Karla Gelen Güzellik
Prof.Dr. Mustafa NUTKU
Çocuklara; "Tavuk mu yumurtadan, yoksa yumurta mı tavuktan çıkar?” diye sorarlar. Bu soruya benzer şekilde soracak olursak: “Kar yağdığı için mi hava soğuk olur, yoksa hava soğuk olduğu için mi kar yağar?” Bu iki soru birbirine benzese de, cevaplar birbirinden farklıdır.
Okullarda, ansiklopedilerde ve kitaplarda 'Kar niçin yağar?' başlığı altında anlatılanlar, aslında 'kar'ın niçin yağdığına değil, nasıl yağdığına dâirdir. Çoğu zaman 'nasıl' ve 'niçin' sorularının doğru yerde kullanılıp kullanılmadığına dikkat edilmez. 'İlim' ve 'bilim' kelimelerinin doğru yerlerde kullanılmadığına da çok rastlanır. 'İlmî hakikatler' ve 'bilimsel gerçekler' her zaman birbirinin yerine kullanılabilecek mânâda değildir.
Yale Üniversitesi profesörlerinden Arthur Thomson , bu yanlışlığı şöyle izah ediyor:
"Hakikat, yalnız bilimin gösterdiğidir.' demek doğru değildir. Çünkü bilim şunları arar: 'Bu nedir ve hangi sebeplerle meydana gelmiştir?' 'Bu niçin böyledir? Bunun mânâ ve gâyesi nedir?' gibi sorular bilimin sahasına girmez. Her şeyin 'niçin'i bilimi aşar, bu bilimin ötesidir. Bu problemleri felsefe cevaplandırmaya çalışır; fakat felsefe de dinden kopuksa, bu soruları doğru cevaplayamaz. Beşerin sorularını onları huzura sevk edecek tarzda hikmetlerle cevaplayan ise dindir."
'Kar niçin yağar?' sorusuna verilecek doğru bilgiler, 'kar'ın yağmasının hikmetleridir. Bu hikmetleri, 'kar'ın kendisinden bilmek büyük bir yanlışlık olur. Bunlar, ilâhî hikmetlerdir.
'Kar'ın nasıl yağdığının cevabı ise, fizik ve kimyanın araştırma metotlarıyla yazılmış fen kitaplarında mevcuttur.
Aslında, yalnız karın yağmasında değil, varlık âleminde gördüğümüz ve göremediğimiz her şeyde, Allah'ın diğer isimleri ile birlikte bilhassa Hakîm isminin tecellileri vardır. Çünkü, bu dünya dârü'l-hikmet; insanın ölüm kapısından geçerek gideceği âhiret âlemi ise dârü'l-kudrettir. Bu dünyada olanlar, Allah'ın koyduğu sebepler perdesiyle cereyan eder; bu sebepleri yapan ve çalıştıran Müsebbibü'l-Esbâb'ı (bütün sebepleri meydana getiren Allah) bu perdede takılıp kalmadan tanımak, insanın bu dünyada en mühim imtihanıdır. Âhirette ise, imtihan olmadığından, Allah (cc), kudretini sebepler perdesini kullanmadan doğrudan tecellî ettirir.
Bu dünya dârü'l-hikmet ise, 'hikmet' ne demektir? Bir âyet-i kerimede: 'O hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet nasip edilmişse, doğrusu, o büyük bir hayra mazhar olmuştur.' (Bakara, 269) buyrulmaktadır. Erkek ve kadınlara isim olarak da verilen hikmet kelimesinin lûgat mânâsı: ‘İnsanın, mevcudatın hakikatlerini bilip, hayırlı işleri yapmak sıfatı’dır.
