Teşekkür Yaşamımıza anlam katan çocuklarımız için onların ve anne babaların yaşamını kolaylaştırmak, bilinçlendirmek mutluluk ve huzur içinde olmalarını sağlamak toplum bilincini ve yaşam kalitesini arttırmak amacıyla yapılan bir çalışmadır. Bu çalışmada görev alan tüm komisyon üyelerine teşekkürler.
Ankara 2005
GİRİŞ
Düşlediğimiz daha iyi bir yaşam için siz anne ve babaların yaşam kalitesini arttıracak, bilinçlendirecek ve yaşantı oluşturacak, gereksinim duyduğunuz öncelikli konularda hedefler belirleyerek, sizlere somut bilgi ve öneriler sunduk.
Kitap, görme engelli çocukları olan ailelerin faydalanabileceği önemli bir kaynak niteliğindedir. Okuyucuların temel gelişim alanlarında görüşlerini ve yaklaşımlarını bilinçlendirmek amaçlı hedefe yönelik pratik bilgiler ve önerilerle siz anne babaları düşünmek ve hareket geçirmek için planlanmıştır.
Okuması ve uygulaması kolay olan zevkle okuyacağınız bir kitap olup Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığının siz anne babalara armağanıdır.
İçindekiler
• Gözün Yapısı
• Çocuğun Görme Seviyesi
• Çocuk ve Görme
• Çocukta Görme Özrünün Algılanması
• Çocuklarda Görme Duyusunun Gelişim Aşamaları
• Görme Özrünün Ölçüsü
• Görme Özrünün Sebepleri
• Anne Babaların Yaşadıkları Evreler
• Demokratik Aile Tutumları
• Eğitim
• Görme Özürlü Öğrenciler İçin Özel Eğitim Okullarına Başvuru ve Kayıt koşulları
• İstenilen Belgeler
• Normalleştirme, Bütünleştirme, Kaynaştırma Ve En Az Kısıtlayıcı Eğitim Ortamı
• Normalleştirme
• Bütünleştirme
• Birlikte Eğitim
• Kaynaştırma Eğitimi
• Normal Gelişim Gösteren Çocuklarla Görme Yetersizliği Olan Çocuklarda Gözlenen Gelişim Farkları Ve Anne Babalara Öneriler
• 0-3 Yaş Grubu Çocuklarda Zihinsel Gelişim
• 0-3 Yaş Grubu Çocuklarda Dil Gelişimi
• 0-3 Yaş Grubu Çocuklarda Fiziksel Gelişim
• 0-3 Yaş Grubu Çocuklarda Sosyal Gelişim
• 0-3 Yaş Grubu Çocuklarda Özbakım
• 3-6 Yaş Grubu Çocuklarda Zihinsel Gelişim
• 3-6 Yaş Grubu Çocuklarda Dil Gelişimi
• 3-6 Yaş Grubu Çocuklarda Fiziksel Gelişim
• 3-6 Yaş Grubu Çocuklarda Sosyal Gelişim
• 3-6 Yaş Grubu Çocuklarda Özbakım
• 7-11 Yaş Grubu Çocuklarda Zihinsel Gelişim
• 7-11 Yaş Grubu Çocuklarda Dil Gelişimi
• 7-11 Yaş Grubu Çocuklarda Fiziksel Gelişim
• 7-11 Yaş Grubu Çocuklarda Sosyal Gelişim
• 12-18 Yaş Grubu Çocuklarda Zihinsel Gelişim
• 12-18 Yaş Grubu Çocuklarda Fiziksel Gelişim
• 12-18 Yaş Grubu Çocuklarda Cinsel Gelişim
• 12-18 Yaş Grubu Çocuklarda Sosyal Gelişim
• 12-18 Yaş Grubu Çocuklarda Duygusal Gelişim
10- Algı- Hareket Bütünlüğü
11- Evde Emniyet Kuralları
12- Mesleki Rehabilitasyon
13-Türkiye'de Görme Özürlülere Hizmet Veren Sivil Toplum Örgütleri
14- Yasal Düzenlemeler
15- İlköğretim Okulları
16-Sivil Toplum Örgütleri
17-Kaynaklar
Çocuğun görmesinde zorluk olduğunu fark etmek aileyi üzen bir durumdur. Bütün anne ve babalar için endişe, üzüntü, suçluluk duygusu, acı ve reddetme sık rastlanan duygulardır. Görme özrünü kabul ederek, üretici düşünmeye geçmek, uzun zaman alabilir. Eşinizle sorunlar, diğer çocuklarınız, işiniz, eviniz ve sorumluluklarınız daima yanınızda olacaktır. Yükünüzü azaltmak ve işlerinizi kolaylaştırmak amacıyla; göz ve görme işlevleri, ailenin görme özürlü bireye karşı tutum ve davranışları, karşılaştıkları sorunlarla baş etme yolları, özürlü bireyin eğitimi, hakları ve ulaşabilecekleri kaynakları içeren bu kitap hazırlandı.
