SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Hasan Çağıl, ''Bir hekimin günde kaç kişiye, hangi ilaçları yazdığını, bu ilaçların hangi eczanelerden alındığını ''elektronik takip'' sistemiyle tespit edebiliyoruz'' dedi.Çağıl, Çukurova Tıp Fuarı'na katılmak üzere geldiği Adana'da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlıkta suistimal örneklerinin her dönemde gündeme geldiğini, bu nedenle Genel Sağlık Sigortası kapsamında bedelini ödedikleri hizmetleri çok daha farklı metotlarla incelemeye başladıklarını söyledi.
''Bugüne kadar olduğu gibi faturalar gelsin, faturalar kağıt üzerinden karşılaştırılsın, örnekleme yöntemleriyle denetimler yapılsın'' gibi metotlar yerine daha etkin yöntemlere başvurduklarını ifade eden Çağıl, ''Bugün kurum olarak, günde ortalama 1,5 milyon kişinin muayene bedelini ödüyoruz. Yine her gün 900 bine yakın kişinin reçete bedelini ödüyoruz. Çok büyük rakamlar bunlar. Bunları siz tek tek oluşturulmuş olan faturalar üzeriden incelemeye kalktığınız zaman hiçbir zaman doğru bir incelemeye ulaşamayız. Örnekleme bu günün şartlarında en iyi inceleme metotlarından biri ancak bununla yetinmiyoruz'' dedi.
1 Ekim 2010 itibariyle hayata geçen yeni sistemle muayene ve reçetelerin elektronik ortamda takip edildiğini kaydeden Çağıl, sözlerine şöyle devam etti:
''Bir hekimin günde kaç kişiye, hangi ilaçları yazdığı, bu ilaçların hangi eczaneden alındığı online sistemle takip ediliyor. Bu uygulamalarımız yanlış anlaşılmasın. Biz hiç kimseyi potansiyel suçlu görmüyor, tedbirimizi alıyoruz. Özellikle de hekimlik gibi kutsal bir mesleği yürüten değerli meslektaşlarım için asla böyle bir şey düşünemem. Bizim açımızdan sağlık hizmeti sunucusu birinci derecede hekim olduğu için bu takibi yapıyoruz.''
SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Çağıl, söz konusu işlemleri takip edebilmek için tüm hastanelerden hekimlerin kayıtlarını istediklerini belirterek, ''Bu kayıtlar bize internet ortamında tek tuşla bildirildi. Bu bildirimle ilgili süre de 1 Ekim 2010'da doldu. Bu nedenle, Sağlık Bakanlığından aldığı tescil numarasını bildirmeyen hekimlerin yazdığı reçeteleri 1 Ekim 2010 itibariyle ödemiyoruz'' dedi.
Özel sağlık sektörü de dahil hangi hekimin, hangi noktada, nerede çalıştığını bildiklerini ifade eden Çağıl, şunları kaydetti:
''Şu anda tüm kamu ve özelde çalışan hekimlerimizin yüzde 95'inden fazlası sistemimize kayıtlı. Kayıtlarımıza girmeyen çok az bir hekimimiz kaldı. Oysa daha önce hastanenin birinde bir sürü reçete yazılmış. Bu reçeteleri kimin yazdığına bakmak istiyorum, 'bilinmeyen' yazıyor. Bugüne kadar hangi hekimin sicil kaydı varsa tüm reçeteler ona yazılmış. Böyle bir takip olur mu? Bu bir defa hekimi korumak açısından da çok önemli. Bazen bakıyorsunuz koskoca bir hastanede 5 tane hekimin ismi var sistemde ve bunların her birisi günde 800 tane hasta muayene etmiş gösteriliyor. Çünkü hep onların ismini yazmışlar. Bunlar doğru şeyler değil.''
