NEDİR?
Somatizasyonu stresin ya da duygusal sorunların fiziksel yakınmalarla ifade edilmesi olarak tanımlayabiliriz. Ruhsal sıkıntı ve gerginlik uygun biçimde ifade yolu bulamadığında kişi bunun için bedenini kullanmakta ve sıkıntısını 'bedenselleştirmekte’ yani bedeniyle ifade etmektedir. Bedenselleştirme de en çok ağrıdan yakınılır; halsizlik, baş dönmesi, nefes darlığı ve çarpıntı da sık görülen diğer yakınmalardır. Ağrılar baş, sırt, bacak, kol, eklem gibi vücudun bir çok bölgesinde olabilmektedir. Somatizasyon mide bulantısı, kanama, kusma ve yemeğe dayanamama gibi bir çok şekilde de ortaya çıkabilir. Hatta bazen kişinin herhangi bir enfeksiyonu olmamasına rağmen idrarını ağrılı yapmasına bile neden olabilir.
Ruhsal bir bozukluk tanısı olan Somatizasyon Bozukluğunu ise şöyle tanımlayabiliriz: Fizik muayene ve laboratuar incelemeleri sonucunda organik bir neden ile açıklanamayan birçok bedensel yakınmanın bulunması ve bu yakınmaların kişinin mesleki, sosyal ve özel hayatındaki işlevselliğini etkilemesi (tıbbi bir durum olsa bile , psikolojik zorlanma ve işlevsellikte bozulma fizik muayene ve laboratuar bulgularına göre beklenenden daha fazladır).
NEDENLERİ
Hastalığın neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Hastalığa biyolojik, sosyal ve psikolojik faktörlerin yol açtığı ileri sürülmektedir.
• Sosyal nedenler: hastalar sosyal ilişik kurabilmek için bedensel yakınmalarını kullanıyor olabilirler. Örneğin kocasının her akşam kahveye gitmesini istemeyen bir ev hanımı bunu direk ifade etmek yerine kocasının evde kalmasını sağlamak için sürekli hasta olduğunu yalnız kalamayacağını öne sürüyor olabilir. Yine çocuklarından bir istekte bulunurken hastalığını öne sürebilir. Bazı hastalar yaşadıkları stresle başa çıkmak için bedensel yakınmalar kullanırlar. Örneğin psikolojik kökenli bayılmalarda olduğu gibi kişinin bilinç dışı çatışmalarının doğurduğu stres bayılma ile sonuçlanabilir.
• Psikodinamik nedenler: Freud’a göre cinsel içgüdülere bağlı bilinç dışında olan çatışmalar bazı hastalarda bu belirtileri ortaya çıkarmaktadır.
• Biyolojik nedenler: bazı araştırmacılar bu hastalığın nöropsikolojik nedenlere dayandığını öne sürmektedir. Bu hastalarda dikkat ve bilişsel işlevlerde bozukluk olduğu ve bunun sonucunda algı bozuklukları oluştuğu ileri sürülmektedir. Bu hastalığın genetik yatkınlığı olduğu düşünülmektedir. Hastaların birinci derece yakınlarında hastalığın görülme oranı %10-20’dir. Yine bu ailelerde madde kullanımı ve kişilik bozuklukları daha sık görülmektedir. Yine sitokinler denen bağışıklık sisteminde haberci rolü oynayan bazı maddelerin bu hastalığın ortaya çıkışında rol oynayabileceği düşünülmektedir. Bu konuda kesin bir veri olmamakla beraber araştırmalar halen devam etmektedir.
BELİRTİLERİ
Somatizasyon bozukluğu adı altında toplanan belirtiler şunlardır: (bu tanıyı koyabilmek için bu 34 belirtiden en az 13 tanesi aynı kişide görülmüş olmalıdır)
1. Kusma
2. Kol ve bacak ağrısı
3. Nefes darlığı
4. Sağırlık
5. Yürüme zorluğu
6. Karın ağrısı
7. Sırt ağrısı
8. Çarpıntı
9. Çift görme
10. Kas ağrısı
11. Eklem ağrısı
12. Bulantı
13. Sersemlik
14. Bulanık görme
15. İdrar yapma güçlüğü
16. Karında şişkinlik hissi
17. İdrar yaparken ağrı duyma
18. Unutkanlık
19. Körlük
20. Cinsel ilişki sırasında cinsel organlarda yanma
21. İshal
22. Baş ağrısı dışındaki bedenin herhangi bir yerinde ağrı duyma
23. Yutma güçlüğü
24. Bayılma
25. Cinsel isteksizlik
26. Değişik besinler yediğinde bunları tolere edememe
27. Ses kısıklığı
28. Sara benzeri nöbet geçirme
29. Göğüs ağrısı
30. Cinsel ilişki sırasında ağrı duyma
31. Ağrılı adet görme (kadınlarda)
32. Düzensiz adet görme (kadınlarda)
33. Aşırı adet kanaması (kadınlarda)
34. Gebelik boyunca kusma (kadınlarda)
Belirtiler genelde hastayı da rahatsız edici düzeydedir. Bu nedenle hastalar sıklıkla doktora başvururlar, değişik ağrı kesiciler kullanırlar ve genelde yaşam tarzlarını da hastalığa göre değiştirirler.
