Ankara'da 3,5 ay önce hayata geçirilen ''Aile Hekimliği'' uygulamasında görev yapan doktorlar, hastaların kendilerini tanımadan başka hekimlere nakil yaptırdığını bildirdi.Edinilen bilgiye göre, Ankara'da 15 Temmuz'da başlayan Aile Hekimliği uygulaması kapsamında, 313 Aile Sağlığı Merkezi ile 25 Toplum Sağlığı Merkezi oluşturuldu. Proje kapsamında da 95 aile hekimi uzmanı ile birlikte 1152 pratisyen hekim görev aldı.
Yaklaşık 4,5 milyon kişinin kaydedildiği sistemde hem sağlık hizmeti verenlerin hem de alanların bazı sorunlar yaşandığı bildirildi.
Çankaya'daki Misakı Milli Aile Sağlığı Merkezi'nde görevli Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Derya Nurhan Ballı, sistemin uygulandığı her ülkede ilk etapta sorunlarla karşılaşıldığına dikkati çekerek, ''En büyük sıkıntı sınırları çizilmiş bölgelerin aile sağlığı merkezlerine uzaklığı'' diye konuştu.
Hastalarından bir bölümünün diğer aile sağlığı merkezlerine daha yakın bölgelerde yaşadığını anlatan Dr Ballı, ''Kimileri yaşlı oldukları için çoğunlukla oturdukları yere yakın olan aile sağlığı merkezlerini tercih ediyorlar. Benim yaşadığım en büyük sıkıntı bu. Hasta kayıplarım oluyor. Hastaların çoğu beni tanımadan, görmeden hekim değişikliği yapıyor. Gelip doktorunun kim olduğunu görse daha iyi olacak. Çoğu hekim arkadaşım da aynı sorunu yaşıyor'' dedi.
Vatandaşların Aile Hekimliği sistemini daha tam olarak bilmediğini vurgulayan Uzman Dr. Derya Nurhan Ballı, kimilerinin sadece ilaç yazdırmaya geldiklerine dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti:
''Aile Hekimliği bu değil. Aile hekimliği her yaşa, her cinsiyete, her bir organ sistemine ve her hastalığa hitap eden bir bölüm. Bizim alanımız bu. Herkese hitap ediyoruz. İlaç da yazıyoruz, muayene de ediyoruz. Her şeyi yapabiliyoruz. İnsanlar henüz aile hekimin ne olduğu bilmiyorlar. Aile hekimliği anne karnından ölünceye kadar insanın her dönemine ilişkin sağlık sorunlarını kapsıyor.''
Bu arada Çankaya bölgesinde evde hasta kontrolü yapan Aile Sağlığı Elemanı Hemşire Suna Yay da AA muhabirine yaptığı açıklamada, her doktor ve sağlık elemanının kendisine verilen nüfustan sorumlu tutulduğu için uygulamadan memnun olduğunu söyledi.
Aile Hekimliği sisteminde Sağlık Bakanlığı'nın her yaş grubuna yönelik zorunlu birtakım uygulamaları bulunduğa dikkati çeken Yay, bu zorunluluğu yerine getirmeyen sağlık personelinin çeşitli yaptırımlarla karşılaştığını anlattı.
Yay, uygulamanın tamamen ''evde bakım'' anlamına gelmediğini belirterek, ''En çok aile hekiminden nasıl faydalanabiliriz sorusuyla karşılaşıyoruz. Vatandaşlar aile hekimlerinin iş kapsamını bilmiyorlar. Uygulamada aile sağlığı merkezlerine gelemeyecek hastaların evlerine gidiliyor. Hastalarımızı aile sağlığı merkezlerine bekliyoruz'' dedi.
-''SİSTEMİN KAPSAMINI BİLMİYORUZ''-
Çankaya'daki uygulama kapsamında evinde Aile Hekimliği personelince ziyaret edilen Hale Aydoğuş, ikinci bebeğine 8 aylık hamile olduğunu belirterek, ilk bebeğine hamileliği sırasında Aile Hekimliği uygulamasının yürürlükte olmadığını hatırlattı.
İlk gebeliğimde deneyimsiz olduğunu ve kendisini bilgilendirecek, yönlendirecek kimse bulunmadığını kaydeden Aydoğmuş, ''Çok sıkıntılı bir hamilelik süreci yaşamıştım. Birkaç doktor değiştirdim, onun sıkıntısını yaşadım. Baştan itibaren doğuma kadar aynı göz beni takip etmiş olsaydı aile hekimliğinde olduğu gibi o sıkıntıların hiçbiri yaşanmazdı. Bu hamileliğim çok daha rahat geçiyor'' dedi.
