TEVEKKÜL ETMEK-Tevekkülün Gücü

Kendimizi güçlendirmenin bir diğer yolu tevekkül etmektir. Dilimizde bu kelimeye anlamı eş başka bir tek kelime bulamıyoruz. Tevekkül etmek sınırsız bir güce dayanmaktır. Tevekkülsüzlük gösterdiğimizde ezici stresler altında bunalır; önce ...



  1. Alt 01-27-2008, 02:51 #1
    N u M a N Mesajlar: 492
    Kendimizi güçlendirmenin bir diğer yolu tevekkül etmektir. Dilimizde bu kelimeye anlamı eş başka bir tek kelime bulamıyoruz. Tevekkül etmek sınırsız bir güce dayanmaktır. Tevekkülsüzlük gösterdiğimizde ezici stresler altında bunalır; önce ruhsal, ardından fiziksel sağlığımızı tahrip ederiz. Çelik bile olsanız ağır yükler altında ezilirsiniz. Ruh gibi latif, vücut gibi hassas bedeniniz üzerlerine zorla koyduğunuz dünyaları nasıl taşıyacak sanıyorsunuz?
    İnsanların çoğu tüm güçlerini üçe bölerler. Güçlerinin bir kısmı geçmişten kaynaklanan acılara, geçmiş ıstıraplara odaklanır. Dikkatinizi geçmişteki olumsuzluklara ne kadar odaklandırırsanız o kadar güç kaybedersiniz.
    Düştüğümüz ikinci hata sürekli geleceğe odaklanmaktır. Geçmiş ölmüş, gelecek ise daha doğmamıştır. Sadece şimdiyi yaşarsınız. Yaptığınız her şey şimdi zaman diliminde yapılmıştır. Geleceğe odaklandığınızda tahmin ettiğiniz sorunlar sizde endişe duygusunun doğmasına yol açar. Endişe tüm gücünüzü yok eder, cesaretinizi kırar, çalışma azminizi öldürür. Bizim aradığımız güç değil mi? Gücümüz var bizim. Şimdiki gücümüzü doğmamış geleceğe göndererek niçin kullanılamaz hale getiriyoruz? Geleceğe gönderdiğiniz gücü geleceğe gittiğinizde kullanacağınızı sanmayın. Güç şimdiki zamana kablolarla taşınan elektrik gibidir. Onu depolayamazsınız. Gönderdiğiniz geleceğin toprağında yağmur suyu gibi yok olur gider.

    Karamsarlık geçmişten, endişe gelecekten gelir. Şimdiyi düşünün. Geleceğe ise tevekkülle bakın. Tevekkül sayesinde sadece gücünüzün azalmasına engel olmazsınız, aynı zamanda gelecekten güç alırsınız.

    Şu anda sahip olduğumuz güç geçmişten gelen tecrübelerden ve gelecekten gelen ümitlerden oluşmuştur. Şu andan geçmişe ve geleceğe uzanan elektrik kabloları vardır. Elektrik akışının yönünü belirleyen biziz. Geçmişinizdeki olaylardan aldığınız dersleri kullanırsanız, başarılarınızdan dolayı kendinizi tebrik ederseniz, geçmiş size güç verecektir. Geleceğinizden endişe duyarsanız tüm gücünüz alıp götürür. Ama geleceğe ümit, güven ve tevekkülle baktığınızda oradan size güven ve cesaret gönderecektir.

    Tevekkülsüz insan başına gelenlerin tüm sorumluluğunu kendinde gören insandır. "Kul fiilinin yaratıcısıdır." Gibi bir Mu'tezile anlayışına sahip olan, "yaptıklarının yaratıcısı olduğunu" sanan insan tevekkül edemez.

