Mezhepler 'din' haline getirildi. Kuran-ı Kerim'i egemen kılarsak, mezhepler dökülecek. Kuran'dan bilgiyi alırsak, hataları ortaya çıkacak.
-Müslümanlığın ilk günlerinden bu yana yaklaşık 1500 yıl geçti. O günden bugüne bütün bilgilerin hiçbir çarpılmaya, eksilmeye uğramadan ulaştığına emin miyiz?
Kuran için kesin eminiz. Peygamberimizin özellikle namazla ilgili tatbikatı konusunda da kesin eminiz. Ancak peygamberimiz bazı şartlar altında bazı farklı uygulamalar yaptı. Mesela seferi olduğu zamanlar namazı iki rekata eksiltti. Mesela aptes alırken üzeri kanadığında, bazen 'Aptesim gitmiştir' dedi, 'bazen gitmemiştir' dedi. Yani peygamberimiz bize alternatif yollar sundu. Ama daha sonra gelen âlimler, kendilerinin bir varlık olduğunu hissettirmek için bazı konuları, ibadetleri zorlaştırdılar. Apteste eli bir defa yıkamak yeterliyken, yok şu kadar yıkayacaksın gibisinden zorunlu olmayan bazı şeyleri zorunlu hale getirdiler. 'Kadın camiye giremez' diyenler de oldu. Hacda ve kurbanda da böyle mübalağalar yapıldı. İyi ki âlimlerin bu yanlış fetvaları Kuran'a girmemiş.
-Girseydi ne olurdu?
Girseydi, din ortadan kalkardı. Yahudilik ve Hıristiyanlıkta böyle oldu. İncil'i, Mukaddes Kitap'ı okuyun. Onlara neler neler girmiş. Kaç tane İncil var. Yuhanna'nın İncili, Luka'nın İncili, Markos'un İncili var. İnsanın İncili olur mu? Oluyor işte.
-İslamiyet'te de mezhepler var. Mezhep, 'görüş' demek. Bu mezhepler, Kuran'da yer almadığı halde kendi yorumlarını insanlara 'din' gibi sunmadılar mı?
Aynen öyle. Biz bununla mücadele ediyoruz zaten. 'Dini parçalayamazsınız, kendi görüşünüzü bize din olarak satamazsınız. Yorumlarınız yanlış' diyoruz. İyi ki Kuran elimizde de, biz, dini kaynağından alabiliyoruz. Bugün Şiilik Alevilik, Vahabilik, Ehl-i Sünnetçilik... Bunlar din adına kutsanıyor. Bir hoca televizyona çıkıyor, 'Ben burada İmam-ı Azam'a göre konuşuyorum' diyor. 'Kuran'a göre konuşuyorum' demiyor. Halbuki Kuran'ı gönderen Allah. Bir din Allah'a göre konuşulur, mezhebe göre konuşulmaz.
-Hanefilik, Şafilik, Hambelilik, Malikilik... Bütün bu mezhepler hep büyük imamların görüşü. Bizde de devletin Diyanet İşleri Başkanlığı, Hanefi mezhebine göre konuşmuyor mu? Diyanet, Hanefi mezhebine göre görüş açıklayıp, fetva vermiyor mu?
Öyle tahmin etmiyorum, ama vermemeli... Evet veriyor. Bakın... Hanefi mezhebine göre dünyevi hukuku, İslam hukukunu konuşabilirsiniz. Din konuşamazsınız. Dini ancak Kuran'a ve peygambere göre konuşursunuz. Maalesef böyle değil. Allah bunun olacağını bildiği için 'Ey inanlar, Allah'ın ve peygamberin önüne geçmeyin' diyor. Dinde kendi fetvanızı, görüşünüzü benim hükmümün önüne geçirmeyin diyor. Mezhepler, imamların görüşünü yansıtırlar. İmamlar bir yorumdur, fetvadır. Bunlar din değildir. Eğer İmam-ı Şafi'nin, İmam-ı Azam'ın,İmam Hambeli'nin, İmam Maliki'nin dediği din olursa, biri diğerinin fikrini kabul etmediği için, bu mezhepler birbirinin kâfiri olurlar. Bugün yaşanan bu. Mezhepler din yapıldı, din haline geldi. İlim adamı olarak bizim çabamız dinde Kuran'ı egemen kılmak, Hz. Muhammet'i gölgede bırakmamak.
-O zaman mezheplere ne olur?
O zaman mezhepler dökülecek. Mezhepler İslam'ı yanlış yorumladıklarını, insanları böldüklerini anlayacaklar. Biz bilgiyi Kuran-ı Kerim'den aldığımız müddetçe, mezheplerin hataları ortaya çıkacak.
-Namaza dönersek... Kadının namaz kılarken başını örtmesini söyleyen bir ayet var mı Kuran'da?
Kadınlar namaz kılarken başlarını örtecek diye bir ayet yok. Çünkü kadın zaten başını örter. 1994'te televizyonda sizin 'Dinamit' isimli programınızda iki hafta üst üste kadın başını kapatacak mı, kapatmayacak mı konusunu tartışmıştık hatırlarsanız. Kadın başını Nur Suresi'nin 31'inci ayet-i kerimesine göre kapatacak. İbadetini yaparken de öyle yapacak demektir bu. Bu bir yorum değildir, ayete mana vermektir.(?)
