Kadınlar psikolojik şiddet de görüyor
Türkiye’de son dönemde sıkça konuşulan kadına şiddetin sadece fiziksel müdahale ile sınırlı olmadığı belirtildi.
Değişim Psikolojik Danışmanlık Merkezi"nden Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, kadınların fiziksel şiddetin yanında psikolojik baskı da gördüğünü söyledi.
Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, kadınlara uygulanan sözel şiddeti şöyle tarif ediyor: "Aile içi şiddet denildiği zaman, kadının yediği dayak düşünülüyor. Oysa şiddet sadece fiziksel örselenme ile değil, sözel ve duygusal şiddet olarak da ciddi birer sorun olarak karşımıza çıkıyor. Yüksek sesle bağırmak, iğneleyici sözler söylemek, kendini kötü hissettiren laf ve cümlelerin kullanmak sözel şiddet olarak tanımlanıyor. Sözel şiddet, her şeyden önce kadınların, özgüvenlerini yok etmeyi amaçlayan çok etkin bir saldırı yöntemi olarak kullanılıyor. Ancak ne yazık ki, kadınlarımızın çoğu sözel ve duygusal şiddete maruz kaldıklarıyla yüzleşmek bile istemiyorlar."
Aile içerisinde önce sözlü başlayan tartışmaların daha sonra dayağa dönüştüğünü kaydeden Psikolog Knudsen, "Her evlilikte ve ilişkide tartışmalar olur ancak her tartışmanın bir haddi, sınırı ve ölçüsü olmalıdır. Bu tartışmalar bağırma, iğneleme, hakaret boyutuna vardığı zaman sözel şiddet başlıyor. Önceleri küçük tartışmalarla başlayan anlaşmazlıklar, zaman içinde kavgalara dönüşürken, erkeğin eşine ya da sevgilisine bağırması, gururunu incitmesi, kendi gibi düşünüp davranmaya zorlaması sözel ve duygusal şiddetin başlangıcını oluşturuyor. Başlangıçta kadın şiddete maruz kaldığını düşünmezken, ilişkinin içinde pasif ve ürkek bir konuma geliyor. Birden bire çığrından çıkan ve bağırmaya başlayan eşini daha da öfkelendirmemek için susmayı seçiyor." diyor.
Kadınların ekonomik bağımlılık kurtulması durumunda şiddetin en aza indiğini dile getiren Knudsen şunları söylüyor: "Şiddete uğrayan her üç kadından ikisine, aynı zamanda ekonomik şiddet de uygulanıyor. Kadının çalışmasına izin vermeyip veya maddi imkanı daha geniş olduğu halde, kadına çok kısıtlı para vermek, çalışan kadının kazandığı paranın tümünü elinden almak, evle ilgili tüm maddi bilgileri eşinden saklamak, mal ve mülklerin sadece kendi üzerinde olmasını sağlamak gibi davranışları ekonomik şiddetin yöntemleri olarak sayabiliriz."
"KADINLAR ŞİDDET UYGULAYAN KOCALARINI DIŞARIDA, 'MELEK" OLARAK TANIMLIYOR"
Şiddetin kontrol amaçlı ve ego tatmini için yapıldığını savunan Ayşe Yanık Knudsen, "Ne yazık ki insanın eğitim düzeyi, sosyal statüsü, ekonomik seviyesi ve daha başka etmenler bu tipteki davranışları önlemeye yetmiyor. Çeşitli kaynaklar şiddet uygulayan erkeklerin hepsini "normal, bildik, tanıdık biçimde davranan erkekler" olarak tanımlıyor. Çoğunlukla kadınlar şiddet uygulayan kocalarını "dışarıda melek" olarak tanımlıyorlar." ifadelerini kullanıyor.
Eşleri veya karşı cinsten her hangi biri tarafından şiddete uğrayan kadınların ruhsal açıdan sorunlar yaşadığına dikkat çeken Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, sözlerini şöyle tamamlıyor: "Şiddete uğrayan kadınlarda, had safhada korku, ürkeklik, sessizlik ve çekingenlik, uykusuzluk, bitkinlik, seslere karşı aşırı tepki, baş dönmesi, ayakta duramama, unutkanlık, irkilme, çarpıntı, öfke patlamaları, aşırı yorgunluk, umutsuzluk, sık sık ağlama krizleri, yalnızlık hissine kapılma, hayata, kendine karşı güvensizlik ve ümitsizlik görüyoruz.
Sağlıklı bir ilişkide ne fiziksel, ne de sözel şiddetin yeri yoktur. Eğer eşinizde ya da erkek arkadaşınızda, bu davranış bozuklukları varsa, ses çıkarmamayı değil, çözüm üretmeyi seçmelisiniz. Eğer eşinizin nasıl oluyor da size böyle davrandığı konusunda kafanız karışıyorsa, bunun cevabı aslında siz sevgi bazlı bir ilişki yaşamaya çalışıyor olsanız da kontrol bazlı bir ilişki yaşadığınız gerçeğidir. Ruhsal şiddette bulunan taraf kendi değersizliği ile ilgili duyguları ile boğuşmaktadır ve ilişkinizi sizin üzerinizden kişisel bir güç hissi yaratmak için kullanmaktadır.
Korku sevgi odaklı bir ilişkinin parçası değildir. Eğer bu tarz bir ilişki yaşıyorsanız veya böyle bir ilişkinin içinden çıktıysanız mutlaka ruhsal şiddetin üstesinden gelme konusunda uzmanlaşmış bir kişiden veya programdan yardım alabilirsiniz. Bu şekilde yeniden kendinizi güçlü hissetmeyi, kendinize inanmayı ve gerçekten istediğiniz hayatı ve ilişkiyi yaşamayı seçebilirsiniz."