Bilgi, sırtınızdaki sorumluluk ve yükü paylaşacak doğru kaynaklara ulaşmanızı sağlar.
I- GÖZÜN YAPISI
Göz organı küçük olmasına rağmen çok iyi gelişmiş bir ışık alıcısıdır. Gözün önemli bölümlerini ve görevlerini bilmek, çocuğunuzu anlamanızı ve ona faydalı olmanızı sağlar.
Gözler, yüzümüzün ön tarafında yüz kemikleri içinde çukurlara yerleşmiş içleri sıvı dolu, top şeklinde görüntüleri paylaşan iki organdır. İki gözden çıkan algılayıcıların beyin ile bağlantıları vardır.
Gözün en ön kısmındaki şeffaf, kubbe şeklindeki yuvarlak yapı ‘kornea' dır. Korneada bulanıklık olursa görüntü içeriye alınamaz. Göz nakli denilen, başka bir insandan alınıp takılan tek göz parçası bu şeffaf dokudur. Gözü top gibi sert tutan mat beyaz yapı ‘sklera' dır. Sklerayı örten zara 'konjunktiva' denir. Göz kapağı, sklera ve konjunktiva, gözü dış etkilerden korur. Bu koruyucularda eksiklik olursa göz dokuları dış etkilerle bozulur ve körlük ortaya çıkar. Korneadan bakınca gördüğümüz göze rengini veren renkli tabaka ‘iris' tir. İrisin gelişme geriliğinde, göze giren ışığın ayarı yapılamadığından görme çok azalır. İrisin ortasından ışığın geçtiği küçük delik ‘pupil' göz bebeğidir. Gözbebeği ile kornea arasını ön kamara sıvısı doldurur.Gözbebeğinin yapısının bozuk olduğu durumlar görmeyi bozar.
Gözün içini çiğ yumurtanın akı gibi bir sıvı doldurur buna : vitre denir. Göz küresinin içini halı gibi döşeyen kan damar ağına koroid denir. Koroidin üstünde yatan ışığa hassas hücre örtüsüne ‘retina' denir. Kalıtsal hastalıkların çoğunda retina hücrelerinin eksik çalışmaları sonucu körlük oluşur. İnce detayları, ışıkta ve renkli görmemizi sağlayan göz bebeğinin tam arka iz düşümüne oturan yeşil mercimek kadar küçük bir retina alanı çok hassastır ve ‘maküla' adını alır. Retinadan toplanılan bilgileri beyine taşıyan elektrik kablosuna ‘optik sinir' denir.
