Ergenlik çağındaki çocuklara daha fazla özen gösterin
Psikolojik danışman Nevzat Özer, ergenlik döneminin çocuklar üzerinde önemli etkileri olduğunu bu dönemde ailelerin çocuklarına biraz daha fazla özen göstermesi gerektiğini söyledi.
Psikolojik danışman Nevzat Özer, ergenlik döneminin çocuklar üzerinde önemli etkileri olduğunu bu dönemde ailelerin çocuklarına biraz daha fazla özen göstermesi gerektiğini söyledi. Psikolojik Danışman Nevzat Özer, yaptığı açıklamada ergenlik çağının çocuklar üzerindeki etkilerine değindi. Özer, ergenlik dönemini kızlarda 11-13, erkeklerde ise 13-15 yaşlar arasında başladığını ve yaşamın en çalkantılı ve fırtınalı süreci olduğunu kaydetti. Ergenlik çağında birey, ne yetişkin olduğunun, ne de küçük olduğunun farkına varamadığını belirten Özer, "Ergenlik çağında bireyin yapmış olduğu bir hata karşısında büyükler bazen 'Koskoca adam oldun, bu yapılır mı?' derken, bazen de aynı hata karşısında 'O daha çocuk' gibi ifadeler kullanırlar. Ergen birey ise 'Acaba ben yetişkin miyim çocuk muyum?' ikilemi arasında kalır. Bu dönem bir ara (geçiş) dönemidir. Kısaca ergenlik çağı, savaş alanı gibidir. Her şey darmadağın ve karmakarışıktır. Coğrafya bilgilerimizden hatırlayacağımız üzere günlük güneşlik hava aniden kararır, gök olağanca şiddetiyle gürler ve yağmurlar olağanca şiddetiyle yağar. Dereler, özler dolup taşar. Sular, önünde ne varsa alır götürür. Bir saat sonra o kızgın gök sesini kesmiş, yağmur dinmiş ve güneş parlamaya başlamıştır. Yani bir ferahlama, bir sükûnet oluşmuştur. Ergenlik çağı da böyledir. Birden kabarmalar, coşmalar, sakinlemeler. Bu duyguların yaşanacağı en tatlı zamanlar, işte bu zamanlar olacaktır zaten. Yaşın vermiş olduğu coşkunun, toplum tarafından hoş görülen dönemi de bu zamanlardır."dedi.
Bu dönemin sağlıklı ve huzurlu atlatılmasında çocuklara en önemli desteği ailelerinin vermesi gerektiğini kaydeden Özer, "Bu süreçte aileler sabırla bu zamanın geçmesini beklemeleri ve hatta ergenleriyle birlikte içlerinde yaşayamadıkları, konuşamadıkları ne varsa bunları yapmaları ve paylaşmaları gerekir. Ergenlik çağında bir takım fizyolojik ve psikolojik değişmeleri ergen birey, eski usulle komşu Fatma Teyze'den, arkadaşından ya da bu konuda bilgisi olmayan insanlardan öğrenmemeli. Eğer ebeveyn olarak bu konuda bilginiz yoksa okullardaki rehberlik servisinden ya da uzmanlardan bilgi almakta yarar vardır."diye konuştu.
Danışman Özer, ergenlik dönemini çocukların geleceğini etkileyecek derece önemli olduğunu ifade ederek, ailelerin bu süreçte nasıl davranması gerektiğini şöyle sıraladı:
Çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanın uzun olmasına değil, nitelikli olmasına özen gösterin.
Onla sadece problemler ortaya çıktığında değil, her şey iyiyken konuşun; onu ve iç dünyasını tanımaya çalışın.
Onun duygularına ve düşüncelerine saygı gösterin ve bunları ifade etmesine izin verin. O belki "sizin" çocuğunuz olabilir, ancak sizden çok farklı düşüncelere ve duygulara sahip olması de normaldir.
Çocuğunuzun arkadaşlarını tanıyın ve birlikteyken neler yaptıklarını öğrenin. Bu konuda ihmalkar olmamaya çalışın.
Çocuğunuzun arkadaşlarını evinize getirmesine izin verin ve onları daha iyi tanımaya çalışı
İyi bir dinleyici olun ve çocuğunuz size bir şeyler anlattığında, ona her defasında nasihat vermeyin. Çocuklar da, yetişkinler gibi, bazen sadece güvendikleri birisinin onları dinlemesini bekler.
Sorunları demokratik bir ortamda çözümlemeye çalışın.