TEDAVİSİ
Somatizasyon bozukluğu, kendiliğinden iyileşmenin nadir olduğu bir ruhsal rahatsızlıktır. 6-8 yıl süre ile herhangi bir tedavi görmeyen hastaların %90’nında rahatsızlığın sürdüğü bildirilmektedir. Özellikle yaşam koşullarının ağırlaştığı dönemlerde belirtilerinin şiddetlendiği ve yenilerinin eklendiği görülür. Yakınmaların hafiflediği iyilik dönemleri genellikle bir yılı aşmaz. Yıllarca süren somatizasyon bozukluğu olan hastalarda sosyal yeti yitimi görülen hasta oranının %83’ü bulabildiği bildirilmektedir.
Somatizasyon Bozukluğunun tedavisi oldukça zordur. Çünkü kişiler yakınmalarının bir tür psikolojik bozukluk olduğunu kabullenmezler. Tedavi yaklaşımında önce kişiye ve ailesine bunun psikolojik bozukluk olduğunu anlatmaya çalışmak ve uzlaşmak gerekir. Bu özellikle kişi tarafından kolay kabullenilmez. Bazı dirençler gösterebilir. Bu uzlaşma gerçekleşirse hastadan psikiyatristinin/psikoloğunun onayı olmadan başka bir hekime ya da tahlile yönelmemesi istenir. Böyle bir ittifak kurulduktan sonra da psikoterapi sürecine başlanır.Tedavide belli bir ilaç ve tedavi yöntemi bilinmemektedir. Ancak hastaların toplumsal uyumun ve iş verimini artırmak amacı ile psikolojik destek verilebilir. Yine bu hastalarla ilişki kurmada psikiyatristin tutumu çok önemlidir. 1 yıllık bir psikoterapi sürecinde tedavi şansı % 80 'e kadar çıkar.
Tedavi vucutsal hastaligin varlığında ,hastalıkla ilgili birim ile paralel olarak tedavinin yürütülebilmesi seklinde olmakta ya da ayaktan tedavi ile olabilmektedir. önemli hedef olabildiğince çabuk hareketin ve olabilen en yüksek işlevselliğin sağlanabilmesidir. Bunun için ilaç tedavisi yanında, bireysel terapiler, hipnoz, fizik tedaviden faydalanılmaktadır.
Somatizasyonu stresin ya da duygusal sorunların fiziksel yakınmalarla ifade edilmesi olarak tanımlayabiliriz. Ruhsal sıkıntı ve gerginlik uygun biçimde ifade yolu bulamadığında kişi bunun için bedenini kullanmakta ve sıkıntısını 'bedenselleştirmekte’ yani bedeniyle ifade etmektedir. Bedenselleştirme de en çok ağrıdan yakınılır; halsizlik, baş dönmesi, nefes darlığı ve çarpıntı da sık görülen diğer yakınmalardır. Ağrılar baş, sırt, bacak, kol, eklem gibi vücudun bir çok bölgesinde olabilmektedir. Somatizasyon mide bulantısı, kanama, kusma ve yemeğe dayanamama gibi bir çok şekilde de ortaya çıkabilir. Hatta bazen kişinin herhangi bir enfeksiyonu olmamasına rağmen idrarını ağrılı yapmasına bile neden olabilir.
Ruhsal bir bozukluk tanısı olan Somatizasyon Bozukluğunu ise şöyle tanımlayabiliriz: Fizik muayene ve laboratuar incelemeleri sonucunda organik bir neden ile açıklanamayan birçok bedensel yakınmanın bulunması ve bu yakınmaların kişinin mesleki, sosyal ve özel hayatındaki işlevselliğini etkilemesi (tıbbi bir durum olsa bile , psikolojik zorlanma ve işlevsellikte bozulma fizik muayene ve laboratuar bulgularına göre beklenenden daha fazladır).
NEDENLERİ
Hastalığın neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Hastalığa biyolojik, sosyal ve psikolojik faktörlerin yol açtığı ileri sürülmektedir.
• Sosyal nedenler: hastalar sosyal ilişik kurabilmek için bedensel yakınmalarını kullanıyor olabilirler. Örneğin kocasının her akşam kahveye gitmesini istemeyen bir ev hanımı bunu direk ifade etmek yerine kocasının evde kalmasını sağlamak için sürekli hasta olduğunu yalnız kalamayacağını öne sürüyor olabilir. Yine çocuklarından bir istekte bulunurken hastalığını öne sürebilir. Bazı hastalar yaşadıkları stresle başa çıkmak için bedensel yakınmalar kullanırlar. Örneğin psikolojik kökenli bayılmalarda olduğu gibi kişinin bilinç dışı çatışmalarının doğurduğu stres bayılma ile sonuçlanabilir.