Göz bebeğinin arkasında görüntüyü netleştiren ‘merceğimiz' vardır. Silier kaslar bu merceği odaklamaya yardım ederler. Mercekte bulanıklık ‘katarakt' olarak bilinir. Çocuk göz bebeğinde bulanıklık ile doğarsa acil ameliyat edilmelidir. Gözün ön kamara sıvısı sürekli üretilir ve iris kökünden boşaltıcı kanallar ile boşalması şarttır. Eğer uygun boşalamazsa göz içi basıncı yükselmesi ile göz tansiyonu hastalığı ‘glokom' oluşur. Çocuğun gözü büyüktür. Acil tedavi gerektirir. Tedavi edilemezse görme azalır ve körlük olur. Görme siniri gözden aldığı görüntüyü beynin arka tarafındaki görme merkezine taşır. Gördüğünü anlama burada gerçekleşir. Taşıyıcı sinir kablosundaki hasar ile görme taşınamaz ve görmeyen göz hücreleri zayıflar.
2- ÇOCUĞUN GÖRME SEVİYESİ
Bütün çocukların doğumda görme düzeyi düşüktür.Işık ve şekil görebilen çocuğun görmesi 0-3 yaşında gelişir.Altı ayda anne ve babasının gözlerinin içine bakabilir. Zaman içinde göz doktorları çocuğunuzun görmesi hakkında daha çok bilgiye ulaşabilecektir. Araştırmalar göz ve görmenin doğumdan sonra gelişmesini sürdürerek 2 ay- 4 ay- 6 aylık dönemlerde özel ilerlemeler kaydederek 6 yaşında olgun görme seviyesine ulaştığını göstermektedir.
Tam ve keskin görmenin olgunlaşması için gözün iyi ışık ve şekil ile uyarılması şarttır. Bakma işinin görme işine dönüşmesi için gözden gelip beyine gönderilen görüntünün algılanıp anlamlandırılması gerekir. Çocuğun dil gelişimi ve çevreyi tanıması ile ilişkili olmasından dolayı çocuğun tam olarak ne kadar ve nasıl gördüğünü anlamak zaman alacaktır. Tam körlük çok ender rastlanan bir durumdur. Çoğu çocuk fazla olmasa da bir miktar görebilir. Işığı görebilen çocuk, pencereyi bulabilir. Bu bilgi ile odanın genel yapısını anlayabilir. Çocuğun yaşadığı ortamdaki davranışlarını gözlemlemek önemli bilgiler verecektir.
Anne ve babalar kadar çocuğu kimse iyi tanıyamaz. Aile çocuğu gözlemleyerek elde ettiği bilgileri uzmanlara anlatmalıdır.
Çocuğunuzun görme zorluğunun birçok sebebi olabilir. Basit bir tanı verilebilir ama çoğu zaman hastalık ender ve tam bilinmiyorsa tanı zordur. Göz doktoruna sorabileceğiniz soruları burada tartışacağız.
Karşılaşacağınız Uzmanlar
En yakın sağlık ocağında muayeneyi yapan hekim çocuğunuzun genel sağlığını inceler. Çocuğunuza ileri tetkikler gerekirse hekim sizi yönlendirecektir. Çocuk doktoru bebeğinizin doğumundan itibaren muayenesini yaparak her dönemde gelişmesini takip eder. Göz doktoru ise hastanede çocuğunuzun gözünü muayene eder. Çocuğunuz için uzmanlara şu soruları sorarak bilgi alabilirsiniz:
- Bu durumun sebebi nedir? Lütfen en basit şekilde anlatınız.
• Bu duruma ne denir? Lütfen açıklar mısınız ?
• Bu durum aileden kalıtımla mı geçiyor?
• Genetik danışmanlık isteyebilir miyim?
• Bu durumun tedavisi veya düzeltilmesi için bir yol var mıdır?
- Özel bir tedavi gerekli mi?
• Ne yardım edebilir?
• Yardım için ben ne yapabilirim?
• Çocuk ne yapmamalıdır? ( başını sallamamalı/ gözlerine bastırmamalı vs.)