Türkiye’de son dönemde sıkça konuşulan kadına şiddetin sadece fiziksel müdahale ile sınırlı olmadığı belirtildi.
Değişim Psikolojik Danışmanlık Merkezi"nden Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, kadınların fiziksel şiddetin yanında psikolojik baskı da gördüğünü söyledi.
Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, kadınlara uygulanan sözel şiddeti şöyle tarif ediyor: "Aile içi şiddet denildiği zaman, kadının yediği dayak düşünülüyor. Oysa şiddet sadece fiziksel örselenme ile değil, sözel ve duygusal şiddet olarak da ciddi birer sorun olarak karşımıza çıkıyor. Yüksek sesle bağırmak, iğneleyici sözler söylemek, kendini kötü hissettiren laf ve cümlelerin kullanmak sözel şiddet olarak tanımlanıyor. Sözel şiddet, her şeyden önce kadınların, özgüvenlerini yok etmeyi amaçlayan çok etkin bir saldırı yöntemi olarak kullanılıyor. Ancak ne yazık ki, kadınlarımızın çoğu sözel ve duygusal şiddete maruz kaldıklarıyla yüzleşmek bile istemiyorlar."
Aile içerisinde önce sözlü başlayan tartışmaların daha sonra dayağa dönüştüğünü kaydeden Psikolog Knudsen, "Her evlilikte ve ilişkide tartışmalar olur ancak her tartışmanın bir haddi, sınırı ve ölçüsü olmalıdır. Bu tartışmalar bağırma, iğneleme, hakaret boyutuna vardığı zaman sözel şiddet başlıyor. Önceleri küçük tartışmalarla başlayan anlaşmazlıklar, zaman içinde kavgalara dönüşürken, erkeğin eşine ya da sevgilisine bağırması, gururunu incitmesi, kendi gibi düşünüp davranmaya zorlaması sözel ve duygusal şiddetin başlangıcını oluşturuyor. Başlangıçta kadın şiddete maruz kaldığını düşünmezken, ilişkinin içinde pasif ve ürkek bir konuma geliyor. Birden bire çığrından çıkan ve bağırmaya başlayan eşini daha da öfkelendirmemek için susmayı seçiyor." diyor.
Kadınların ekonomik bağımlılık kurtulması durumunda şiddetin en aza indiğini dile getiren Knudsen şunları söylüyor: "Şiddete uğrayan her üç kadından ikisine, aynı zamanda ekonomik şiddet de uygulanıyor. Kadının çalışmasına izin vermeyip veya maddi imkanı daha geniş olduğu halde, kadına çok kısıtlı para vermek, çalışan kadının kazandığı paranın tümünü elinden almak, evle ilgili tüm maddi bilgileri eşinden saklamak, mal ve mülklerin sadece kendi üzerinde olmasını sağlamak gibi davranışları ekonomik şiddetin yöntemleri olarak sayabiliriz."
"KADINLAR ŞİDDET UYGULAYAN KOCALARINI DIŞARIDA, 'MELEK" OLARAK TANIMLIYOR"
Şiddetin kontrol amaçlı ve ego tatmini için yapıldığını savunan Ayşe Yanık Knudsen, "Ne yazık ki insanın eğitim düzeyi, sosyal statüsü, ekonomik seviyesi ve daha başka etmenler bu tipteki davranışları önlemeye yetmiyor. Çeşitli kaynaklar şiddet uygulayan erkeklerin hepsini "normal, bildik, tanıdık biçimde davranan erkekler" olarak tanımlıyor. Çoğunlukla kadınlar şiddet uygulayan kocalarını "dışarıda melek" olarak tanımlıyorlar." ifadelerini kullanıyor.
Eşleri veya karşı cinsten her hangi biri tarafından şiddete uğrayan kadınların ruhsal açıdan sorunlar yaşadığına dikkat çeken Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, sözlerini şöyle tamamlıyor: "Şiddete uğrayan kadınlarda, had safhada korku, ürkeklik, sessizlik ve çekingenlik, uykusuzluk, bitkinlik, seslere karşı aşırı tepki, baş dönmesi, ayakta duramama, unutkanlık, irkilme, çarpıntı, öfke patlamaları, aşırı yorgunluk, umutsuzluk, sık sık ağlama krizleri, yalnızlık hissine kapılma, hayata, kendine karşı güvensizlik ve ümitsizlik görüyoruz.
Sağlıklı bir ilişkide ne fiziksel, ne de sözel şiddetin yeri yoktur. Eğer eşinizde ya da erkek arkadaşınızda, bu davranış bozuklukları varsa, ses çıkarmamayı değil, çözüm üretmeyi seçmelisiniz. Eğer eşinizin nasıl oluyor da size böyle davrandığı konusunda kafanız karışıyorsa, bunun cevabı aslında siz sevgi bazlı bir ilişki yaşamaya çalışıyor olsanız da kontrol bazlı bir ilişki yaşadığınız gerçeğidir. Ruhsal şiddette bulunan taraf kendi değersizliği ile ilgili duyguları ile boğuşmaktadır ve ilişkinizi sizin üzerinizden kişisel bir güç hissi yaratmak için kullanmaktadır.
Korku sevgi odaklı bir ilişkinin parçası değildir. Eğer bu tarz bir ilişki yaşıyorsanız veya böyle bir ilişkinin içinden çıktıysanız mutlaka ruhsal şiddetin üstesinden gelme konusunda uzmanlaşmış bir kişiden veya programdan yardım alabilirsiniz. Bu şekilde yeniden kendinizi güçlü hissetmeyi, kendinize inanmayı ve gerçekten istediğiniz hayatı ve ilişkiyi yaşamayı seçebilirsiniz."