Kinyas ve Kayra'dan   Konuyu açan: candanag   İlk Mesaj: 09-29-2008 (05:59)   Son Mesaj: 06-03-2010 (16:03)    Cevap: 1    Gösterim: 3284  

    09-29-2008

    Kinyas ve Kayra'dan

    ama bütün bunların ne önemi var? entellektüel sapkınlıklarıyla ve dünyanın diğer bütün kıtalarına karşı hissettikleri korku ve nefret kokteyli duygularıyla, son olarak yeryüzünün görüp görebileceği en salak turistleri olma unvanlarıyla avrupa halkı kendini öldürmek ya da öldürtmek için bütün nedenlere sahiptir. sosyal devlet dedikleri, bana kalırsa gestapo düzeninden başka bir şey olmayan sistemleri, sokakta biri düştüğünde ambulans gelene kadar, yerde yatanın kendileri olmadığı için şükretmelerinden ibarettir. arap hiçbir sakınca görmeden hiç tanımadığı, kendinden geçmiş yerde yatan bir adamı sırtlayıp en yakın hastaneye koştururken avrupa insanı aynı adama, adını yeni öğrendiği bininci mikrobu kapmamak için bir metreden fazla yaklaşamaz bile. çünkü avrupalının altına yapacak kadar korkması için bir şeyin ismini bilmesi yeter...

    ............

    insanlar..." dedim fısıldayarak."taşırlar insanları. kundaktayken, tabuttayken. hep taşıyacak birileri olur. bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için, taşırlar insanı...

    ............

    denge, insanoğlunun icat ettiği en vahşi kavramdır. ip cambazının kendini en iyi hissettiği an, kendini ağa bıraktığı andır oysa. sırat köprüsünden, beslenmeye kadar denge her yerdedir.dünyanın en sağlam alarm sistemi. bütün dengesizlere karşı. en ufak harekete, yanlışa duyarlı... oysa hayatlarının belli dönemlerinin her saniyesini aşka verebilenlerse gerçekten yaşarlar. sadece sevgilileri ve kendileri. başka hiçbir şeyle ilgilenmezler. yüzde yüz aşk ! dengesizlik, gerçek duygusunun ve gerçeğin tek kapısıdır. dengeyle hiçbir yere varılmaz. ancak düşmeyi bilenler köprüden karşıya yüzülerek de geçilebileceğini öğrenir. belki cennete, belki ipin gerildiği karşı tarafa varılır dengenin sonucunda, kabul ediyorum. ama düşmemek için verilmiş mücadelelerin acısı ve tedirginliğiyle...

    .............

    aşklar, alkol, nikotin, ahlaki değerler, uyuşturucular... hepsi de birer pranga olabilir her an insanın ayağına. zevk veren prangalar. ortak özellikleri, varlıklarının verdikleri zevkin uzun bir süre sonra hissedilememesi, yokluklarının ise derhal kalpte bir ağrı yaratmasıdır. bağımlı insan atlı karıncaya binmiş gibidir. ne bir varış noktası, ne de bir ilerleme vardır hayatında. herkes ilk başladığı yerde, midesi kaldırana kadar döner durur... insanın kendiyle mücadelesi, bağımlılıklarını yok etmesiyle başlar.

    .................

    ''kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar? beni kim kurtaracaktı? ''kurtuluş'' dedim ''ankara'da bir mahalle.'' fazlası değil. belki bir de bob marley'in en iyi şarkısı. daha fazla düşünmeye gerek yok. adı her yerde, kendisi yok. kurtulmaya gelmiyoruz bu dünyaya. daha da saplanmak için buradayız. dibine kadar. onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce. mısırlılar uğraşmış efendileri kurtulsun diye. ama nafile. çaresi yok. kurtuluşu beklemek yararsız. gelmez çünkü. kontenjan dolmuş. biz daha çok kötülüğün sınırını zorluyoruz.
    mucizeler bitti. doğmak yeterince mucizevi. başka bir tane daha beklemek aptalca. ölmek de ikincisi. bunların arasında da bir şey yok. kimse beklemesin...

    ...............

    çok şey gördüm, beni yüzüstü gömün...

