![]() |
--->: DİN nedir? estağfirullah ne haddime:) |
--->: DİN nedir? Alıntı:
Din borç olarak ele alınırsa şöyle bir sual sorulabilir ki sorulmuÅŸ Sual:Birisinden borç alırken biz borç almak isteriz, talep ederiz. O da verir. Bu dünyaya gelirken Allah bize sorsaydı ‘Ey kulum sana her ÅŸeyi vereceÄŸim ve dünyada imtihan edeceÄŸim’ diye belki de ben imtihanı baÅŸaramamaktan korktuÄŸum için ondan borç almak istemeyecektim. Åžu anda bizim fikrimiz alınmadan, biz istemeden borçlu duruma düşürüldük’ 1. Bu sual yanlış: Ontolojik açıdan yanlış. Zira sual sahibi Allah- kul iliÅŸkisini "insan-insan" iliÅŸkisi üzerinden yargılıyor. önyargılı bir yargı. oysa ki Allah ile insan ontolojik/varoluÅŸsal açıdan farklı düzlemdedirler. Allah yaratan insan yaratılandır. borçluluk iliÅŸkisi de insan-insan düşleminden bakarak anlaşılamaz. 2. Bu sual kendi içinde çeliÅŸki taşıyor. diyor ki: "biz birinden borç talep ederiz o da verir, ama biz Allah'tan talep etmediÄŸimiz halde verdi..." peki, biz birinden borcu ne ile talep ederniz? söz, dil, ses, konuÅŸma yetisi ve bütün bunların ardında yatan "irade" ile deÄŸil mi? burada üç soruya cevap vermeli soru sahibi: 1. İrade'yi dahi borçlusun ey insan? o irade sana verilmeden ölce hangi iradeyle talepte bulunmayı düşünüyordun? Baksana bu itirazı yapmak için kullanıdğın tüm araçlar ona ait. Ona itirazda tutarlı olmak için, onun emanet ettiÄŸi araçlar dışında kullanacağım araçlar bul, onları kullan ki tutarlı olasın. yoksa bu tutarlı olur mu? 2. İrade verildikten sonra talepte bulunduk duyelim: Bu da azim bir yüzsüzlük ve çeliÅŸki olmaz mıydı: Madem "benim sana neyi vereceÄŸim hakkında irade yürütüyorsun, o zaman samimi olsaydın da, bu yürütmeye sana verdiÄŸim "irade"yi de dahil etseydin ya? Onu niçin "kazanılmış hak" veya "baba mirası gibi görüyorsun? bu, aslında sana zihninin kurduÄŸu bir tuzak deÄŸil midir? 3. ey sualinde "belki ben imtihanı baÅŸaramamaktan korktuÄŸum için ondan borç almak istemeyecektim. ÅŸu anda fikrimiz alınmadan biz istemeden borçlu durumuna düşürüldük" cümlesini kuran kul! Sadece bu iki cümle içerisinde 19 kelime var. Bunlardan tam yedi tane kelime soruyu temelden tutarsız hale getiriyor. O kelimeler ÅŸunlar: "ben", "almak", "isteyecektim", "bizim", "fikrimiz", "biz, "istemeden". Mesela "ben" diyorsun? Ben ile kastettiÄŸin kendi varlığını hangi delile dayanarak ve ne cür'etle "borç" dışında tutuyorsun? Mesela "almak" ve "istemekten" söz ediyorsun. İyi ama isteme yetisinin kendisi borç deÄŸil mi? "fikrimiz" diyordun. O var etmeden önce sen yoktun ki, bir fikrin olsun. Dolayısıyla "fikrimiz" derken, gördüğün gibi el kul, daha varlığınız öncesine bile fikren ulaÅŸmakta acz içindesin ve bu gayet doÄŸaldır. Çünkü kendi yokluÄŸun haline kendini inandıramıyor, öyle bir dili kurmakta acze düşüyorsun. Bu dilinin ve düşüncenin varlığının öncesinde yokluÄŸuna gitmekten dahi aciz olduÄŸunu görmeyip, böyle bir soruyu sormaya seni cür'et ettiren gerçek sebep nedir, meselenin can alıcı nokttasını teÅŸkil eden bu soruya açıkyüreklilikle vicdanında cevap bulmaya ve ocevabı diline dökmeye hazır mısın? a) mantık hatası olan sorulara doÄŸru cevap verilemeyeceÄŸi, b) yukarıda dile getirdiÄŸimiz ve zamanım olmadığı için dahasını yazamadığım iç çeliÅŸkilerle lebaleb malul olduÄŸu için bu soru "CEVAPLANAMAZDIR". Cevaplanması için yukarıda dile getirdiÄŸim illet ve arızalardan halas olması elzemdir. O illet ve arızalardan halas olduÄŸunda sonuç ne mi olur? el-cevap: Ortada soru kalmaz, sadece "sorun" kalır, soru sahibinin "kendisiyle, hakikatle ve sahib-i hakikisi olan Allah'la olan sorunu". Rabbim bizi vehmimizin tumturaklı tuzaklarından korusun. M.İ Selam ve dua ile... |
--->: DİN nedir? Eyvallaaah...Rabbim razı olsun.. bu aralar hayli faydalanıyorsunuz islamoğlu'ndan anlaşılan..bu yazdığınızda sitesindeki bir soruydu... teşekkürler... selam ve dua ile.. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:57 . |
2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük