DİN,arapça bir kelime olup 'deyn' kökünden gelir...Deyn,arapça da BORÇ demektir...Ben buna " varoluşun borcu " diyorum...Şöyle ki,bugün herhangi bir yerde çalışırken size maaş veren patronunuz nasıl sizin üstünüzde hakkı oluyorsa/tasarruf yetkisi oluyorsa,yani size emretme yetkisi, 'ben varım' diyen bir insanın varlığının tamamının ait olduğu rabbi karşısında olan KULLUK BORCUDUR din...Dolayısıyla herşeyimizi Allah verdiği için mutlak manada üzerimizde yetkisi olan ad Allah'tır...
Bununla birlikte DİN,şeriat,kanun,yol,millet,adet,hesaba çekmek,ceza ve mükafat vermek anlamlarına gelir..
Dİn kavramı Kuran'da şu anlamlarda kullanılmıştır.
1. Ä°taat ve boyun eÄŸme
“De ki: ‘Ben, Allah’a din’i halis kılarak, ibadet etmekle emrolundum. Bana Allah’a teslim olan müslümanların ilki olmam emredildi,’” (Zümer: 39/11-12)
Bu ayette 'din' bir otoriteye boyun eğme,ona itaat etme ve kul olma anlamında kulanılmıştır...Kulluğa ait bütün hükümleri Allah'tan almak demektir...
2.Ahiret,ceza anlamında
Hani hepimiz fatiha'yı biliriz..MALİKİ YEVMUDDİN deriz.YAni DİN GÜNÜNÜN SAHİBİ...İşte bundan kasıt,ahiret ve Allah cc bizi mahşerde hesaba şekeceği ve bizlere yaptıklarımızın karşılığını vereceği gün anlamındadır...
“(Ä°brahim dedi ki: Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduÄŸum da O’dur.” (Åžuara: 26/82)
3.Hüküm,adet,şeriat ve kanun anlamında
Bunun üzerine (Yusuf, öz) kardeÅŸinin kabından (yükünden) once (hemen onu suçlama çekincesinden dolayı), onların kaplarını (aramaya) baÅŸladı. Sonra onu, kardeÅŸinin kabından çıkardı. Ä°ÅŸte biz (Yusuf’a, kardeÅŸi Bünyamin’i geri alması için) böyle bir plan hazırlattık. Yoksa hükümdarın dînine (kanununa) göre, Allah’ın dilemesi dışında kardeÅŸini alamazdı. (Biz) dilediÄŸimizi yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde, daha iyi bilen vardır (Allah eÅŸsiz ilim sahibidir). (yusuf 76)
Allah) Nuh’a dinden buyurduÄŸu ÅŸeyleri, size (de aynen) ÅŸeriat (din ve umûmî kanun) yaptı.Gerek sana vahyettiÄŸimiz, gerek Ä°brahim’e, Musa’ya ve Ä°sa’ya vasiyet ettiÄŸimiz ÅŸey: Dîni dosdoÄŸru tutmanız ve onda ayrılığa düşmemenizdir. Fakat müşrikleri davet ettiÄŸin ÅŸey (yani tevhid), onlara ağır geldi. Allah (niyet ve amellerine göre) dilediÄŸini bu (tevhid dîni)ne seçer ve (kendisine itaatle) yöneleni de buna eriÅŸtirir. (ÅŸura 13)
Burada görüyoruz ki,Din,kanun ve yasa anlamındadır...ALLAH'IN HÜKMÜ OLAN ŞERİAT dışında kanun ve yasa beğenenler beğendikleri bu yasayı kendilerine DİN edinmişlerdir...
"Bilesiniz ki, yaratmak ta, emretmekte Ona mahsustur" (Araf,54)
Üzerimizde Allah'tan başka hiçbir otorite yoktur...Tüm beşeri ideolojiler insanlara zulümdür ve insanlığa kargaşa getirir..Bu anlamda Allah'ın hükmü varken kendilerine Komünizm'i,Kemalizm'i vs beğenenler Allah'ın hükümlerini beğenmeyip biz bu hükümlerle yaşayacağız demiş olurlar ki,bu da ALLAH'a şirk koşmaktır...
