Sağlıklı bir gebelik süreci ve normal bir bebek dünyaya getirebilmek için, işi şansa bırakmak yerine, hekim bilgisi dahilinde gebelik planlaması yapılması gerekiyor.Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Berker AA muhabirine yaptığı açıklamada, anne olmaya karar vermeden önce bilinçli hareket edilmesi ve sağlık kontrollerinin iyi yapılması gerektiğini söyledi.
Bunun için öncelikle sağlıklı beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğine işaret eden Berker, folik asit takviyesinin yapılması, fazla kiloların verilmesi, düzenli egzersize başlanılması, sigara alışkanlığına son verilmesi, doğum kontrolünün bırakılması, topsoplazma testinin yaptırılması, aşıların tamamlanması, ilaç kullanımına dikkat edilmesi ve mutlaka hekim kontrolüne girilmesi gerektiğini belirtti.
Berker, beslenme şeklinin ve biçiminin hem anne adayı hem de bebeğin gelişimi açısından çok önemli olduğundan, gebelik öncesinde yeterince beslenilip beslenilmediğine, sağlıklı bir diyet uygulanıp uygulanmadığına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Dengeli beslenmek için 4 ana grupta yiyecekten yeterince alınmasının yeterli olduğuna dikkati çeken Berker, ''Günde 3 ana öğün ve hafif ara öğünler düzenli beslenme yeterlidir. 'Vitamin hapı alırım' diye sebze tüketiminden uzaklaşılmamalı. Çünkü vitamin ilaçları henüz tam olarak vitamin ve mineralleri sağlamıyor'' uyarısında bulundu.
''GEBELİKTE İLK 12 HAFTA FOLİK ASİT KULLANILMALI''
Sağlıklı bir gebelik ve bebeğin normal gelişimi açısından folik asit kullanımının çok önemli olduğunu vurgulayan Berker'in verdiği bilgiye göre, hamilelikte bebeğin gelişimi üzerinde çok etkili olduğu ileri sürülen folik asit içeren gıdaların sofradan eksik edilmemesi gerekiyor. Çünkü nöral tüp defekti adı verilen doğumsal sakatlıkları önlemeye yardımcı olduğu biliniyor. Sofrada folik asit açısından zengin olan karaciğer, yeşil sebzeler ve baklagillerin eksik olmaması gerekiyor.
Hamilelik başladıktan sonraki ilk 12 hafta süresince folik asit içeren preperatların kullanılması önem taşıyor.
SİGARA KULLANIMINA DİKKAT
Rahat gebelik, kolay doğum ve doğum sonrası kilo verilmesi kilo kontrolü yapılması gerekiyor. Fazla kilonun üstüne gelen hamilelik nedeniyle alınan kilo, bele daha fazla yük bindirdiğinden, bu durum ileride bel ağrısına yol açıyor.
Zinde bir gebelik süreci ve sonrasında eski formun tekrar kazanılması için düzenli egzersiz yapılması önem taşıyor. Gebelik öncesinde egzersizlere başlanılması, gün içerisinde özellikle bel, sırt ve karın kaslarını çalıştıracak hafif egzersizler öneriliyor.
Sigara bağımlılığı, anne adayının dışında bebeğin sağlını da ciddi tehlikeye sokuyor. Çünkü, gebelik sırasında yakılan her sigara, bebeğe giden oksijenin çalınması anlamına geliyor. Araştırmalar, sigara bağımlısı annelerin daha düşük kilolu bebekler dünyaya getirdiğini gösteriyor. Bu bebekler, solunum yolu enfeksiyonlarına dayanıksız oluyor ve akranlarına göre genel sağlık sorunları daha fazla görülüyor. Ayrıca bebeğin hiçbir neden yokken ani ölüm sendromu nedeniyle hayatını kaybetme oranları da daha yüksek çıkıyor. Doğumu zorlaştırıcı etkilerin yanı sıra, loğusalık döneminde sütün azalmasına yol açıyor.
