık Özkan"la beraber vakit geçirmenin keyfine varıyor.
Uzun süren ayrılığın acısını çıkartan kardeşler, sabahları birlikte kahvaltı yapıyor, yemek pişiriyor, televizyon izliyor, alışverişe gidiyor. En büyük zevkleri ise anılardan bahsetmek.
Ağabey Özkan duygularını şöyle anlatıyor: "Sık sık çocukken oynadığımız oyunlardan konuşuyoruz. Eskiden ablamla yaşamak gerçekten zordu.
Bu imkan bizim gibi aileler için çok önemli. Burada onunla vakit geçirmek kadar bizi mutlu eden bir şey yok. Umarım bir gün bizimle temelli yaşayabilir."
Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bahçesindeki kutu gibi binalar aslında ne bir lojman ne depo; kronik şizofreni hastalarının evleri. Hastalar, Uyum Evleri adlı bu yapılarda hem tedavi görüyor hem de aileleriyle normal bir hayat sürüyor
Naime Özkan, bir gün eve geldiğinde annesine banyo yapmak istediğini, kendisini çok pis hissettiğini söyledi. Annesi banyo yapmasına izin vermeyince evdeki bütün camları kırdı, kardeşlerine saldırmaya başladı. Bir müddet sonra iyice içine kapandı.
O yıllarda ilkokul öğrencisi olan Özkan"ın durumuna ailesi bir anlam veremiyordu. Kızlarının aniden ortaya çıkan öfke nöbetleri yüzünden çareyi bir psikiyatra danışmakta buldular.
İÇİNDE HİÇBİR EKSİĞİ YOK
Şizofreni teşhisi konulan Özkan, 18 yaşında Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"ne yatırıldı. O günden bugüne tam 32 yıl geçti, bu süre zarfında Yalova"da yaşayan ailesinden maddi imkansızlıklar nedeniyle uzak kaldı.
Özkan şimdi Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"nin başlattığı "Toplum Temelli Psikiyatri" projesi kapsamında şizofreni hastaları için hazırlanan Uyum Evleri"nde ailesiyle birlikte olmanın mutluluğunu taşıyor.
Geçen yaz açılan Uyum Evleri"nin kapısını çaldık. 80 metrekarelik bu şirin evlerde yok yok. Evlerde koltuklardan televizyona, çamaşır makinesinden buzdolabına her türlü eşya mevcut.
Proje sorumlusu Dr. Erdem Yaktemur uygulamadan şöyle bahsediyor: "Bu projeyi Hollanda Dışişleri Bakanlığı"yla ortaklaşa yapıyoruz. Dünyada sadece Hollanda ve Türkiye"de uygulanıyor.
Hastanemizde 500"e yakın kronik şizofreni hastası yatarak tedavi görüyor. 100"e yakın hasta ise ailesiyle yaşayabilecek kadar sağlıklı. Ancak aileler uzun yıllar hasta olan yakınlarıyla bir arada yaşamadıkları için onu hastaneden çıkarıp evine götürmeye çekiniyor.
Yangın çıkarmasından, eşyaları kırıp dökmesin-den hatta canlarına kastetmesinden korkanlar var. Uyum Evleri projesi, 20-40 yıl hastanede yatarak tedavi gören kronik şizofreni hastalarının belirli aşamalarla aileleriyle bir araya gelmesine yardımcı oluyor."
HASTA YAKINLARI KORKUYOR
Uyum Evleri"nde şimdilik sadece kronik şizofreni hastalarının aileleriyle yaşayabildiğini anlatan Yaktemur, böylece hastaların topluma daha kolay adapte olabileceğini söylüyor.
Evlerde kalan hastaların ve yakınlarının birbirlerine yeniden alışmalarını hedeflediklerini hatırlatan Yaktemur "Burada geçirdikleri süre boyunca onlardan ücret almıyor aksine maddi yardımda da bulunuyoruz.
Ailesiyle çarşıya, pazara, gezmeye yolluyoruz. Bir birey olduklarını hissettirmeye çalışıyoruz. Bazen deneme amaçlı yakınlarının hastayı evlerine götürmelerine izin veriyoruz. Olumlu sonuç alınır, bir sorun çıkmazsa hastaları ailelerine teslim ediyoruz" diyor.
Hemşireler misafirliğe geliyor
BAKIRKÖY Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"nde Başhekim Yardımcısı olarak görev yapan Uzm. Dr. Gazi Alataş ise başlarda projeye temkinli yaklaştıklarını söylüyor: "Pek çok aile hastalarını 20-30 sene önce hastaneye bırakmış.
Bazıları hastalarının olduğunu bile hatırlamıyor. Ailelere projemizden bahsettiğimizde "Siz bizim canımızı tehlikeye atmak mı istiyorsunuz" diye tepki gösteren bile çıktı. Bugüne kadar evlerde 15 aile ağırladık."
Ablamla yaşamak çok zordu
32 yıldır Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"nde kalan Naime Özkan, bugünlerde çok mutlu. Ablası Emeti Manav ve kardeşi Sadık Özkan"la beraber vakit geçirmenin keyfine varıyor.
Uzun süren ayrılığın acısını çıkartan kardeşler, sabahları birlikte kahvaltı yapıyor, yemek pişiriyor, televizyon izliyor, alışverişe gidiyor. En büyük zevkleri ise anılardan bahsetmek.
Ağabey Özkan duygularını şöyle anlatıyor: "Sık sık çocukken oynadığımız oyunlardan konuşuyoruz. Eskiden ablamla yaşamak gerçekten zordu.
Bu imkan bizim gibi aileler için çok önemli. Burada onunla vakit geçirmek kadar bizi mutlu eden bir şey yok. Umarım bir gün bizimle temelli yaşayabilir."