AİLE EĞİTİM REHBERİ
İŞİTME ÖZÜRLÜLER
İçindekiler
• Kulağın Yapısı ve İşitme Kaybı Nedenleri
• Kulağın Yapısı
• Nasıl Duyarız
• İşitme Kaybı
• İşitme Kaybının Dereceleri
• İşitme Kayıplarının Sınıflandırılması
• İşitme Kaybına Neden Olan Risk Faktörleri
2- İşitme Kaybının Teşhis ve Tedavisi
• İşitme Kaybının Teşhisi
• İşitmeyi Değerlendirme Yöntemleri
• İşitme Kayıplı Çocukların Değerlendirmesini Yapan Uzmanlar
• İşitme Kaybının Tedavisi
3- İşitme Cihazları
• İşitme Cihazının Kullanılması Gerekli Durumlar
• İşitme Cihazı Tipleri
• Yardımcı Dinleme Cihazları
• İşitme Kayıplı Çocuklarda İşitme Cihazı Kullanmaya Başlama Yaşı
• İşitme Kayıplı Çocuklar İçin İşitme Cihazının Önemi
• İşitme Kayıplı Bireylerde Koklear İmplant Uygulaması
4- Lisanın Kazanılmasından Önce ve Sonrasında Oluşan İşitme Kayıpları
5- İşitme Kaybının Çocuğun Gelişimine Etkisi
• Çocuğun İşitme Kaybı Derecesine Göre Konuşmayı Anlama Becerisi
• Tek Taraflı İşitme Kaybı Olan Çocukların Konuşmayı Anlama Becerileri
6- İşitme Engellilerin Eğitimi ve İletişim Yöntemleri
• İşitme Kaybı Derecesine Göre Çocuğun Özel Eğitim İhtiyacı
• İşitme Kaybı Derecesine Göre Uygulanan Eğitim Programları
• İşitme Kaybının Teşhisine Ailenin Verdiği Tepkiler
• Anne Baba ve Çocuk İletişimi
• İşitme Kayıplı Çocuğun Eğitim Değerlendirmesi
• İşitme Kayıplı Çocuğun Bulunduğu Ortamın Düzenlenmesi
• İşitme Kayıplı Çocuğun Dinleme Becerisini Geliştirmek İçin Temel Kurallar
• İşitme Kaybı Olan Çocuğun Konuşma Gelişimini Desteklemek İçin Öneriler
• İşitme Engelli Çocukların Eğitiminde Okul Seçimi
• Tek Taraflı İşitme Kaybı Olan Çocuğun Eğitimi
• İşitme Kaybı Olan Çocukların Eğitiminde Kullanılan Yöntemler
• İşitme Kayıplı Çocuğun Sosyal Çevresine Uyumu
• İşitme Kayıplı Çocuğun Sosyal Çevresiyle Olan İletişimi
7- Özürlü Birey ve Spor Eğitimi
• Çocukluk Dönemi ve Spor
• Sportif Aktivitelerin Motor Gelişim İçin Önemi
• İşitme Engellilerde Spora Başlama Yaşı
• İşitme Engelliler Spor Federasyonu
8- İşitme Engellilerde Büyüme, Gelişme ve Sportif Aktivitelerde Yaşanan Sorunlar
• Büyüme ve Gelişmeye Sosyo-Ekonomik Düzeyin Etkisi
• Büyüme ve Gelişmeye Psikolojik Durumun Etkisi
1- KULAĞIN YAPISI VE İŞİTME KAYBI NEDENLERİ
İnsan tamamen duyularına bağımlı olarak yaşar. Duyuları ile elde ettiği hisleri deneyimlerini oluşturmakta kullanır. Bu hisler aracılığı ile elde ettiği bilgiler onun dünyasını yaratmakta, algılama ve anlama, hafıza, hayal kurma, düşünme ve neden arama işlevlerinin oluşturulmasını sağlamaktadır. İşitme kaybı bu duyulardan en önemlisi olan işitme bozukluğu durumunda ortaya çıkar. İşitme engeli işitme duyarlılığının kişinin gelişim, uyum, özellikle iletişimdeki görevlerini yerine getirmesinde en büyük engeli oluşturur.
