mezhepler ve var olma sebepleri

Mezhebler ve var olma sebebleri -------------------------------------------------------------------------------- Esselamu Aleykum , Bismillahirrahmanirrahim,Hamd yanlızca Yüce ALLAH'a (Celle Celâluh) Mahsustur,Salat ve selam O'nun Habibi Gönüller Sultanının (s.a.v) üzerine Ve Âlinin ve Ashabının ve Hayırlı ...


  1. Alt 04-24-2009, 13:22 #1
    Ziyaretci
    abı-hayat Mesajlar: n/a
    Mezhebler ve var olma sebebleri

    --------------------------------------------------------------------------------

    Esselamu Aleykum ,

    Bismillahirrahmanirrahim,Hamd yanlızca Yüce ALLAH'a (Celle Celâluh) Mahsustur,Salat ve selam O'nun Habibi Gönüller Sultanının (s.a.v) üzerine Ve Âlinin ve Ashabının ve Hayırlı Ümmetinin Üzerine Olsun İçindede bizlerin.

    Efendim eski kitabları ne zaman karıştırdı isem giriş kısımlarında böyle ve buna benzer besmele,hamdele ve salveleler mevcuttur,ne güzel kuldurki O kişi, kitabının giriş kısmına O na bu satırları yazmayı nasib eden ve ilmi kazandıran Rabbine Hamd eder ve O ne güzel Ümmettirki Peygamberine ve O nun Ehlibeytine ve Ashabına Ve Kardeşlerine salat diler ve selam eder.
    Rabbim bizleride O kulcağızlarından eylesin... Lakin günümüzde pek kalmadı böyle kitab yazan kişiler, nedense insanlar besmele hamdele salvele ile başlamak istemiyorlar artık (Herhalde İhtiyaçları yok).

