Yasaklar başladı, tiryakiler azaldı
Sigarayla ilgili yasal düzenlemelerin ardından Türkiye'de sigara bırakma oranı yüzde 7'ye ulaştı, sigara kullanımı azaldı.
Sigarayla ilgili yasal düzenlemelerin ardından Türkiye'de sigara bırakma oranı yüzde 7'ye ulaştı, sigara kullanımı azaldı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 19 Temmuz 2009 tarihinde yürürlüğe giren 5727 Sayılı Kanun ile kapalı alanlarda sigara içilmesine getirilen düzenlemelerin, sigarayla mücadelede oldukça işe yaradığını söyledi.
Yasanın sadece bırakma oranına etki yapmadığına, aynı zamanda kullanım miktarını da düşürdüğüne dikkati çeken Köksal, şöyle devam etti:
"Sigara yasağından sonra yüzde 7'lik bırakma oranı yakalandı ve sigara kullanım miktarı düştü. Önceleri günde bir paket bitiren kişi bu kısıtlamalar nedeniyle artık iki günde bir paket içmeye başladı. Tüm dünyada önlenebilir ölüm nedenlerinin başında sigara ve sigaraya bağlı hastalıklar geliyor. Trafik kazaları, terör gibi nedenlerle yaşanan ölümlerin hepsini toplasanız sigaranın neden olduğu ölümden daha az çıkıyor. Dünyada her 8 saniyede bir insan sigara ve buna bağlı rahatsızlıklardan hayatlarını kaybediyor. Ülkemizde bu duruma karşı aktif bir mücadele başladı."
Sigarayla mücadelenin bir aşamasının Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesinde faaliyet gösteren Sigarayı Bırakma Polikliniği'nde uygulandığını ifade eden Köksal, şunları kaydetti:
"Biz sigarayı hastalık olarak görüyoruz. Amaç sigara içenle mücadele etmek değil, sigaranın kendisiyle mücadeledir. Sigaradan kurtulmak isteyip de kurtulamayan hastalara tıbben yardım etmek, sigaranın zararlarının tam olarak bilmeyenlere anlatılması ve bağımlılık aşamasını daha rahat atlatmaya yönelik çalışmaları sigara polikliniğinde yürütüyoruz."
Amaç, hastalanmadan hastalığın önüne geçmek
Önlenebilir ölümlerin büyük bir bölümünün tütün ve tütün mamüllerinden kaynaklandığını dile getiren Köksal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amacımız hastalanmadan hastalığın önüne geçmek. Toplum hayatından sigarayı çıkarırsak buna bağlı hastalıkların önüne geçmiş olacağız. Kalp damar hastalıklarının çok büyük bir kısmı, kalp krizi, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, beyin ve sinir hastalıkları, beyin kanamaları ve felçlerin büyük bir kısmı, dil, dudak, mesane, gırtlak ve akciğer kanseri gibi birçok kanserin ana sebebi sigaradır. Sistemik hastalıklar, diyabet, metabolik sendromların da önemli bir kısmının sebebidir. Kadınlarda üreme fonksiyonları etkilenirken erkeklerde iktidarsızlığa ve kısırlığa kadar gidecek birçok hastalığın en önemli nedenlerinden biri sigaradır."
"KOAH geri dönülmez hasarlara neden olur"
Sigaranın geri dönülmez hasarlara neden olan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığına (KOAH) yol açtığını vurgulayan Köksal, şunları kaydetti:
"KOAH akciğerlerde hava değiş tokuşunu sağlayan keseciklerin geri dönüşü olmayan bir şekilde hasarlanmasına neden olur. Yaşıtları üç kat merdiven rahatlıkla çıkarken KOAH hastası daha birinci kata gelmeden nefes darlığı çekebilir. Özellikle efor durumunda akciğerler yetersiz kalıyor. Hasta duraksama, nefes nefese kalma, nefes darlığı gibi şikayetlerle boğuşmak zorunda kalıyor. Tedavisinde son yıllarda büyük gelişmeler oldu ancak maalesef ciğerde oluşan hasarların büyük bir kısmı geri dönüşümsüzdür. Hastalanmadan tedavi veya hastalığın önüne geçmek tedavinin en önemli yönünü oluşturuyor. "
Kaynak: AA
Sigarayla ilgili yasal düzenlemelerin ardından Türkiye'de sigara bırakma oranı yüzde 7'ye ulaştı, sigara kullanımı azaldı.
