Şok diyetler kalbinizi tehlikeye atıyor!
Şok diyetler kalp hastalıkları nedenleri arasında gösteriliyor. Uzun süreli açlık, düzensiz kilo alınıp verilmesi, tek besine dayanan beslenme planları ya da ilaç desteği ile zayıflama kalp-damar sağlığını tehlikeye atıyor.
Şok diyetler kalp hastalıkları nedenleri arasında gösteriliyor. Uzun süreli açlık, düzensiz kilo alınıp verilmesi, tek besine dayanan beslenme planları ya da ilaç desteği ile zayıflama kalp-damar sağlığını tehlikeye atıyor. Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Nuri Cömert, yanlış uygulanan diyet programlarının kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri hakkında bilgi verdi.
Bilinçsizce uygulanan çok düşük kalorili şok diyetler, kişileri ölüme kadar götürecek sonuçlara sebep olabilmektedir. Çok kısa sürede aşırı derecede kilo kaybına yol açan diyetlerin yaratacağı problemler şu şekilde sıralanabilir:
? Şok diyetler vücudun elektrolit (sodyum, potasyum) dengesinin bozulmasına neden olarak kalp ritm problemlerine yol açabilir. Ritm problemi gelişen kişilerde çarpıntı, fenalık hissi baş dönmesi, göz kararması gibi bulgular ortaya çıkabilir.
? Uzun süren açlık süreleri kişinin metabolizma dengesini bozarak kan basıncı oynamalarına ve kan şekeri düzensizliklerine neden olarak örneğin ani kalp krizlerine yol açabilir.
? Düzensiz kilo alıp vermenin sonucunda oluşan kalıcı kilo fazlalığı insülin direncine sebep olarak şeker hastalığı riskini artırabilir. Şeker hastalığı kalp ve damar hastalıklarına neden olan başlıca risk faktörlerindendir.
? Protein içerikli diyetlerde vücut yağ dengesi bozularak kolesterol yüksekliği ve kalp damar hastalığı riski ortaya çıkar.
? Sadece su içmeye yönelik diyetlerde su zehirlenmesi dediğimiz bilinç kaybına varabilecek sonuçlar ortaya çıkabilir
? Zayıflamak için kullanılan destekleyici ilaçların bazıları kalp ritm problemlerini tetikleyici etkiye sahiptir. Bu nedenle uzman doktor gözetiminde kullanılmaları gerekir. İdrar söktürücü ilaçlar ile kilo vermeye çalışıldığında ise vücut sıvı elektrolit (sodyum-potasyum) dengesi bozularak ritm problemleri ortaya çıkabilir.
Çözüm uzun vadede kontrollü kilo kaybı ve dengeli beslenme
Bütün bu olumsuz etkilerden korunmak için şok diyetler yerine uzun vadede ve kontrollü olarak makul kilo kayıpları hedeflenmelidir. Diyet programı bir beslenme ve diyet uzmanı ile birlikte düzenlenmeli; uygun bir egzersiz programı desteği ile kilo kaybının kalıcı olması sağlanmalıdır.
Kalp sağlığını koruyan beslenme programında dikkat edilmesi gereken noktalar şu şekilde sıralanabilir:
? Yağ kullanımı kısıtlı olmalı; margarin yerine doymamış yağ içeren yağlar tercih edilmelidir.
? Kızartma alışkanlığı ortadan kaldırılmalıdır.
? Beyaz ekmek kısıtlanmalı; kepekli veya tuz oranı düşük ekmek türleri tercih edilmelidir.
? Kırmızı et tüketimi haftada bir, yağsız olarak tercih edilmelidir. Bunun yanında tavuk ve hindi eti tercih edilmeli, tavuğun derisi, pişirilmeden önce alınmalıdır. Haftada iki kez balık tüketilmelidir.