Şekil 1. Kulağın Yapısı
A- Kulağın Yapısı
İşitme organımız olan kulak üç bölümden oluşur( Şekil 1)
• Dış Kulak: Kulak kepçesi ve dış kulak kanalından meydana gelir. Kulak kepçesi, ses dalgalarının toplanmasını ve ses şiddetinin artışını sağlamaktadır.
• Orta Kulak: Dış kulak yolundan, kulak zarı ile ayrılır. Küçük bir boşluk halindedir ve geniz ile arasında bir irtibat sağlayan östaki tüpünü içerir. Orta kulakta bulunan sırasıyla, çekiç, örs ve üzengi adı verilen üç kemikçik, bir ses iletim zinciri oluşturmaktadır. Orta kulak, içerdiği bu yapıların da katkısıyla kulak zarına gelen sesin şiddetini artırmaktadır.
• İç Kulak : Salyangoz şeklinde bir yapısı olan koklea; iç kulak sıvılarını ve tüy hücrelerini içerir. Ses titreşimleri, dış kulaktan itibaren orta kulağa ve daha sonra da iç kulak sıvılarına iletilmektedir. Gelen ses işitme siniri yoluyla beyindeki işitme merkezine taşınır.
B- Nasıl Duyarız ?
İşitme duyusu, ses olarak adlandırdığımız mekanik titreşimleri ortaya çıkarabilme yeteneğidir. İşitme, aşağıdaki sırayı izleyerek gerçekleşir:
Ses dalgaları
¯
dış kulağın işitme kanalından geçer
kulak zarına çarparak titreştirir
orta kulaktaki kemikçikler tarafından yükseltilerek iç kulağa iletilir
iç kulağa gelen ses dalgaları buradaki tüy hücreleri tarafından alınır
sinirler tarafından beyne taşınır
beyin bu sinyalleri analiz eder ve yorumlar.
C- İşitme Kaybı
Kulağın tarif edilen bu üç bölümünde, işitme sinirinde veya beyinde ortaya çıkan bir hastalık, sesin normalden daha az işitilmesini sağlar. Yapılan testlerle, işitme kaybının derecesi belirlenir.
D- İşitme Kaybının Dereceleri
(–10) ile (+15) dB (desibel) arasındaki işitme seviyesi çocuklardaki normal olarak kabul edilmektedir. Çocuklar yetişkinler için kabul edilmiş normal işitme seviyelerinden çok daha hassas işitme seviyesine sahiptir. Bu sınırda işitmesi olan bir çocuk çok hafif derecedeki konuşmaları dahi duyabilir. Ancak, bu durum gürültülü bir ortamda da konuşmayı ayırt etme becerisinin iyi olacağı anlamına gelmez. İşitme kaybının tipi ve dereceleri, uluslararası standartlara göre şu şekilde sınıflandırılmıştır.
-10 – 15 dB Normal İşitme
16 – 25 dB Çok hafif derecede işitme kaybı
26 – 40 dB Hafif derecede işitme kaybı
41 – 55 dB Orta derecede işitme kaybı
56 – 70 dB Orta-ileri derecede işitme kaybı
71 – 90 dB İleri derecede işitme kaybı
91 dB ve üstü Çok ileri derecede işitme kaybı
E- İşitme Kayıplarının Sınıflandırılması
1- İletim Tipi İşitme Kaybı: Okul çağı çocuklarında en yaygın olarak görülen işitme kaybı tipidir. Kulak kepçesi, dış kulak yolu, kulak zarı, orta kulak kemikçikleri ve kaslarında meydana gelen hastalıklar iletim tipi işitme kaybına neden olmaktadır. İletim tipi işitme kayıplarının nedenleri:
Dış Kulak Hastalıkları
Doğuştan olan problemler
Dış kulak yolu darlıkları
Dış kulak yolu iltihapları
Dış kulak yolu kiri
Travmalar (Hasarlar)
Tümörler
Orta Kulak Hastalıkları
Doğumsal anomaliler
Orta kulak enfeksiyonları
Östaki tüpü hastalıkları
Orta kulakta sıvı toplanması
Orta kulakta kireçlenme
Travmalar
Tümörler
2- Sensörinöral İşitme Kaybı: İşime kaybı koklea ve/veya daha sonrasındaki bölgeleri (işitme yolları, korteks vb.) içeriyorsa sensörinöral işitme kaybı olarak tanımlanır. Doğum öncesi (genetik nedenli, annenin hamilelikte kızamıkçık geçirmesi vb.), doğum anı (doğum travması, oksijensiz kalma, sarılık vb.) ve doğum sonrası (işitme kaybına neden olabilecek ilaç kullanımı, yüksek ateşli hastalık, enfeksiyonlar vb.) nedenlerle oluşabilmektedir. Sensörinöral işitme kayıplarının nedenleri:
İç Kulak Hastalıkları
Doğumsal hastalıklar
Genetik hastalıklar
Enfeksiyonlar
Meniere hastalığı
Yaşlanmaya bağlı işitme kaybı
İşitme kaybına neden olabilecek ilaç kullanımı
Ani işitme kaybı
Travmalar
Gürültü
Tümörler
Diğer sistem hastalıkları
İşitme Siniri ve Beyin Hastalıkları
Enfeksiyonlar
Sinir sistemi hastalıkları
Tümörler
3- Mikst (Karışık) Tip İşitme Kaybı: İletim ve sensörinöral işitme kayıplarının bir arada görülmesidir.
