DÄ°N nedir?

estaÄŸfirullah ne haddime...



  1. Alt 03-16-2009, 00:05 #11
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    estaÄŸfirullah ne haddime

    el_feta bunu beÄŸendi.
  2. Alt 03-16-2009, 13:44 #12
    Ziyaretci
    zeynep_hearty Mesajlar: n/a
    el_feta´isimli üyeden Alıntı
    Din’ kelimesi çok geniÅŸ bir anlam sahasına sahiptir. Kur’an’da ve hadislerde bir çok manada kullanılan bu kelime, kavram olarak insanlığın en önemli faaliyeti olan inanmayı, bir yaratıcıya itaat ve ibadet etmeyi, ahlâkÃ* davranışları, fazilet ve iyilikleri, toplumsal düzeni, doÄŸru yolda olmayı ifade eder.

    DİN,arapça bir kelime olup 'deyn' kökünden gelir...Deyn,arapça da BORÇ demektir...Ben buna " varoluşun borcu " diyorum...Şöyle ki,bugün herhangi bir yerde çalışırken size maaş veren patronunuz nasıl sizin üstünüzde hakkı oluyorsa/tasarruf yetkisi oluyorsa,yani size emretme yetkisi, 'ben varım' diyen bir insanın varlığının tamamının ait olduğu rabbi karşısında olan KULLUK BORCUDUR din...Dolayısıyla herşeyimizi Allah verdiği için mutlak manada üzerimizde yetkisi olan ad Allah'tır...

    Bununla birlikte DİN,şeriat,kanun,yol,millet,adet,hesaba çekmek,ceza ve mükafat vermek anlamlarına gelir..


    Dİn kavramı Kuran'da şu anlamlarda kullanılmıştır.

    1. Ä°taat ve boyun eÄŸme
    “De ki: ‘Ben, Allah’a din’i halis kılarak, ibadet etmekle emrolundum. Bana Allah’a teslim olan müslümanların ilki olmam emredildi,’” (Zümer: 39/11-12)

    Bu ayette 'din' bir otoriteye boyun eğme,ona itaat etme ve kul olma anlamında kulanılmıştır...Kulluğa ait bütün hükümleri Allah'tan almak demektir...

    2.Ahiret,ceza anlamında

    Hani hepimiz fatiha'yı biliriz..MALİKİ YEVMUDDİN deriz.YAni DİN GÜNÜNÜN SAHİBİ...İşte bundan kasıt,ahiret ve Allah cc bizi mahşerde hesaba şekeceği ve bizlere yaptıklarımızın karşılığını vereceği gün anlamındadır...

    “(Ä°brahim dedi ki: Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduÄŸum da O’dur.” (Åžuara: 26/82)

    3.Hüküm,adet,şeriat ve kanun anlamında


    Bunun üzerine (Yusuf, öz) kardeÅŸinin kabından (yükünden) once (hemen onu suçlama çekincesinden dolayı), onların kaplarını (aramaya) baÅŸladı. Sonra onu, kardeÅŸinin kabından çıkardı. Ä°ÅŸte biz (Yusuf’a, kardeÅŸi Bünyamin’i geri alması için) böyle bir plan hazırlattık. Yoksa hükümdarın dînine (kanununa) göre, Allah’ın dilemesi dışında kardeÅŸini alamazdı. (Biz) dilediÄŸimizi yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde, daha iyi bilen vardır (Allah eÅŸsiz ilim sahibidir). (yusuf 76)

    Allah) Nuh’a dinden buyurduÄŸu ÅŸeyleri, size (de aynen) ÅŸeriat (din ve umûmî kanun) yaptı.Gerek sana vahyettiÄŸimiz, gerek Ä°brahim’e, Musa’ya ve Ä°sa’ya vasiyet ettiÄŸimiz ÅŸey: Dîni dosdoÄŸru tutmanız ve onda ayrılığa düşmemenizdir. Fakat müşrikleri davet ettiÄŸin ÅŸey (yani tevhid), onlara ağır geldi. Allah (niyet ve amellerine göre) dilediÄŸini bu (tevhid dîni)ne seçer ve (kendisine itaatle) yöneleni de buna eriÅŸtirir. (ÅŸura 13)

    Burada görüyoruz ki,Din,kanun ve yasa anlamındadır...ALLAH'IN HÜKMÜ OLAN ŞERİAT dışında kanun ve yasa beğenenler beğendikleri bu yasayı kendilerine DİN edinmişlerdir...

    "Bilesiniz ki, yaratmak ta, emretmekte Ona mahsustur" (Araf,54)

    Üzerimizde Allah'tan başka hiçbir otorite yoktur...Tüm beşeri ideolojiler insanlara zulümdür ve insanlığa kargaşa getirir..Bu anlamda Allah'ın hükmü varken kendilerine Komünizm'i,Kemalizm'i vs beğenenler Allah'ın hükümlerini beğenmeyip biz bu hükümlerle yaşayacağız demiş olurlar ki,bu da ALLAH'a şirk koşmaktır...