Sigaranın tamamen bırakılamaması halinde en azından günde 10 tanenin altında içilmesi ve pasif içicilikten korunulması gerekiyor.
HAYVAN DIŞKISI TEHLİKE YARATIYOR
Anne olmaya karar vermeden önce mutlaka hekime başvurarak, doğum kontrol yöntemlerinin bırakılması ve ne zaman hamile kalınması ile ilgili hekimden bilgi alınması isteniyor. Çünkü, bazı doğum kontrol yöntemleri sonrasında en az bir yada iki ay hamile kalınmaması önem taşıyor.
Özellikle evinde hayvan besleyen anne adaylarının, gebelik kararı öncesinde hayvanları evden uzaklaştırması değil, ''toksoplazma'' testi yaptırması gerekiyor. Çünkü, hayvanın dışkısından bulaşabilecek olan toksoplazma, gebelik esnasında enfeksiyona ve enfeksiyonun da bebeğe bulaşmasına neden oluyor. Rahim içine geçtiği durumlarda da bebekte bazı kalıcı hasar oluşturabiliyor. Testte toksoplazma olmadığı ortaya çıkması halinde de hayvanın dışkısının ele temas etmemesine özen gösterilmesi gerekiyor.
Öte yandan gebelik öncesinde mutlaka aşıların gözden geçirilmesi gerekiyor. Çünkü, aşılanmayan annelerin etken maddeyle karşılaşması, yalnızca kendini değil, bebeğini de etkiliyor. Hamilelik sırasında ya da doğumda taşınılan enfeksiyonu bebeğe geçirme riski bulunuyor. Bu nedenle, hamilelik öncesi hepatit B, kızamıkçık ve tetanoza karşı bağışıklık olmaması halinde ve aşılar yaptırılmamışsa bir uzmana başvurarak aşıların tamamlanması gerekiyor.
Gebelikte olduğu kadar gebelik öncesinde de ilaç kullanımında seçici olunması isteniyor. Korunma bırakıldığında ve hamile kalma olasılığı düşünüldüğünde bir uzmana danışmadan ilaç almaktan sakınılması önem taşıyor. Çünkü, erken hamilelik döneminde bazı ilaçların plasentadan geçerek bebeğin gelişimini olumsuz etkilediği belirtiliyor.
Bunun için öncelikle sağlıklı beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğine işaret eden Berker, folik asit takviyesinin yapılması, fazla kiloların verilmesi, düzenli egzersize başlanılması, sigara alışkanlığına son verilmesi, doğum kontrolünün bırakılması, topsoplazma testinin yaptırılması, aşıların tamamlanması, ilaç kullanımına dikkat edilmesi ve mutlaka hekim kontrolüne girilmesi gerektiğini belirtti.
Berker, beslenme şeklinin ve biçiminin hem anne adayı hem de bebeğin gelişimi açısından çok önemli olduğundan, gebelik öncesinde yeterince beslenilip beslenilmediğine, sağlıklı bir diyet uygulanıp uygulanmadığına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Dengeli beslenmek için 4 ana grupta yiyecekten yeterince alınmasının yeterli olduğuna dikkati çeken Berker, ''Günde 3 ana öğün ve hafif ara öğünler düzenli beslenme yeterlidir. 'Vitamin hapı alırım' diye sebze tüketiminden uzaklaşılmamalı. Çünkü vitamin ilaçları henüz tam olarak vitamin ve mineralleri sağlamıyor'' uyarısında bulundu.
''GEBELİKTE İLK 12 HAFTA FOLİK ASİT KULLANILMALI''
Sağlıklı bir gebelik ve bebeğin normal gelişimi açısından folik asit kullanımının çok önemli olduğunu vurgulayan Berker'in verdiği bilgiye göre, hamilelikte bebeğin gelişimi üzerinde çok etkili olduğu ileri sürülen folik asit içeren gıdaların sofradan eksik edilmemesi gerekiyor. Çünkü nöral tüp defekti adı verilen doğumsal sakatlıkları önlemeye yardımcı olduğu biliniyor. Sofrada folik asit açısından zengin olan karaciğer, yeşil sebzeler ve baklagillerin eksik olmaması gerekiyor.
