Türkiye'de canlıdan canlıya ilk karaciğer nakli
17 yaşındaki genci amcasının damadı organ bağışıyla hayata bağladı. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde gerçekleştirilen operasyonda, yakın akraba olmayan iki kişi arasında ilk kez canlıdan canlıya karaciğer nakli gerçekleştirildi.
17 yaşındaki genci amcasının damadı organ bağışıyla hayata bağladı. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde gerçekleştirilen operasyonda, yakın akraba olmayan iki kişi arasında ilk kez canlıdan canlıya karaciğer nakli gerçekleştirildi. Nakli gerçekleştiren Doç. Dr. Sacit Çoban, kan bağı bulunmamasına rağmen doku uyuşmasının ve naklin gerçekleşmesinin Türkiye'de bir ilk olduğuna dikkati çekerek, canlıdan karaciğer naklinde daha çok yakın akrabalardan verici bulabildiklerini, ilk defa uzak bir akrabanın dokularının uyuştuğunu ve bu durumun Türkiye açısından bir ilk olduğunu dile getirdi.
3 yıl önce Wilson tanısı konulan Seyfettin Arslan'a (17) akrabalarından hiçbirinin dokusu tutmadığı için karaciÄŸer nakli yapılamadı. Yıllarca umutla bekleyen Arslan, uygun organ bulunamadığı için ölüme yaklaÅŸtığı bir dönemde amcasının damadı Mustafa Arslan'ın (30) karaciÄŸerinden bir parçanın ona takılabileceÄŸi müjdelendi. Kilis Devlet Hastanesi'nden Gaziantep'e getirilen Seyfettin, buradaki baÅŸarılı ameliyatın ardından tekrar ayaÄŸa kalktı.Â*
Karaciğer bulunduğu için çok mutlu olduğunu belirten Seyfettin Arslan, 3 yıldır istediği yiyecekleri yiyemediğini, bundan sonra rahatlıkla yiyebileceğini söyledi. Hiç umudunu yitirmediğini vurgulayan Sayfettin Arslan, hayata 4 kolla tutunmaya çalıştığını vurguladı. Arslan, ?Hep bir nakil bekledim. Sonunda Mustafa abi verdi. Gerçekten teşekkür ederim kendisine. Her şeyi yendim? dedi.
Hastanede olma sebebinin Seyfettin'i kurtarmak olduğunu belirten Mustafa Arslan ise eğer nakil yapılmasaydı Seyfettin Arslan'ın ölebileceğini dile getirdi. Karaciğerini verdiği için çok mutlu olduğunu, vicdanının rahat olduğunu belirten Arslan, ileri ki yıllarda tekrar karaciğer verilmesini istediklerinde de yine aynı fedakarlığı yapabileceğini söyledi. İhtiyaç sahibi insanlara korkmadan organ bağışı yapılmalarını tavsiye eden Arslan, ?Öz annesi kızına karaciğerini vermediği için kızı ölüyor. Bizim halimiz çok kötüye gidiyor. Korkulacak bir şey yok. Sadece 3 gün içerisinde ayağa kalkıyorsunuz ve hayatınıza devam ediyorsunuz. 10 yaşındaki çocuğun ölmesine ne gerek vardı.? diyerek duygularını ifade etti.
Organ naklini gerçekleştiren doktorlardan Doç. Dr. Sacit Çoban ise ameliyatın başarılı gerçekleştiğini ifade etti. Canlıdan karaciğer naklinde daha çok yakın akrabalardan verici bulabildiklerini belirten Çoban, ilk defa uzak bir akrabanın dokularının uyuştuğunu ve bu durumun Türkiye açısından bir ilk olduğunu dile getirdi.
Karaciğerini veren Mustafa Arslan'ın çok büyük bir fedakarlık gösterdiğini kaydeden Çoban, ?Hastamız 17 yaşında ve kendisine Wilson tanısı konuldu. Yakın akrabalarında uygun karaciğer bulamadık. Hastanın kan değerleri giderek kötüleşiyordu ve kadavra da çıkmadı. Hastanın kuzeninin eşi geldi. Bu Türkiye açısından nadir olan, beklide şu ana kadar bir ilk olan durum. Çok yüksek bir fedakârlık gösterdi. Ameliyatın bugün altıncı günüdeyiz. İki hastamızın da sağlık durumları iyi.? dedi.
Nakil yapılan Seyfettin Arslan hakkında bilgi veren Doç Dr. Şamil Hızlı, 3 yıl önce karaciğer probleminin tespit edildiğini, geç tanısının yapıldığını vurguladı. Ne kadar erken tespit edilirse hastanın yaşama şansının daha da artacağını dile getiren Hızlı şunları kaydetti: ?Akrabalık derecesinin yakın olmamakla birlikte karaciğerini veren hastanın yaptığı çok değerli. Tabiri caizse günün, Türkiye'nin kahramanı diyebileceğimiz bir durum. Hastamızın durumunun farkına vardı. Hastamızın ömrüne ömür kattı. Çünkü yakın bir gelecekte belkide biz hastamızı kaybedecektik.?
Organ bağışının önemine vurgu yapan Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Levent Elbeyli, Canlıdan canlıya ve kadavradan gerçekleşen nakillerde kamuoyunun desteğine ihtiyaç olunduğunu söyledi. Prof. Dr. Levent Elbeyli, ?Yakın zamanda bölgenin Irak ve Suriye olmak üzere gelecekte de bu ihtiyaca ihtiyaç duyulacağını biliyoruz. Bunun içinde hazırız. Ama öncelik olarak biz kendi insanımıza hizmet vermek isteriz.? diye konuştu.