    MEZHEBLER VE VAR OLMA SEBEBLERİ

    Günümüzde pekçok kitabda ,Tv de dini konuların geçtiği sohbetlerde,İnternette Forumlarda,Gazetelerde köşe yazılarında hemen hemen bu konu hakkında pekçok yazı ve görüş mevcuttur.
    Madem herkes kendi bildiğini serbestce yazma selahiyetine sahib bizde kendi düşüncelerimizi yazmak istedik,hem ne fark eder başkasının düşüncesini buraya alıntı yapsamda,sonuçta aynı fikirleri paylaşıyorsam yazmam daha uygun geldi,fakat yer yer alıntılar yapacağım.
    Malumunuz üzere Kainatın Sultanının(s.a.v) zamanı Asrı Saadet diye adlandırılmıştır,herne kadar çileye ve tahammülü zor bir zamana karşı Yüce ALLAH ın dinini yaymış ve bu uğurda da cihadlara katılmış iselerde Eski cahiliye adedlerinden kurtulup Hak bir Din üzere olduklarından Saadete ermişlerdir.
    Peki buraya kadar anladık Rasulullah (s.a.v) dünyada iken herşey güzeldi ve herkes kardeşdi de! ne olduda? O’nun gidişinin ardından fırkalaşmalar oluşdu?.
    Efendimizin(s.a.v) Hz.Ebu Bekr (R.a) i Halife ataması ve onun ardından Hz.Ömer in Halifeliği yine sıkıntılı zamanların yaşandığı bir dönem ve derken Hz.Osman ın Halifeliği ve O’nun zamanında yaşanan Kardeşin kardeşe düşürülmesi sonucu kendisininde şehit edilmesine varana kadarki kışkırtmalar ve hileler ve derken son Halife Hz.Ali (k.v) in hilafet zamanı ve bu zamanda yaşanan olaylara az değinmek gereklidir.Hz.Peygamber Efendimiz(s.a.v) zamanın parlayan İslamın Nuru Mekke,Medine ve Hicaz bölgesinde mutkal hakim iken dört halife zamanındada Suriye,İran,Irak ve Mısır ın fethine Muvaffak olundu.İslamiyet tüm hızı ile Dünya coğrafyasına yayılmaya başlamışdı,bu ani ve hızlı yükselişi çekemeyen hased sahibi kendilerini Tevhidden Uzaklaştırmış Özellikle Yahudiler bazı düzen ve hileler ile (savaşarak yenemedikleri) Bu İslam birliğini Yok etmek için planlar yaptılar,bunlardan biride bir bütünü ancak parçalara ayırarak yok etmek di bu ise böyle kuvvetli bir toplum için ancak fesad ve fırkalaşmalar ile olurdu nitekim aslen Yahudi olan İbni Sebe isimli birini bu iş için görevlendirdiler.İbni Sebe görünüşde herkesden daha Müslüman herkesden daha alimdi Camiye önce girer,herkesden sonra çıkardı,Hz.Ali yandaşlığı güder onu her zaman överdi,ancak bu aradada adamları vasıtası ile İslam topraklarında aslında Hz.Alinin Peygamber Olması gerektiği hakkının yendiği gibi safsatalar yayardı,kendine bu tip taraftarlıklar toplardı.Bu iş okadar çığrından çıkmıştıki bir gün Hz.Alinin önünü kesip sokak ortasında birkaç adamı ile ona secde edip sen İlah sın diye hitap etmiş Hz.Alide İbni Seben in adamlarını yaktırmıştır ve kendisinide sürgün etmiştir,O nu neden yaktırmadığı hususunda bazı tarihciler demişlerdirki;İbni sebe asker içindede çok sevilen ve değer verilen biri olmuştu onun öldürülmesi asker içinde huzursuzluk olabilirdi zati bir tarafda Muaviye olayları varken İslam ordusu bölündü bölünecekken İbni Sebe nin öldürülmesi tuz biber ekmekten başka birşey olmayacaktı İranın bir şehri olan Medayine sürüldü.Sürgün edilmesi o zaman için daha eftaldi.İbni Sebe sürgün zamanlarında boş durmayıp gittiği yerde cemaatini oluşturup Hz.Alinin ve bazı Sahabilerin nasıl öldürüleceği hakında planlar yapmış nihayetinde bir suikast grubu oluşturup İslam ın başkentine göndermiştir.Hz.Alinin Ramazanın 17. günü sabah namazını kılarken Suikastciler arasındaki İbni Mülcem tarafından zehirli bir bıçak ile şehit edilmesi vaki olmuştur.İstediklerini elde etmişler ve Mü’minlerin emirini şehit etmişlerdi.
    Hz.Ali (k.v) in şehit haberi Medayin şehrinede ulaşınca İbni Sebe burada Sözde Hz.Ali yandaşlığını sürdürmüş ve onun hakkında ****Ali ölmedi göğe çıktı,şimdi o bulutların üzerinde,çok geçmeden geri dönecek**** gibi safsatalar yaydı,kendisini seven halkı bu söylediklerine inandırdı.
    O dönemin İranı daha islamiyeti yeni kabul etmiş ve uzun zamandır ateşe tapan bir meccusi halkı idi bu gibi safsatalara birkısmı çabuk inandılar zati öteden beri daha düne kadar köle diye baktıkları hakir gördükleri Araplar bugün onlara efendi olmuş ve eski FARS imparatorlularından bir eser kalmamışdı.
    İslamdan kopan ve kendi aralarındada 23 fırkaya ayrılan bu topluluk Cahil İslam kesiminide hızla arkalarından küfre sürüklediler.Buraya kadarki yazdıklarımı MEHMED KIRKINCI Efendinin Alevilik nedir? İsimli kitabının ön özeti mahiyetinde alıntı olarak yazdım.
