Hastanelerde 'avuç içi okuma' dönemi başladı
Sağlık harcamalarındaki usulsüzlükleri önlemek amacıyla geliştirilen 'avuç içi damar okuma' sistemi 20 ilde hayata geçti. 15 Kasım-15 Ocak tarihleri arasında da Türkiye geneline yayılacak.
Sağlık harcamalarındaki usulsüzlükleri önlemek amacıyla geliştirilen 'avuç içi damar okuma' sistemi 20 ilde hayata geçti. 15 Kasım-15 Ocak tarihleri arasında da Türkiye geneline yayılacak. Sistem, iki ay önce pilot uygulama olarak Konya'da devreye girmiş ve başarılı sonuçlar vermişti. İkinci aşama olarak, 15 Kasım-15 Ocak tarihleri arasında İstanbul, Ankara ve İzmir'in de aralarında bulunduğu 61 il sisteme dahil olacak. Sisteme kayıt olmayan hastalar, acil dışında hizmet alamayacak. 0-12 yaş arası çocuklar uygulama dışında kalacak.
Avuç içi damar okuma sistemine geçişte 100 kamu ve vakıf üniversitesi, bin 800'e yakın özel sağlık kuruluşu ve diyaliz merkezi, altyapı kurma mecburiyetinde. Belirlenen sürelerde biyometrik kimlik doğrulamaya geçmeyen kurumlar hasta bakamayacak. Ayrıca sistem ile kimlik doğrulama işlemi yapmayanlar, acil haller dışında sağlık hizmeti alamayacak. Sadece 0-12 yaş arası çocuklar, elleri olmayanlar, avuç içi damar bütünlüğü bozulanlar ve acil hastalar sisteme dahil değil. Sağlık Bakanlığı hastaneleri ise program dışında.
15 Ekim'e kadar aralarında Amasya, Bitlis, Iğdır, Kastamonu, Nevşehir, Karabük, Mardin gibi şehirlerin bulunduğu 20 il, biyometrik kimlik doğrulamaya geçmek zorunda. Sistem Türkiye'ye yayıldığında başkasının kimliği ile hizmet alma ve bu yolla devleti zarara uğratma teşebbüsleri önlenecek. SGK Başkanı Fatih Acar, yaptığı bir açıklamada, "Bir hekimimizin tıp merkezinde 5 bin kimlik fotokopisi yakalandı. Neden kimlikler orada? Vatandaş hastaneye gitmediği halde hizmet almış gibi kuruma fatura edilebiliyor. Biz bu suiistimalleri avuç içi damar izi uygulamasıyla tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyoruz.'' ifadelerini kullanmıştı.
Uygulamanın hedefinde üniversiteler ve özel sağlık kuruluşları var. 100'e yakın kamu ve vakıf üniversitesinin tıp ve diş fakülteleri ile bin 800 özel hastane, tıp, dal ve diyaliz merkezi sisteme entegre olacak. Cihazlar polikliniklerin önüne konulacak. SGK'nın 2 bine yakın sağlık kuruluşuna yaptığı ödeme yıllık 11 milyar liraya ulaşıyor. Bu rakamdaki gereksiz ödemelerin bu yolla önlenmesi planlanıyor.
hastaya acil dışında hizmet yok
Avuç izi damar izi sistemiyle kimlik doğrulamayı uygulamayan hastanelere provizyon verilmeyecek. Vatandaş da gerekli işlemleri gerçekleştirmezse acil dışında sağlık hizmeti alamayacak. Sisteme dahil olmak için mutlaka her sigortalının ilk kayıt yaptırması gerekiyor. Buna göre sigortalı vatandaş, üniversite ve özel sağlık kuruluşlarına ilk başvurusunu kimliğiyle yapıyor. Kimliğinin hastaya ait olduğunun tespit edilmesinden sonra sağ ve sol elindeki damarları taranıyor. TC kimlik numarasına sahip vatandaşla, sisteme kaydedilen avuç içi damar izi eşleştiriliyor. Sonra bu bilgiler SGK'nın sadece bu iş için oluşturduğu alana şifreli olarak gidiyor. Vatandaş muayene için gittiğinde, sistemdeki biyometrik veriler kimlik numarasıyla eşleştiğinde sağlık hizmeti alabiliyor. Muayene, konsültasyon, kontrol muayenesi, yatış işlemleri ile fizik tedavi, radyoterapi, kemoterapi, hiperbarik oksijen tedavisi gibi işlemlerden önce bu doğrulamaların mutlaka yapılması gerekiyor.