• Tedaviye rağmen durum daha kötüye gider mi? Aynı kalır mı? Daha iyileşir mi?
• Benim çocuğum tekrar ne zaman incelenmeli ve muayene edilmelidir?
• Daha ileri tavsiye ve yardım için nereye gitmeliyiz?
• Çocuğuma yardımcı olmak için ben/ anne-baba olarak ne yapabilirim?
• Okuyabileceğim yazılı bilgiyi nereden bulabilirim?
• Gözlük fayda eder mi? Ne zamanlar takılmalıdır?
• Çocuğumun ne kadar görebildiğini bana söyleyebilir misiniz?
• Çocuğumun daha iyi görmesi için az görenler yardımları var mıdır?
• En yakın az görenler kliniği neresidir?
• Benim çocuğum en iyi nasıl görür?(uzaktan/yandan/renkli/loş ortamda/aydınlıkta/hareket ile/üç boyutlu)
• Çocuğuma yardım etmek için özel ışık kullanımı var mı?
• Çocuğumun eğitimi görme engelinden nasıl etkilenecektir?
• Öğretmene görme zorluğu ile ilgili ne bilgi vermeliyim?
3- ÇOCUK VE GÖRME
Göz, optik- görme siniri veya beyin hasarı sebebiyle görme bozukluğu olabilir. Görme, insan bilgi ve öğrenmesinin %80'nini sağlar. Göz organı gelişmesini doğumdan sonra üç yaşında tamamlar. Bebek hareketli, parlak sarı renkli ve çizgili cisimleri gözleri ile takip eder. İnsan yüzü çok dikkat çeker. Yüz mimik ve hareketlerini taklit ederek öğrenme başlar. Çocuk bakarak ve görerek görmeyi öğrenir. Temel göz kullanımı öğrenilen bir gelişmedir. Altı yaşın sonunda en olgun görme kazanılmıştır.
Görme yeteneğinin gelişme basamakları şöyle özetlenir:
Farkında olma: Yakın çevremizde oluşan hareket, ses ve dokunmadan farkında oluruz.
Dikkat: Görsel, sesli ve diğer duyusal uyarılara dikkatimiz çekilir. Onların farkına vararak onlara yönelir ve daha çok öğrenmeye çalışırız.
Yerini Bulma: Belli bir ses, koku ve görüntünün varlığını saptayınca onu çevredeki diğer varlıklardan ayırmaya çalışırız.
Hatırlatma: Önceden tanıştığımız bir nesneye sesini, kokusunu, sertliğini veya rengini hatırlayarak hoşlanıp, hoşlanmadığımızı düşüncemizde oluştururuz.
Anlama: Anlamayı geliştirmek için bütün topladığımız bilgileri bir araya getiririz. Böylece hafıza ve problem çözme özelliklerimizi kullanırız. Bu nesne ile ne yapacağımızı kararlaştırırız.
Görme kullanıldıkça gelişir. Eğer çocuğunuzun kullanılabilir bir görmesi varsa kullanmaya teşvik edilmelidir. Beyin görme ile gelen bilgiyi diğer duyulardan gelen bilgiler ile birleştirir(dokunma, işitme, tatma, koku alma) ve uzaydaki yerimizin farkında olmadır.
Beyin dokumuzun %40'nı görme bilgilerinin birleştirilmesi için kullanılması görmenin çok temel bir duyu olduğunu ispatlar. Çocuklar gözlerini çevre tecrübesi elde edinirken kullanırlar. Böylece ‘o anda öğrenme' gerçekleşir.
Görüntü diğer duyu algılarını düzenleyerek bağlantılar kurar. Çocuğun zihin gelişiminde bu ‘algılama düzenlemesi' dünyayı tanımasını sağlar.