4- Santral İşitme Kaybı: İşitmenin normal olmasına rağmen, çocuk genel olarak konuşmayı ayırt edemez, gürültüde konuşulanı anlayamaz, not almada zorlukları vardır ve en önemlisi dikkatle problemleri çoktur, dikkatlerini bir konu üzerinde yoğunlaştırmazlar. P roblem beynin korteks adı verilen bölgesindedir.
5- Fonksiyonel/Organik Olmayan İşitme Kaybı: Kişinin herhangi bir nedenle işitme kaybı var gibi davranması ya da gerçekten işitme kaybının olduğuna inanması ile ortaya çıkan durumdur.
F- İşitme Kaybına Neden Olan Risk Faktörleri
• Yeni doğan yoğun bakım ünitesinde 48 saat ya da daha fazla süre kalmasını gerektiren durumların olması,
• Ailede işitme kaybı hikayesinin olması,
• Kulağın herhangi bir bölümünün anormal olması,
• İşitme kaybına yol açan enfeksiyon hastalığının olması
• Ailenin ya da bakıcının işitme, konuşma, lisan veya diğer gelişim alanlarında (zihinsel, motor, sosyal) gecikmeden şüphelenmesi,
• Ailede işitme kaybına neden olan genetik bir hastalığın olması,
• Kafa travması,
• Sık tekrarlayan orta kulak enfeksiyonu olması,
• Kandaki bilüribin adı verilen maddenin dengesinin bozulması ve vücutta birikmesi sonucu sarılık oluşması,
• Bebeğin 1500 gramın altında doğumu,
• Bebeğin işitme kaybına neden olabilecek ilaç kullanımı,
• Hamilelikte annenin ilaç kullanımı,
• Apgar puanlarının (kas tonusu, kalp hızı, uyarılara cevap, cilt rengi ve solunumun) düşük olması,
Risk faktörlerinden bir yada daha fazlasını gösteren bebekler işitme taraması amacıyla yapılan testten geçmelidir. Ancak, işitme kaybı saptanan bebek yada çocukların işitme testleri 3 yaşına kadar her 6 ayda bir yapılması gereklidir.
[/COLOR]
2- İŞİTME KAYBININ TEŞHİS VE TEDAVİSİ
2- İŞİTME KAYBININ TEŞHİS VE TEDAVİSİ
A- İşitme Kaybının Teşhisi
İşitme kaybının teşhisi ne kadar erken yaşta sağlanırsa, tedavinin ve bireyin tüm gelişiminin o kadar sağlıklı olacağı unutulmamalıdır. Yani, işitme kaybında erken teşhis çok önemlidir. Özellikle ilk iki yaş, çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için en önemli dönemdir.
Aile çocuğun büyümesini ve gelişmesini dikkatli bir gözlemle takip ediyorsa, işitme kaybı erken dönemde teşhis edilebilir.
Çocukların işitme duyusunu değerlendirmek için artık büyümelerini beklemek gerekmemektedir. Yaşamın ilk günlerinde uygulanabilen basit, ucuz ve güvenilir testler ile yeni doğan bir bebeğin işitme engelini saptamak mümkündür.