4.Allah'ın gönderdiği TEVHİD dini anlamında
Kur’an’da ‘din’ en çok bu anlamda kullanılmaktadır ki, bu mana içerisinde hem Allah’ın hakimiyeti, otoritesi, hükmünün üstünlügü, hem bu üstünlüğe kulların boyun eÄŸip itaat etmeleri, hem de Allah’tan gelen hüküm, kanun ve ÅŸeriat konuları yer almaktadır.
Din, aslında bütün bu anlamları içerisinde barındıran, Allah’ın hakimiyetine bir teslimiyet ve O’ndan gelen hükümleri kabullenmektir.
Ä°slâm’dan önceki araplar (yukarıda geçtiÄŸi gibi) ‘din’ kelimesini çok farklı, biraz da karışık anlamlarda kullanıyorlardı. Kur’an bu kelimeye bir ıstılah (terim) anlamı kazandırdı ve bu kelime çok önemli bir ilâhÃ* gerceÄŸi ve bu gerçek karşısında insanın konumunu ifade eder hale geldi.
Bu kelime, her ne olursa olsun yüksek bir otoriteyi ve bu otoriteye boyun eÄŸmeyi, bu otoriteden kaynaklanan emir ve hükümleri uyulması gereken kurallar olarak kabul etmeyi, bu kurallara uyulduÄŸu zaman mükâfat, karşı gelindiÄŸi zaman ceza alınacağına inanmayı içine alan bir hayat sisteminin genel adıdır. Bu bakımdan bu kelimeyi baÅŸka dilde karşılayacak hiç bir sözcük mevcut deÄŸildir. Batılıların kullandığı ‘religion’ sözcüğü de ‘din’ kavramının ifade ettiÄŸi derin anlamları karşılayamaz.
Bunu Ä°brahim oÄŸullarına vasiyet etti, Yakub da: ‘OÄŸullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak müslümanlar olarak can verin’ (diye aynı vasiyette bulundu).” (Bakara: 2/132)
“Hiç şüphesiz din, Allah katında Ä°slâmdır…” (Âli Imran: 3/197)
“Peki onlar Allah’ın dininden baÅŸka din mi arıyorlar. Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O’na teslim olmuÅŸtur ve O’na döndürülmektedir.” (Âli Ä°mran: 3/83)
“...Bugün size dininizi kemâle (olgunluÄŸa ) eriÅŸtirdim, üzerinizdeki nimeti tamamladım ve size din olarak Ä°slâmı seçip beÄŸendim...” (Maide: 5/3)
“Ki O, kendi peygamberlerini hidayetle ve hak din ile, diÄŸer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Åžahid olarak Allah yeter.” (Fetih: 48/28)
Din’ kelimesi, ilâhÃ* olan en mükemmel nizamı (düzeni) ifade eden en uygun bir kavramdır. Bu kavramda dört önemli unsuru görebiliriz:
a- Yüce bir hakimiyyet (egemenlik),
b- Bu yüksek hakimiyete boyun eğip itaat etmek,
c- Bu hakimiyetin şekillendirdiği inanç ve hükümler sistemi,
d- Bu sisteme uygun haraket etmekle elde edilen mükâfat, aykırı haraket etmekle karşılaşılacak ceza.
Kur’an ‘din’ kelimesini bazen bu unsurların her birinin yerine, bazen de hepsini birden kapsayacak ÅŸekilde kullanmaktadır.
Toparlarsak...Din ,yaşam şekli demektir..Kim kendine nasıl bir yaşam şekli beğenmiş ise O kişinin dinidir...Bu anlamda dinsiz insan yoktur,dinsizlik de bir dindir...
Dinimiz İSLAM deyince,çok önemli bir yazının altına imzamızı atmış oluyoruz ve çok şeyi reddetmiş oluyoruz...Mekke'nin o günlerinde LA İLAHE İLLALLAH denilmesinin zorluğu da bundan idi...
selam ve dua ile..