engelleyecek, hem de göze girerek bizim için hayati önem taşıyan bu organımıza zarar
verecekti. Bu nedenle kirpiklerin belirli bir uzunluğu vardır ve bu uzunluk sabit
kalır. Yanma ve benzeri bir kaza sonucu kirpiklerimiz kısalırsa, yeniden eski "ideal" boya
gelinceye kadar uzar ve durur.
Buharlaşan Su Neden Uzaya Kaçmaz?
Yeryüzündeki hayatın devamı, su döngüsü sayesinde sağlanır. Ölçümlere
göre, yeryüzünden bir saniyede 16 milyon ton su buharlaşmaktadır. Bir yılda
bu miktar 505 trilyon tona ulaşır. Bu, aynı zamanda bir yılda Dünya'ya yağan yağmur
miktarıdır. Yani su, sürekli bir denge içinde, "bir ölçüye göre" dönüp durmaktadır. İnsan
sahip olduğu tüm teknolojik imkanları kullansa dahi bu döngüyü asla yapay olarak
gerçekleştiremez. Eğer bu miktarda en küçük bir değişiklik olsa, kısa zaman sonra büyük bir
ekolojik dengesizlik ortaya çıkacak ve bu da hayatın sonunu getirecektir.
İnsan vücudu En Dayanıksız Madde Olan Etten Oluştuğu Halde Nasıl Bozulmaz?
İnsan vücudu, ortalama 60-70 kiloluk bir et ve kemik yığınıdır.
Bilindiği gibi et doğadaki en dayanıksız malzemelerden biridir. Açıkta kaldığında birkaç saatte bozulur, bir-iki gün içinde kurtlanır ve dayanılmaz bir koku yaymaya başlar. Bu çürük
malzeme, insanın vücudunun büyük bölümünü oluşturur. Ama onu besleyen kan dolaşımı ve
dışarıdaki bakterilerden koruyan deri sayesinde insanın , 70-80 yıllık yaşamı
süresince, bozulmadan, çürümeden saklanır.
Bebeğin Gelişiminde Hayati Öneme Sahip Sıvının Rolü Nedir?
Bebek tüm hamilelik süresince etrafı zar ile çevrili bir kese içinde
gelişimini sürdürür. Bu kesenin adı amniyon kesesidir. Amniyon kesesinin içi amniyon sıvısı adı verilen bir sıvı ile doludur. Amniyon sıvısının yaklaşık %99'u sudur. Amniyon sıvısının su
içeriği her 3 saatte bir değişir. Bu sıvı bebeğin; Akciğer gelişimini sağlar. Enfeksiyonlardan korur. Amniyon kesesine yapışmasını engeller. Annenin maruz kaldığı darbe ve yaralanmalardan korur. Vücut ısısının sabit tutulmasını sağlar. Rahat hareket etmesine, kas ve iskelet sisteminin gelişmesine yardım eder.
Dünyanın Manyetik Alanı Biraz Daha Farklı Olsaydı Ne Olurdu?
Daha Güçlü Olsaydı: Çok sert elektromanyetik fırtınalar olurdu. Daha Zayıf Olsaydı: Güneş rüzgarı denilen ve Güneş'ten fırlatılan zararlı partiküllere karşı
Dünya'nın koruması kalkardı. Her iki durumda da yaşam imkansız olurdu.
Dünyanın Kendi Çevresindeki Dönme Hızı Şimdikinden Farklı Olsaydı Ne Olurdu?
Daha Yavaş Olsaydı: Gece gündüz arası ısı farkları çok yüksek olurdu. Daha Hızlı Olsaydı: Atmosfer rüzgarları çok büyük hızlara ulaşır, kasırgalar ve tufanlar hayatı imkansızlaştırırdı.
Bebeğin Kafası Neden Yumuşaktır?
Yeni doğan bir bebeğin kafatası kemikleri çok yumuşaktır. Bu kemikler,
birbirlerinin üzerinde az da olsa hareket edebilirler. Bu esneklik sayesinde bebeğin
başı doğumda bir hasar görmez. Eğer kafatası kemikleri sert bir yapıda olsalardı, anne
karnından çıkarken çatlayabilir hatta kırılarak bebeğin beyninde büyük hasarlara yol
açarlardı.
İnsanın Tüm Organlarının Aynı Anda Büyümesinin Hikmeti Nedir?
Gelişen kafa yapısında, beyinle birlikte onu çevreleyen kafatası da
büyümektedir. Eğer beyne oranla daha yavaş genişleyen bir kafatası olsaydı, beyni
sıkıştıracak ve kısa sürede insanın ölümüne neden olacaktı. Aynı denge kalp ve akciğerlerle göğüs kafesi, göz ile göz çukuru gibi başka organlar için de geçerlidir