Uzmanlar obeziteye karşı vatandaşı uyarıyor
Çağın hastalığı olan obezitenin insanlar üzerindeki etkisi günden güne artarken, uzmanlar obeziteye karşı vatandaşı uyarıyor.
Çağın hastalığı olan obezitenin insanlar üzerindeki etkisi günden güne artarken, uzmanlar obeziteye karşı vatandaşı uyarıyor. Zeki Dursun'un haberi
Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, ülkeler ve hükümetlerin obeziteyle mücadele etmek için çok büyük paralar harcadığını söyledi. Şahin, "Ülkemiz için henüz tehlike çanlarının çaldığı bir dönemde değiliz ama artık o aşamaya girme noktasındayız. Şimdiden tedbir alınmazsa ciddi sağlık sorunları ortaya çıkacaktır." dedi.
Obezitenin ölümle sonuçlanabileceğini kaydeden Şahin, "Obez olan insanların ömürleri obez olmayan insanlara göre daha kısadır ve mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'de bu kararı almıştır ve obezitenin tedavisi için cerrahi seçeneği de önemli bir seçenek olarak kabul etmiştir. Tabi obeziteyle ilgili çeşitli tedavi yöntemleri uygulanmaktadır ancak bunlar içerisinde kalıcı kilo vermeyi sağlayan en önemli yöntem cerrahi yöntemdir. Burada hastaya uygun olan yöntemin seçilmesi büyük önem arz etmektedir. Yoksa bir tek tekniği bir tek yöntemi bütün hastalara uygulayamazsınız o zaman istenmeyen sonuçlarla karşılaşırsınız. Bu nedenle hastaya uygun olan cerrahi tekniği seçmeniz gerekiyor" diye konuştu.
DİYABET GÜNÜMÜZDE GİDEREK ARTMAKTADIR
Diyabetin de günümüzde giderek arttığını kaydeden Şahin, "Hatta Hindistan başta olmak üzere Hindistan'daki risk % 300'lük bir artış. Türkiye'deki risk %190'lık bir artış büyük bir rakamdır bu ve diyabet neden arttı bu kadar niye yükseldi sorusunu sorup cevabını verirsek cevabı şudur. Normalde özellikle Hindistan gibi ülkelerde, ülkemizde insanlar daha doğal besleniyorlardı, kendilerinin ürettikleri ürünleri tüketiyorlardı ve sindirim sisteminin birinci kısmı bu alınan gıdaların sindirildiği yerdi. İkinci kısmı ise bu sindirilen gıdaların emilip kana geçtiği yerdi.
Ancak günümüzde doğal gıda tüketiminin yerini rafine, kalori değeri yüksek gıdalar aldığı için bu gıdalar daha sindirim sisteminin birinci kısmında hemen emilmekte ve sindirim sistemimizin ikinci kısmına iş düşmemektedir. O zaman vücutta şekeri düzenleyen bağırsaklardaki mekanizma alt üst olmaktadır. Bu mekanizmanın temel özelliği şudur: sindirim sistemini birinci kısmında salgılanan gastroit testinal peptit gibi hormonlar insüline karşı çalışırlar ve insülinin etkisini ortadan kaldırırlar. İnsülin direncini artıran hormonlardır bunlar.
Ancak ikinci kısımda salgılanan GLP1 gibi hormonlar var. Bunlar da insülinin etkisini artırırlar, insüline destek veren hormonlardır. Dolayısıyla gıdaları alır almaz kan şekerini yükseltmemek için gastroit testinal peptit hormonları etki gösterirken daha sonra emilim yapılan ikinci bağırsak kısmı devreye girmediği için insüline destek veren GLP1 gibi hormonlar salgılanmamakta böylece de vücutta bir insülin direnci gelişmektedir.
Dolayısıyla günümüzdeki modern beslenme şeklinin getirdiği bir sonuç olarak diyabet oranıdünya sağlık örgütünün yaptığı araştırmaya göre %190'lık bir artışla Türkiye'nin önündeki büyük risklerden biridir. Bu sorunun tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Bunların başında da insülin gelmektedir. Ve ülkelerin ekonomisi için ciddi kayıptır bu ilaçlar. Şimdi bunların tüketiminde ortadan kalkması için ilaçlara olan ihtiyacın azaltılması için cerrahi yöntemler uygulanmaktadır. Ve uyguladığımız bu cerrahi yöntemlerle de ciddi başarılısonuçlar elde etmekteyiz. İstanbul'da çeşitli merkezlerde yapılan bu ameliyatların benzerlerini biz Konya'da yaptık. Hastalarımızdan inanılmaz sonuçlar elde ettik. Bir hastamızı bir buçuk ay önce ameliyat ettik. Bu hastamızın 350'lerde olan kan şekeri bugün 112'lere düşmüştür.
70 ünite insülin kullanırken bu hastamız 17 ünite insüline düşmüştür. Öyle tahmin ediyoruz ki 6 ay sonra bu hastamızın ne insüline ne de şeker kontrolü için herhangi bir ilaca ihtiyacı kalmayacaktır. Bu açıdan cerrahi müdahale seçeneği çok önemli bir seçenek. Ama biz isteriz ki ne cerrahiye gerek olsun ne hastalarımız şeker hastası olsun ne de tedaviye ihtiyaç duysunlar. Bunu önlemenin yolu doğal gıda tüketimidir. Kalori değeri yüksek, rafine gıdalardan uzak durup daha doğal olan posasıyla birlikte gıdaları tüketmektir. Bizim önerimiz budur" şeklinde konuştu.