Hamilelik başladıktan sonraki ilk 12 hafta süresince folik asit içeren preperatların kullanılması önem taşıyor.
SİGARA KULLANIMINA DİKKAT
Rahat gebelik, kolay doğum ve doğum sonrası kilo verilmesi kilo kontrolü yapılması gerekiyor. Fazla kilonun üstüne gelen hamilelik nedeniyle alınan kilo, bele daha fazla yük bindirdiğinden, bu durum ileride bel ağrısına yol açıyor.
Zinde bir gebelik süreci ve sonrasında eski formun tekrar kazanılması için düzenli egzersiz yapılması önem taşıyor. Gebelik öncesinde egzersizlere başlanılması, gün içerisinde özellikle bel, sırt ve karın kaslarını çalıştıracak hafif egzersizler öneriliyor.
Sigara bağımlılığı, anne adayının dışında bebeğin sağlını da ciddi tehlikeye sokuyor. Çünkü, gebelik sırasında yakılan her sigara, bebeğe giden oksijenin çalınması anlamına geliyor. Araştırmalar, sigara bağımlısı annelerin daha düşük kilolu bebekler dünyaya getirdiğini gösteriyor. Bu bebekler, solunum yolu enfeksiyonlarına dayanıksız oluyor ve akranlarına göre genel sağlık sorunları daha fazla görülüyor. Ayrıca bebeğin hiçbir neden yokken ani ölüm sendromu nedeniyle hayatını kaybetme oranları da daha yüksek çıkıyor. Doğumu zorlaştırıcı etkilerin yanı sıra, loğusalık döneminde sütün azalmasına yol açıyor.
Sigaranın tamamen bırakılamaması halinde en azından günde 10 tanenin altında içilmesi ve pasif içicilikten korunulması gerekiyor.
HAYVAN DIŞKISI TEHLİKE YARATIYOR
Anne olmaya karar vermeden önce mutlaka hekime başvurarak, doğum kontrol yöntemlerinin bırakılması ve ne zaman hamile kalınması ile ilgili hekimden bilgi alınması isteniyor. Çünkü, bazı doğum kontrol yöntemleri sonrasında en az bir yada iki ay hamile kalınmaması önem taşıyor.
Özellikle evinde hayvan besleyen anne adaylarının, gebelik kararı öncesinde hayvanları evden uzaklaştırması değil, ''toksoplazma'' testi yaptırması gerekiyor. Çünkü, hayvanın dışkısından bulaşabilecek olan toksoplazma, gebelik esnasında enfeksiyona ve enfeksiyonun da bebeğe bulaşmasına neden oluyor. Rahim içine geçtiği durumlarda da bebekte bazı kalıcı hasar oluşturabiliyor. Testte toksoplazma olmadığı ortaya çıkması halinde de hayvanın dışkısının ele temas etmemesine özen gösterilmesi gerekiyor.
Öte yandan gebelik öncesinde mutlaka aşıların gözden geçirilmesi gerekiyor. Çünkü, aşılanmayan annelerin etken maddeyle karşılaşması, yalnızca kendini değil, bebeğini de etkiliyor. Hamilelik sırasında ya da doğumda taşınılan enfeksiyonu bebeğe geçirme riski bulunuyor. Bu nedenle, hamilelik öncesi hepatit B, kızamıkçık ve tetanoza karşı bağışıklık olmaması halinde ve aşılar yaptırılmamışsa bir uzmana başvurarak aşıların tamamlanması gerekiyor.
Gebelikte olduğu kadar gebelik öncesinde de ilaç kullanımında seçici olunması isteniyor. Korunma bırakıldığında ve hamile kalma olasılığı düşünüldüğünde bir uzmana danışmadan ilaç almaktan sakınılması önem taşıyor. Çünkü, erken hamilelik döneminde bazı ilaçların plasentadan geçerek bebeğin gelişimini olumsuz etkilediği belirtiliyor.