Lakin ben gelen sorunun zaten inanc ile alakasi olmadigini olamayacagini vurguladim ve verilecek cevap da illaki sizin düsündügünüz tasarladiginiz tablo icerisinde vuku bulmayabilir. Bir kere soruya nasil saygi duyulup cevap verildiyse cevabada saygi duyulmali düsüncesindeyim. Tabiki hikayemiz belli biryerde sona ermis sonrasini bilmiyoruz.
Bugün inandiklarimizin sosyal cevre ile aciklanabilir yanitlari bulunmaktadir ve biz bu yanitlarla cevap verdigimiz zaman bir inancsiza(mekana göre degisebilir) bunda bir beis yoktur. Yani oradaki amcamin yaniti oradakilerin alacagi cevap ile uyusmus ve ortak noktada birlesilmis. Zaten böyle bir durum olmasaydi bambaska kültürler bir arada yasayamazdi(Türkiyede hala yasanamiyor ne yazikki )
Size ikinci bir örnek vereyim
Selim Gündüzalp, sosyoloji hocaları olan rahmetli Seyid Ahmet Arvasi'ye:
- Hocam demiş, "insan maymunun gelişmiş şeklidir" diyorlar. Ne dersiniz?
Seyid Ahmed Arvasi şu cevabı vermiş:
- O mantığa göre, çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir.
Birde siz neden aliniyorsunuzki sayenizde sohbet ediyoruz fikirlerimizi paylasiyoruz. Ihtilafi ümmeti rahme (ümmetimin ihtilafi rahmettir) hadisini unutmayalim.