16. yüzyılın başlarında Bosna'da, Osmanlı tarafından kan vergisi olarak ailesinden koparılıp alınan Bayo Sokoloviç, papaz okulu öğrenciliği ve çobanlıktan Osmanlı İmparatorluğu'nun hizmetinde hızla yükseleceği bir yola girmiştir.
Mohaç zaferi (1526) yeni elde edilmiştir ve Mehmet adını alan Bayo'nun yükselişi ile Osmanlı İmparatorluğu'nun akıl almaz genişleyişi önemli bir paralellik göstermektedir. Alışılmadık yetenekleri sayesinde Bosnalı bu küçük çoban, imparatorluk hiyerarşisinin basamaklarını baş döndürücü bir hızla çıkarak kendini, Akdeniz'den Hindistan'a, Viyana'dan Mısır'a uzanan bir imparatorluğun veziriazamı olarak bulacaktır.
Ansiklopedilerde önemli bir tarihsel kişilik olarak karşımıza çıkan, bu 'dünyayı avuçlarında tutan adam'ın dostları kimlerdi, düşünceleri ve düşleri nelerdi?
Böylesine büyük bir sorunun cevabını verebilmek için filozofça bir tavra, belki de bir devşirmenin ruhuna sahip olmak gerekir. Ancak dönemle ilgili tüm kaynakları bir araya getiren büyük bir tarihçi, bize bu duru ve bilgiyle dolu öyküyü anlatabilirdi.
Yazarın kalemi Osmanlı'nın ihtişamını anlatmakla kalmıyor, bu tutkular, güzellikler, entrikalar, çekişmeler ve acımasızlıklar dünyasını yeniden yaratıyor.
Sokollu Mehmet Paşa, az bulunur bir tarihsel fresko olmanın ötesinde, uygarlık tarihi üzerine kafa yoran insanlar için bir başvuru kitabı olduğu gibi sürükleyici bir roman.
Mohaç zaferi (1526) yeni elde edilmiştir ve Mehmet adını alan Bayo'nun yükselişi ile Osmanlı İmparatorluğu'nun akıl almaz genişleyişi önemli bir paralellik göstermektedir. Alışılmadık yetenekleri sayesinde Bosnalı bu küçük çoban, imparatorluk hiyerarşisinin basamaklarını baş döndürücü bir hızla çıkarak kendini, Akdeniz'den Hindistan'a, Viyana'dan Mısır'a uzanan bir imparatorluğun veziriazamı olarak bulacaktır.
Ansiklopedilerde önemli bir tarihsel kişilik olarak karşımıza çıkan, bu 'dünyayı avuçlarında tutan adam'ın dostları kimlerdi, düşünceleri ve düşleri nelerdi?
Böylesine büyük bir sorunun cevabını verebilmek için filozofça bir tavra, belki de bir devşirmenin ruhuna sahip olmak gerekir. Ancak dönemle ilgili tüm kaynakları bir araya getiren büyük bir tarihçi, bize bu duru ve bilgiyle dolu öyküyü anlatabilirdi.
Yazarın kalemi Osmanlı'nın ihtişamını anlatmakla kalmıyor, bu tutkular, güzellikler, entrikalar, çekişmeler ve acımasızlıklar dünyasını yeniden yaratıyor.
Sokollu Mehmet Paşa, az bulunur bir tarihsel fresko olmanın ötesinde, uygarlık tarihi üzerine kafa yoran insanlar için bir başvuru kitabı olduğu gibi sürükleyici bir roman.