    Yaşadığımız şu endişelere bakın: Ya üniversite sınavını kazanamazsam. Ya sınıfımı geçemezsem. Ya beni sevmezse! Ya işimden kovulursam. Ya iş bulamazsam. Ya fakir olursam. Ya hasta olursam. Ya ölürsem. Eğer kötü olaylar olacaksa endişe ederek onları yok edemezsiniz. Tam tersine endişe ettiğinizde bunların olmasını on kat hızlandırırsınız. Bununla da kalmaz, bir defa ölecekseniz bin defa ölmüş gibi acı çekersiniz. Bir defa sınavı kaybedecekseniz, bin defa kaybetmişçesine üzülürsünüz. En gülünç olanı da şudur: Başımıza gelen felaketlerin çoğunun tek nedeni bizim endişelerimizdir. Düşündüklerinizi kendinize çektiğinizi bilmiyor musunuz?
    Aklına geleni söyleyen bir çocuğun annesinin endişelerinin, annenin başına neler getirdiğini anlatan bir hikaye okudum. Kocaman burnu olan bir komşuları eve misafir geldiğinde, anneyi bir korku salar. Ya çocuk komşusunun burnu için kırıcı bir söz söylerse. Çocuğun uykusu gelinceye kadar anne bu endişeyi taşır. Çocuk ağzını açtığında komşusunun burnu için bir söz söyleyebileceği endişesiyle annenin yüreği ağzına gelir, hemen çocuğun konuşmasını keser. Sonunda uykusu gelir çocuğun. Büyük bir kurtuluş içinde anne çocuğunu odasına götürür, uyutur. Salonda oturan komşusuna geri döner ve ona bir ikramda bulunmak ister. Bu rahatlık içinde, dakikalarca düşündüğünün etkisinde kalan anne "Burnunuza ne alırdınız?" Der.
    Bir gün boşanabileceğinden endişe eden bir kadın sonunda boşandı. Üniversite sınavını kazanamamak endişesiyle uykuları kaçan çok çalışkan arkadaşım Mahir bu sınavı kaybetti. Endişenizi büyüttükçe en kötü şartları kendinize çekersiniz. Yaratıcı hiç kimseye kaldıramayacağı yükün yüklenmeyeceğini söyler. Neden endişe ediyorsunuz. Peygamber(asm) der ki "Her kim dilencilik yaparsa Allah ona fakirlikten bir yol açar."

    Tevekkülsüzlüğün ulaşabileceği korkunç boyutları gösterebilecek şu örneğe bakın. Bir dönem Halley kuyruklu yıldızının dünyaya çarpacağı endişesi tüm dünyayı sarmıştı. Cehennemden endişe etmeyen insanların cehenneme göre mum ateşi kadar bile dehşeti olmayan bir taş yığınından nasıl korktuğunu görüyor musunuz? Amerika'da her gün gazete manşetlerinde bu konu yer alıyordu. İnsanların pek çoğu apartmanların bodrumunda yaşamaya başladılar. Korkularından intihar edenler bile oldu. Korktukları en büyük acı ölümse niçin kendi elleriyle ölüyorlar?

    Ay yüzeyine çarpan meteorlar derin kraterler oluşturmuştur. Güneşten gelen parçacıklar Ay yüzeyini sürekli mikroskobik bombardıman altında tutarlar. Ama dünya bilinçli şekilde korunuyor. Ay'a yönelen milyonlarca saldırının bir kaçı bile dünyaya yapılmamıştır. Milyonlarca yıldır güvenle korunan dünyanın bir tesadüfe kurban gideceğini mi sanıyoruz? Üzerimizdeki ilahi koruma kalkarsa zaten hiçbir endişe bizi kurtaramaz. Bir gün dünya yok olacaksa, endişe ederek bunu değiştirebilecek miyiz?

    Tevekkül edenle etmeyen arasındaki fark şu iki örneğe benzer: Bir adam güçlü bir kaptanın yönettiği gemiye yükleriyle birlikte biner. Yükünü yere koyar, üzerine oturur, yolculuğuna güven içinde devam eder. Diğer adam yükünün çalınacağından korkar. Kaptanın adaletine, koruyuculuğuna güvenmez. Tedbir almak için yükünü sırtında taşır. Yolculuk uzadıkça sırtındaki yük, gücünü iyice zayıflatır. Tüm gücünü kaybeder. Değil yükünü korumak, kendisini bile ayakta tutamaz. Dahası bu davranışı kaptanın gücünü hiçe aldığı anlamında yorumlanır, cezalandırılır.

    Tevekkülünüz varsa, üzerinize düşeni yaparsınız; gücünüzün dışında kalan hakkında kaderin adaletine ve hükmüne güvenirsiniz. Ümitle dolu olursunuz. İstediğinizi elde etme zamanınız gelmemişse en azından acı çekmekten kurtulacaksınız. Kanal D'de yayınlanan Pazar Magazin programında bu satırların kaleme alındığı 24.1.1999 günü şarkıcı Fedon'un "Yüksekte durmuyorum. Acaba kendimi aşağı mı atarım diye" dediğini duydum. Endişe budur.

    Köyümün mısır tarlalarında çalışırken bahar mevsiminde bir akrabamla karşılaştım. Mısırların sapları büyümüş, ama haftalardır yağmur yağmadığı için koçanlar yetişememişti. Sulama çabaları da işe yaramıyordu, çünkü ırmaklardan akan sular da kesilmişti. Komşum göklere, dağlara baktı. Öfkelendi, küfürler savurdu, tarlaya saldırdı. Korku içindeki bakışlarım altında mısırları kesti, kırdı, tarlayı tahrip etti. "Bir şey yetişmeyecekse ne diye uğraşıyorum" dedi. Bir hafta sonra yağmurlar başladı. Ölmek üzere olan mısırlar yeniden dirildi; ama tahrip edilen tarlada koçan verebilecek sadece birkaç mısır kalmıştı. Bu adam diğerleri gibi tevekkül etseydi felaketi böylece on kat artacak mıydı?