Şimdi, 'Kar yağdığı için mi hava soğuk olur?' sorusunun cevabı olabilecek bir hikmetten bahsedebiliriz. Kar, havanın soğuk olduğunu gösterir; fakat kar yağdığı için hava soğumaz, aksine kar soğuğu azaltır. Bunu şöyle izah edebiliriz: Bir gram maddenin erimesi için gerekli ısıya o maddenin 'erime ısısı' denir. Buz, su haline gelirken gram başına 80 kalori ısı alır. Bu, buzun erime ısısıdır. Su, buz hâline gelirken erime ısısını verir ve her bir gram suyun donup kar kristali haline gelmesi esnasında atmosfere 80 kalori verilir. Bu hesaba göre, 10 ton karla atmosfere verilen ısı, 100 kilo iyi cins maden kömürünün yanmasıyla verdiği ısıya eşittir. Bunun hesabı basittir: 10 ton = 10.000.000 gram. Bu kadar suyun kar haline gelirken atmosfere verdiği ısı = 10.000.000 x 80 kalori = 800.000.000 kalori. Bir gram iyi cins maden kömürünün yanmasıyla verdiği ısının 8.000 kalori olduğu göz önüne alınırsa, on ton suyun kar hâline gelirken verdiği ısı, 800.000.000 / 8.000 = 100.000 gram = 100 kilogram iyi cins maden kömürünün verdiği ısıya denk bulunur. Atmosferdeki suyun kar haline gelirken verdiği bu ısı, soğuğun şiddetini kırmaktadır. Hava 0 ºC civarında iken, 10 ton yağmurun teşekkülü esnasında atmosfere yayılan ısı, yaklaşık 750 kg iyi cins kömürün yanmasıyla verdiği ısı kadardır. Bitki, hayvan ve insanlar, karın diğer faydaları yanında, aşırı soğuğun meydana getireceği çeşitli zararlardan da korunmaktadır. Baharda, karların erirken atmosferden aldığı gram başına 80 kalori ısı ile, atmosferdeki sıcaklık azaltılmakta, böylece yeni filizlenen bitkilerin sıcaktan zarar görmesi önlenmektedir. Kar yağmasının bazı hikmetleri de şunlar olabilir: Karların erimesi neticesi meydana getirilen sular, dengeli şekilde toprağa karışıp yeraltına geçer, böylece toprak muhtemel sel ve erozyonun tesirlerinden korunur. Ayrıca havadaki toz ve zehirli parçacıklar, karla yere indirilerek hava temizlenir.
Yazının başındaki soruya tekrar dönecek olursak; kar yağdığı için hava soğuk olmamakta, hava soğuk olduğu için kar yağmaktadır. Yağan kar hem atmosfere ısı vermekte hem de (kendisi de soğuk olmasına rağmen) yeri bir yorgan gibi örterek bazı bitki ve hayvanların aşırı soğuktan telef olmasını önlemede rol almaktadır.
[SES]http://www.sizinti.com.tr/dosyalar/sesler/64kbps/316/1001.mp3[/SES]
Prof.Dr. Mustafa NUTKU
Çocuklara; "Tavuk mu yumurtadan, yoksa yumurta mı tavuktan çıkar?” diye sorarlar. Bu soruya benzer şekilde soracak olursak: “Kar yağdığı için mi hava soğuk olur, yoksa hava soğuk olduğu için mi kar yağar?” Bu iki soru birbirine benzese de, cevaplar birbirinden farklıdır.
Okullarda, ansiklopedilerde ve kitaplarda 'Kar niçin yağar?' başlığı altında anlatılanlar, aslında 'kar'ın niçin yağdığına değil, nasıl yağdığına dâirdir. Çoğu zaman 'nasıl' ve 'niçin' sorularının doğru yerde kullanılıp kullanılmadığına dikkat edilmez. 'İlim' ve 'bilim' kelimelerinin doğru yerlerde kullanılmadığına da çok rastlanır. 'İlmî hakikatler' ve 'bilimsel gerçekler' her zaman birbirinin yerine kullanılabilecek mânâda değildir.
Yale Üniversitesi profesörlerinden Arthur Thomson , bu yanlışlığı şöyle izah ediyor:
"Hakikat, yalnız bilimin gösterdiğidir.' demek doğru değildir. Çünkü bilim şunları arar: 'Bu nedir ve hangi sebeplerle meydana gelmiştir?' 'Bu niçin böyledir? Bunun mânâ ve gâyesi nedir?' gibi sorular bilimin sahasına girmez. Her şeyin 'niçin'i bilimi aşar, bu bilimin ötesidir. Bu problemleri felsefe cevaplandırmaya çalışır; fakat felsefe de dinden kopuksa, bu soruları doğru cevaplayamaz. Beşerin sorularını onları huzura sevk edecek tarzda hikmetlerle cevaplayan ise dindir."
'Kar niçin yağar?' sorusuna verilecek doğru bilgiler, 'kar'ın yağmasının hikmetleridir. Bu hikmetleri, 'kar'ın kendisinden bilmek büyük bir yanlışlık olur. Bunlar, ilâhî hikmetlerdir.
'Kar'ın nasıl yağdığının cevabı ise, fizik ve kimyanın araştırma metotlarıyla yazılmış fen kitaplarında mevcuttur.
