El, kol ve yüz gibi, hayati olmayan ancak yaşam kalitesini yükselten organların nakli anlamına gelen kompozit doku nakline yönelik dünyanın 3. merkezinin Akdeniz Üniversitesi Hastanesi bünyesinde kurulacak.Türkiye'nin ilk çift kol naklini gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Estetik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ömer Özkan, el, kol ve yüz gibi, hayati olmayan ancak yaşam kalitesini yükselten organların nakli anlamına gelen kompozit doku nakline yönelik dünyanın 3. merkezinin Akdeniz Üniversitesi Hastanesi bünyesinde kurulacağını bildirdi.
Doç. Dr. Ömer Özkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çift kol naklini gerçekleştirmelerinin ardından ABD'de düzenlenen Amerikan Rekonstrüktif Transplantasyon Derneğinin kongresine katıldıklarını ve burada, yaptıkları nakli anlattıklarını kaydetti.
Kongreye, dünya çapında yüz, el ve kol nakilleriyle uğraşan cerrah ve immünologların katıldığına dikkati çeken Özkan, çok olumlu tepkiler aldıklarını, yapılan nakille Türkiye'nin isminin dünya çapındaki 5-6 merkez arasında anılmaya başlandığını söyledi.
Özkan, kongre sürecinde dünyada sadece ABD'de iki merkezde bulunan Kompozit Doku Nakli Birimi'nin Akdeniz Üniversitesi Hastanesi bünyesinde oluşturulmasına yönelik görüşmeler yaptıklarını ve bu görüşmelerin ardından somut adımlar atma aşamasına geldiklerini açıkladı.
Dünyada el naklinin artık yapılan bir uygulama olduğunu ve bilimsel gerçekliğinin ispatlandığını ifade eden Özkan, ameliyat sonrasında organ reddini önleyen ilaçların hastalara daha az zarar vermesini engellemekte sorun yaşandığını bildirdi.
Bu konuda ABD'deki iki Kompozit Doku Nakli Merkezi'nde önemli gelişmeler yaşandığına dikkati çeken Özkan, dünyada sadece bu iki merkezde kullanılan yöntemle, organ reddini engelleyen ilaçların daha az kullanılmasının ve bir süre sonra da tamamen kullanılmamasının sağlandığını açıkladı.
ABD'teki iki kompozit doku nakli laboratuvarından birinde, organ reddini önlemek için alıcı ve vericinin bağışıklık sisteminin ortak hale getirildiğini anlatan Özkan, bu laboratuvarda yürütülen çalışmalar neticesinde merkezde iki yılın sonunda organ nakli olan kişilerin yüzde 80'inde ilaç kullanımının tamamen kesildiğini vurguladı.
-''ABD'DEKİ MERKEZLERLE ORTAK ÇALIŞMA YAPACAK''-
Özkan, henüz Avrupa'da bile olmayan bu merkezi ABD'nin ardından Antalya'da kurmak üzere çalışmalara başladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
''ABD'deki bu merkezlerle ortak çalışma yapmayı planlıyoruz. Merkez yetkililerine teklifte bulunduk, onlar da bu teklife sıcak baktılar. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi bünyesinde Kompozit Doku Nakli Merkezi kurup, ayrıca o protokollerin uygulandığı bir laboratuvar oluşturmayı planlıyoruz. Burası, enstitü bünyesinde Kompozit Doku Nakil Merkezi adı altında bir alt birim olacak. Bu merkez, özellikle yüz ve el nakilleriyle uğraşacak, gelen hastaları değerlendirecek. Avrupa'da tek, dünyadaki 3. merkez olacak. Kuracağımız laboratuvarda da özellikle ameliyat sonrası alınan, reddedilmeyi engelleyen ilaçların daha az kullanılması ve bir süre sonra da kullanılmaması için gerekli çalışmalar yapılacak. Bunun için ABD'li yetkililerle bilgi alışverişinde bulunduk. ABD'den gelecek uzmanlar birimi kuracak ve bize eğitim verecekler.''
Bu merkezdekilerin Akdeniz Üniversitesi Hastanesi kadar çok hastaları olmadığına da değinen Özkan, ''Merkezimizde yılda 300-400 organ nakli yaptığımızı söyleyince bize sıcak baktılar ve birlikte çalışmak istediler'' dedi.
Ömer Özkan, laboratuvarın maliyetinin, bir hastanın ömür boyu alacağı tedaviye harcanacak paraya eş değer olacağına dikkati çekti. Merkezin faaliyete geçmesi için öncelikle mevzuatın yılbaşına kadar çıkmasını beklediklerini belirten Özkan, mevzuat çıkar çıkmaz da birim ve laboratuvarı kurmak üzere adımların atılacağını söyledi.
-GÜLTEKİN SÜLEYMANLAR-
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kompozit doku naklinin enstitü bünyesinde anabilim dalı olması için çalıştıklarını belirtti.
Anabilim dalına ilişkin çalışmaların şekillendiğini ve YÖK'e sunulma aşamasına geldiğini anlatan Süleymanlar, YÖK'ten onay geldikten sonra anabilim dalının fiilen çalışmalarına başlayacağını ifade etti.
Organ naklinin multidisipliner bir iş olduğunu ve takım çalışması gerektirdiğini vurgulayan Süleymanlar, Kompozit Doku Nakli Anabilim Dalı'nda cerrahi ve immünoloji gibi değişik branşların tek çatı altında çalışacaklarını, bu merkez için gerekli araç gerecin de Devlet Planlama Teşkilatı destekleriyle sağlanacağını söyledi.