Çağın hastalığı olan obezitenin insanlar üzerindeki etkisi günden güne artarken, uzmanlar obeziteye karşı vatandaşı uyarıyor.
Çağın hastalığı olan obezitenin insanlar üzerindeki etkisi günden güne artarken, uzmanlar obeziteye karşı vatandaşı uyarıyor. Zeki Dursun'un haberi
Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, ülkeler ve hükümetlerin obeziteyle mücadele etmek için çok büyük paralar harcadığını söyledi. Şahin, "Ülkemiz için henüz tehlike çanlarının çaldığı bir dönemde değiliz ama artık o aşamaya girme noktasındayız. Şimdiden tedbir alınmazsa ciddi sağlık sorunları ortaya çıkacaktır." dedi.
Obezitenin ölümle sonuçlanabileceğini kaydeden Şahin, "Obez olan insanların ömürleri obez olmayan insanlara göre daha kısadır ve mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'de bu kararı almıştır ve obezitenin tedavisi için cerrahi seçeneği de önemli bir seçenek olarak kabul etmiştir. Tabi obeziteyle ilgili çeşitli tedavi yöntemleri uygulanmaktadır ancak bunlar içerisinde kalıcı kilo vermeyi sağlayan en önemli yöntem cerrahi yöntemdir. Burada hastaya uygun olan yöntemin seçilmesi büyük önem arz etmektedir. Yoksa bir tek tekniği bir tek yöntemi bütün hastalara uygulayamazsınız o zaman istenmeyen sonuçlarla karşılaşırsınız. Bu nedenle hastaya uygun olan cerrahi tekniği seçmeniz gerekiyor" diye konuştu.
DİYABET GÜNÜMÜZDE GİDEREK ARTMAKTADIR
Diyabetin de günümüzde giderek arttığını kaydeden Şahin, "Hatta Hindistan başta olmak üzere Hindistan'daki risk % 300'lük bir artış. Türkiye'deki risk %190'lık bir artış büyük bir rakamdır bu ve diyabet neden arttı bu kadar niye yükseldi sorusunu sorup cevabını verirsek cevabı şudur. Normalde özellikle Hindistan gibi ülkelerde, ülkemizde insanlar daha doğal besleniyorlardı, kendilerinin ürettikleri ürünleri tüketiyorlardı ve sindirim sisteminin birinci kısmı bu alınan gıdaların sindirildiği yerdi. İkinci kısmı ise bu sindirilen gıdaların emilip kana geçtiği yerdi.
Ancak günümüzde doğal gıda tüketiminin yerini rafine, kalori değeri yüksek gıdalar aldığı için bu gıdalar daha sindirim sisteminin birinci kısmında hemen emilmekte ve sindirim sistemimizin ikinci kısmına iş düşmemektedir. O zaman vücutta şekeri düzenleyen bağırsaklardaki mekanizma alt üst olmaktadır. Bu mekanizmanın temel özelliği şudur: sindirim sistemini birinci kısmında salgılanan gastroit testinal peptit gibi hormonlar insüline karşı çalışırlar ve insülinin etkisini ortadan kaldırırlar. İnsülin direncini artıran hormonlardır bunlar.
Ancak ikinci kısımda salgılanan GLP1 gibi hormonlar var. Bunlar da insülinin etkisini artırırlar, insüline destek veren hormonlardır. Dolayısıyla gıdaları alır almaz kan şekerini yükseltmemek için gastroit testinal peptit hormonları etki gösterirken daha sonra emilim yapılan ikinci bağırsak kısmı devreye girmediği için insüline destek veren GLP1 gibi hormonlar salgılanmamakta böylece de vücutta bir insülin direnci gelişmektedir.
Dolayısıyla günümüzdeki modern beslenme şeklinin getirdiği bir sonuç olarak diyabet oranıdünya sağlık örgütünün yaptığı araştırmaya göre %190'lık bir artışla Türkiye'nin önündeki büyük risklerden biridir. Bu sorunun tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Bunların başında da insülin gelmektedir. Ve ülkelerin ekonomisi için ciddi kayıptır bu ilaçlar. Şimdi bunların tüketiminde ortadan kalkması için ilaçlara olan ihtiyacın azaltılması için cerrahi yöntemler uygulanmaktadır. Ve uyguladığımız bu cerrahi yöntemlerle de ciddi başarılısonuçlar elde etmekteyiz. İstanbul'da çeşitli merkezlerde yapılan bu ameliyatların benzerlerini biz Konya'da yaptık. Hastalarımızdan inanılmaz sonuçlar elde ettik. Bir hastamızı bir buçuk ay önce ameliyat ettik. Bu hastamızın 350'lerde olan kan şekeri bugün 112'lere düşmüştür.
70 ünite insülin kullanırken bu hastamız 17 ünite insüline düşmüştür. Öyle tahmin ediyoruz ki 6 ay sonra bu hastamızın ne insüline ne de şeker kontrolü için herhangi bir ilaca ihtiyacı kalmayacaktır. Bu açıdan cerrahi müdahale seçeneği çok önemli bir seçenek. Ama biz isteriz ki ne cerrahiye gerek olsun ne hastalarımız şeker hastası olsun ne de tedaviye ihtiyaç duysunlar. Bunu önlemenin yolu doğal gıda tüketimidir. Kalori değeri yüksek, rafine gıdalardan uzak durup daha doğal olan posasıyla birlikte gıdaları tüketmektir. Bizim önerimiz budur" şeklinde konuştu.