    4.Allah'ın gönderdiği TEVHİD dini anlamında


    Kur’an’da ‘din’ en çok bu anlamda kullanılmaktadır ki, bu mana içerisinde hem Allah’ın hakimiyeti, otoritesi, hükmünün üstünlügü, hem bu üstünlüğe kulların boyun eÄŸip itaat etmeleri, hem de Allah’tan gelen hüküm, kanun ve ÅŸeriat konuları yer almaktadır.

    Din, aslında bütün bu anlamları içerisinde barındıran, Allah’ın hakimiyetine bir teslimiyet ve O’ndan gelen hükümleri kabullenmektir.

    Ä°slâm’dan önceki araplar (yukarıda geçtiÄŸi gibi) ‘din’ kelimesini çok farklı, biraz da karışık anlamlarda kullanıyorlardı. Kur’an bu kelimeye bir ıstılah (terim) anlamı kazandırdı ve bu kelime çok önemli bir ilâhÃ* gerceÄŸi ve bu gerçek karşısında insanın konumunu ifade eder hale geldi.

    Bu kelime, her ne olursa olsun yüksek bir otoriteyi ve bu otoriteye boyun eÄŸmeyi, bu otoriteden kaynaklanan emir ve hükümleri uyulması gereken kurallar olarak kabul etmeyi, bu kurallara uyulduÄŸu zaman mükâfat, karşı gelindiÄŸi zaman ceza alınacağına inanmayı içine alan bir hayat sisteminin genel adıdır. Bu bakımdan bu kelimeyi baÅŸka dilde karşılayacak hiç bir sözcük mevcut deÄŸildir. Batılıların kullandığı ‘religion’ sözcüğü de ‘din’ kavramının ifade ettiÄŸi derin anlamları karşılayamaz.

    Bunu Ä°brahim oÄŸullarına vasiyet etti, Yakub da: ‘OÄŸullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak müslümanlar olarak can verin’ (diye aynı vasiyette bulundu).” (Bakara: 2/132)


    “Hiç şüphesiz din, Allah katında Ä°slâmdır…” (Âli Imran: 3/197)

    “Peki onlar Allah’ın dininden baÅŸka din mi arıyorlar. Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O’na teslim olmuÅŸtur ve O’na döndürülmektedir.” (Âli Ä°mran: 3/83)


    “...Bugün size dininizi kemâle (olgunluÄŸa ) eriÅŸtirdim, üzerinizdeki nimeti tamamladım ve size din olarak Ä°slâmı seçip beÄŸendim...” (Maide: 5/3)

    “Ki O, kendi peygamberlerini hidayetle ve hak din ile, diÄŸer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Åžahid olarak Allah yeter.” (Fetih: 48/28)


    Din’ kelimesi, ilâhÃ* olan en mükemmel nizamı (düzeni) ifade eden en uygun bir kavramdır. Bu kavramda dört önemli unsuru görebiliriz:

    a- Yüce bir hakimiyyet (egemenlik),

    b- Bu yüksek hakimiyete boyun eğip itaat etmek,

    c- Bu hakimiyetin şekillendirdiği inanç ve hükümler sistemi,

    d- Bu sisteme uygun haraket etmekle elde edilen mükâfat, aykırı haraket etmekle karşılaşılacak ceza.

    Kur’an ‘din’ kelimesini bazen bu unsurların her birinin yerine, bazen de hepsini birden kapsayacak ÅŸekilde kullanmaktadır.



    Toparlarsak...Din ,yaşam şekli demektir..Kim kendine nasıl bir yaşam şekli beğenmiş ise O kişinin dinidir...Bu anlamda dinsiz insan yoktur,dinsizlik de bir dindir...

    Dinimiz İSLAM deyince,çok önemli bir yazının altına imzamızı atmış oluyoruz ve çok şeyi reddetmiş oluyoruz...Mekke'nin o günlerinde LA İLAHE İLLALLAH denilmesinin zorluğu da bundan idi...

    selam ve dua ile..

    Öncelikle rahman kez kere razı olsun zira bir çoğumuzun islam olsun olmasın bilmediği bir kavramdır din ..konuyla alakalı olduğunu düşünüdüğüm bir soruyu ve cevabını eklemek istedim zira oluşabilecek sorulara cevap niteliğindedir...

    Din borç olarak ele alınırsa şöyle bir sual sorulabilir ki sorulmuş

    Sual:Birisinden borç alırken biz borç almak isteriz, talep ederiz. O da verir.