Kaynak: CİHAN
Psikolojik danışman Nevzat Özer, ergenlik döneminin çocuklar üzerinde önemli etkileri olduğunu bu dönemde ailelerin çocuklarına biraz daha fazla özen göstermesi gerektiğini söyledi.
Psikolojik danışman Nevzat Özer, ergenlik döneminin çocuklar üzerinde önemli etkileri olduğunu bu dönemde ailelerin çocuklarına biraz daha fazla özen göstermesi gerektiğini söyledi. Psikolojik Danışman Nevzat Özer, yaptığı açıklamada ergenlik çağının çocuklar üzerindeki etkilerine değindi. Özer, ergenlik dönemini kızlarda 11-13, erkeklerde ise 13-15 yaşlar arasında başladığını ve yaşamın en çalkantılı ve fırtınalı süreci olduğunu kaydetti. Ergenlik çağında birey, ne yetişkin olduğunun, ne de küçük olduğunun farkına varamadığını belirten Özer, "Ergenlik çağında bireyin yapmış olduğu bir hata karşısında büyükler bazen 'Koskoca adam oldun, bu yapılır mı?' derken, bazen de aynı hata karşısında 'O daha çocuk' gibi ifadeler kullanırlar. Ergen birey ise 'Acaba ben yetişkin miyim çocuk muyum?' ikilemi arasında kalır. Bu dönem bir ara (geçiş) dönemidir. Kısaca ergenlik çağı, savaş alanı gibidir. Her şey darmadağın ve karmakarışıktır. Coğrafya bilgilerimizden hatırlayacağımız üzere günlük güneşlik hava aniden kararır, gök olağanca şiddetiyle gürler ve yağmurlar olağanca şiddetiyle yağar. Dereler, özler dolup taşar. Sular, önünde ne varsa alır götürür. Bir saat sonra o kızgın gök sesini kesmiş, yağmur dinmiş ve güneş parlamaya başlamıştır. Yani bir ferahlama, bir sükûnet oluşmuştur. Ergenlik çağı da böyledir. Birden kabarmalar, coşmalar, sakinlemeler. Bu duyguların yaşanacağı en tatlı zamanlar, işte bu zamanlar olacaktır zaten. Yaşın vermiş olduğu coşkunun, toplum tarafından hoş görülen dönemi de bu zamanlardır."dedi.
Bu dönemin sağlıklı ve huzurlu atlatılmasında çocuklara en önemli desteği ailelerinin vermesi gerektiğini kaydeden Özer, "Bu süreçte aileler sabırla bu zamanın geçmesini beklemeleri ve hatta ergenleriyle birlikte içlerinde yaşayamadıkları, konuşamadıkları ne varsa bunları yapmaları ve paylaşmaları gerekir. Ergenlik çağında bir takım fizyolojik ve psikolojik değişmeleri ergen birey, eski usulle komşu Fatma Teyze'den, arkadaşından ya da bu konuda bilgisi olmayan insanlardan öğrenmemeli. Eğer ebeveyn olarak bu konuda bilginiz yoksa okullardaki rehberlik servisinden ya da uzmanlardan bilgi almakta yarar vardır."diye konuştu.
Danışman Özer, ergenlik dönemini çocukların geleceğini etkileyecek derece önemli olduğunu ifade ederek, ailelerin bu süreçte nasıl davranması gerektiğini şöyle sıraladı:
Çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanın uzun olmasına değil, nitelikli olmasına özen gösterin.
Onla sadece problemler ortaya çıktığında değil, her şey iyiyken konuşun; onu ve iç dünyasını tanımaya çalışın.
Onun duygularına ve düşüncelerine saygı gösterin ve bunları ifade etmesine izin verin. O belki "sizin" çocuğunuz olabilir, ancak sizden çok farklı düşüncelere ve duygulara sahip olması de normaldir.
Çocuğunuzun arkadaşlarını tanıyın ve birlikteyken neler yaptıklarını öğrenin. Bu konuda ihmalkar olmamaya çalışın.
Çocuğunuzun arkadaşlarını evinize getirmesine izin verin ve onları daha iyi tanımaya çalışı
İyi bir dinleyici olun ve çocuğunuz size bir şeyler anlattığında, ona her defasında nasihat vermeyin. Çocuklar da, yetişkinler gibi, bazen sadece güvendikleri birisinin onları dinlemesini bekler.
Sorunları demokratik bir ortamda çözümlemeye çalışın.
Kaynak: CİHAN