Kaynak: Zaman
Sağlık harcamalarındaki usulsüzlükleri önlemek amacıyla geliştirilen 'avuç içi damar okuma' sistemi 20 ilde hayata geçti. 15 Kasım-15 Ocak tarihleri arasında da Türkiye geneline yayılacak.
Sağlık harcamalarındaki usulsüzlükleri önlemek amacıyla geliştirilen 'avuç içi damar okuma' sistemi 20 ilde hayata geçti. 15 Kasım-15 Ocak tarihleri arasında da Türkiye geneline yayılacak. Sistem, iki ay önce pilot uygulama olarak Konya'da devreye girmiş ve başarılı sonuçlar vermişti. İkinci aşama olarak, 15 Kasım-15 Ocak tarihleri arasında İstanbul, Ankara ve İzmir'in de aralarında bulunduğu 61 il sisteme dahil olacak. Sisteme kayıt olmayan hastalar, acil dışında hizmet alamayacak. 0-12 yaş arası çocuklar uygulama dışında kalacak.
Avuç içi damar okuma sistemine geçişte 100 kamu ve vakıf üniversitesi, bin 800'e yakın özel sağlık kuruluşu ve diyaliz merkezi, altyapı kurma mecburiyetinde. Belirlenen sürelerde biyometrik kimlik doğrulamaya geçmeyen kurumlar hasta bakamayacak. Ayrıca sistem ile kimlik doğrulama işlemi yapmayanlar, acil haller dışında sağlık hizmeti alamayacak. Sadece 0-12 yaş arası çocuklar, elleri olmayanlar, avuç içi damar bütünlüğü bozulanlar ve acil hastalar sisteme dahil değil. Sağlık Bakanlığı hastaneleri ise program dışında.
15 Ekim'e kadar aralarında Amasya, Bitlis, Iğdır, Kastamonu, Nevşehir, Karabük, Mardin gibi şehirlerin bulunduğu 20 il, biyometrik kimlik doğrulamaya geçmek zorunda. Sistem Türkiye'ye yayıldığında başkasının kimliği ile hizmet alma ve bu yolla devleti zarara uğratma teşebbüsleri önlenecek. SGK Başkanı Fatih Acar, yaptığı bir açıklamada, "Bir hekimimizin tıp merkezinde 5 bin kimlik fotokopisi yakalandı. Neden kimlikler orada? Vatandaş hastaneye gitmediği halde hizmet almış gibi kuruma fatura edilebiliyor. Biz bu suiistimalleri avuç içi damar izi uygulamasıyla tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyoruz.'' ifadelerini kullanmıştı.
Uygulamanın hedefinde üniversiteler ve özel sağlık kuruluşları var. 100'e yakın kamu ve vakıf üniversitesinin tıp ve diş fakülteleri ile bin 800 özel hastane, tıp, dal ve diyaliz merkezi sisteme entegre olacak. Cihazlar polikliniklerin önüne konulacak. SGK'nın 2 bine yakın sağlık kuruluşuna yaptığı ödeme yıllık 11 milyar liraya ulaşıyor. Bu rakamdaki gereksiz ödemelerin bu yolla önlenmesi planlanıyor.
hastaya acil dışında hizmet yok
Avuç izi damar izi sistemiyle kimlik doğrulamayı uygulamayan hastanelere provizyon verilmeyecek. Vatandaş da gerekli işlemleri gerçekleştirmezse acil dışında sağlık hizmeti alamayacak. Sisteme dahil olmak için mutlaka her sigortalının ilk kayıt yaptırması gerekiyor. Buna göre sigortalı vatandaş, üniversite ve özel sağlık kuruluşlarına ilk başvurusunu kimliğiyle yapıyor. Kimliğinin hastaya ait olduğunun tespit edilmesinden sonra sağ ve sol elindeki damarları taranıyor. TC kimlik numarasına sahip vatandaşla, sisteme kaydedilen avuç içi damar izi eşleştiriliyor. Sonra bu bilgiler SGK'nın sadece bu iş için oluşturduğu alana şifreli olarak gidiyor. Vatandaş muayene için gittiğinde, sistemdeki biyometrik veriler kimlik numarasıyla eşleştiğinde sağlık hizmeti alabiliyor. Muayene, konsültasyon, kontrol muayenesi, yatış işlemleri ile fizik tedavi, radyoterapi, kemoterapi, hiperbarik oksijen tedavisi gibi işlemlerden önce bu doğrulamaların mutlaka yapılması gerekiyor.
Kaynak: Zaman