Yakın zamana kadar bu hak sadece İç İşleri Bakanlığının affına mahsus bir haktı. Kısacası bu haktan yararlanmak için dilekçe veremiyordunuz, sadece makamları uyarabiliyordun (´anregen´). Ve nihayet Anayasa Mahkemsinin vermiş olduğu bir karardan sonra (anayasa mahkemesine göre hukuk devletine laik olabilmek için herkesin kendi durumunu araştırabilmek için dava hakkı olabilmesi lazım) bu kanun değişikline gidilmiştir. Bu hak Avrupa İnsan Hakları anlaşmasından (‘EMRK - Europäischer Menschenrechtskonvention’) türemiştir ve bir insanın belli şartlarıni yerine getirdiği zaman (örneğim entegrasyon, uzun süre ikamet etmek gibi, sicili temiz olan,...) humaniter sebeplerden dolayı oturum hakkını elde edebilmek ile mükellefet edilmektedir.
12.3.2009 tarih ile bu yeni kanun meclisten oylanmıştır ve 1.Nisan 2009 ile yürürlüğe girmistir. İçeriği kısaca şöyledir: 1.Mayıs 2004’den itibaren verilmiş olan iltica ve yabancılar yasası kanunu ile ilgili dilekçelerde (Asyl- oder Fremdenrechtsverfahren) humaniter sebeplerden dolayı oturum bu davalarla birlikte incelenecek.
Yani bu tarihden önce dilekçe vermis olan kişilerin bu durum için ayrıyeten dilekçe verme hakkı olacak. Kısacası humaniter sebeplerin olup olmadığını ayrı bir davada araştırılacak. İlçe veya eyaletler makamlarınca (Bezirks- oder Landesbehörden) bu durumlar araştırılacak ve İç İşleri Bakanlığı karara bağlıyacak. Yani kararı İç İşleri Bakanı verecek ve bu aldığı kararlarda yanına yardım amaçlı seçtiği kurul (Beirat) eşlik edecek.
Kriterlerin birtaneside dilekçe sahiplerin kendilerine maddi bakımdan baka bilme durumunda olmaları gerekmektedir. Şayet bu durumları yok ise kendilerine ‘kefil’ (‘Pate’) bulabilirler ve bu kişiler taahhüt verirler. Bu taahhüt veren kişiler kendilerini 3 sene bu durum için bağlarlar. Tabiki bu yaptıkları taahhüt için dilekçe sahiplerinden karşılık isteyemezler.
Kısaca bu kanunla birlikte kendilerini iyi entegre etmiş ilticacılar uzun zamandır bu ülkede yaşıyorlarsa kanuni yol ile yasal olarak bu ülkede kalabilmeleri icin yeni bir imkan doğacak.
Şimdiye kadar bu hak makamların affına mahsus bir haktı ve kişilerin dilekçe hakkı yoktu. Makamların ne kadar ağırlıkla ve titizlikle bu durumları inceleyecek zaman gösterecek.