Daha anne-baba olmayı aklımızdan geçirdiğimiz andan itibaren, başkalaşıyor hayatımız.

Çocuklarımızın varlıklarıyla yaşantımızı yeniden şekillendiriyor; odalarının rahatını, yastıklarının yumuşaklığını, kıyafetlerinin sıcaklığını düşünüyoruz. Gülüşleriyle kalbimiz gülüyor, minicik adımlarıyla dağları aşıyoruz. Başarıları, yenilgileri önce bizim başarımız, bizim yenilgimiz oluyor. Ve gün gün biz de değişiyoruz, onlarla birlikte öğreniyoruz. Çocuğumuzun büyüme ve gelişiminin her aşamasında hata yapmaktan korkuyoruz. Kaşkolu biraz gevşediğinde üşüyor da içimiz, çocuğumuz zihinsel, bedensel ve ruhsal gelişimini bozabilecek bir davranış olarak, karnını aburcuburla doyurup "masa"ya sırtını dönmeyi alışkanlık haline getirdiğinde, ne hissediyoruz, ne yapıyoruz?
Bu kitabın amacı; "aile masası"na, onun en değerli parçası olan çocuğu da oturtmaktır. Çocuklarımızın neşeyle yiyeceği, yerken tabağındaki yemeğin ve kendisinin değerli olduğunu hissedeceği, evimizde pişirdiğimiz besin değeri yüksek Türk yemeklerini, onların hayal güçlerini geliştirecek renkli ve eğlenceli sunumlarla "aile masası"na koyabiliriz.