    Bu dünyaya gelirken Allah bize sorsaydı ‘Ey kulum sana her ÅŸeyi vereceÄŸim ve dünyada imtihan edeceÄŸim’ diye belki de ben imtihanı baÅŸaramamaktan korktuÄŸum için ondan borç almak istemeyecektim. Åžu anda bizim fikrimiz alınmadan, biz istemeden borçlu duruma düşürüldük’

    1. Bu sual yanlış: Ontolojik açıdan yanlış. Zira sual sahibi Allah- kul ilişkisini "insan-insan" ilişkisi üzerinden yargılıyor. önyargılı bir yargı. oysa ki Allah ile insan ontolojik/varoluşsal açıdan farklı düzlemdedirler. Allah yaratan insan yaratılandır. borçluluk ilişkisi de insan-insan düşleminden bakarak anlaşılamaz.
    2. Bu sual kendi içinde çelişki taşıyor. diyor ki: "biz birinden borç talep ederiz o da verir, ama biz Allah'tan talep etmediğimiz halde verdi..."
    peki, biz birinden borcu ne ile talep ederniz? söz, dil, ses, konuşma yetisi ve bütün bunların ardında yatan "irade" ile değil mi?
    burada üç soruya cevap vermeli soru sahibi:
    1. İrade'yi dahi borçlusun ey insan? o irade sana verilmeden ölce hangi iradeyle talepte bulunmayı düşünüyordun? Baksana bu itirazı yapmak için kullanıdğın tüm araçlar ona ait. Ona itirazda tutarlı olmak için, onun emanet ettiği araçlar dışında kullanacağım araçlar bul, onları kullan ki tutarlı olasın. yoksa bu tutarlı olur mu?
    2. İrade verildikten sonra talepte bulunduk duyelim: Bu da azim bir yüzsüzlük ve çelişki olmaz mıydı: Madem "benim sana neyi vereceğim hakkında irade yürütüyorsun, o zaman samimi olsaydın da, bu yürütmeye sana verdiğim "irade"yi de dahil etseydin ya? Onu niçin "kazanılmış hak" veya "baba mirası gibi görüyorsun? bu, aslında sana zihninin kurduğu bir tuzak değil midir?
    3. ey sualinde "belki ben imtihanı başaramamaktan korktuğum için ondan borç almak istemeyecektim. şu anda fikrimiz alınmadan biz istemeden borçlu durumuna düşürüldük" cümlesini kuran kul! Sadece bu iki cümle içerisinde 19 kelime var. Bunlardan tam yedi tane kelime soruyu temelden tutarsız hale getiriyor. O kelimeler şunlar: "ben", "almak", "isteyecektim", "bizim", "fikrimiz", "biz, "istemeden". Mesela "ben" diyorsun? Ben ile kastettiğin kendi varlığını hangi delile dayanarak ve ne cür'etle "borç" dışında tutuyorsun? Mesela "almak" ve "istemekten" söz ediyorsun. İyi ama isteme yetisinin kendisi borç değil mi? "fikrimiz" diyordun. O var etmeden önce sen yoktun ki, bir fikrin olsun. Dolayısıyla "fikrimiz" derken, gördüğün gibi el kul, daha varlığınız öncesine bile fikren ulaşmakta acz içindesin ve bu gayet doğaldır. Çünkü kendi yokluğun haline kendini inandıramıyor, öyle bir dili kurmakta acze düşüyorsun. Bu dilinin ve düşüncenin varlığının öncesinde yokluğuna gitmekten dahi aciz olduğunu görmeyip, böyle bir soruyu sormaya seni cür'et ettiren gerçek sebep nedir, meselenin can alıcı nokttasını teşkil eden bu soruya açıkyüreklilikle vicdanında cevap bulmaya ve ocevabı diline dökmeye hazır mısın?
    a) mantık hatası olan sorulara doğru cevap verilemeyeceği, b) yukarıda dile getirdiğimiz ve zamanım olmadığı için dahasını yazamadığım iç çelişkilerle lebaleb malul olduğu için bu soru "CEVAPLANAMAZDIR". Cevaplanması için yukarıda dile getirdiğim illet ve arızalardan halas olması elzemdir. O illet ve arızalardan halas olduğunda sonuç ne mi olur?
    el-cevap: Ortada soru kalmaz, sadece "sorun" kalır, soru sahibinin "kendisiyle, hakikatle ve sahib-i hakikisi olan Allah'la olan sorunu".
    Rabbim bizi vehmimizin tumturaklı tuzaklarından korusun.

    M.Ä°

    Selam ve dua ile...

    Henna bunu beÄŸendi.
  3. Alt 03-16-2009, 14:02 #13
    el_feta Mesajlar: 1.168
    Eyvallaaah...Rabbim razı olsun..

    bu aralar hayli faydalanıyorsunuz islamoğlu'ndan anlaşılan..bu yazdığınızda sitesindeki bir soruydu...

    teşekkürler...


    selam ve dua ile..

    Henna bunu beÄŸendi.
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.