4- ÇOCUKTA GÖRME ÖZRÜNÜN ALGILANMASI
Araştırmalara göre, çocuğun görmesinin gelişmesi doğum sonrası devam etmektedir. Kullanılabilir düzeye gelebilmesi için sürekli ve kaliteli uyarılmasına ihtiyaç vardır. ‘Görme' için algılama yetenekleri de gelişmeli ve görüntülerin beyinde anlamlandırılması yapılmalıdır. Bu sebeple çocuğun ne kadar ve nasıl gördüğünü anlamak için aylar, yıllar geçer.
Çocukta görme özründen şüphelenilmesi için şu belirtilerin olması gerekir;
-Yenidoğan bebeğin gözbebekleri siyah olması gerekirken beyaz gözükmesi,
-Gözün alışılmışın dışında küçük, çok büyük veya gelişmemiş olması,
-Çocuğun yüzünü ışık kaynağına dönmemesi,
-6-8 haftalık bebek anne-babasının yüzüne bakabilmeli ve gülümsemelidir.
Tam körlük çok enderdir. Çoğu çocuk biraz görür. Ancak her görüntünün önemi vardır ve kullanılabilir.Yalnızca ışık görebilen bir çocuk pencerenin yerini bulunca odanın düzenini kurabilir.
• Görme Duyusunun Gelişim Aşamaları
Normal Çocuklarda;
• ayda; Başını ve gözünü ışık kaynağına döndürme,
Yatay ve dikey düzlemde obje takibi,
6-8 haftada gözün içine bakış, “sosyal gülüşme”.
2-3 ayda; Yoğun göz teması,
Dikey ve dairesel hareket takibi,
Hareketli oyuncak takibi,
Dudak okumaya başlama,
3-6 ayda; Kendi ellerini seyretme,
İleri uzanma, sallanan nesneyi yakalamak,
Düşen ve uzaklaşan oyuncağı gözleme,
Karşıya bakıştan yana bakışa dönme,
Görsel dikkat alanının genişlemesi,
7-10 ayda; Küçük parçacıkları fark etme,
Önce dokunma ve parmak ucu ile tutma,
Resimlerle ilgilenme,
Yarısını gördüğü nesneye ilgi ve tanıma,
11-12 ayda; Evde görsel yer bulma,
İnsanları tanıma,
Resimleri tanıma,
Saklambaç oynama,
1-2 yaşda; Haberleşmede görmenin önemi ,
Yüz ifadeleri ve vücut dili,
Öncül uyarılar ve gözlem,
Olayların akışına bağlantı kurma,
Sesli uyaranlara bağlanma.
Görme Özürlü Çocuklarda;
0-3 ayda; Gözbebeğinin titreşmesi (Nistagmus),
Görüntüyü normal dışı odaklama (Eksentrik fiksasyon),
Göz teması yok:bağlanma gelişmez,
Orta hat (düz çizgi yol gibi) kavramı oluşmaz,
Görsel takip gelişmez,
3-6 ayda; Şaşılık oluşur,
Göz tembelliği (Ambliyopi),
Motor gelişim geriliği:başını tutamaz, emekleyemez,
Kötü alışkanlıklar, göze parmak sokma, sallanma,
7-12 ayda; Uzay duygusu gelişmez,
Göz uyumu yoktur, görsel takip yapamaz,
Merak duyusunda gelişme geriliği:arama yapamaz,
1-2 yaşda; Görsel haberleşme eksikliği: oyun alanında dışlanma,
Anlık-doğal öğrenme geriliği,
Çevre ile iletişim kurmada zorluk; hareket kısıtlılığı ve uyum bozukluğu.
Görmenin özellikleri ölçülebilir;
-Yakın ve uzak görme denenerek ince detayları seçme ölçülebilir (görme keskinliği).
- Renk ayırımı, görme alanı (anlık görünenler), ışığın etkisi, karanlığa uyum sağlamak, hareket algılama tespit edilebilir.
- Gözlük ihtiyacı ile doğru gözlük camları hesaplanıp görüntünün çocuğa net ve keskin ulaşması çok önemlidir.
Düşük görmesi olan çocukların görmeleri ölçülüp gözlük ile görmenin artması da ortaya konmalıdır. Bütün çocukların gözlük takması gerekmez. Ancak gözde bulanık görüntü ‘ambliyopi' denilen ‘tembel göz' durumunu oluşturur, görme azalır. Çocukların görmeleri ölçülürken onlara eşleştirecekleri resimler, yön gösterecekleri şekiller, okuma biliyorlarsa harfler gösterilir. Cevap veremeyen çocuklarda elektrik akımları ile ölçme cihazları hastane ortamında kullanılır.
Diğer bir ölçme ‘tercihli bakış', boş sayfa yerine çizgili resme bakmayı gören çocuğun tercih etmesidir. Göremeyen çocuk boş sayfaya bakmaya devam eder. Görme keskinliği kesir olarak belirtilir. Üst sayı, şeklin gözden tutulduğu uzaklık mesafesini gösterir(genellikle 6 metre ), alt sayı ise normal gözün (standart) bu şekli görebildiği mesafedir. 6/6 standart, normal görmedir. Harf tablosu ile görme ölçülürken en üstteki büyük harf normal göz ile altmış metreden görülebilir. Kişi yalnızca bu en büyük harfi görebiliyorsa görmesi 6/60 dır. Görme keskinliğinin bu şekilde ölçülmesi ‘görme fonksiyonlarını' tam açıklayamaz: hareket, renk, açıklık/koyuluk, görme alanı, vs. Az bir görmeyi iyi kullanabilen çocuklar çok rahat hareket edip çevrelerini öğrenebilirler. Çocuğu gözleyerek onun görebildiklerini öğrenmek bize çok bilgi verir. Çocuğun konuşmasında gecikme varsa çocukla haberleşme daha çok gecikir ve zorlaşır.
Çocuğunuzu kimse sizin kadar iyi anlayamaz. Bu sebeple gözlemlerinizi uzmanlara anlatınız.
B- Görme Özrünün Ölçüsü
Görme seviyesi göz uzmanı doktor tarafından ölçülür. Görme özrü tanımlanır: Hiç ışık görmeyen, tam kör en düşük seviyedir. Işık gören, el hareketlerini algılayan ağır görme özürlüdür. Altı metreden açılmış insan parmaklarını sayabilen az gören sınıfından ağır az görendir. Kitap, gazete okumada zorluk çeken ve okuyamayan ise az gören olarak tanımlanır. Bu görme seviyeleri göz doktoru tarafından ölçülür ve kaydedilir.
C- Görme Özrünün Sebepleri
Çocuğun görme özrünün birçok sebebi olabilir. Genetik-kalıtım, akraba evliliği ülkemizde çocukluk göz hastalıklarının temel sebebidir. Bunun yanında mikrop kapma veya kaza geçirme olabilir. Göz hastalıklarının erken teşhis edilip, tedavisine ve erken rehabilitasyonuna başlanması gerekir. Çoğu durumda bir özel neden bulunamayabilir.
5- ANNE BABALARIN YAŞADIKLARI EVRELER
Görme yetersizliği olan bir çocuğun doğumu, ailenin dengesini altüst ederek ailelerde değişik duygu ve düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu duygular her ailede farklı evrelerden geçer.
Çocuğu olduğu gibi kabul etme sürecini kısaltabilen ailelerde, daha güvenli mutlu bir aile ortamı yaratılabilir.
Özürlü çocuğa sahip anne babaların geçirdiği evreler ve gösterdikleri davranışlar şöyle sıralanır:
Şok:
- Aşırı üzülme,
-Çaresizlik duygusu,
-Kalbin hızlı bir biçimde çarpması, boşaltım organlarının çalışması, avuç içlerinin terlemesi, kulakların uğuldaması, flu (bulanık) görme gibi belirtiler gözlenebilir.
Reddetme:
-“O kadar kötü görünmüyor”
-“Çocuğun olağan dışı bir durumu yok”
-“Bunun tanısını doktor koymuş, bu nedenle başka doktorlara gitmek gerekir” diye düşünülebilir.
-Olayların farkında olmamaya çalışma,
-Başka şeylerle çok fazla meşgul olup çocuğun sorunuyla ilgilenmeye zaman bulamama.
Depresyon:
-“Artık iş işten geçti bundan sonra hiçbir şeyin anlamı yok” diye düşünülebilir.
-Çevreyle ilişki minimuma indirilebilir.
-Normal çocuk özlemi duyulabilir.
Karmaşa:
-“ Böyle bir çocuğum olacağına keşke hiç olmasaydı”
Suçluluk:
-“Bu durum benden değil, senden yada senin ailenden kaynaklanmaktadır” gibi ailedeki diğer kişiler suçlanabilir.
-Kişinin çocuğun durumundan kendini sorumlu tutması,
-Olumsuz duygularla ilgili suçluluk duyma.
Kızgınlık:
“Neden ben?”
Pazarlık:
- “Eğer çocuğum düzelirse...”
-Çocuğun özrünü ortadan kaldırmanın yolları aranır. Örneğin; ameliyat, ilaç vb.
Kabul ve uyum:
- “O bizim çocuğumuz ve biz onu seviyoruz”
-Çocukla daha çok birlikte olma,
-Çocuğun gereksinimlerini karşılamaya özen gösterme,
-Uzmanlarla işbirliği yapma.
Bu davranış özellikleri özürlü çocuğa sahip tüm ailelerde yaşanabilmektedir. Çocuğu olduğu gibi kabul etme sürecini kısaltabilir, yukarıda saydığımız evrelerin daha olumlu ve güvenilir geçmesini sağlayabilirsiniz. Demokratik aile tutumları geliştirebilen aileler bu dönemi daha az duygusal hasarla geçirir ve çocuğa iyi bir eğitim vermiş olur.
6- DEMOKRATİK AİLE TUTUMLARI
• Çocuklarını seven ve benimseyen çağdaş aile tipidir.
• Anne baba arasında saygı ve sevgi vardır.
• Ailede sorunlar emirlerle değil, konuşarak çözülür.
• Evde gerginlik yaratmak yerine sıcak bir ortam yaratılır, aile içinde uzun süren çekişme, kavga ve anlaşmazlıklardan uzak durulur,
• Çocuğa söz hakkı tanıyarak, birlikte konuşulur, şakalaşıp, eğlence ortamı yaratılır ona güven duygusu kazandıracak iletişim biçimleri benimsenir.
• Çocuğun uyması gereken kurallar belirlenir.
• Kuralları ailede herkes gönüllü olarak benimser.
• Cezalar ılımlı ve eğiticidir. Çocuğa, güven duygusu ve sorumluluk kazandırılır.
• Çocuğun kişiliğine saygı gösterilir yaşından olgun davranışlar beklenmez.
• Özgür davranışları desteklenir
• Dayaktan, onur kırıcı sözlerden özenle kaçınılır.
Bu tutum ve davranışı gösteren ailelerin çocukları toplumda bağımsız, kendine yetebilen bir birey olarak yetişir.
Onaylanan aile, anne-baba tutumları çocuğun olumlu davranış değişiklikleri göstermesinde ne kadar etkiliyse, onaylamadığımız anne-baba tutumları; “çok seven, kollayan, gevşek disiplinli aile tutumu”, “baskıcı, itici, sevgisiz aile tutumu”, “sevgisi yetersiz, disiplini gevşek aile tutumu”, “geleneksel, ataerkil aile tutumu”, “sıkı disiplinli, sevecen aile”, “parçalanmış aile tutumları” da çocuklarımızın sağlıklı, uyumlu, kendine güvenli bir insan olmasını engelleyecektir.
Demokratik aile tutumları içinde yetişen çocukda da, gelişme sürecinde olumsuz davranışlar gözlenebilir. Ancak anne-babaya karşı tepkileri ve çelişkili duyguları büyük boyutlara ulaşmaz. Çoğu çatışmalar ev içinde kalır, okul başarısını engellemez, sapmalar olmaz, başkaldırı fırtınaya değil kısa süren bir esintiye benzer.
7- EĞİTİM
A- Görme Özürlü Öğrenciler İçin Özel Eğitim Okullarına Başvuru ve Kayıt Koşulları
Ülkemizde 15 görme engelli ilköğretim okulu bulunmakta olup, hepsi de yatılı ve gündüzlüdür.
Özel Eğitim Almak İçin Başvurulacak Kurumlar
• Millî Eğitim Müdürlüğü,
• Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü,
• Özel Eğitim Kurumları,
• Özel Özel Eğitim Kurumları.
Kayıt için İzlenecek Yol ve İstenilen Belgeler
• Bulunduğunuz ilin valiliğine veya ilçenin kaymakamlığına bir dilekçe ile başvurunuz.
• Dilekçeniz Milli Eğitim Müdürlüğüne oradan da en yakın Rehberlik ve Araştırma Merkezine havale edilir.
B- İstenen Belgeler
• Tasdikli nüfus cüzdanı örneği (öğrenci için),
• Veli ya da vasinin ikametgah ilmühaberi,
• Tam teşekküllü bir hastaneden alınacak sağlık kurulu raporu. (Bu raporda çocuğun özrü, özür derecesi ve başka bir hastalığı olup olmadığı yer alacaktır.)
• Rehberlik ve Araştırma Merkezince doldurulacak çocuk tanıma fişi,
• Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinden alınacak inceleme raporu,
• İki adet yeni çekilmiş vesikalık fotoğraf,
• İki adet veli adresi yazılı posta pulu yapıştırılmış zarf,
• Ekonomik durumu gösterir belge (Öğrenci Devlet Parasız Yatılı okuyacaksa). Bu belge örneğine uygun şekilde Milli Eğitim Müdürlüğünde doldurulabilir.
• Veli ya da vasinin çocuğun yarı yıl ve yaz tatillerinde yanına alacağını gösterir taahhütname (bu belge daha sonra çocuğun okuyacağı okul müdürlüğünce hazırlanıp veliye imzalatılır).
• İl Milli Eğitim Kurulu Kararı (Milli Eğitim Müdürlüğünce hazırlanıp verilir).
1- Hazırlanan bu belgelerin dosyası öğrencinin yatılı ve gündüzlü olacağını belirten bir dilekçe ile Milli Eğitim Müdürlüğüne teslim edilir.
2- Görme engelliler ilköğretim okullarında gündüzlü veya yatılı öğrenim görmek isteyen öğrencileri il eğitsel tanılama, izleme ve değerleme ekibinin yönlendirme kararı ve il özel eğitim hizmetleri kurulunun yetiştirme kararı ile bu okullara yerleştirilir. Bu okullardan birine kayıt olmak isteyenler aşağıdaki işlemleri yerine getirmelidir.
3- Görme engelliler ilköğretim okullarını bitiren öğrencilerden ortaöğretime devam etmek isteyenler 8. sınıfın sonunda öğrenim gördüğü okul müdürlüğüne başvuruda bulunurlar.
• İlköğretim ve orta öğretim okullarında kaynaştırma yoluyla eğitimini sürdüren ve braille (kabartma) yazısı bilen öğrenciler, braille ders kitaplarını ücretsiz olarak Görme Engelliler Basımevi ve Akşam Sanat Okulu Altındağ - ANKARA (Tel: 0312 317 96 53) adresinden isteyebilirler.
Okulların listesi kitabın sonunda verilmiştir.