Aslında, yalnız karın yağmasında değil, varlık âleminde gördüğümüz ve göremediğimiz her şeyde, Allah'ın diğer isimleri ile birlikte bilhassa Hakîm isminin tecellileri vardır. Çünkü, bu dünya dârü'l-hikmet; insanın ölüm kapısından geçerek gideceği âhiret âlemi ise dârü'l-kudrettir. Bu dünyada olanlar, Allah'ın koyduğu sebepler perdesiyle cereyan eder; bu sebepleri yapan ve çalıştıran Müsebbibü'l-Esbâb'ı (bütün sebepleri meydana getiren Allah) bu perdede takılıp kalmadan tanımak, insanın bu dünyada en mühim imtihanıdır. Âhirette ise, imtihan olmadığından, Allah (cc), kudretini sebepler perdesini kullanmadan doğrudan tecellî ettirir.
Bu dünya dârü'l-hikmet ise, 'hikmet' ne demektir? Bir âyet-i kerimede: 'O hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet nasip edilmişse, doğrusu, o büyük bir hayra mazhar olmuştur.' (Bakara, 269) buyrulmaktadır. Erkek ve kadınlara isim olarak da verilen hikmet kelimesinin lûgat mânâsı: ‘İnsanın, mevcudatın hakikatlerini bilip, hayırlı işleri yapmak sıfatı’dır.
Şimdi, 'Kar yağdığı için mi hava soğuk olur?' sorusunun cevabı olabilecek bir hikmetten bahsedebiliriz. Kar, havanın soğuk olduğunu gösterir; fakat kar yağdığı için hava soğumaz, aksine kar soğuğu azaltır. Bunu şöyle izah edebiliriz: Bir gram maddenin erimesi için gerekli ısıya o maddenin 'erime ısısı' denir. Buz, su haline gelirken gram başına 80 kalori ısı alır. Bu, buzun erime ısısıdır. Su, buz hâline gelirken erime ısısını verir ve her bir gram suyun donup kar kristali haline gelmesi esnasında atmosfere 80 kalori verilir. Bu hesaba göre, 10 ton karla atmosfere verilen ısı, 100 kilo iyi cins maden kömürünün yanmasıyla verdiği ısıya eşittir. Bunun hesabı basittir: 10 ton = 10.000.000 gram. Bu kadar suyun kar haline gelirken atmosfere verdiği ısı = 10.000.000 x 80 kalori = 800.000.000 kalori. Bir gram iyi cins maden kömürünün yanmasıyla verdiği ısının 8.000 kalori olduğu göz önüne alınırsa, on ton suyun kar hâline gelirken verdiği ısı, 800.000.000 / 8.000 = 100.000 gram = 100 kilogram iyi cins maden kömürünün verdiği ısıya denk bulunur. Atmosferdeki suyun kar haline gelirken verdiği bu ısı, soğuğun şiddetini kırmaktadır. Hava 0 ºC civarında iken, 10 ton yağmurun teşekkülü esnasında atmosfere yayılan ısı, yaklaşık 750 kg iyi cins kömürün yanmasıyla verdiği ısı kadardır. Bitki, hayvan ve insanlar, karın diğer faydaları yanında, aşırı soğuğun meydana getireceği çeşitli zararlardan da korunmaktadır. Baharda, karların erirken atmosferden aldığı gram başına 80 kalori ısı ile, atmosferdeki sıcaklık azaltılmakta, böylece yeni filizlenen bitkilerin sıcaktan zarar görmesi önlenmektedir. Kar yağmasının bazı hikmetleri de şunlar olabilir: Karların erimesi neticesi meydana getirilen sular, dengeli şekilde toprağa karışıp yeraltına geçer, böylece toprak muhtemel sel ve erozyonun tesirlerinden korunur. Ayrıca havadaki toz ve zehirli parçacıklar, karla yere indirilerek hava temizlenir.
Yazının başındaki soruya tekrar dönecek olursak; kar yağdığı için hava soğuk olmamakta, hava soğuk olduğu için kar yağmaktadır. Yağan kar hem atmosfere ısı vermekte hem de (kendisi de soğuk olmasına rağmen) yeri bir yorgan gibi örterek bazı bitki ve hayvanların aşırı soğuktan telef olmasını önlemede rol almaktadır.
[SES]http://www.sizinti.com.tr/dosyalar/sesler/64kbps/316/1001.mp3[/SES]