Aşırı meyve tüketimi karaciğere zarar verebilir
Memorial Ataşehir Hastanesi Endokrinoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Gökhan Özışık, aşırı meyve tüketiminin karaciğer sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti.
Memorial Ataşehir Hastanesi Endokrinoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Gökhan Özışık, aşırı meyve tüketiminin karaciğer sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti. Özışık, yaptığı yazılı açıklamada, taze ve kuru meyveleri bol miktarda tüketmenin zararsız gibi görünmesine rağmen, meyvelerin yüksek miktarda şeker içermeleri nedeniyle tehlikeli olabildiğini aktardı.
Meyvelerin içindeki şeker oranına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Özışık, şöyle devam etti:
''Meyvelerin içindeki şeker, karaciğeri yağ depolama durumuna geçirerek, bu hayati organın yağlanmasına neden olur. Zamanla karaciğer hücreleri artık insüline uymamakta, yağ taşıyıcı proteinlerin üretim ile geri dönüşümü de sekteye uğramaktadır. Durum, insülin direnci ve kolesterol yüksekliğine kadar varabilmektedir.
Bir erişkinin sağlıklı beslenmesi için günde 4-5 porsiyon meyve-sebze yemesi gerekmektedir. Bu öneriden meyve ve sebzenin besin değeri olarak aynı olduğu sonucuna varmak doğru değildir. Aralarındaki fark, enerjileri yani taşıdıkları kalori miktarıdır. Genel olarak, selülöz ve nişasta gibi kompleks karbonhidrat içeren sebzelerin fruktoz ve glukoz gibi basit karbonhidrat içeren meyvelere göre 'besin-enerji' oranı daha yüksektir. Yani, nispeten daha az şeker içermeleri sebzelerin daha değerli bir besin olarak kabul görmesini sağlar.''
Doç. Dr. Özışık, fazla şekerin birçok hastalığa davetiye çıkaracağına işaret ederek, ''Her ne kadar meyveler lif, mineral, vitamin, tannin ve flavinoid gibi yararlı maddeleri içerse de tatlı bir meyvenin çoğu şeker ve sudan oluşmaktadır. Yani basit şekerle meyvedeki şeker arasındaki başlıca fark, işlenmiş ve bu faydalı besinlerden yoksun olmalarıdır. Asıl dikkat edilmesi gereken nokta ise vücuda giren şekerin miktarıdır. Fazla şekerin insülin direnci ve obezite başta olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkardığı, yaşlanmayı hızlandırdığı unutulmamalıdır'' ifadelerini kullandı.
Özışık, meyve tüketirken dikkat edilmesi gerekenleri de şu şekilde sıraladı:
''Meyve yerken sınırları aşmayın. Sabah kahvaltı öncesi veya ana öğünden en az iki saat sonra meyve yiyin, akşam yemeğinden sonra meyveden uzak durun. Nispeten az tatlı, koyu renkli ve tadı buruk meyveleri tercih edin. Meyve kompostosu yaparken çok az şeker ilave edin, reçel tüketiminde dikkatli olun. Meyve salatasına, tatlı krema ilave etmeyin. Çikolata sosuna batırılmış meyvelerden uzak durun. Meyveyi yoğurtla karıştırarak tüketirseniz daha az meyve yemiş olursunuz. Hazır meyve suları ve limonataları tüketmeyin, tüketecekseniz de doğrudan taze meyveden kompresle elde edilen, şeker ilavesiz ve cam şişede olanları tercih edin. Meyveli dondurmanın daha sağlıklı bir seçim olduğunu düşünmeyin.''
Kaynak: AA
Memorial Ataşehir Hastanesi Endokrinoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Gökhan Özışık, aşırı meyve tüketiminin karaciğer sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti.
Memorial Ataşehir Hastanesi Endokrinoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Gökhan Özışık, aşırı meyve tüketiminin karaciğer sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti. Özışık, yaptığı yazılı açıklamada, taze ve kuru meyveleri bol miktarda tüketmenin zararsız gibi görünmesine rağmen, meyvelerin yüksek miktarda şeker içermeleri nedeniyle tehlikeli olabildiğini aktardı.
Meyvelerin içindeki şeker oranına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Özışık, şöyle devam etti:
''Meyvelerin içindeki şeker, karaciğeri yağ depolama durumuna geçirerek, bu hayati organın yağlanmasına neden olur. Zamanla karaciğer hücreleri artık insüline uymamakta, yağ taşıyıcı proteinlerin üretim ile geri dönüşümü de sekteye uğramaktadır. Durum, insülin direnci ve kolesterol yüksekliğine kadar varabilmektedir.
Bir erişkinin sağlıklı beslenmesi için günde 4-5 porsiyon meyve-sebze yemesi gerekmektedir. Bu öneriden meyve ve sebzenin besin değeri olarak aynı olduğu sonucuna varmak doğru değildir. Aralarındaki fark, enerjileri yani taşıdıkları kalori miktarıdır. Genel olarak, selülöz ve nişasta gibi kompleks karbonhidrat içeren sebzelerin fruktoz ve glukoz gibi basit karbonhidrat içeren meyvelere göre 'besin-enerji' oranı daha yüksektir. Yani, nispeten daha az şeker içermeleri sebzelerin daha değerli bir besin olarak kabul görmesini sağlar.''
Doç. Dr. Özışık, fazla şekerin birçok hastalığa davetiye çıkaracağına işaret ederek, ''Her ne kadar meyveler lif, mineral, vitamin, tannin ve flavinoid gibi yararlı maddeleri içerse de tatlı bir meyvenin çoğu şeker ve sudan oluşmaktadır. Yani basit şekerle meyvedeki şeker arasındaki başlıca fark, işlenmiş ve bu faydalı besinlerden yoksun olmalarıdır. Asıl dikkat edilmesi gereken nokta ise vücuda giren şekerin miktarıdır. Fazla şekerin insülin direnci ve obezite başta olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkardığı, yaşlanmayı hızlandırdığı unutulmamalıdır'' ifadelerini kullandı.
Özışık, meyve tüketirken dikkat edilmesi gerekenleri de şu şekilde sıraladı:
''Meyve yerken sınırları aşmayın. Sabah kahvaltı öncesi veya ana öğünden en az iki saat sonra meyve yiyin, akşam yemeğinden sonra meyveden uzak durun. Nispeten az tatlı, koyu renkli ve tadı buruk meyveleri tercih edin. Meyve kompostosu yaparken çok az şeker ilave edin, reçel tüketiminde dikkatli olun. Meyve salatasına, tatlı krema ilave etmeyin. Çikolata sosuna batırılmış meyvelerden uzak durun. Meyveyi yoğurtla karıştırarak tüketirseniz daha az meyve yemiş olursunuz. Hazır meyve suları ve limonataları tüketmeyin, tüketecekseniz de doğrudan taze meyveden kompresle elde edilen, şeker ilavesiz ve cam şişede olanları tercih edin. Meyveli dondurmanın daha sağlıklı bir seçim olduğunu düşünmeyin.''
Kaynak: AA