-Evet, kadının başını örtmesi konusunu sizin de dahil olduğunuz konunun ehli olan konuklarla Kanal D'de iki hafta üst üste sekiz saate yakın tartışmıştık. Ama sizler Kuran'a göre kadının başını nasıl örteceği konusunda bir ortak görüşe varamamıştınız. Kimi örtünmeden, göğüs dekoltesini kapatmayı, kimi kulak memesine, saçın tek bir teline varıncaya kadar başın kapatılmasını anlıyordu. Nitekim şimdi de Kuran'ı sizin gibi anlamayan ilahiyatçılar var. Prof. Salih Akdemir, 'Ben başörtüsünün farz olmadığına inanıyorum. Kuran'da bu konu bir öneridir' diyor.
Hayır, 'Kadın, başörtüsünü başına koysun' diye emir var Kuran'da.(?) Ama başına şal da koyabilir, başını örtüyle de sarabilir. Saçının teli görünmeyecek diye bir şey yok. Saçının önünü, kulaklarını gösterebilir. Kadın başını örtsün de istediği gibi örtsün.
-Peki Kuran'a göre başı açık namaz kılmak günah mı?
Günahtır demek doğru olmaz. Günah kavramı ayrı bir şey. Mesela aptes almadan namaz kılarsanız, namazın secdesini yapmazsanız buna günah denmez. Buna, 'Namazınız olmadı' denir. Çünkü sistemi bozuyorsunuz. Örtünme farzdır.(?) Namaz kılarken bunu ihmal ederseniz namazınız bozulur.(?)
-Başı açık namaz kılınırsa namazın olmayacağını söyleyen kaynak kitap nedir?
Böyle bir kitap yok. Fakat peygamberimizin uyguladığı namaz kılma sistemi budur. Kadının avret yerlerini kapaması gerekiyor. Kadının başı avret yeri kabul ediliyor. Evinizde başı açık namaz kılabilirsiniz. Sakınca yok. Bu konu sosyal hayatta önemli.
-Kuran-ı Kerim'de kesin bir söz olmadığına göre, bir Müslüman kadının camide başı açık namaz kılmasını yasaklayabilecek bir otorite var mı İslam'da?
Otorite diye bir olay yok. Kimse yasaklayamaz. Kadın başı açık camiye gider ve namazını kılar. Başı açık namaz kılanı engelleyemeyiz. Başı açık namaz kılan bir kadına, 'Sen camiden çık' diyemeyiz. Kimsenin böyle bir şeyi deme yetkisi yok.
-Peki... Allah'ın emri çok açık, 'Namaz kılın' diyor. Allah'ın emrini yerine getiren bir kadına başı açık diye engel olmaya kalkan biri, din adına Allah'ın emrine karşı çıkmış olmaz mı?
Olur. Kimse kimseye engel olamaz. Biz, insanlara namazın şeklini öğretiriz. Örtünmesini söyleriz. Sonra nasıl kılacaksa kılar. Kimse bir şey diyemez...
-Bir de kadınların erkeklerle birlikte namaz kılması meselesi var. Kuran, kadınların erkeklerle namaz kılmasını yasaklıyor mu?
Hayır yasaklamıyor. Kuran'da öyle bir ayet yok. Ama peygamberimizden bugüne bozulmayan gelen bilgi şudur. Kadın camide kendine ayrılmış yerde namazını kılar. Peygamberimiz döneminde, kadınla erkek aynı mahalde namaz kılmıştır ama aynı safta kılmamıştır. Kadınla erkeğin aynı safta namaz kılmaması tabiat gereğidir. Tabiata aykırı olduğu için, kadınla erkeğin aynı safta namaz kılmasını din sakıncalı görür. Bir kadın önümde veya yanımda namaz kılarken, benim namaza konsantrasyonum olmaz. Kadın, erkeği etkiler. Bu iş doğa meselesidir. Kuran, doğayı çiğnemez. Din, insanın doğasına göre hareket eder. Zaten din, tabiat kanunu anlamına da gelir. Allah-u Taala insanın doğasını esas almıştır ve prensipleri koymuştur. Meseleye erkek olarak bakamıyorsunuz.....
-Amerika'da iki ayrı yerde iki kadın imam cemaate namaz kıldırdı. Bunu yasaklayan bir ayet var mı?
Yok efendim, böyle bir ayet yok.İslam anlayışının, ibadet biçimlerinin sorgulandığı bir çağa giriyoruz galiba. Kadınların sosyal hayatta güçlenmeleri, İslam kültürünün kadına geleneksel bakışını zorluyor. Bu çağda kadınları eve kapatmak, çarşafa sokmak, sesini bile namahreme duyurmasını engellemek mümkün mü?
Bu anlayış İslam'a aykırı. Kuran'da, Peygamber'in uygulamasında bu yok ama hayatın içinde var. Kadına yanlış bakış açısı biraz da Arap kültüründen kalmış bir olaydır.