    Aleviliğin çıkışı gibi bazı fırkalarda yine bu tip fitneler vasıtası ile çıkmıştır ancak bazıları vardırki ilginçtir az ilimle tanışınca kendilerini üstün varlıklar olarak görmüşler ve bazı şeylerde inanca ters gelecek düşünceler öne sürmüşlerdir bunlardan bazılarına misal insanın kendi hareketlerini ve amellerini kendinin yarattığı ve hatta Dünyanın kendi kendini var ettiği gibi düşüncelerdir.İşde bu düşünceler ve bu fırkaların çoğaldığı ve kendilerine taraftarlar topladıkları zamanlarda 699 yılında Kufe de doğan İmamı azam Ebu Hanife Bin Numan 767 yılında Bağdatta şehit edilmiştir.İmamı Azamın hayatına kısaca bir göz atarsak ömrü ilim aramak ve insanların amellerindeki zorlukları çözmek konusunda kılı kırk yarar gibi çalışmak ve bu denli Kur-an ‘a ve Sünnete aykırı oluşmuş kendilerine “Dehriyyun” denilen fırkalarla mücadele etmiştir. Bunların başında İbni Sebeciler, Hariciler ve Mürcie, Mutezile, Cebriyye gibi fırkalar gelmekteydi.Gençlik yıllarında hayatta kalan birkaç sahabeden birebir hadis almış ve gece gündüz çalışarak en ince hususlarda bile içtihat ederek FIKIH kitabı yazmıştır ve bu içtihatın doğru olduğunu Kuran ve sünnetle sabit olduğunu gören Müslümanlar bu FIKIH bilgileri ile doğru amel etmişlerdir.İmamı Azam hazretleri bir çok kişiyi eğitmiştir bunların başında İmam-ı Ebu Yusuf ismiyle meşhur Yakub bin İbrahim, Muhammed Şeybani, Züfer bin Hüzeyl, Hasan bin Ziyad, oğlu Hammad, Davud-i Tai, Esad bin Amr, Afiyat bin Yezid el-Advi, Kasım bin Ma’an, Ali bin Müshir, Hibban bin Ali gibi âlimlerdir.İmamı Âzamın içtihadına uyan ve amel eden kişiler kendilerini Hanefi Mezhebi mensubu olarak adlandırmışlardır.Bu arada kelime olarak mezheb takib edilen gidilen yol demektir. İmam-ı A’zam’ın derslerinde çözülen fiili ve nazari fıkhi meselelerin sayısı altıyüzbini aştığı rivayet edilir. İmam-ı Matüridi ondan gelen kelam bilgilerini kitaplara yazmıştır. Yetiştirdiği talebelerin sayısı dört bine ulaşmış olup, bunlardan yedi yüz otuzu ilimde iyice yükselmiş, içlerinden kırk kadarı ictihad derecesine çıkmıştır.İmamı Âzam hazretleri kimseye ben bir mesheb kuruyorum peşimden gelin dememiştir,onun içtihatlarını doğru bulan ve amel edenler kendilerine böyle demiştirler.Öyle denirki abdestindeki bir hata yüzünden 40 yıllık namazını kaza etmiştir. ALLAH-u Teala ondan ve onun gibilerinden razı olsun…Ve bu İlim öğrenme halkası İmamı Muhammed-İmamı Şafii ve İmamı Maliki gibi ilim erbabları tarafından özellikle Fıkıh-Kelam-Akaid gibi ilimlerde Kur-an’a Sünnete tam manası ile uyarak geçmişden günümüze herkesin tam manası ile anlayıp uygulayacağı şekilde izahatlar yapılmıştır.
    Dört mezhebin oluşumunu anlatmak hepsi için ayrı ayrı yazmak uzun zaman ve fazlası ile yer kaplayacağı için burada bırakmak daha uygun olur,buraya kadar hak denilen ve günümüzde hala tüm Müslümanlar tarafından içtihatları devam edilen Kuran a ve sünnete uydukları için EHLİ SÜNNET adı verilen mezheblerden bahsettik.Çıkış sebeblerinin çoğunluğu EHLİ BİDAT diye adlandırılan ve zamanımızdada çok örnekleri görülen ‘’bu bu devirde olurmu kardeşim bunun değişmesi lazım 1400 yıl önce idi bunlar ‘’ deyipde dini yaşadığı devre göre uyarlamaya çalışan kişiler ve benzer görüşler ile daha da ileri gidip küfre varacak kadar sapıklıklar içerenlere karşı oluşumlardır.Virüse karşı savaşan Anti virüs ler misali.Bu dört mesheb de bir birlerinin görüşlerini alırlar ve uygularlar bunda sorun yaşamazlar,çünkü hak üzere gittiklerini bilirler.Ehli bidat ise kendilerini Müslüman ilan ettikleri halde ters düşecek fikirler üretirler.Bu İmamlara uymak ve bu dört mezhebden birine tabi olmak zorunlumur ?derseniz onun cevabıda çok basittir, zamanının alimleri olan bu dört büyük İmam içtihat yapmakta Kuran ve sünnetten çıkardılarından nasıl amel edilmesini anlatmakta hala üstlerine kimse çıkmamıştır,birbirlerinin içtihatlarını inkar etmemekle beraber sonra gelen önce gelenden faydalanmıştır aslında uyulan kendileri değil içtihat ettikleri Kuran ve sünnettir ve hala bu vesile ile bu alimlerden içtihat bakımından daha üstün kimse gelmemiştir.
    Şimdi acı bir gerçekte varki bazı kendini bilmez kişilerde Müslüman olduğu halde ve yukarıda adı geçen Alimlerin içtihatı ile amel ettikleri halde onlara dil uzatarak kimlere çalıştıklarını bilmiyorlar,bugün bu kadar mezhebe ne gerek var biz kardeşiz gibi sloganlar atarak aslında ne amaç güdüyorlar bilinmez doğrusu?
    ALLAH-u Teala,bizlerin bugünlerinde itikatı bozuk olmayan kişiler olmamıza vesile olan ve amellerimizdede en güzeli ve en faziletlisini yapmamız için gecelerini gündüzlerine katarak zamanında içtihat etmiş o mübarek zatlardan RAZI OLSUN… AMİN