-HEKİMİN HİZMET TABLOSU-
Hasan Çağıl, her hekimin ay içinde yaptığı tüm hizmetlerin tablosunun çıkarılacağını, emsalleriyle arasında sapma varsa anında görülebileceğini belirterek, şunları kaydetti:
''Biz, hangi hizmeti hangi hekimin verdiğini, hangi reçeteyi hangi hekimin yazdığını bilmek zorundayız. Bu nedenle yeni uygulamada her ayın sonunda hizmet faturaları oluşacak. Hekim arkadaşlarımızı, kendi benzerlerine ait kıyaslamalarda olmak üzere bilgilendirme göndereceğiz. Nedir bu bilgilendirme? Doktor A, 'bu kadar hasta muayene ettiniz, şu kadar hasta ameliyat ettiniz, şu kadar hasta yatırdınız, şu kadar işlem yaptınız. Yapmış olduğunuz işlemlerin karşılığında SGK'nın ödemiş olduğu fatura şu' diyeceğiz. Ayrıca bir ayda şu kadar reçete yazdınız. Bu ilaçlar şu firmalara ait. Yazmış olduğunuz ilaçlar şu eczanelerden alınmış. Mesela reçetelerdeki toplam ilaç 300 bin lira. Reçetelerin yüzde 98'i aynı eczaneden alınmış ama reçeteler 100 eczaneye dağılmış. Burada suistimal var mı bilmiyorum. Tutarın 98'ini oluşturan ilaçların tamamı 4 çeşit. Bu gerçek bir örnek. Aynı firmalardan ilaç yazma işini ben yine de suistimal olarak nitelemiyorum. Hekim arkadaşlarımı suçlama niyetinde de değilim.''
Çağıl, ''Elektronik Denetleme Sistemi' adı verdikleri bu uygulamanın bir örneğinin eczaneler için de bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu uygulama, şu anda test amaçlı olarak Türkiye genelinde devam ediyor. Bugüne kadar ilginç sonuçlar aldık. Size basit bir örnek vermek istiyorum. İstanbul'daki bir eczaneye, 27 kilometre uzaklıktaki bir hastaneden, bir ay boyunca, üç doktordan aynı dört kalem ilacın bulunduğu reçeteler gönderilmiş. Burada reçete taşınmış, hastanın taşındığını hiç zannetmiyorum. Biz bunlara ayrıca inceleme gönderiyoruz. Burada reçete taşınıyor, hastanın taşındığını hiç zannetmiyorum. Bu bir tesadüf olamaz.''
''Bugüne kadar olduğu gibi faturalar gelsin, faturalar kağıt üzerinden karşılaştırılsın, örnekleme yöntemleriyle denetimler yapılsın'' gibi metotlar yerine daha etkin yöntemlere başvurduklarını ifade eden Çağıl, ''Bugün kurum olarak, günde ortalama 1,5 milyon kişinin muayene bedelini ödüyoruz. Yine her gün 900 bine yakın kişinin reçete bedelini ödüyoruz. Çok büyük rakamlar bunlar. Bunları siz tek tek oluşturulmuş olan faturalar üzeriden incelemeye kalktığınız zaman hiçbir zaman doğru bir incelemeye ulaşamayız. Örnekleme bu günün şartlarında en iyi inceleme metotlarından biri ancak bununla yetinmiyoruz'' dedi.
1 Ekim 2010 itibariyle hayata geçen yeni sistemle muayene ve reçetelerin elektronik ortamda takip edildiğini kaydeden Çağıl, sözlerine şöyle devam etti:
''Bir hekimin günde kaç kişiye, hangi ilaçları yazdığı, bu ilaçların hangi eczaneden alındığı online sistemle takip ediliyor. Bu uygulamalarımız yanlış anlaşılmasın. Biz hiç kimseyi potansiyel suçlu görmüyor, tedbirimizi alıyoruz. Özellikle de hekimlik gibi kutsal bir mesleği yürüten değerli meslektaşlarım için asla böyle bir şey düşünemem. Bizim açımızdan sağlık hizmeti sunucusu birinci derecede hekim olduğu için bu takibi yapıyoruz.''
SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Çağıl, söz konusu işlemleri takip edebilmek için tüm hastanelerden hekimlerin kayıtlarını istediklerini belirterek, ''Bu kayıtlar bize internet ortamında tek tuşla bildirildi. Bu bildirimle ilgili süre de 1 Ekim 2010'da doldu. Bu nedenle, Sağlık Bakanlığından aldığı tescil numarasını bildirmeyen hekimlerin yazdığı reçeteleri 1 Ekim 2010 itibariyle ödemiyoruz'' dedi.
Özel sağlık sektörü de dahil hangi hekimin, hangi noktada, nerede çalıştığını bildiklerini ifade eden Çağıl, şunları kaydetti:
''Şu anda tüm kamu ve özelde çalışan hekimlerimizin yüzde 95'inden fazlası sistemimize kayıtlı. Kayıtlarımıza girmeyen çok az bir hekimimiz kaldı. Oysa daha önce hastanenin birinde bir sürü reçete yazılmış. Bu reçeteleri kimin yazdığına bakmak istiyorum, 'bilinmeyen' yazıyor. Bugüne kadar hangi hekimin sicil kaydı varsa tüm reçeteler ona yazılmış. Böyle bir takip olur mu? Bu bir defa hekimi korumak açısından da çok önemli. Bazen bakıyorsunuz koskoca bir hastanede 5 tane hekimin ismi var sistemde ve bunların her birisi günde 800 tane hasta muayene etmiş gösteriliyor. Çünkü hep onların ismini yazmışlar. Bunlar doğru şeyler değil.''
-HEKİMİN HİZMET TABLOSU-
Hasan Çağıl, her hekimin ay içinde yaptığı tüm hizmetlerin tablosunun çıkarılacağını, emsalleriyle arasında sapma varsa anında görülebileceğini belirterek, şunları kaydetti:
''Biz, hangi hizmeti hangi hekimin verdiğini, hangi reçeteyi hangi hekimin yazdığını bilmek zorundayız. Bu nedenle yeni uygulamada her ayın sonunda hizmet faturaları oluşacak. Hekim arkadaşlarımızı, kendi benzerlerine ait kıyaslamalarda olmak üzere bilgilendirme göndereceğiz. Nedir bu bilgilendirme? Doktor A, 'bu kadar hasta muayene ettiniz, şu kadar hasta ameliyat ettiniz, şu kadar hasta yatırdınız, şu kadar işlem yaptınız. Yapmış olduğunuz işlemlerin karşılığında SGK'nın ödemiş olduğu fatura şu' diyeceğiz. Ayrıca bir ayda şu kadar reçete yazdınız. Bu ilaçlar şu firmalara ait. Yazmış olduğunuz ilaçlar şu eczanelerden alınmış. Mesela reçetelerdeki toplam ilaç 300 bin lira. Reçetelerin yüzde 98'i aynı eczaneden alınmış ama reçeteler 100 eczaneye dağılmış. Burada suistimal var mı bilmiyorum. Tutarın 98'ini oluşturan ilaçların tamamı 4 çeşit. Bu gerçek bir örnek. Aynı firmalardan ilaç yazma işini ben yine de suistimal olarak nitelemiyorum. Hekim arkadaşlarımı suçlama niyetinde de değilim.''
Çağıl, ''Elektronik Denetleme Sistemi' adı verdikleri bu uygulamanın bir örneğinin eczaneler için de bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu uygulama, şu anda test amaçlı olarak Türkiye genelinde devam ediyor. Bugüne kadar ilginç sonuçlar aldık. Size basit bir örnek vermek istiyorum. İstanbul'daki bir eczaneye, 27 kilometre uzaklıktaki bir hastaneden, bir ay boyunca, üç doktordan aynı dört kalem ilacın bulunduğu reçeteler gönderilmiş. Burada reçete taşınmış, hastanın taşındığını hiç zannetmiyorum. Biz bunlara ayrıca inceleme gönderiyoruz. Burada reçete taşınıyor, hastanın taşındığını hiç zannetmiyorum. Bu bir tesadüf olamaz.''