Kekeleyen çocuğa nasıl yaklaşılmalı?
Korku, aile içinde yaşanan sıkıntılar ve stres, çocuklarda kekemeliğe yol açabildiği gibi kekemeliğin hiçbir sebebi de olmayabilir.
Kekemelik bütün dünyada pek çok kişiyi ilgilendiren, kişinin çevresindekilerle duygu ve fikir alışverişine, normal ilişkilerinden zevk almasına engel olan bir rahatsızlıktır. Kekeme kişi için alışveriş yapma, lokantada bir şey ısmarlama bazen bir kâbus gibidir. Kekemelik okul öncesi dönemde (2-6 yaş) başlayıp çeşitli sebeplere bağlı olarak gittikçe şiddetlenmektedir.
Çocukların çoğu bilhassa heyecanlı yapıda olanları konuşmaya başladıkları ilk aylarda veya yıllarda kekelemeye başlar. Bazı çocuklar çok düzgün konuşurken iki üç kelimelik cümlelerle konuşmaya başladıktan sonra kekeleyebilir. Bu durum hastalık, aile içi stres gibi değişimlere bağlı olabildiği gibi hiçbir gerekçe olmadan da ortaya çıkabilir.
Çocuklardaki kekelemenin nedenlerinden biri çocuğun zekâ seviyesi arttıkça daha hızlı düşünmeye başlamasıdır. Çocuk bazen o kadar hızlı düşünür ki kelime hazinesi düşünce seviyesine erişemez.
Anne-babanın çocuktan beklentisinin yüksek olmasının çocukta kaygıyı artıran ve konuşmanın bozulmasına yol açan etkisi vardır.
Anne-babanın çocuğunun konuşması üzerinde odaklanması çocuk kekeliyor diye çok fazla endişelenmeleri de çocuğun daha fazla kaygı duymasına yol açar. Çocuğa kekelerken "dur", "acele etme", "nefes al", "sakinleş" gibi sözler söylemek, konuşması üzerine daha fazla odaklaşmasına neden olmaktadır.
Çocuğun konuşmadığı veya kekelemediği başka bir zaman konuşmasındaki bu değişikliğin büyümesine bağlı olduğu, çok şey anlatmak istediği için kekelediği, zamanla daha fazla konuşup yeni kelimeler öğrendikçe artık kekelemeyeceği anlatılmalı.
Korku, travmaya yol açacak çeşitli olaylar ve şiddetin de kekemelik üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Bu durumda çocuğun korkuları hakkında konuşmanın ve onu dinlemenin de yararı vardır.
Kekeleme pek çok çocukta anne-babanın sakin tutumu ile sorun tamamen ortadan kalkmaktadır. 2-3 yaşında yoğun bir şekilde kekeledikten sonra konuşması düzelip bir daha kekelemeyen çocuklar çoktur.
HEYECAN KONTROL ALTINA ALINABİLİR
Heyecanlı çocukların heyecanlarını kontrol altına alabilmeleri için daha fazla sosyal çevreye girip daha fazla konuşma ortamında bulunmaları gerekir. Çocuğun güven duygusunun da geliştirilmesi önemlidir. Çocuğa kekelemekten dolayı utanmaması gerektiği uygun bir dille anlatılmalıdır. Bunu anlatmak için önce çocuğun duygularını öğrenmek gerekir. Çocukla iyi bir iletişim ve duygusal paylaşım çocuğun bu konudaki duygularını; varsa önyargı ve olumsuz düşüncelerini öğrenmemizi ve ona göre bilinçlendirmede bulunmamızı sağlar.
Kaliteli iletişimde bulunun
Anne baba çocuğuyla arkadaş olup onunla konuşmalıdır. Bu konuşmalar nasihat, "dur, yap" gibi emir ve komut şeklinde olmaktan çok paylaşma şeklinde olmalıdır. Çocuk bu güzel sohbet anlarında kendisini ifade etmeyi öğrenir. Küçük yaşta küçük şiirler, fıkralar, şarkılar, hikayeler öğretilebilir. Bunları aile ve dost meclislerinde okuyup söylemesi teşvik edilmelidir. Çocuğun yaşıtları ile de oynayabileceği sosyal ortamları geniş olmalıdır. Çocuk bazı günler anne babası olmadan yakın bir aile dostunun evinde birkaç saat kalabilmelidir. Bu çocuğun kendisine güvenini ve sosyalleşmesini sağlar.