• Psikodinamik nedenler: Freud’a göre cinsel içgüdülere bağlı bilinç dışında olan çatışmalar bazı hastalarda bu belirtileri ortaya çıkarmaktadır.
• Biyolojik nedenler: bazı araştırmacılar bu hastalığın nöropsikolojik nedenlere dayandığını öne sürmektedir. Bu hastalarda dikkat ve bilişsel işlevlerde bozukluk olduğu ve bunun sonucunda algı bozuklukları oluştuğu ileri sürülmektedir. Bu hastalığın genetik yatkınlığı olduğu düşünülmektedir. Hastaların birinci derece yakınlarında hastalığın görülme oranı %10-20’dir. Yine bu ailelerde madde kullanımı ve kişilik bozuklukları daha sık görülmektedir. Yine sitokinler denen bağışıklık sisteminde haberci rolü oynayan bazı maddelerin bu hastalığın ortaya çıkışında rol oynayabileceği düşünülmektedir. Bu konuda kesin bir veri olmamakla beraber araştırmalar halen devam etmektedir.
BELİRTİLERİ
Somatizasyon bozukluğu adı altında toplanan belirtiler şunlardır: (bu tanıyı koyabilmek için bu 34 belirtiden en az 13 tanesi aynı kişide görülmüş olmalıdır)
1. Kusma
2. Kol ve bacak ağrısı
3. Nefes darlığı
4. Sağırlık
5. Yürüme zorluğu
6. Karın ağrısı
7. Sırt ağrısı
8. Çarpıntı
9. Çift görme
10. Kas ağrısı
11. Eklem ağrısı
12. Bulantı
13. Sersemlik
14. Bulanık görme
15. İdrar yapma güçlüğü
16. Karında şişkinlik hissi
17. İdrar yaparken ağrı duyma
18. Unutkanlık
19. Körlük
20. Cinsel ilişki sırasında cinsel organlarda yanma
21. İshal
22. Baş ağrısı dışındaki bedenin herhangi bir yerinde ağrı duyma
23. Yutma güçlüğü
24. Bayılma
25. Cinsel isteksizlik
26. Değişik besinler yediğinde bunları tolere edememe
27. Ses kısıklığı
28. Sara benzeri nöbet geçirme
29. Göğüs ağrısı
30. Cinsel ilişki sırasında ağrı duyma
31. Ağrılı adet görme (kadınlarda)
32. Düzensiz adet görme (kadınlarda)
33. Aşırı adet kanaması (kadınlarda)
34. Gebelik boyunca kusma (kadınlarda)
Belirtiler genelde hastayı da rahatsız edici düzeydedir. Bu nedenle hastalar sıklıkla doktora başvururlar, değişik ağrı kesiciler kullanırlar ve genelde yaşam tarzlarını da hastalığa göre değiştirirler.
TEDAVİSİ
Somatizasyon bozukluğu, kendiliğinden iyileşmenin nadir olduğu bir ruhsal rahatsızlıktır. 6-8 yıl süre ile herhangi bir tedavi görmeyen hastaların %90’nında rahatsızlığın sürdüğü bildirilmektedir. Özellikle yaşam koşullarının ağırlaştığı dönemlerde belirtilerinin şiddetlendiği ve yenilerinin eklendiği görülür. Yakınmaların hafiflediği iyilik dönemleri genellikle bir yılı aşmaz. Yıllarca süren somatizasyon bozukluğu olan hastalarda sosyal yeti yitimi görülen hasta oranının %83’ü bulabildiği bildirilmektedir.
Somatizasyon Bozukluğunun tedavisi oldukça zordur. Çünkü kişiler yakınmalarının bir tür psikolojik bozukluk olduğunu kabullenmezler. Tedavi yaklaşımında önce kişiye ve ailesine bunun psikolojik bozukluk olduğunu anlatmaya çalışmak ve uzlaşmak gerekir. Bu özellikle kişi tarafından kolay kabullenilmez. Bazı dirençler gösterebilir. Bu uzlaşma gerçekleşirse hastadan psikiyatristinin/psikoloğunun onayı olmadan başka bir hekime ya da tahlile yönelmemesi istenir. Böyle bir ittifak kurulduktan sonra da psikoterapi sürecine başlanır.Tedavide belli bir ilaç ve tedavi yöntemi bilinmemektedir. Ancak hastaların toplumsal uyumun ve iş verimini artırmak amacı ile psikolojik destek verilebilir. Yine bu hastalarla ilişki kurmada psikiyatristin tutumu çok önemlidir. 1 yıllık bir psikoterapi sürecinde tedavi şansı % 80 'e kadar çıkar.
Tedavi vucutsal hastaligin varlığında ,hastalıkla ilgili birim ile paralel olarak tedavinin yürütülebilmesi seklinde olmakta ya da ayaktan tedavi ile olabilmektedir. önemli hedef olabildiğince çabuk hareketin ve olabilen en yüksek işlevselliğin sağlanabilmesidir. Bunun için ilaç tedavisi yanında, bireysel terapiler, hipnoz, fizik tedaviden faydalanılmaktadır.