Hem kariyer yaptı, hem 5 çocuk
Rektör Prof. Dr. Zeliha Kamaruddin, ''Kadınların kültürel nedenlerle geriye itildiği İslam ülkelerindeki kız kardeşlerimize yardım etmemiz gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi'nin beş çocuk annesi Rektörü Prof. Dr. Zeliha Kamaruddin, ''Kadınların kültürel nedenlerle geriye itildiği İslam ülkelerindeki kız kardeşlerimize yardım etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ben kendi çapımda, akademik bir yapıya liderlik ederek bir model olma, bir örnek teşkil etme çabasındayım'' dedi.
Uluslararası bir toplantı için geldiği İstanbul'da açıklama yapan Kamaruddin, 6 aydır üniversitenin rektörlüğünü yürüttüğünü dile getirerek, beş çocuklu bir annenin, önemli bir eğitim kuruluşunun rektörlüğüne nasıl yükselebildiğini anlattı.
''Hukuk profesörüyüm. Bu sayede, her doğum sonrasında uzun süre için ücretli izne ayrılıp çocuğumla ilgilenebildim'' diyen Kamaruddin, esnek çalışma saatlerine sahip olmanın avantajını yaşadığını da dile getirdi.
Kamaruddin, ''Hiçbir zaman 9-5 saatleri arasında çalışmak zorunda kalmadım. Çocuklarım uyuduğunda, ben de çalışmalarıma kendimi verebildim'' diye konuştu.
Meslek hayatı ile aile hayatı arasındaki hassas dengeyi, bazen birini diğerinin içine taşıyarak koruyabildiğini ifade eden Kamaruddin, ''Cumartesi, pazar günlerinde gitmem gereken programlar olduğunda, mümkünse hep çocuklarımı da beraberimde götürdüm'' dedi.
Üniversitedeki görevinin ''tarihi nitelikte' olduğunun, kurumda ilk defa olarak bir kadına ''liderlik şansı'' tanındığını söyleyen Kamaruddin, ''Kararları tek başıma almıyorum. 4 erkek yardımcım var. Ama yönetime bir kadın değeri katmak önemli. Çünkü kadınlar, gelecek nesli yetiştirmek konusunda deneyimlidir. Bunun eğitime katacağı çok şey var'' şeklinde konuştu.
- ''İslam, kadını özel yeteneklerini de dikkate alarak erkeğin tam yanına yerleştirir'' -
Türkiye ve Malezya'nın İslam dünyasının ''en modern 2 ülkesi'' olduğu ve aynı zamanda ''İslam ilkelerine bağlı'' bulunduğunu da dile getiren Kamaruddin, ''İslam, kadını erkeğin arkasına atmaz, özel yeteneklerini de dikkate alarak tam yanına yerleştirir'' dedi.
Bunun ''kadınların özgürleşmesi'' söylemiyle karıştırılmaması gerektiğini de belirten Kamaruddin, kendisinin bu söyleme inanmadığını ifade etti.
Kamaruddin, ''Benim üniversitedeki durumumu düşünün; bütün kararları hepsi erkek olan yardımcılarımla birlikte alıyorum. Günün sonunda, lider pozisyonunda olduğum için, kararların sorumluluğunu üstleniyorum tabii. Yardımcılarım, bir kadın olarak benim yargılarıma güveniyorlar. Çünkü bir eğitim kurumunun başındayım, yani kadının doğasındaki besleme, yetiştirme ve eğitme yeteneğiyle uyumlu bir görev ifa ediyorum '' şeklinde konuştu.
İslam dünyasında kadının yerel kültürel nedenlere bağlı olarak erkeğin gerisine itildiğini belirten Kamaruddin, ''Kadınların kültürel nedenlerle geriye itildiği İslam ülkelerindeki kız kardeşlerimize yardım etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ben kendi çapımda, akademik bir yapıya liderlik ederek bir model olma, bir örnek teşkil etme çabasındayım'' dedi.