  2. Alt 10-19-2010, 19:21 #2
    Ziyaretci
    Misafir Mesajlar: n/a
    Bir düzeltme yapayım peygamberimiz asla yönetici tayin etmemiş sadece hz.ali efendimiz için veda haccındna sonra ünlü gadir hum olayında ben kimin mevlası isem alide onun mevlasıdır demiştir bu halife ali olsun demek değil sadece ali sizin imamınızdır o size yol göstericidir peygamber sünnetinden ayrılmak istemiyorsanız aliye sımsıkı sarılın demektir.Hz. ali efendimiz peygamberimiz vefat edince peygamberimizin soyunu devam ettiren kişi olması nedeniylen cenaze işlemlerine başlamıştır.Bu sırada mekke dışındaki bir kabile halifeye kendi aralarından birini seçmiş hz.abubekir ve hz.ömer efendilerimizde gidip kendilerini uyarmış kılıçlan tehtit etmişlerdir bu kabilelerde madem öyle halife ali olsun bu göreve en layık odur demiştir.Hz.ebubekir efendimiz halife ömer olsun demiş hz.ömer efendimizde elinde kılıçlan halife olarak hz.ebubekiri ilan etmiş sonrada halifenin ebubekir olacağına dair diğer kabileleride zorlayarak güvence almıştır.Hz.ali efendimizde bazı rivayetlere göre 4 ay kadar biad etmemiş karısı hz.fatıma annemiz vefat edince biad etmiştir.Hz. ebubekir efendimiz vefat etmeden önce yerine sanki bu saltanatmışcasına hz.ömeri atamıştır hz.ömer efendimizde cefat etmeden önce 6 kişilik bir meclis kurmuştur bu mecliste hz. osman ve hz.ali efendilerimizde bulunmaktaydı ve bu meclistekilerin 4 ü sıraylan haklarından vaz geçmiş geriye hz.ali ve hz. osman kalmıştır.Sonrasında bu 4 kişi(zübeyr,talha,ebu vakkas,hz.abbas) halifeliğe kimi atadıklarını söyleyeceklerini sonuç ne olursa olsun 2 tarafında kabul etmesini istemiştir.Sonrasında hz.osmanın halifeliğe seçildiği söylenmiş ve kendiside bu görevi kabul etmiştir.Hz.ali efendimiz ise bana karşı olan birlikteliğiniz yanlızca bununla sınırlı kalmayacaktır demiştir.Sonrasında hz.osman isyancılar tarafından öldürülmüş hz.ali efendimiz ise hz.hasan ve hz.hüseyini halifeyi korumak üzere yollamış ancak sınırlı sayıdaki koruma 15 bin isyancıyı durduramamış ve halife osman şehid edilmiştir.Sonrasında 1 hafta ısrara rağmen hz.ali efendimiz halifeliği kabul etmemiş ancak hz.talha biad edince hz.ali efendimizde biadları almaya başlamıştır.Nedendir bilinmez hz.osmandan memnun olmayan talha zübeyr ve hz.aişe annemiz hz.aliden daha yeni halife olmasına rağmen hz.osmanın kanını istemişlerdir.Hz.ali efendimiz işleri yoluna koyup bunu yapacağını söylesede isyanlar devam etmiş sonuçta cemelde hz.talha ve hz.zübeyr şehid olmuş sonrasında sıffinde muaviyenin çadırının önüne kadar gelen malik-i eşter muaviyenin askerleri mızraklarına kuran sayfaları taktığı için geri çekilen ve hz.aliyi ölümle tehtit eden askerleri yüzündne geri dönmüştür.Geri dön emri 10 dk geç gelse belkide muaviyenin kellesini malik i eşter alacaktı