Ülkemizde 2004 yılında başlatılan “Ulusal Yeni Doğan İşitme Taraması Kampanyası” ile tüm bebeklere doğum hastanelerinden taburcu olmadan önce işitmelerinin güvenli ve doğru olarak test edilmesi sağlanmaktadır.
İşitme taramaların amacı işitme engeli ile doğan bebekleri doğumdan kısa süre sonra belirlemek, 3 aylık olmadan işitme testlerini tamamlamak, işitme engeli tanısı alanlara 6 aylık olmadan gerekli müdahalede bulunmaktır. Doğduktan sonra en geç 6 ay içinde işitme engeli tanısı konan ve işitme cihazı uygulanıp işitme ve konuşma eğitimi alan bebeklerin konuşma becerisi normal işiten yaşıtlarına benzer düzeyde gelişebilir.
Erken işitme kaybı tanısı konulup, erken eğitilen bebeklerin, lisan gelişimine paralel olarak zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişimleri de olumlu etkilenir.
Her aile, bebeğin doğumunu takip eden ilk altı aylık sürenin, işitmenin refleks olarak meydana geldiği bir dönem olduğunu bilmelidir.
İlk 6 aylık dönemde bebekler, 80-90 dB'lik yüksek şiddette bir sese maruz kaldıklarında, tüm vücut kaslarında kasılma ve irkilme görülür. Bebek, aniden ve yüksek şiddette gelen sesi duyduğunda gözlerini kapatır ve sesin geldiği tarafa yönlenir. Sesi duyunca yaptığı işi bırakır. Örneğin, annesinin memesini emiyorsa emmeyi bırakır.
Bebeğinizin ve çocuğunuzun, aşağıda sıralanan davranışları göstermemesi işitme kaybının erken teşhisi için çok önemlidir.
0-2 aylık bebekler
- Gürültülü ortamda uyanır,
- Annesini görmese de sesine gülerek ya da ağlayarak tepki verir,
- Normal tondaki müzik sesine tepki verir,
- Gürültülü ortamda uyanır,
- İlginç seslere başını çevirir,
- Yalnızken kendi kendine mırıldanır,
- Yüz yüze iletişim kurulduğunda gülerek ya da ses çıkararak tepki verir,
- Gürültü ve konuşma sesinden uyanır,
- Annesini görmese bile, annesinin sesinin geldiği yöne başını çevirerek tepki verir,
- Yanı başındaki kişilerin konuşmalarını farkeder,
- İlginç seslere başını çevirerek tepki verir,
- Kendisine seslenen kişiyi görmese de ses çıkararak tepki verir,
- Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır,
- Çıngırak, zil gibi ses çıkaran oyuncaklara ilgi duyar,
- Kendi kendine mırıldanırken ses tonunda değişiklikler yapar (işitme kaybı varsa melodik aksan yoktur),
- “ba-ba”, “da-da” gibi hece seslerini çıkarır,
- Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır,
- Değişik sesleri taklit edebilir,
- Konuşma sesi, saat tıkırtısı ya da kağıt hışırtısı gibi seslerden kolayca uyanır,
- Konuşan kişiyi görmese bile, onu fark ettiğini belli eden davranışlarda bulunur,
- Bir-iki kelimeyi yerinde ve anlaşılır şekilde söyler,
- Yalnızken kendi kendine değişik sesler, hecelemeler, kelimeye benzer sesler çıkararak konuşur,
- Bilinçli olarak “anne ve baba” sözcüklerini söyleyebilir,
- Çok ileri derecede işitme kaybı olan bebekler sadece görme alanları içindeki nesne ve olaylarla ilgilenirler. İşitme engelli bebeklerde yaklaşık 9. aydan sonra ilk dönemlerde gözlenen konuşma sesleri kaybolur, taklitler ortadan kalkar, ses kaynağına yönelme davranışı görülmez.
- Normal işiten çocuklar, eğer gürültülü ortamda uyumaya alışkınlarsa kapı çarpması gibi yaklaşık 90 dB şiddetindeki sese, sessiz ortamda uyumaya alışkınlarsa konuşma sesi gibi yaklaşık 50 dB şiddetindeki sese uyanarak tepki verirler. Bu özellik işitme kaybının tanımlanmasında mutlaka değerlendirilmelidir.
