Küçük yaştaki bir çok çocukta görülen yatak ıslatma probleminin çözümü için önerilen yöntemlerden birisi de ''Alarm tedavisi''.Çocuk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu, çocuğun iç çamaşırına yerleştirilen bir elektrod ile pijamasına iliştirilen alarm cihazının harekete geçirildiği bu yöntemle uykuda idrar hissini algılamanın sağlanabileceğini bildirdi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Söylemezoğlu, beş yaşına gelmiş bir çocuğun yatağını ıslatmasının normal olmadığını, bu durumun, çocukta istemsiz ve farkında olmadan uykuda yatağını ıslatma sorunu olan ''enürezis noktürna'' bulunduğuna işaret edebileceğini söyledi.
Bu yaştaki her 100 çocuktan yaklaşık 14-15'inin uykuda altını ıslattığını, 18 yaşındaki 100 kişinin birinde de bu sorunun devam edebildiğini anlatan Söylemezoğlu, ''Yani yatak ıslatma sorunu belirli bir süreçte kendiliğinden düzelebilir. Ancak, bunu beklemek doğru değildir. Çocuğu ruhsal açıdan zor durumda bırakan bu rahatsızlığın tedavi edilmesi gerekir'' dedi.
Bu sorunun üstünün kapatılmasının tedaviyi zorlaştırdığını, oysa çeşitli tedavi seçenekleri bulunduğunu bildiren Söylemezoğlu, şunlara dikkati çekti:
''Çocuk yatağını bilinçli olarak ıslatmaz. Bunu çocuğun kontrol edemediği işlev bozuklukları ortaya çıkarır. Alt ıslatma, anne babanın çocuğu iyi eğitemediği anlamına da gelmez. Bu, çocuğun büyüme döneminde idrar kontrolü ile ilgili bazı işlevlerin olgunlaşmasının gecikmesi ile ilişkilidir. Tepki göstermek sorunu derinleştirebilir. Doğru tedavi için mutlaka konunun uzmanlarından yardım alınmalıdır.''
İdrar kesesinin ve idrarı tutmaya yarayan kasların sinir sistemi tarafından kontrol edildiğini, gece idrar kontrolü için uyku sırasında idrar hissinin algılanmasının, merkezi sinir sisteminin buna göre olgunlaşmasının, mesane ve ilgili kasların gelişmesinin ve vücutta üretilen bazı maddelerin yeteri kadar salgılanmasının gerekli olduğunu vurgulayan Söylemezoğlu, şu bilgileri aktardı:
''Yatak ıslatma sorunu birden fazla nedene bağlı ortaya çıkabilir. Aileler yatağını ıslatan çocuklarda uykunun ağır olduğundan söz ederler. Gerçekten de altını ıslatma sorunu olan çocukların önemli bir bölümü uyku sırasında idrar kesesinin doluluğunu, diğer bir deyişle idrar yapma ihtiyacını hissedemez ve tuvalete gitmek için uyanamaz. Bunun sonucunda da uyku sırasında sıkıştığını hissedip altına kaçırır. Altını ıslatan bazı çocuklarda ise gece üretilen idrar normalden fazladır. Böyle bir durumda mesane kapasitesi aşılır ve uykuda tuvalet ihtiyacı doğar. Bu durum uykunun ağır olması faktörü ile birleşince gece altını ıslatma ortaya çıkar.''
Bu sorunu yaşayan çocukların bir kısmında ise idrar kesesinin çalışmasıyla ilgili bozukluk saptandığını belirten Söylemezoğlu, tuvalet ihtiyacı uyandıracak kadar idrar birikmese bile mesanenin dolması sırasında ani olarak ortaya çıkan sıkışma hissinin yatak ıslatmaya yol açtığını söyledi.