Sigarayla ilgili yasal düzenlemelerin ardından Türkiye'de sigara bırakma oranı yüzde 7'ye ulaştı, sigara kullanımı azaldı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 19 Temmuz 2009 tarihinde yürürlüğe giren 5727 Sayılı Kanun ile kapalı alanlarda sigara içilmesine getirilen düzenlemelerin, sigarayla mücadelede oldukça işe yaradığını söyledi.
Yasanın sadece bırakma oranına etki yapmadığına, aynı zamanda kullanım miktarını da düşürdüğüne dikkati çeken Köksal, şöyle devam etti:
"Sigara yasağından sonra yüzde 7'lik bırakma oranı yakalandı ve sigara kullanım miktarı düştü. Önceleri günde bir paket bitiren kişi bu kısıtlamalar nedeniyle artık iki günde bir paket içmeye başladı. Tüm dünyada önlenebilir ölüm nedenlerinin başında sigara ve sigaraya bağlı hastalıklar geliyor. Trafik kazaları, terör gibi nedenlerle yaşanan ölümlerin hepsini toplasanız sigaranın neden olduğu ölümden daha az çıkıyor. Dünyada her 8 saniyede bir insan sigara ve buna bağlı rahatsızlıklardan hayatlarını kaybediyor. Ülkemizde bu duruma karşı aktif bir mücadele başladı."
Sigarayla mücadelenin bir aşamasının Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesinde faaliyet gösteren Sigarayı Bırakma Polikliniği'nde uygulandığını ifade eden Köksal, şunları kaydetti:
"Biz sigarayı hastalık olarak görüyoruz. Amaç sigara içenle mücadele etmek değil, sigaranın kendisiyle mücadeledir. Sigaradan kurtulmak isteyip de kurtulamayan hastalara tıbben yardım etmek, sigaranın zararlarının tam olarak bilmeyenlere anlatılması ve bağımlılık aşamasını daha rahat atlatmaya yönelik çalışmaları sigara polikliniğinde yürütüyoruz."
Amaç, hastalanmadan hastalığın önüne geçmek
Önlenebilir ölümlerin büyük bir bölümünün tütün ve tütün mamüllerinden kaynaklandığını dile getiren Köksal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amacımız hastalanmadan hastalığın önüne geçmek. Toplum hayatından sigarayı çıkarırsak buna bağlı hastalıkların önüne geçmiş olacağız. Kalp damar hastalıklarının çok büyük bir kısmı, kalp krizi, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, beyin ve sinir hastalıkları, beyin kanamaları ve felçlerin büyük bir kısmı, dil, dudak, mesane, gırtlak ve akciğer kanseri gibi birçok kanserin ana sebebi sigaradır. Sistemik hastalıklar, diyabet, metabolik sendromların da önemli bir kısmının sebebidir. Kadınlarda üreme fonksiyonları etkilenirken erkeklerde iktidarsızlığa ve kısırlığa kadar gidecek birçok hastalığın en önemli nedenlerinden biri sigaradır."
"KOAH geri dönülmez hasarlara neden olur"
Sigaranın geri dönülmez hasarlara neden olan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığına (KOAH) yol açtığını vurgulayan Köksal, şunları kaydetti:
"KOAH akciğerlerde hava değiş tokuşunu sağlayan keseciklerin geri dönüşü olmayan bir şekilde hasarlanmasına neden olur. Yaşıtları üç kat merdiven rahatlıkla çıkarken KOAH hastası daha birinci kata gelmeden nefes darlığı çekebilir. Özellikle efor durumunda akciğerler yetersiz kalıyor. Hasta duraksama, nefes nefese kalma, nefes darlığı gibi şikayetlerle boğuşmak zorunda kalıyor. Tedavisinde son yıllarda büyük gelişmeler oldu ancak maalesef ciğerde oluşan hasarların büyük bir kısmı geri dönüşümsüzdür. Hastalanmadan tedavi veya hastalığın önüne geçmek tedavinin en önemli yönünü oluşturuyor. "
Kaynak: AA