- Herhangi bir işaret kullanmadan, yaklaşık 1 metre uzaklıktan verilen emirleri anlar (“bardağı al” gibi),
- Birkaç kelimeyi anlaşılır şekilde yerinde kullanır,
- Bildiği hayvan seslerini taklit edebilir,
- “Nerede” ile başlayan sorulara başını o yöne çevirerek ya da eliyle işaret ederek cevap verir,
- Yaklaşık 4 ya da 6 metre uzaklıktan çağrıldığında tepki verir,
- Bildiği kelimelerle basit cümleler kurar,
- Araba sesi ya da dışarıda havlayan köpek sesini fark ettiğini belli eder,
- İsteklerini konuşarak ifade eder,
- Oyun sırasında arkadaşları ile konuşarak iletişim kurar,
Hastalık dışında öksürme, burun akıntısı ya da burun tıkanıklığı, ağızdan nefes alma, burundan konuşma görülüyorsa,
- Özellikle kış aylarında tekrarlayan orta kulak iltihabı,
- Sık tekrarlayan kulak ağrısı ve kulağın tıkanması
- Konuşan kişiye yakın olma ya da yüzünü görmeyi isteme,
- Sesin geldiği yöne doğru yönelmede güçlük,
- Televizyonu yada radyoyu yakın mesafeden dinleme ve sesini normalden fazla açmayı isteme,
- Kendine yöneltilen konuşmalara geç tepki verme veya birkaç kez tekrar ettirme,
- “Bardağı getir” gibi komutlara uygunsuz tepki verme ya da ne istenildiğini anlamamış gibi görünme,
- Konuşmada ritim, ton ve vurgu gibi özelliklerin olmaması (monoton konuşma),
- Konuşurken bazı seslerin atlanması,
- Konuşmanın düzgün ve akıcı olmaması,
- Çok fazla suskunluk anının gözlenmesi,
- Çok gürültülü ortamlarda konuşmaları anlamama,
- Okunan hikayeleri takip edememe,
- Dikkati verememe veya dikkat süresinin çok kısa olması,
- Grup içinde bulunmaktan rahatsızlık duyma veya yetişkin yardımına ihtiyaç duyma,
- Okul başarısında düşme, okumada güçlük, okuma sırasında kelime atlama ve bazı sesleri birbirleri ile birleştirerek çıkaramama.
Genel anlamda odyometrik inceleme, çeşitli tipte ses üreten cihazlardan gelen uyarılara, hastaların cevapları kaydedilerek yapılmaktadır. Şekil 2'de Oyun odyometrisi yöntemi ile işitmenin değerlendirilmesi gösterilmektedir.
Şekil 2. Oyun odyometresi.
Odyometrik inceleme yöntemleri;
• Saf ses odyometresi,
• Konuşma odyometresi,
• Çocuk odyometresi,
• Objektif odyometrik testlerdir.
Bu testlerle, işitme kaybının derecesi ve tipi belirlenir.
Radyolojik görüntüleme yöntemleri de bu tür hastalıkların teşhis ve tedavisinde yardımcıdır. Bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemleri en gelişmiş teşhis teknikleridir.
B- İşitmeyi Değerlendirme Yöntemleri
İşitmenin test edilmesinde birçok yöntem vardır. Testin çeşidi kişinin yaş ve ihtiyaçlarına bağlıdır. İşitme testleri uzman bir odyolog tarafından Odyoloji yada Kulak Burun Boğaz kliniklerinde yapılmaktadır.
a-. Subjektif (Davranış) Test Yöntemleri
0-5 yaşlar arasındaki çocukların işitme değerlendirmesinde, sese karşı bebeğin yada çocuğun cevabı davranış olarak alınır.
Çocuklarda odyolojik değerlendirmenin ilk ve en önemli aşaması hikaye alınmasıdır.
Subjektif test yöntemlerine geçmeden önce mutlaka aileden yada çocuğa bakan kişiden detaylı bilgi alınmalıdır. Hikaye alınmasında hastanın davranışları, ailenin tutum ve ilgisi belirlenir. Değerlendirmeye aile aktif olarak katılır. Hikaye alınırken aşağıdaki konularda vereceğiniz bilgiler, uzmanların çocuğunuza işitme kaybı teşhisi koymasına yardımcı olacaktır.