Aile hekimlerinin ne tip hastalıklara baktıkları ve kimlerle ilgilendikleri konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıklarını anlatan Aydoğmuş, ''Ben hamile olduğum için aile sağlık merkezine gidiyorum. Benim arkadaşlarım (şunu da sorar mısın, bunu da sorar mısın) diyorlar. Sistemin kapsamını bilmiyoruz'' diye konuştu.
Eczacı Mehmet Metin Toker de Aile Hekimliği'nin en büyük sıkıntısının ikamet edilen yer ile sağlık merkezlerinin uzaklıklarının ayarlanamaması olduğunu savunarak, ''İki adımlık yerde bir aile sağlık merkezi varken kayıtlı olduğu uzaktaki merkeze kimse gitmez, kendisine yakın olan yere naklini yaptırır. Böylelikle bazı merkezlerdeki doktorların iş hacmi artar. Bazı yerlerde boşluklar oluşur'' görüşünü aktardı.
-''YENİ YILA KADAR TAŞLAR YERİNE OTURACAK''-
Ankara İl Sağlık Müdür Yardımcısı Selami Kılıç da ilk hasta-hekim eşleştirmesinin Türkiye İstatistik Kurumu'ndan alınan nüfus kayıtlarına göre yapıldığını bildirerek, nakillerin normal karşılanması gerektiğini söyledi.
Kılıç, ''İlk atamayı biz yaptık ama hedef hastanın hekimini tanıması ve kabul etmesi. Birkaç ay içerisinde bu tür sorunlar ortadan kalkacak. İnsanlar eski alışkanlıklarından vazgeçemiyorlar. Alıştığı tanıdığı hekime gitmeyi tercih ediyor. Sistemin olmazsa olmazı bu zaten, vatandaşın hekim seçebilmesi. Yeni yıla kadar taşlar yerine oturacak'' şeklinde konuştu.
Aile Hekimliği Uygulaması'nın referandum sürecinde başladığı için seslerini yeterince duyuramadıklarını belirten Kılıç, ''Sistemi anlatmaya devam ediyoruz. 200 bin broşür bastırdık, okul müdürleriyle toplantılar yaptık. Öğrencileri aileleriyle birlikte hekimlerine gitmeye teşvik ediyoruz. Ankara Müftülüğü ile görüştük camilerde bilgilendirmeler yaptık'' dedi.
Yaklaşık 4,5 milyon kişinin kaydedildiği sistemde hem sağlık hizmeti verenlerin hem de alanların bazı sorunlar yaşandığı bildirildi.
Çankaya'daki Misakı Milli Aile Sağlığı Merkezi'nde görevli Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Derya Nurhan Ballı, sistemin uygulandığı her ülkede ilk etapta sorunlarla karşılaşıldığına dikkati çekerek, ''En büyük sıkıntı sınırları çizilmiş bölgelerin aile sağlığı merkezlerine uzaklığı'' diye konuştu.
Hastalarından bir bölümünün diğer aile sağlığı merkezlerine daha yakın bölgelerde yaşadığını anlatan Dr Ballı, ''Kimileri yaşlı oldukları için çoğunlukla oturdukları yere yakın olan aile sağlığı merkezlerini tercih ediyorlar. Benim yaşadığım en büyük sıkıntı bu. Hasta kayıplarım oluyor. Hastaların çoğu beni tanımadan, görmeden hekim değişikliği yapıyor. Gelip doktorunun kim olduğunu görse daha iyi olacak. Çoğu hekim arkadaşım da aynı sorunu yaşıyor'' dedi.
Vatandaşların Aile Hekimliği sistemini daha tam olarak bilmediğini vurgulayan Uzman Dr. Derya Nurhan Ballı, kimilerinin sadece ilaç yazdırmaya geldiklerine dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti:
''Aile Hekimliği bu değil. Aile hekimliği her yaşa, her cinsiyete, her bir organ sistemine ve her hastalığa hitap eden bir bölüm. Bizim alanımız bu. Herkese hitap ediyoruz. İlaç da yazıyoruz, muayene de ediyoruz. Her şeyi yapabiliyoruz. İnsanlar henüz aile hekimin ne olduğu bilmiyorlar. Aile hekimliği anne karnından ölünceye kadar insanın her dönemine ilişkin sağlık sorunlarını kapsıyor.''