-''PSİKOLOJİK DEĞİL''-
Genel inanışın aksine gece yatak ıslatmanın psikolojik sorunların neden olduğu bir rahatsızlık olmadığını öne süren Söylemezoğlu, ''Fakat gece altını ıslatmak çocukta psikolojik sorunlara yol açar. Yaşadığı sorundan dolayı çevresinden tepki gören, başka bir yerde geceleyemeyen, tatile gidemeyen, durumundan utanç duyan bir çocuğun psikolojik açıdan etkilenmeyeceğini düşünmek mümkün değildir. Bu nedenle beş yaşını geçmiş çocuklarda hala süren yatak ıslatma sorunu tedavi edilmelidir'' uyarısını dile getirdi.
Yatak ıslatmaya karşı ilaç ya da ''alarm tedavisi'' uygulanabileceğini kaydeden Söylemezoğlu, şu açıklamalarda bulundu:
''Yatak ıslatmada alarm cihazları tedavi amacıyla kullanılabilir. Çocuğun iç çamaşırına yerleştirilen bir elektrod ile pijamasına iliştirilen alarm cihazının çalması sağlanır. Çocuk bu alarmla uyanmasa bile anne baba uyanır ve çocuğu uyandırarak tuvalete götürüp ihtiyacını görmesini sağlayabilir. Çocuğun zaman içerisinde uykuda idrar hissini algılamayı öğrenmesinin amaçlandığı bu tedavinin etkili olup olmayacağı ortalama 6 haftada anlaşılır. Bu 6 hafta boyunca anne babanın her gece çocuğu uyandırarak tuvalete götürmeyi aksatmadan sürdürmesi zorunludur.''
İlaç tedavisinde ise ''desmopressin'' isimli etken maddenin kullanıldığını belirten Söylemezoğlu, ''Altını ıslatan çocukların bir bölümünde geceleri idrar üretimini azaltmakla görevli ADH adı verilen madde yeteri kadar yapılamaz. Desmopressin kullanılarak vücuttaki ADH eksikliği giderilir, böylece gece boyunca mesanenin idrar hissini ortaya çıkaracak kadar dolmasının önüne geçilir'' diye konuştu.
Söylemezoğlu, desmopressin tedavisiyle çocukların yüzde 60-70'inde başarı sağlandığını belirterek, bu yöntemler dışında uzman hekimlerin kontrolünde eklenebilecek başka tedavi şekillerinin de bulunduğunu sözlerine ekledi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Söylemezoğlu, beş yaşına gelmiş bir çocuğun yatağını ıslatmasının normal olmadığını, bu durumun, çocukta istemsiz ve farkında olmadan uykuda yatağını ıslatma sorunu olan ''enürezis noktürna'' bulunduğuna işaret edebileceğini söyledi.
Bu yaştaki her 100 çocuktan yaklaşık 14-15'inin uykuda altını ıslattığını, 18 yaşındaki 100 kişinin birinde de bu sorunun devam edebildiğini anlatan Söylemezoğlu, ''Yani yatak ıslatma sorunu belirli bir süreçte kendiliğinden düzelebilir. Ancak, bunu beklemek doğru değildir. Çocuğu ruhsal açıdan zor durumda bırakan bu rahatsızlığın tedavi edilmesi gerekir'' dedi.
Bu sorunun üstünün kapatılmasının tedaviyi zorlaştırdığını, oysa çeşitli tedavi seçenekleri bulunduğunu bildiren Söylemezoğlu, şunlara dikkati çekti:
''Çocuk yatağını bilinçli olarak ıslatmaz. Bunu çocuğun kontrol edemediği işlev bozuklukları ortaya çıkarır. Alt ıslatma, anne babanın çocuğu iyi eğitemediği anlamına da gelmez. Bu, çocuğun büyüme döneminde idrar kontrolü ile ilgili bazı işlevlerin olgunlaşmasının gecikmesi ile ilişkilidir. Tepki göstermek sorunu derinleştirebilir. Doğru tedavi için mutlaka konunun uzmanlarından yardım alınmalıdır.''