Günde en fazla 1.5 çay kaşığı tuz kullanılmalıdır. Vücudun ihtiyacı olan tuz, sebze ve meyvelerle yeterli miktarda alındığı için, masada tuzluk bulundurulmamalıdır
Şok diyetler kalp hastalıkları nedenleri arasında gösteriliyor. Uzun süreli açlık, düzensiz kilo alınıp verilmesi, tek besine dayanan beslenme planları ya da ilaç desteği ile zayıflama kalp-damar sağlığını tehlikeye atıyor.
Şok diyetler kalp hastalıkları nedenleri arasında gösteriliyor. Uzun süreli açlık, düzensiz kilo alınıp verilmesi, tek besine dayanan beslenme planları ya da ilaç desteği ile zayıflama kalp-damar sağlığını tehlikeye atıyor. Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Nuri Cömert, yanlış uygulanan diyet programlarının kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri hakkında bilgi verdi.
Bilinçsizce uygulanan çok düşük kalorili şok diyetler, kişileri ölüme kadar götürecek sonuçlara sebep olabilmektedir. Çok kısa sürede aşırı derecede kilo kaybına yol açan diyetlerin yaratacağı problemler şu şekilde sıralanabilir:
? Şok diyetler vücudun elektrolit (sodyum, potasyum) dengesinin bozulmasına neden olarak kalp ritm problemlerine yol açabilir. Ritm problemi gelişen kişilerde çarpıntı, fenalık hissi baş dönmesi, göz kararması gibi bulgular ortaya çıkabilir.
? Uzun süren açlık süreleri kişinin metabolizma dengesini bozarak kan basıncı oynamalarına ve kan şekeri düzensizliklerine neden olarak örneğin ani kalp krizlerine yol açabilir.
? Düzensiz kilo alıp vermenin sonucunda oluşan kalıcı kilo fazlalığı insülin direncine sebep olarak şeker hastalığı riskini artırabilir. Şeker hastalığı kalp ve damar hastalıklarına neden olan başlıca risk faktörlerindendir.
? Protein içerikli diyetlerde vücut yağ dengesi bozularak kolesterol yüksekliği ve kalp damar hastalığı riski ortaya çıkar.
? Sadece su içmeye yönelik diyetlerde su zehirlenmesi dediğimiz bilinç kaybına varabilecek sonuçlar ortaya çıkabilir
? Zayıflamak için kullanılan destekleyici ilaçların bazıları kalp ritm problemlerini tetikleyici etkiye sahiptir. Bu nedenle uzman doktor gözetiminde kullanılmaları gerekir. İdrar söktürücü ilaçlar ile kilo vermeye çalışıldığında ise vücut sıvı elektrolit (sodyum-potasyum) dengesi bozularak ritm problemleri ortaya çıkabilir.
Çözüm uzun vadede kontrollü kilo kaybı ve dengeli beslenme
Bütün bu olumsuz etkilerden korunmak için şok diyetler yerine uzun vadede ve kontrollü olarak makul kilo kayıpları hedeflenmelidir. Diyet programı bir beslenme ve diyet uzmanı ile birlikte düzenlenmeli; uygun bir egzersiz programı desteği ile kilo kaybının kalıcı olması sağlanmalıdır.
Kalp sağlığını koruyan beslenme programında dikkat edilmesi gereken noktalar şu şekilde sıralanabilir:
? Yağ kullanımı kısıtlı olmalı; margarin yerine doymamış yağ içeren yağlar tercih edilmelidir.
? Kızartma alışkanlığı ortadan kaldırılmalıdır.
? Beyaz ekmek kısıtlanmalı; kepekli veya tuz oranı düşük ekmek türleri tercih edilmelidir.
? Kırmızı et tüketimi haftada bir, yağsız olarak tercih edilmelidir. Bunun yanında tavuk ve hindi eti tercih edilmeli, tavuğun derisi, pişirilmeden önce alınmalıdır. Haftada iki kez balık tüketilmelidir.
Günde en fazla 1.5 çay kaşığı tuz kullanılmalıdır. Vücudun ihtiyacı olan tuz, sebze ve meyvelerle yeterli miktarda alındığı için, masada tuzluk bulundurulmamalıdır