Kendimizi tanımaya başladığımızda inanılmaz bir potansiyele sahip olduğumuzu göreceğiz. Şimdi sol elinizde bir meşe palamudu ve sağ elinizde de bir çakıl taşı olduğunu varsayın. Sol elinizdeki meşe palamudu kendisi gibi kaç tane meşe palamudu üretme potansiyeline sahiptir? Bu meşe palamudunun bir meşe ağacı olma olasılığı var mı? Evet var.
Peki bu ağacın, yeni meşe palamutları üretme olasılığı var mı? Evet var. Peki bu meşe palamutlarının her birinin bir meşe ağacı olma olasılığı var mı? Evet var. Demek oluyor ki sol elinizdeki meşe palamudu üretme potansiyeline sahip, öte yandan sağ elinizdeki çakıl taşının üretme potansiyeli sıfır. Çakıl taşı, kendisi gibi çakıl taşı üretme olanağına sahip değil.
Siz potansiyel nedir bilmezseniz, bilinciniz potansiyelin farkındalığı ile donanmamışsa elinizdeki bu iki şeyi potansiyel açısından ayırt edemezsiniz. Her ikisini de bir nesne olarak görürsünüz.
Potansiyelin ne olduğunu bilen biri, meşe palamudunun ve çakıl taşını farklı algılar. Bunlarla ilgili farklı düşünür. Bu kişi, bir tek meşe palamudunda tüm Türkiye’yi meşe ağacıyla donatacak bir potansiyel olduğunu bilir ve bu özle meşe palamuduna bakar. Potansiyelin ne olduğunu bilemeyen biri ise, çakıl taşlarıyla meşe palamudunu aynı şeylermiş gibi düşünür. Örneğin her ikisi de fırlatılacak bir nesne gibidir. Be eline geçirdiğinde bilinçsiz olarak meşe palamudunu da çakıl taşı gibi fırlatır atar.
İçimizdeki o meşe palamudu tohumların farkında mıyız? İçimize dönüp bakabiliyor muyuz?
Bir can var canımda o canı ara
Beden dağındaki o gizli mücevheri ara
Ey yürüyüp giden dost! Bütün gücünle ara!
Ama dışarıda değiş, aradığını kendi içinde ara!
Diyor Hz. Mevlana. Çoğumuz kim olduğumuzu hep başkalarının bize söyleyecekleri ile bulmaya çalışırız. Başkalarından bekleriz. Bizi tanımlamalarını bekler ve kendi kişiliğimizi onlara göre şekillendiririz. Ama içimize dönüp baktığımızda, iç âlemimize doğru yolculuk yapmaya başladığımızda, daha derine, daha derine, daha derine doğru indiğimizde gerçek kişiliğimizi, nasıl bir insan olduğumuzu, hangi potansiyele, hangi yeteneklere sahip olduğumuzu, içimizde hangi cevherlerin, hangi güzelliklerin bulunduğunu o zaman göreceğiz.
Farkındalık önemli. Kimiz biz? Nasıl bir hayat yaşıyoruz? Nasıl bir insanız? Nerelere doğru gidiyoruz? Bunun farkına vardığımızda yani etrafımızdaki yüzlerce, binlerce şeyine farkına varan biz, gerçek hazine olan kendimizin farkına vardığımızda, hayatımızdaki birçok şeyin değiştiğini göreceğiz.
Yapmamız gereken en önemli şeylerden biri, bir dosya kâğıdını ortadan ikiye bölerek, bir tarafa güçlü diğer tarafa da zayıf yönlerimizi yazmak. Bizim hangi yönlerimiz güçlü, hangi potansiyele sahibi, içimizde neler var; hangi cevherler, hangi hazineler var.
Peki zayıf olan, bizi başarısızlığa ve mutsuzluğa götüren, adım atmamızı, hedefimize koşmamızı engelleyen, zayıf yönlerimiz neler? Bizi bir anda çöküntü haline düşüren, umutsuzluğa kapılmamıza yok açan zayıf yönlerimizi tanır, güçlü yönlerimizi bilirsek; zayıf yönlerimizi her geçen gün düzeltmeyi, güçlü yönlerimizi de daha güçlü hale getirmeyi başarabiliriz. Ama kendimizi yeterince tanımıyor, hangi özelliklere sahip olduğumuzu bilmiyorsak, bunları nasıl yapacağız?
Hadi durmayın artık, iç âleminize yolculuk etmeye, onunla tanışmaya hemen şimdi başlayın.
Başarı ve Mutluluk İçin Hayata Gülümse, Sıtkı Aslanhan