AIDS'e yakalanan kişilerin yaş ortalaması düşüyor
16. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi HIV/AIDS Çalışma Grubu Başkanı Uzm. Dr. Muzaffer Fincancı, ''Geçmişte AIDS'e yakalanan kişilerin yaş ortalaması 35-50 idi. Şimdi ise yaş ortalaması 20'ye düştü'' dedi.
16. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi HIV/AIDS Çalışma Grubu Başkanı Uzm. Dr. Muzaffer Fincancı, ''Geçmişte AIDS'e yakalanan kişilerin yaş ortalaması 35-50 idi. Şimdi ise yaş ortalaması 20'ye düştü'' dedi. Fincancı, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneğince Kundu Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde düzenlenen kongre öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, 13 yıl önce Türkiye'de yılda 100 AIDS vakasının görüldüğünü, 2010'da 400, 2011'de 600, 2012 yılının ilk 6 ayında ise 700'e yakın vakanın görüldüğünü ifade etti.
Hastalıkta katlanarak bir artış yaşandığına dikkati çeken Fincancı, bu durumun çok tehlikeli olduğunu kaydetti. Türkiye'de kayıtlı 5 bin 740 AIDS vakasının bulunduğunu vurgulayan Fincancı, dünya ortalamasına göre bu rakamın az olmasına rağmen sayının hızla artmasının tehlike oluşturduğunu dile getirdi.
Sayının artmasıyla hastalığa yakalanan kişilerin yaş ortalamasının da düştüğüne işaret eden Fincancı, ''Geçmişte AIDS'e yakalanan kişilerin yaş ortalaması 35-50 idi. Şimdi ise bu oran 20'ye düştü. Hastalıkla mücadelede dünyada ne yapılıyorsa Türkiye'de de aynısı yapılıyor. Virüs eskisi kadar ölümcül değil, ama tedavi edilmesi şart'' diye konuştu.
Türkiye'de özellikle gençlerin hastalığın öneminin farkına varamadığına anlatan Fincancı, şöyle konuştu:
''İnsanların korunmasız cinsel ilişkiye devam ettiğini görüyoruz. Bu konuda yeterli bilinçleri olmadığının farkına vardık. Bu, mutlaka giderilmesi gereken bir şey. İnsanların yeterli bilgiye sahip olması ve bu bilgiye inanması gerekiyor. Vakaların yüzde 70'i kadın-erkek ilişkisiyle bulaşıyor. Erkeklerde bulaşma hızı kadınlara göre 3-4 kat fazla. Hastaların yüzde 70'e yakını erkek. 5 bin 740 hasta içerisinde sadece 600'e yakını yabancı uyruklu. Başka birisiyle cinsel ilişki kurmamış bir köylü kadını da AIDS'li olarak bize geldi. Yani bu virüsü dışarıdan gelen kişilere bağlamak doğru değil.''
Virüsün ''kötü insanların hastalığı'' gibi görüldüğünü, insanların ''Ben işimde, gücümdeyim. Niye AIDS Olayım'' diye düşündüğünü kaydeden Fincancı, ''Cinsel ilişki dışında anneden bebeğe bulaşma olasılığı bulunuyor. Ancak bu önlenebilir. Anne HIV pozitif olsa da çocuk negatif olarak doğabilir. AIDS, kişinin kan bankasından kan alması sonucu da bulaşabilir. Bu milyonda bir rastlanan bir olaydır. Kuaför ya da diş hekimlerinin de AIDS'e yakalanma olasılığı var. Yani bir kuaför, HIV virüsü taşıyan bir kişinin tırnağını temizlerken kanatmışsa ve dezenfekte etmeden aynı aletle sizin tırnağınızı keserken kanatırsa size de AIDS bulaşabilir'' diye konuştu.
Kaynak: AA
16. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi HIV/AIDS Çalışma Grubu Başkanı Uzm. Dr. Muzaffer Fincancı, ''Geçmişte AIDS'e yakalanan kişilerin yaş ortalaması 35-50 idi. Şimdi ise yaş ortalaması 20'ye düştü'' dedi.
16. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi HIV/AIDS Çalışma Grubu Başkanı Uzm. Dr. Muzaffer Fincancı, ''Geçmişte AIDS'e yakalanan kişilerin yaş ortalaması 35-50 idi. Şimdi ise yaş ortalaması 20'ye düştü'' dedi. Fincancı, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneğince Kundu Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde düzenlenen kongre öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, 13 yıl önce Türkiye'de yılda 100 AIDS vakasının görüldüğünü, 2010'da 400, 2011'de 600, 2012 yılının ilk 6 ayında ise 700'e yakın vakanın görüldüğünü ifade etti.
Hastalıkta katlanarak bir artış yaşandığına dikkati çeken Fincancı, bu durumun çok tehlikeli olduğunu kaydetti. Türkiye'de kayıtlı 5 bin 740 AIDS vakasının bulunduğunu vurgulayan Fincancı, dünya ortalamasına göre bu rakamın az olmasına rağmen sayının hızla artmasının tehlike oluşturduğunu dile getirdi.
Sayının artmasıyla hastalığa yakalanan kişilerin yaş ortalamasının da düştüğüne işaret eden Fincancı, ''Geçmişte AIDS'e yakalanan kişilerin yaş ortalaması 35-50 idi. Şimdi ise bu oran 20'ye düştü. Hastalıkla mücadelede dünyada ne yapılıyorsa Türkiye'de de aynısı yapılıyor. Virüs eskisi kadar ölümcül değil, ama tedavi edilmesi şart'' diye konuştu.
Türkiye'de özellikle gençlerin hastalığın öneminin farkına varamadığına anlatan Fincancı, şöyle konuştu:
''İnsanların korunmasız cinsel ilişkiye devam ettiğini görüyoruz. Bu konuda yeterli bilinçleri olmadığının farkına vardık. Bu, mutlaka giderilmesi gereken bir şey. İnsanların yeterli bilgiye sahip olması ve bu bilgiye inanması gerekiyor. Vakaların yüzde 70'i kadın-erkek ilişkisiyle bulaşıyor. Erkeklerde bulaşma hızı kadınlara göre 3-4 kat fazla. Hastaların yüzde 70'e yakını erkek. 5 bin 740 hasta içerisinde sadece 600'e yakını yabancı uyruklu. Başka birisiyle cinsel ilişki kurmamış bir köylü kadını da AIDS'li olarak bize geldi. Yani bu virüsü dışarıdan gelen kişilere bağlamak doğru değil.''
Virüsün ''kötü insanların hastalığı'' gibi görüldüğünü, insanların ''Ben işimde, gücümdeyim. Niye AIDS Olayım'' diye düşündüğünü kaydeden Fincancı, ''Cinsel ilişki dışında anneden bebeğe bulaşma olasılığı bulunuyor. Ancak bu önlenebilir. Anne HIV pozitif olsa da çocuk negatif olarak doğabilir. AIDS, kişinin kan bankasından kan alması sonucu da bulaşabilir. Bu milyonda bir rastlanan bir olaydır. Kuaför ya da diş hekimlerinin de AIDS'e yakalanma olasılığı var. Yani bir kuaför, HIV virüsü taşıyan bir kişinin tırnağını temizlerken kanatmışsa ve dezenfekte etmeden aynı aletle sizin tırnağınızı keserken kanatırsa size de AIDS bulaşabilir'' diye konuştu.
Kaynak: AA