• Ailede benzer problemin olup olmadığı,
• Doğum öncesi; annenin aşırı kusma, kanama, yüksek tansiyon, yüksek ateş, havale
geçirme, gebelik zehirlenmesi, kan uyuşmazlığı, virüs enfeksiyonu, kızamıkçık, şeker hastalığı, kalp hastalığı, astım, böbrek rahatsızlığı, röntgen ışınları, travma ve ameliyat olması.
• Doğum anında; doğumun uzaması, normal doğum, ameliyatla doğum, doğum sırasında kaşık kullanımı, bebeğin oksijensiz kalması, bebeğin düşük veya yüksek doğum ağırlığında olması, bebeğin geç ağlaması, morluk ve diğer doğum anında oluşan anormallikler.
• Doğumdan hemen sonra; 1 dakika içinde yapılan apgar puanlarının düşük olması, yara, morluk, sarılık, kanama, solunum güçlüğü, enfeksiyon, bebekte beslenme güçlüğü, bebeğin sürekli ağlaması ve bebeğin hastanede kalma süresi.
• Gelişim Hikayesi; Motor gelişim (baş kontrolü, oturma, yürüme, yemek yeme, tuvalet eğitimi vb.) ve refleksler.
• Tıbbi Hikaye; Çocuğun metabolik bir hastalığı olup olmadığı, kabakulak, kızamık, menenjit gibi enfeksiyon hastalıklarını geçirip geçirmediği, alerji, astım gibi süreğen hastalıkları ve kulakta problem olup olmadığı.
• Ailenin diğer bireylerinde alkolizm, sara hastalığı ve zihinsel gerilik olup olmadığı.
• Sosyal, Davranış ve Eğitim Gelişimi: Uyku durumu, yaşıtları ile ilişkisi, çok sessiz ya da çok hareketli olup olmadığı, disipline edilmesinin zor olup olmadığı.
• İşitme, Konuşma ve Lisan Hikayesi: Yüksek sese tepkisi, kapı ya da telefon sesini duyması, ilk söylediği kelime, işaret kullanımı ve konuşmaları taklit etme becerisi.
0-4 aylar arasında işitmenin değerlendirilmesi
Hayatın ilk 4 ayında işitme davranışı refleks cevaplara dayanır. Değişik gürültülere, bebekler daha kolay ve belirgin cevap verirler. 0-4 aylar arasında olumlu cevap alabilmek için daha fazla ses şiddetine ihtiyaç duyulur. Bu nedenle bebek normal konuşma sesine minimum cevap verirse normal işitme olarak düşünülebilir.
4 - 24 aylar arasında işitmenin değerlendirilmesi
Bebek/çocuk annesinin kucağında sessiz test odasına alınır. Bebeğin/çocuğun her duyduğu seste, sesin geldiği tarafa bakması beklenir. Bebek bakma davranışını gösterirse pekiştirmek için ödül verilir. Elde edilen işitme eşikleri odyogram üzerinde işaretlenir. Şekil 3'de davranış odyometresi yöntemi ile işitmenin değerlendirilmesi gösterilmiştir.
Şekil 3. Davranış odyometresi.
2 - 5 yaşlar arasında işitmenin değerlendirilmesi
Bu yaşlarda işitmenin değerlendirmesi “oyun odyometresi” ile yapılmaktadır. Ses kulaklıklarla ve kulaklıksız olarak gönderilir. Çocuğun sesi her duyduğunda resim gösterme, el kaldırma, küpü sepete atma gibi davranışlarda bulunması beklenir. Elde edilen işitme eşikleri odyogram üzerinde işaretlenir Bu yöntemle sadece işitme kaybının varlığı değil, derecesi ve tipide belirlenir.
b. Objektif Test Yöntemleri
Objektif test yöntemleri, subjektif yöntemler ile test edilemeyen veya test sırasında güçlükler çıkaran (ağlama vb.) çocuklarda uygulanan, objektif bulgulara dayanan, teste uyumlu olmayı gerektirmeyen ölçümlerdir. Bu yöntemlerin birlikte kullanımı en doğru sonuca ulaşılmasını sağlar.