Kalp krizi ve felci önlemek amacıyla yıllardır düşük dozda aspirin kullanan gönüllülerde, kolon kanseri gelişme riskinin de ciddi düzeyde düştüğü anlaşıldı.İngiltere'de yapılan araştırmadan elde edilen sonuçlara göre aspirin alımı, kolon kanserine yakalanan hasta sayısını dörtte bir oranında azaltıyor, kolon kanserinden ölümleri de üçte bir oranında düşürüyor. Araştırma bulguları, Lancet tıp dergisinde yayımlandı.
Aspirinin, günde en az 500 miligram gibi yüksek dozlarda alımının kolon kanserine karşı önleyici olduğu biliniyordu, ancak bu ilacın kanama ve mide sorunları gibi yan etkilerinin bulunmasından ötürü, zararı, yararının önüne geçebiliyordu. Ancak şimdi, düşük düzeyde, bebeklere tavsiye edilen günlük dozun da kolon kanserine karşı işe yaradığı anlaşıldı. Buna karşın aynı yan etkiler, düşük dozlarda da kaygı nedeni.
Kolon kanseri, gelişmiş ülkelerde, akciğer kanserinden sonraki en yaygın kanser türü. Dünyada her yıl 1 milyon yeni kolon kanseri vakası belirleniyor ve bu hastalıktan yılda 600.000 kişi ölüyor. Bir insanda bu hastalığın gelişme ihtimali yüzde 5.
Oxford'daki John Radcliffe Hastanesinden Peter Rothwell ve meslektaşları, aspirinin kalp hastalıklarına karşı önleyici olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yapılmış olan ve İngiltere ile İsveç'ten yaklaşık 14.000 gönüllüyü kapsayan 4 büyük araştırma üzerinde inceleme yaptı.
18 yıl süren gözlemleri kapsayan bu araştırmalarda gönüllülerin yarısı düşük dozda aspirin kullanmıştı. Araştırmacılar, gönüllülerin yüzde 2,8'inde kolon kanseri oluştuğunu belirledi. Araştırma verilerinden, düşük dozda 6 yıl boyunca aspirin kullanımının kolon kanseri oluşumu riskini yüzde 24 azalttığı, hastanın kolon kanserinden ölme riskini de yüzde 35 oranında düşürdüğü belirlendi.
Fransa'da, Bobigny'deki Avicenne hastanesinden Dr. Robert Benamouzig and Dr. Bernard Uzzan, araştırma ile ilgili yazdıkları yorumlarında, bu çalışmanın, en azından kolon kanserinin yaygın olduğu ülke veya bölgelerde kliniklerin, aspirini, önleyici olarak kullanmalarına yönelik bir yol açabileceğini belirtti. Özellikle ailesinde kolon kanseri geçmişi olanların veya kendisinde daha önce folip belirlenmiş hastaların aspirin kullanımı öneriliyor.
Dr. Robert Benamouzig, yan etkilerinden ötürü aspirini sadece, yüksek risk grubuna girenlere tavsiye edilebileceğini kaydetti. Doktorlar, kolon kanserine karşı önleyici aspirin kullanımı için bir kılavuz geliştirilmesinin, bu alanda atılabilecek ikinci adım olduğunu belirtti. Hastaların, doktor denetimi olmadan kendi başlarına aspirini bu amaçla kullanmaları tavsiye edilmiyor.
Aspirinin yüksek dozlarda ve uzun süreli kullanımı sonucunda mide ve bağırsak tahrişi meydana gelebiliyor, lezyona ve ciddi kanamalara yol açabiliyor.
Aspirinin, meme, mide, yemek borusu ve kolon kanseri ile bağlantılı bir enzimin üretimini engelleme yoluyla kansere karşı koruyucu olduğu düşünülüyor.
Aspirinin, günde en az 500 miligram gibi yüksek dozlarda alımının kolon kanserine karşı önleyici olduğu biliniyordu, ancak bu ilacın kanama ve mide sorunları gibi yan etkilerinin bulunmasından ötürü, zararı, yararının önüne geçebiliyordu. Ancak şimdi, düşük düzeyde, bebeklere tavsiye edilen günlük dozun da kolon kanserine karşı işe yaradığı anlaşıldı. Buna karşın aynı yan etkiler, düşük dozlarda da kaygı nedeni.
Kolon kanseri, gelişmiş ülkelerde, akciğer kanserinden sonraki en yaygın kanser türü. Dünyada her yıl 1 milyon yeni kolon kanseri vakası belirleniyor ve bu hastalıktan yılda 600.000 kişi ölüyor. Bir insanda bu hastalığın gelişme ihtimali yüzde 5.
Oxford'daki John Radcliffe Hastanesinden Peter Rothwell ve meslektaşları, aspirinin kalp hastalıklarına karşı önleyici olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yapılmış olan ve İngiltere ile İsveç'ten yaklaşık 14.000 gönüllüyü kapsayan 4 büyük araştırma üzerinde inceleme yaptı.
18 yıl süren gözlemleri kapsayan bu araştırmalarda gönüllülerin yarısı düşük dozda aspirin kullanmıştı. Araştırmacılar, gönüllülerin yüzde 2,8'inde kolon kanseri oluştuğunu belirledi. Araştırma verilerinden, düşük dozda 6 yıl boyunca aspirin kullanımının kolon kanseri oluşumu riskini yüzde 24 azalttığı, hastanın kolon kanserinden ölme riskini de yüzde 35 oranında düşürdüğü belirlendi.
Fransa'da, Bobigny'deki Avicenne hastanesinden Dr. Robert Benamouzig and Dr. Bernard Uzzan, araştırma ile ilgili yazdıkları yorumlarında, bu çalışmanın, en azından kolon kanserinin yaygın olduğu ülke veya bölgelerde kliniklerin, aspirini, önleyici olarak kullanmalarına yönelik bir yol açabileceğini belirtti. Özellikle ailesinde kolon kanseri geçmişi olanların veya kendisinde daha önce folip belirlenmiş hastaların aspirin kullanımı öneriliyor.
Dr. Robert Benamouzig, yan etkilerinden ötürü aspirini sadece, yüksek risk grubuna girenlere tavsiye edilebileceğini kaydetti. Doktorlar, kolon kanserine karşı önleyici aspirin kullanımı için bir kılavuz geliştirilmesinin, bu alanda atılabilecek ikinci adım olduğunu belirtti. Hastaların, doktor denetimi olmadan kendi başlarına aspirini bu amaçla kullanmaları tavsiye edilmiyor.
Aspirinin yüksek dozlarda ve uzun süreli kullanımı sonucunda mide ve bağırsak tahrişi meydana gelebiliyor, lezyona ve ciddi kanamalara yol açabiliyor.
Aspirinin, meme, mide, yemek borusu ve kolon kanseri ile bağlantılı bir enzimin üretimini engelleme yoluyla kansere karşı koruyucu olduğu düşünülüyor.