İdrar kesesinin ve idrarı tutmaya yarayan kasların sinir sistemi tarafından kontrol edildiğini, gece idrar kontrolü için uyku sırasında idrar hissinin algılanmasının, merkezi sinir sisteminin buna göre olgunlaşmasının, mesane ve ilgili kasların gelişmesinin ve vücutta üretilen bazı maddelerin yeteri kadar salgılanmasının gerekli olduğunu vurgulayan Söylemezoğlu, şu bilgileri aktardı:
''Yatak ıslatma sorunu birden fazla nedene bağlı ortaya çıkabilir. Aileler yatağını ıslatan çocuklarda uykunun ağır olduğundan söz ederler. Gerçekten de altını ıslatma sorunu olan çocukların önemli bir bölümü uyku sırasında idrar kesesinin doluluğunu, diğer bir deyişle idrar yapma ihtiyacını hissedemez ve tuvalete gitmek için uyanamaz. Bunun sonucunda da uyku sırasında sıkıştığını hissedip altına kaçırır. Altını ıslatan bazı çocuklarda ise gece üretilen idrar normalden fazladır. Böyle bir durumda mesane kapasitesi aşılır ve uykuda tuvalet ihtiyacı doğar. Bu durum uykunun ağır olması faktörü ile birleşince gece altını ıslatma ortaya çıkar.''
Bu sorunu yaşayan çocukların bir kısmında ise idrar kesesinin çalışmasıyla ilgili bozukluk saptandığını belirten Söylemezoğlu, tuvalet ihtiyacı uyandıracak kadar idrar birikmese bile mesanenin dolması sırasında ani olarak ortaya çıkan sıkışma hissinin yatak ıslatmaya yol açtığını söyledi.
-''PSİKOLOJİK DEĞİL''-
Genel inanışın aksine gece yatak ıslatmanın psikolojik sorunların neden olduğu bir rahatsızlık olmadığını öne süren Söylemezoğlu, ''Fakat gece altını ıslatmak çocukta psikolojik sorunlara yol açar. Yaşadığı sorundan dolayı çevresinden tepki gören, başka bir yerde geceleyemeyen, tatile gidemeyen, durumundan utanç duyan bir çocuğun psikolojik açıdan etkilenmeyeceğini düşünmek mümkün değildir. Bu nedenle beş yaşını geçmiş çocuklarda hala süren yatak ıslatma sorunu tedavi edilmelidir'' uyarısını dile getirdi.
Yatak ıslatmaya karşı ilaç ya da ''alarm tedavisi'' uygulanabileceğini kaydeden Söylemezoğlu, şu açıklamalarda bulundu:
''Yatak ıslatmada alarm cihazları tedavi amacıyla kullanılabilir. Çocuğun iç çamaşırına yerleştirilen bir elektrod ile pijamasına iliştirilen alarm cihazının çalması sağlanır. Çocuk bu alarmla uyanmasa bile anne baba uyanır ve çocuğu uyandırarak tuvalete götürüp ihtiyacını görmesini sağlayabilir. Çocuğun zaman içerisinde uykuda idrar hissini algılamayı öğrenmesinin amaçlandığı bu tedavinin etkili olup olmayacağı ortalama 6 haftada anlaşılır. Bu 6 hafta boyunca anne babanın her gece çocuğu uyandırarak tuvalete götürmeyi aksatmadan sürdürmesi zorunludur.''
İlaç tedavisinde ise ''desmopressin'' isimli etken maddenin kullanıldığını belirten Söylemezoğlu, ''Altını ıslatan çocukların bir bölümünde geceleri idrar üretimini azaltmakla görevli ADH adı verilen madde yeteri kadar yapılamaz. Desmopressin kullanılarak vücuttaki ADH eksikliği giderilir, böylece gece boyunca mesanenin idrar hissini ortaya çıkaracak kadar dolmasının önüne geçilir'' diye konuştu.
Söylemezoğlu, desmopressin tedavisiyle çocukların yüzde 60-70'inde başarı sağlandığını belirterek, bu yöntemler dışında uzman hekimlerin kontrolünde eklenebilecek başka tedavi şekillerinin de bulunduğunu sözlerine ekledi.