''Sıfır yağ tüketimine dikkat''
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sadi Güleç, bilinenin aksine ''Sıfır yağ tüketen bir insanın bırakın güzel ve sağlıklı olması yaşaması bile mümkün değil'' dedi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sadi Güleç, bilinenin aksine ''Sıfır yağ tüketen bir insanın bırakın güzel ve sağlıklı olması yaşaması bile mümkün değil'' dedi. Güleç, yağ tüketiminin en sağlıklı yolunun tüketim miktarlarını doğru ayarlamak olduğunu belirterek, yağ yememenin sanılanın aksine sağlığa zararlı olduğunu söyledi.
Bir insanın vücut ağırlığının yüzde 15-20'sini yağ dokusunun oluşturduğunu anlatan Güleç, ''Sıfır yağ tüketen bir insanın bırakın güzel ve sağlıklı olması yaşaması bile mümkün değil. Bunun için de ihtiyaç duyduğumuz kalorinin yüzde 25-30'u kadar yağ yememiz gerekiyor. Günlük kalori ihtiyacı 2 bin olan birinin günde yaklaşık 65-70 gram yağ tüketmesi uygundur'' değerlendirmesinde bulundu.
Karın ve basen bölgesinde birikerek hem sağlık hem de görüntüyü bozan yağların kaynağının sadece tüketilen yağlar olduğunu düşünmenin yanlış olduğuna dikkati çeken Güleç, şöyle konuştu:
''Günde 2 bin kalori harcarken 2 bin 500 kalori alıyorsanız, yedikleriniz içinde zerre kadar yağ olmasa bile kilo alırsınız. Yediğiniz yağsız börekler, light dondurmalar, sıfır yağlı şarap ve rakılar, vücuda girdikten sonra metabolize olurken yağlara dönüşüp toplanmasını en istemediğiniz bölgelerinizde toplanıyor.''
-''Türkiye, şişmanlıkta iddialı''-
Güleç, yağ tüketiminin en sağlıklı yolunun tüketim miktarlarını doğru ayarlamaktan geçtiğini vurgulayarak, doğru ayarlanan yağ tüketimi ile yağların kalbin düşmanı olamayacağını anlattı.
Doktorların yıllardır hastalarına ''yağsız ye, katı yağ kullanma'' dediğini hatırlatan Güleç, şunları söyledi:
''Yapılan araştırmalar, Türk halkının Avrupa'da kalp damar hastalığında bir numaraya yükseldiğini, şişmanlıkta da dünyada iddialı hale geldiğini gösteriyor. Kalp sağlığını sadece yağ kullanımına indirgemek, sanırım şu anda kimseye fazla inandırıcı gelmiyor. Yine de sağlıklı beslenmede yağların yeriyle ilgili konuşmak gerekirse toplam enerjinin yüzde 30'unun yağlardan alınması gerektiğini, doymuş yağların bunun yüzde 10'unu aşmaması, tekli ve çoklu doymamışların da yüzde 10'ar miktarında tüketilmesi akılda kolay kalabilecek bir öneri olarak yer alabilir. Ne zeytinyağı ne de diğer yağlar tam olarak bu oranlara sahip değil. Verilen miktarlara sadık kalındığı sürece farklı yağlarla çeşitlilik yaratmakta bir sakınca görmüyorum.''
-''Trans yağdan uzaklaşılması gerek''-
Güleç, doktorların sadece zeytinyağı tüketilmeli tarzındaki önerilerinin de hastaları doğru yönlendirmediğini söyledi. Günlük yağ tüketimi 70 gram olması gereken bir hastanın, 150 gram zeytinyağı tükettiğinde kalbi için iyi bir şey yapmadığına işaret eden Güleç, ''Sanki zeytinyağı yağ değil, ondan gelen de kalori değilmiş gibi. Oysa zeytinyağı ağırlıklı ve içinde margarin, hatta tereyağına da yer verilmiş 70 gramın, sadece zeytinyağından oluşan 150 gramdan daha sağlıklı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır'' ifadesini kullandı.
Yağ konusunda taviz verilmemesi gereken tek yağ türünün ise ''trans yağ'' olduğunu vurgulayan Güleç, trans yağının hem kolesterol yükseltici, hem de kalp sağlığını bozucu anlamda oldukça sabıkalı olarak niteledi ve ülke politikası olarak trans yağdan uzaklaşılması uyarısında bulundu.
-''Tereyağ, kolesterol içeriyor''-
Güleç, zeytinyağı, ayçiçek yağı, margarin gibi bitkisel yağların doğrudan kolesterol içermediğini, tereyağının ise hayvansal ürün olduğundan kolesterol içerdiğini söyledi.
Doymuş yağların sanılanın aksine sadece tereyağı veya margarine özgü olmayıp zeytin yağı dahil sıvı yağlarda da belli oranlarda yer aldığını belirten Güleç, şunları kaydetti:
''Bir insan günlük kalorisinin üzerine çıkmamak ve kilo almamak kaydıyla kebap, baklava dahil hiçbir besin türünden mahrum kalmamalı ve önerilen dengeleri bozmamak kaydıyla yemeklerinde istediği yağ türünü seçmekte kendini özgür hissetmelidir. Biz hekimlerin de hastalara katı ve klişe beslenme önerileri yerine daha uygulanabilir ama sağlık açısından da risk oluşturmayan öneriler hazırlamak konusunda daha istekli olması gerektiği aşikardır.''