ZAMAN
Korku, aile içinde yaşanan sıkıntılar ve stres, çocuklarda kekemeliğe yol açabildiği gibi kekemeliğin hiçbir sebebi de olmayabilir.
Kekemelik bütün dünyada pek çok kişiyi ilgilendiren, kişinin çevresindekilerle duygu ve fikir alışverişine, normal ilişkilerinden zevk almasına engel olan bir rahatsızlıktır. Kekeme kişi için alışveriş yapma, lokantada bir şey ısmarlama bazen bir kâbus gibidir. Kekemelik okul öncesi dönemde (2-6 yaş) başlayıp çeşitli sebeplere bağlı olarak gittikçe şiddetlenmektedir.
Çocukların çoğu bilhassa heyecanlı yapıda olanları konuşmaya başladıkları ilk aylarda veya yıllarda kekelemeye başlar. Bazı çocuklar çok düzgün konuşurken iki üç kelimelik cümlelerle konuşmaya başladıktan sonra kekeleyebilir. Bu durum hastalık, aile içi stres gibi değişimlere bağlı olabildiği gibi hiçbir gerekçe olmadan da ortaya çıkabilir.
Çocuklardaki kekelemenin nedenlerinden biri çocuğun zekâ seviyesi arttıkça daha hızlı düşünmeye başlamasıdır. Çocuk bazen o kadar hızlı düşünür ki kelime hazinesi düşünce seviyesine erişemez.
Anne-babanın çocuktan beklentisinin yüksek olmasının çocukta kaygıyı artıran ve konuşmanın bozulmasına yol açan etkisi vardır.
Anne-babanın çocuğunun konuşması üzerinde odaklanması çocuk kekeliyor diye çok fazla endişelenmeleri de çocuğun daha fazla kaygı duymasına yol açar. Çocuğa kekelerken "dur", "acele etme", "nefes al", "sakinleş" gibi sözler söylemek, konuşması üzerine daha fazla odaklaşmasına neden olmaktadır.
Çocuğun konuşmadığı veya kekelemediği başka bir zaman konuşmasındaki bu değişikliğin büyümesine bağlı olduğu, çok şey anlatmak istediği için kekelediği, zamanla daha fazla konuşup yeni kelimeler öğrendikçe artık kekelemeyeceği anlatılmalı.
Korku, travmaya yol açacak çeşitli olaylar ve şiddetin de kekemelik üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Bu durumda çocuğun korkuları hakkında konuşmanın ve onu dinlemenin de yararı vardır.
Kekeleme pek çok çocukta anne-babanın sakin tutumu ile sorun tamamen ortadan kalkmaktadır. 2-3 yaşında yoğun bir şekilde kekeledikten sonra konuşması düzelip bir daha kekelemeyen çocuklar çoktur.
HEYECAN KONTROL ALTINA ALINABİLİR
Heyecanlı çocukların heyecanlarını kontrol altına alabilmeleri için daha fazla sosyal çevreye girip daha fazla konuşma ortamında bulunmaları gerekir. Çocuğun güven duygusunun da geliştirilmesi önemlidir. Çocuğa kekelemekten dolayı utanmaması gerektiği uygun bir dille anlatılmalıdır. Bunu anlatmak için önce çocuğun duygularını öğrenmek gerekir. Çocukla iyi bir iletişim ve duygusal paylaşım çocuğun bu konudaki duygularını; varsa önyargı ve olumsuz düşüncelerini öğrenmemizi ve ona göre bilinçlendirmede bulunmamızı sağlar.
Kaliteli iletişimde bulunun
Anne baba çocuğuyla arkadaş olup onunla konuşmalıdır. Bu konuşmalar nasihat, "dur, yap" gibi emir ve komut şeklinde olmaktan çok paylaşma şeklinde olmalıdır. Çocuk bu güzel sohbet anlarında kendisini ifade etmeyi öğrenir. Küçük yaşta küçük şiirler, fıkralar, şarkılar, hikayeler öğretilebilir. Bunları aile ve dost meclislerinde okuyup söylemesi teşvik edilmelidir. Çocuğun yaşıtları ile de oynayabileceği sosyal ortamları geniş olmalıdır. Çocuk bazı günler anne babası olmadan yakın bir aile dostunun evinde birkaç saat kalabilmelidir. Bu çocuğun kendisine güvenini ve sosyalleşmesini sağlar.
ZAMAN