    Muhammed Bozdağ

    Konu kipchak tarafından (02-12-2008 Saat 13:32 ) değiştirilmiştir.
    alptraum, beyza, gizemli ve 6 diğerleri bunu beğendiler..
  2. Alt 01-28-2008, 18:29 #2
    B-veritas Mesajlar: 23
    eyw. saol ellerine sağlık

    N u M a N bunu beğendi.
  3. Alt 01-30-2008, 05:54 #3
    Ziyaretci
    koaka Mesajlar: n/a
    abı elıne saglık

    N u M a N bunu beğendi.
  4. Alt 01-30-2008, 11:44 #4
    gizemli Mesajlar: 162
    "Andolsun ki onlara:‘Gökleri ve yeri kim yaratti?’ diye sorsan, ‘Elbette Allah’tir derler. De ki: ‘Öyleyse bana söler misiniz, Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah’i birakip da taptiklariniz, O’nun verdigi zarari giderebilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilerse, onlar O’nun bu rahmetini önleyebilirler mi?’ De ki: ‘Allah bana yeter. Tevekkül edenler, ancak O’na güvenip dayanirlar.’ " (39/38)

    Hasbünallah’ü ve ni’mel-vekil: Allah ne güzel vekildir O bize yeter.

  5. Alt 02-12-2008, 11:49 #5
    Ziyaretci
    damial Mesajlar: n/a
    Acaba tevekkül Allah ın bize verdigi kendimize güven ve kendimizi savunma duygumuzu azaltmazmı Allah ın hepiize bahşettıgi HÜR kimliklerimizi baskı altına almazmı

  6. Alt 02-12-2008, 13:31 #6
    kipchak Mesajlar: 1.658
    Blog Başlıkları: 506
    damial´isimli üyeden Alıntı
    Acaba tevekkül Allah ın bize verdigi kendimize güven ve kendimizi savunma duygumuzu azaltmazmı Allah ın hepiize bahşettıgi HÜR kimliklerimizi baskı altına almazmı

    Hayır azaltmaz aksine arttırır...
    Allah'ın bize verdiği kendimize güven denizde bir damla gibidir yani Tevekkül etmek sınırsız bir güce dayanmaktır.

    Eğer biz tevekkül edersek başımıza gelen her ne olursa olsun tahammül edebiliriz.
    ama tevekkül etmezsek zayıf insan iradesi karşılaştığı ilk zorlukta şüphesiz insanı isyana sürüklüyecektir...
    yanlışım varsa düzeltin...

    Konu kipchak tarafından (02-12-2008 Saat 20:34 ) değiştirilmiştir.
    deli bunu beğendi.
  7. Alt 05-22-2008, 12:49 #7
    chompur Mesajlar: 10
    ellerin dert görmesin sağol

  8. Alt 12-10-2008, 01:49 #8
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    bir defa ölecekseniz bin defa ölmüş gibi acı çekersiniz cümlesi ne kadar dogru ve mantikli. Muhammed Bozdag bir yazar olarak neden bu kadar sevilip saygi duyuldugu sectigi güzel cümlelerinden anlasiliyor

  9. Alt 12-15-2008, 00:42 #9
    kutupyıldızı Mesajlar: 174


    3/160: Allah size yardım ederse, hiç kimse galib gelemez. Eğer sizi yüzüstü bırakırsa O'ndan başkası size kim yardım edebilir? Artık mü'minler yalnız Allah'a güvenip dayansınlar.
    9/51
    : Allah'ın bizim için yazdığından başkası asla bize erişemez. O bizim Mevlâ'mızdır. Bunun için mü'minler yalnız Allah'a güvenip dayanmalıdır.
    33/48: İnkârcılara, iki yüzlülere itaat etme, onların eziyetlerine aldırma; Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

    Henna bunu beğendi.
  10. Alt 03-09-2009, 07:03 #10
    AsMhA Mesajlar: 208
    damial´isimli üyeden Alıntı
    Acaba tevekkül Allah ın bize verdigi kendimize güven ve kendimizi savunma duygumuzu azaltmazmı Allah ın hepiize bahşettıgi HÜR kimliklerimizi baskı altına almazmı

    Tevekkül baskı yapmak bi yana insanın üzerindeki birçok baskıyı alır. Tevekkülü boşvermişlik ile karşılaştırmadıkça..Eşşeği bağlamadan camiye gidip tevekkül olmaz bunun adı tedbirsizliktir. Tevekkül tedbir aşamasından sonra gelir.

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.