ABD ve Almanya'daki bazı üniversitelerle bilimsel işbirliği de yapacaklarını belirten Süleymanlar, ''Burada ürettiğimiz rutin işin bilimsel ürüne dönüştürülmesini sağlayacak çalışmalar içindeyiz'' diye konuştu.
Doç. Dr. Ömer Özkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çift kol naklini gerçekleştirmelerinin ardından ABD'de düzenlenen Amerikan Rekonstrüktif Transplantasyon Derneğinin kongresine katıldıklarını ve burada, yaptıkları nakli anlattıklarını kaydetti.
Kongreye, dünya çapında yüz, el ve kol nakilleriyle uğraşan cerrah ve immünologların katıldığına dikkati çeken Özkan, çok olumlu tepkiler aldıklarını, yapılan nakille Türkiye'nin isminin dünya çapındaki 5-6 merkez arasında anılmaya başlandığını söyledi.
Özkan, kongre sürecinde dünyada sadece ABD'de iki merkezde bulunan Kompozit Doku Nakli Birimi'nin Akdeniz Üniversitesi Hastanesi bünyesinde oluşturulmasına yönelik görüşmeler yaptıklarını ve bu görüşmelerin ardından somut adımlar atma aşamasına geldiklerini açıkladı.
Dünyada el naklinin artık yapılan bir uygulama olduğunu ve bilimsel gerçekliğinin ispatlandığını ifade eden Özkan, ameliyat sonrasında organ reddini önleyen ilaçların hastalara daha az zarar vermesini engellemekte sorun yaşandığını bildirdi.
Bu konuda ABD'deki iki Kompozit Doku Nakli Merkezi'nde önemli gelişmeler yaşandığına dikkati çeken Özkan, dünyada sadece bu iki merkezde kullanılan yöntemle, organ reddini engelleyen ilaçların daha az kullanılmasının ve bir süre sonra da tamamen kullanılmamasının sağlandığını açıkladı.
ABD'teki iki kompozit doku nakli laboratuvarından birinde, organ reddini önlemek için alıcı ve vericinin bağışıklık sisteminin ortak hale getirildiğini anlatan Özkan, bu laboratuvarda yürütülen çalışmalar neticesinde merkezde iki yılın sonunda organ nakli olan kişilerin yüzde 80'inde ilaç kullanımının tamamen kesildiğini vurguladı.
-''ABD'DEKİ MERKEZLERLE ORTAK ÇALIŞMA YAPACAK''-
Özkan, henüz Avrupa'da bile olmayan bu merkezi ABD'nin ardından Antalya'da kurmak üzere çalışmalara başladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
''ABD'deki bu merkezlerle ortak çalışma yapmayı planlıyoruz. Merkez yetkililerine teklifte bulunduk, onlar da bu teklife sıcak baktılar. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi bünyesinde Kompozit Doku Nakli Merkezi kurup, ayrıca o protokollerin uygulandığı bir laboratuvar oluşturmayı planlıyoruz. Burası, enstitü bünyesinde Kompozit Doku Nakil Merkezi adı altında bir alt birim olacak. Bu merkez, özellikle yüz ve el nakilleriyle uğraşacak, gelen hastaları değerlendirecek. Avrupa'da tek, dünyadaki 3. merkez olacak. Kuracağımız laboratuvarda da özellikle ameliyat sonrası alınan, reddedilmeyi engelleyen ilaçların daha az kullanılması ve bir süre sonra da kullanılmaması için gerekli çalışmalar yapılacak. Bunun için ABD'li yetkililerle bilgi alışverişinde bulunduk. ABD'den gelecek uzmanlar birimi kuracak ve bize eğitim verecekler.''
Bu merkezdekilerin Akdeniz Üniversitesi Hastanesi kadar çok hastaları olmadığına da değinen Özkan, ''Merkezimizde yılda 300-400 organ nakli yaptığımızı söyleyince bize sıcak baktılar ve birlikte çalışmak istediler'' dedi.
Ömer Özkan, laboratuvarın maliyetinin, bir hastanın ömür boyu alacağı tedaviye harcanacak paraya eş değer olacağına dikkati çekti. Merkezin faaliyete geçmesi için öncelikle mevzuatın yılbaşına kadar çıkmasını beklediklerini belirten Özkan, mevzuat çıkar çıkmaz da birim ve laboratuvarı kurmak üzere adımların atılacağını söyledi.
-GÜLTEKİN SÜLEYMANLAR-
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kompozit doku naklinin enstitü bünyesinde anabilim dalı olması için çalıştıklarını belirtti.
Anabilim dalına ilişkin çalışmaların şekillendiğini ve YÖK'e sunulma aşamasına geldiğini anlatan Süleymanlar, YÖK'ten onay geldikten sonra anabilim dalının fiilen çalışmalarına başlayacağını ifade etti.
Organ naklinin multidisipliner bir iş olduğunu ve takım çalışması gerektirdiğini vurgulayan Süleymanlar, Kompozit Doku Nakli Anabilim Dalı'nda cerrahi ve immünoloji gibi değişik branşların tek çatı altında çalışacaklarını, bu merkez için gerekli araç gerecin de Devlet Planlama Teşkilatı destekleriyle sağlanacağını söyledi.
ABD ve Almanya'daki bazı üniversitelerle bilimsel işbirliği de yapacaklarını belirten Süleymanlar, ''Burada ürettiğimiz rutin işin bilimsel ürüne dönüştürülmesini sağlayacak çalışmalar içindeyiz'' diye konuştu.