Kaynak: AA
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sadi Güleç, bilinenin aksine ''Sıfır yağ tüketen bir insanın bırakın güzel ve sağlıklı olması yaşaması bile mümkün değil'' dedi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sadi Güleç, bilinenin aksine ''Sıfır yağ tüketen bir insanın bırakın güzel ve sağlıklı olması yaşaması bile mümkün değil'' dedi. Güleç, yağ tüketiminin en sağlıklı yolunun tüketim miktarlarını doğru ayarlamak olduğunu belirterek, yağ yememenin sanılanın aksine sağlığa zararlı olduğunu söyledi.
Bir insanın vücut ağırlığının yüzde 15-20'sini yağ dokusunun oluşturduğunu anlatan Güleç, ''Sıfır yağ tüketen bir insanın bırakın güzel ve sağlıklı olması yaşaması bile mümkün değil. Bunun için de ihtiyaç duyduğumuz kalorinin yüzde 25-30'u kadar yağ yememiz gerekiyor. Günlük kalori ihtiyacı 2 bin olan birinin günde yaklaşık 65-70 gram yağ tüketmesi uygundur'' değerlendirmesinde bulundu.
Karın ve basen bölgesinde birikerek hem sağlık hem de görüntüyü bozan yağların kaynağının sadece tüketilen yağlar olduğunu düşünmenin yanlış olduğuna dikkati çeken Güleç, şöyle konuştu:
''Günde 2 bin kalori harcarken 2 bin 500 kalori alıyorsanız, yedikleriniz içinde zerre kadar yağ olmasa bile kilo alırsınız. Yediğiniz yağsız börekler, light dondurmalar, sıfır yağlı şarap ve rakılar, vücuda girdikten sonra metabolize olurken yağlara dönüşüp toplanmasını en istemediğiniz bölgelerinizde toplanıyor.''
-''Türkiye, şişmanlıkta iddialı''-
Güleç, yağ tüketiminin en sağlıklı yolunun tüketim miktarlarını doğru ayarlamaktan geçtiğini vurgulayarak, doğru ayarlanan yağ tüketimi ile yağların kalbin düşmanı olamayacağını anlattı.
Doktorların yıllardır hastalarına ''yağsız ye, katı yağ kullanma'' dediğini hatırlatan Güleç, şunları söyledi:
''Yapılan araştırmalar, Türk halkının Avrupa'da kalp damar hastalığında bir numaraya yükseldiğini, şişmanlıkta da dünyada iddialı hale geldiğini gösteriyor. Kalp sağlığını sadece yağ kullanımına indirgemek, sanırım şu anda kimseye fazla inandırıcı gelmiyor. Yine de sağlıklı beslenmede yağların yeriyle ilgili konuşmak gerekirse toplam enerjinin yüzde 30'unun yağlardan alınması gerektiğini, doymuş yağların bunun yüzde 10'unu aşmaması, tekli ve çoklu doymamışların da yüzde 10'ar miktarında tüketilmesi akılda kolay kalabilecek bir öneri olarak yer alabilir. Ne zeytinyağı ne de diğer yağlar tam olarak bu oranlara sahip değil. Verilen miktarlara sadık kalındığı sürece farklı yağlarla çeşitlilik yaratmakta bir sakınca görmüyorum.''
-''Trans yağdan uzaklaşılması gerek''-
Güleç, doktorların sadece zeytinyağı tüketilmeli tarzındaki önerilerinin de hastaları doğru yönlendirmediğini söyledi. Günlük yağ tüketimi 70 gram olması gereken bir hastanın, 150 gram zeytinyağı tükettiğinde kalbi için iyi bir şey yapmadığına işaret eden Güleç, ''Sanki zeytinyağı yağ değil, ondan gelen de kalori değilmiş gibi. Oysa zeytinyağı ağırlıklı ve içinde margarin, hatta tereyağına da yer verilmiş 70 gramın, sadece zeytinyağından oluşan 150 gramdan daha sağlıklı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır'' ifadesini kullandı.
Yağ konusunda taviz verilmemesi gereken tek yağ türünün ise ''trans yağ'' olduğunu vurgulayan Güleç, trans yağının hem kolesterol yükseltici, hem de kalp sağlığını bozucu anlamda oldukça sabıkalı olarak niteledi ve ülke politikası olarak trans yağdan uzaklaşılması uyarısında bulundu.
-''Tereyağ, kolesterol içeriyor''-
Güleç, zeytinyağı, ayçiçek yağı, margarin gibi bitkisel yağların doğrudan kolesterol içermediğini, tereyağının ise hayvansal ürün olduğundan kolesterol içerdiğini söyledi.
Doymuş yağların sanılanın aksine sadece tereyağı veya margarine özgü olmayıp zeytin yağı dahil sıvı yağlarda da belli oranlarda yer aldığını belirten Güleç, şunları kaydetti:
''Bir insan günlük kalorisinin üzerine çıkmamak ve kilo almamak kaydıyla kebap, baklava dahil hiçbir besin türünden mahrum kalmamalı ve önerilen dengeleri bozmamak kaydıyla yemeklerinde istediği yağ türünü seçmekte kendini özgür hissetmelidir. Biz hekimlerin de hastalara katı ve klişe beslenme önerileri yerine daha uygulanabilir ama sağlık açısından da risk oluşturmayan öneriler hazırlamak konusunda daha istekli olması gerektiği aşikardır.''
Kaynak: AA