Kaynak: CÄ°HAN
17 yaşındaki genci amcasının damadı organ bağışıyla hayata bağladı. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde gerçekleştirilen operasyonda, yakın akraba olmayan iki kişi arasında ilk kez canlıdan canlıya karaciğer nakli gerçekleştirildi.
17 yaşındaki genci amcasının damadı organ bağışıyla hayata bağladı. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde gerçekleştirilen operasyonda, yakın akraba olmayan iki kişi arasında ilk kez canlıdan canlıya karaciğer nakli gerçekleştirildi. Nakli gerçekleştiren Doç. Dr. Sacit Çoban, kan bağı bulunmamasına rağmen doku uyuşmasının ve naklin gerçekleşmesinin Türkiye'de bir ilk olduğuna dikkati çekerek, canlıdan karaciğer naklinde daha çok yakın akrabalardan verici bulabildiklerini, ilk defa uzak bir akrabanın dokularının uyuştuğunu ve bu durumun Türkiye açısından bir ilk olduğunu dile getirdi.
3 yıl önce Wilson tanısı konulan Seyfettin Arslan'a (17) akrabalarından hiçbirinin dokusu tutmadığı için karaciÄŸer nakli yapılamadı. Yıllarca umutla bekleyen Arslan, uygun organ bulunamadığı için ölüme yaklaÅŸtığı bir dönemde amcasının damadı Mustafa Arslan'ın (30) karaciÄŸerinden bir parçanın ona takılabileceÄŸi müjdelendi. Kilis Devlet Hastanesi'nden Gaziantep'e getirilen Seyfettin, buradaki baÅŸarılı ameliyatın ardından tekrar ayaÄŸa kalktı.Â*
Karaciğer bulunduğu için çok mutlu olduğunu belirten Seyfettin Arslan, 3 yıldır istediği yiyecekleri yiyemediğini, bundan sonra rahatlıkla yiyebileceğini söyledi. Hiç umudunu yitirmediğini vurgulayan Sayfettin Arslan, hayata 4 kolla tutunmaya çalıştığını vurguladı. Arslan, ?Hep bir nakil bekledim. Sonunda Mustafa abi verdi. Gerçekten teşekkür ederim kendisine. Her şeyi yendim? dedi.
Hastanede olma sebebinin Seyfettin'i kurtarmak olduğunu belirten Mustafa Arslan ise eğer nakil yapılmasaydı Seyfettin Arslan'ın ölebileceğini dile getirdi. Karaciğerini verdiği için çok mutlu olduğunu, vicdanının rahat olduğunu belirten Arslan, ileri ki yıllarda tekrar karaciğer verilmesini istediklerinde de yine aynı fedakarlığı yapabileceğini söyledi. İhtiyaç sahibi insanlara korkmadan organ bağışı yapılmalarını tavsiye eden Arslan, ?Öz annesi kızına karaciğerini vermediği için kızı ölüyor. Bizim halimiz çok kötüye gidiyor. Korkulacak bir şey yok. Sadece 3 gün içerisinde ayağa kalkıyorsunuz ve hayatınıza devam ediyorsunuz. 10 yaşındaki çocuğun ölmesine ne gerek vardı.? diyerek duygularını ifade etti.
Organ naklini gerçekleştiren doktorlardan Doç. Dr. Sacit Çoban ise ameliyatın başarılı gerçekleştiğini ifade etti. Canlıdan karaciğer naklinde daha çok yakın akrabalardan verici bulabildiklerini belirten Çoban, ilk defa uzak bir akrabanın dokularının uyuştuğunu ve bu durumun Türkiye açısından bir ilk olduğunu dile getirdi.
Karaciğerini veren Mustafa Arslan'ın çok büyük bir fedakarlık gösterdiğini kaydeden Çoban, ?Hastamız 17 yaşında ve kendisine Wilson tanısı konuldu. Yakın akrabalarında uygun karaciğer bulamadık. Hastanın kan değerleri giderek kötüleşiyordu ve kadavra da çıkmadı. Hastanın kuzeninin eşi geldi. Bu Türkiye açısından nadir olan, beklide şu ana kadar bir ilk olan durum. Çok yüksek bir fedakârlık gösterdi. Ameliyatın bugün altıncı günüdeyiz. İki hastamızın da sağlık durumları iyi.? dedi.
Nakil yapılan Seyfettin Arslan hakkında bilgi veren Doç Dr. Şamil Hızlı, 3 yıl önce karaciğer probleminin tespit edildiğini, geç tanısının yapıldığını vurguladı. Ne kadar erken tespit edilirse hastanın yaşama şansının daha da artacağını dile getiren Hızlı şunları kaydetti: ?Akrabalık derecesinin yakın olmamakla birlikte karaciğerini veren hastanın yaptığı çok değerli. Tabiri caizse günün, Türkiye'nin kahramanı diyebileceğimiz bir durum. Hastamızın durumunun farkına vardı. Hastamızın ömrüne ömür kattı. Çünkü yakın bir gelecekte belkide biz hastamızı kaybedecektik.?
Organ bağışının önemine vurgu yapan Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Levent Elbeyli, Canlıdan canlıya ve kadavradan gerçekleşen nakillerde kamuoyunun desteğine ihtiyaç olunduğunu söyledi. Prof. Dr. Levent Elbeyli, ?Yakın zamanda bölgenin Irak ve Suriye olmak üzere gelecekte de bu ihtiyaca ihtiyaç duyulacağını biliyoruz. Bunun içinde hazırız. Ama öncelik olarak biz kendi insanımıza hizmet vermek isteriz.? diye konuştu.
Kaynak: CÄ°HAN