    ...............

    az yedim çok içtim.hala içiyorum.alkolü kendime yakıştırdım.her türlü uyuşturucadan tattım.bağımlılıktan nefret ettim.gitmemi, terk etmemi engeller diye.ne bir maddeye ne bir insana bağlandım.sırf bunu kendime kanıtlamak için eroin kullandım,aşık oldum.ikisini de arkama bakmadan bırakıp gittim.geçmişe tükürüp geleceği çiğnedim.dünyayı bir oyuncağa çevirdim.ayak basmadığım yer kalmadı. kalan varsa, onları da amuda kalkar geçerim!duvarlara,bedenime resimler çizdim.bir gün öyle bir gürledim ki önümde duran şarap kadehi çatladı.benim adım hitler.kendi ordumu kurmak için bir sürü kadına tohumlarımı bıraktım..şimdiyse ağlıyorum.hepimiz için.çünkü hiçbiri işe yaramadı...

    ..................







    Kinyas ve Kayra'dan Yorumları




      Permalink - Mesaj no 1  06-03-2010, 16:03

    --->: Kinyas ve Kayra'dan


    alıntıya devam...

    "........
    eskiden hayata farklı bakanlar bulurlardı beni. gerçek entelektüeller, anarşistler, nihilistler... mıknatıs gibi çekerdim toplumun dışında yaşamayı seçmiş robinson crusoe'ları. ama şimdi seyrek de olsa benimle karşılaştıklarında başlarını önlerine eğiyorlar, bakışlarımızın kesişmesini engellemek için. çünkü anlayabildikleri kadar anlıyorlar benim artık uzun, alkollü, yüksek sohbetlerden eyleme geçtiğimi. ve korkuyorlar. çünkü onların oynadığı oyun günün üç saatini, içlerinde bağırıp çağıran anarşiste ayırıp geri kalan zamanında normal bir insan gibi yaşamaktan ibaret. çok azı söylediklerini yapar. çok azı gece anlattığını gündüz yaşar. bunlar daha çok düşünsel kurt adamlardır. barış ve anarşi işaretlerini sokaktaki kadın heykelinin iki göğsüne çizenler bu salaklardır işte. coşarlar insan hayatının değersizliğini anlatırken. ama işkence gören bir teröristin haberi karşısında, en çelik hümanist kesilip insan haklarından dem vururlar. çelik hümanistler çelik kapı taktırırlar evlerine, adlarına methiyeler dizdikleri kaosun, devrimin geldiği gün kedilerine zarar gelmesi diye. sağdan nefret ederken soldan da etmeyi unutanlardır bunlar. kişisel muhalefetlerine bir kalabalığın fikrini eklemekten zevk duyarlar. "sola daha yakınım!" derler utanmadan. gölgesiz yaşayamazlar, yalnız kalmaktan ödleri koptuğu için. yakın olmazlarsa herhangi bir tarafa yok olacaklarını düşünürler. açık deniz adamlarının yanında karadan uzaklaşamayan dubalar gibi dururlar.

    Dünya üzerinde faşistin ne kadar iğrenç bir tarihçesi varsa komünistin de o kadar saf, kötü bir geçmişi vardır. ne de olsa ikisini de insan icat etmiştir! hele günümüz kapitalizminin patronu yahudiler ile zamanın yahudisi marx'ı düşündüğümüz zaman, yahudilerin de hristiyanlar kadar ikiyüzlü darı gibi her yerde biten yaratıklar oldukları anlaşılabilir. eğer geçmeseydi kuranıkerim'in üstünden onlarca kuşak, ben inanırdım yazılanların hepsine. ama inanmıyorum o onlarca kuşağın dürüstlüğüne. o onlarca kuşağın dinine sadakatine inanmıyorum! çünkü insanı tanıyorum. canı öyle çektiği için duaları değiştirecek kadar her dinden kuşaklar tanıyorum. insan dokunduğu herşeyi kirletmiştir bugüne kadar. dinin bunu kendinden koruması o kadar uzak bir ihtimal ki! kimse gelip anlatmasın bana insanın iyiliğini, din kitaplarını. ben sadece mucizeleri kabul ederim. onlara inanmak, insan zekasının kötü tarafından çıktığı belli olan yazılara inanmaktan daha kolay. kızıldeniz'in yarıldığına, gerektiğinde kadının dövülebileceğinden daha çok inanıyorum. çünkü mucize bana daha temiz geliyor. ne birinin çıkarına, ne de bir başkasının zararına binlerce yıl önce bir denizin yarılmış olması. ya da mağara girişinin örümcek ağıyla kapatılması..................................... ....................."
    candanag - ait Kullanıcı Resmi (Avatar) candanag