Bu arada Çankaya bölgesinde evde hasta kontrolü yapan Aile Sağlığı Elemanı Hemşire Suna Yay da AA muhabirine yaptığı açıklamada, her doktor ve sağlık elemanının kendisine verilen nüfustan sorumlu tutulduğu için uygulamadan memnun olduğunu söyledi.
Aile Hekimliği sisteminde Sağlık Bakanlığı'nın her yaş grubuna yönelik zorunlu birtakım uygulamaları bulunduğa dikkati çeken Yay, bu zorunluluğu yerine getirmeyen sağlık personelinin çeşitli yaptırımlarla karşılaştığını anlattı.
Yay, uygulamanın tamamen ''evde bakım'' anlamına gelmediğini belirterek, ''En çok aile hekiminden nasıl faydalanabiliriz sorusuyla karşılaşıyoruz. Vatandaşlar aile hekimlerinin iş kapsamını bilmiyorlar. Uygulamada aile sağlığı merkezlerine gelemeyecek hastaların evlerine gidiliyor. Hastalarımızı aile sağlığı merkezlerine bekliyoruz'' dedi.
-''SİSTEMİN KAPSAMINI BİLMİYORUZ''-
Çankaya'daki uygulama kapsamında evinde Aile Hekimliği personelince ziyaret edilen Hale Aydoğuş, ikinci bebeğine 8 aylık hamile olduğunu belirterek, ilk bebeğine hamileliği sırasında Aile Hekimliği uygulamasının yürürlükte olmadığını hatırlattı.
İlk gebeliğimde deneyimsiz olduğunu ve kendisini bilgilendirecek, yönlendirecek kimse bulunmadığını kaydeden Aydoğmuş, ''Çok sıkıntılı bir hamilelik süreci yaşamıştım. Birkaç doktor değiştirdim, onun sıkıntısını yaşadım. Baştan itibaren doğuma kadar aynı göz beni takip etmiş olsaydı aile hekimliğinde olduğu gibi o sıkıntıların hiçbiri yaşanmazdı. Bu hamileliğim çok daha rahat geçiyor'' dedi.
Aile hekimlerinin ne tip hastalıklara baktıkları ve kimlerle ilgilendikleri konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıklarını anlatan Aydoğmuş, ''Ben hamile olduğum için aile sağlık merkezine gidiyorum. Benim arkadaşlarım (şunu da sorar mısın, bunu da sorar mısın) diyorlar. Sistemin kapsamını bilmiyoruz'' diye konuştu.
Eczacı Mehmet Metin Toker de Aile Hekimliği'nin en büyük sıkıntısının ikamet edilen yer ile sağlık merkezlerinin uzaklıklarının ayarlanamaması olduğunu savunarak, ''İki adımlık yerde bir aile sağlık merkezi varken kayıtlı olduğu uzaktaki merkeze kimse gitmez, kendisine yakın olan yere naklini yaptırır. Böylelikle bazı merkezlerdeki doktorların iş hacmi artar. Bazı yerlerde boşluklar oluşur'' görüşünü aktardı.
-''YENİ YILA KADAR TAŞLAR YERİNE OTURACAK''-
Ankara İl Sağlık Müdür Yardımcısı Selami Kılıç da ilk hasta-hekim eşleştirmesinin Türkiye İstatistik Kurumu'ndan alınan nüfus kayıtlarına göre yapıldığını bildirerek, nakillerin normal karşılanması gerektiğini söyledi.
Kılıç, ''İlk atamayı biz yaptık ama hedef hastanın hekimini tanıması ve kabul etmesi. Birkaç ay içerisinde bu tür sorunlar ortadan kalkacak. İnsanlar eski alışkanlıklarından vazgeçemiyorlar. Alıştığı tanıdığı hekime gitmeyi tercih ediyor. Sistemin olmazsa olmazı bu zaten, vatandaşın hekim seçebilmesi. Yeni yıla kadar taşlar yerine oturacak'' şeklinde konuştu.
Aile Hekimliği Uygulaması'nın referandum sürecinde başladığı için seslerini yeterince duyuramadıklarını belirten Kılıç, ''Sistemi anlatmaya devam ediyoruz. 200 bin broşür bastırdık, okul müdürleriyle toplantılar yaptık. Öğrencileri aileleriyle birlikte hekimlerine gitmeye teşvik ediyoruz. Ankara Müftülüğü ile görüştük camilerde bilgilendirmeler yaptık'' dedi.