- Radikal feminizm bir tepki -
Radikal feminizme inanmadığını ama batı medeniyetinde bunun bir tepki olarak ortaya çıkmasını anlayabildiğini de dile getiren Zeliha Kamaruddin, ''İslama göre erkek ile kadın birbirini tamamlar. Radikal feministler ise erkeği hayatlarından tamamen çıkarıyorlar, mesela evliliği reddediyorlar. Bu, aslında batı kadınının maruz kaldığı baskıya gösterdiği radikal bir tepki. Bu tepkiye anlayışla yaklaşıyorum, çünkü bu kadınlar, kadının ikinci sınıf görüldüğü batı kültürü için yetiştiler'' diye konuştu.
''Kadınların bazen, insanların bedenlerini takdir ettikleri gibi naif bir düşünceye kapılabildiğini'' de söyleyen Kamaruddin, ''Bu bir yanılgı. Bu, kadının nesneleşmesine, metalaşmasına giden bir yol'' dedi.
Batıda kadın vücudunun ticarileştirildiği görüşünü de dile getiren Kamaruddin, ''Hicap, kadının kimlik simgesidir. Kadınlar nasıl göründükleriyle değil, nasıl davrandıkları ve nasıl var olduklarıyla değerlendirilmelidir. Erkekler kadına nesne olarak bakmamalıdır. Kadına nesne olarak bakılırsa alınıp-satılır bir meta hale gelir'' diye konuştu.
Zeliha Kamaruddin'in rektörlüğünü yaptığı Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi, Türkiye'de, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun 1990-1993 yılları arasında çalıştığı, Siyaset Bilimi Bölümünü kurup, yönettiği üniversite olmasıyla da tanınıyor.
Rektör Prof. Dr. Zeliha Kamaruddin, ''Kadınların kültürel nedenlerle geriye itildiği İslam ülkelerindeki kız kardeşlerimize yardım etmemiz gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi'nin beş çocuk annesi Rektörü Prof. Dr. Zeliha Kamaruddin, ''Kadınların kültürel nedenlerle geriye itildiği İslam ülkelerindeki kız kardeşlerimize yardım etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ben kendi çapımda, akademik bir yapıya liderlik ederek bir model olma, bir örnek teşkil etme çabasındayım'' dedi.
Uluslararası bir toplantı için geldiği İstanbul'da açıklama yapan Kamaruddin, 6 aydır üniversitenin rektörlüğünü yürüttüğünü dile getirerek, beş çocuklu bir annenin, önemli bir eğitim kuruluşunun rektörlüğüne nasıl yükselebildiğini anlattı.
''Hukuk profesörüyüm. Bu sayede, her doğum sonrasında uzun süre için ücretli izne ayrılıp çocuğumla ilgilenebildim'' diyen Kamaruddin, esnek çalışma saatlerine sahip olmanın avantajını yaşadığını da dile getirdi.
Kamaruddin, ''Hiçbir zaman 9-5 saatleri arasında çalışmak zorunda kalmadım. Çocuklarım uyuduğunda, ben de çalışmalarıma kendimi verebildim'' diye konuştu.
Meslek hayatı ile aile hayatı arasındaki hassas dengeyi, bazen birini diğerinin içine taşıyarak koruyabildiğini ifade eden Kamaruddin, ''Cumartesi, pazar günlerinde gitmem gereken programlar olduğunda, mümkünse hep çocuklarımı da beraberimde götürdüm'' dedi.
Üniversitedeki görevinin ''tarihi nitelikte' olduğunun, kurumda ilk defa olarak bir kadına ''liderlik şansı'' tanındığını söyleyen Kamaruddin, ''Kararları tek başıma almıyorum. 4 erkek yardımcım var. Ama yönetime bir kadın değeri katmak önemli. Çünkü kadınlar, gelecek nesli yetiştirmek konusunda deneyimlidir. Bunun eğitime katacağı çok şey var'' şeklinde konuştu.
- ''İslam, kadını özel yeteneklerini de dikkate alarak erkeğin tam yanına yerleştirir'' -
Türkiye ve Malezya'nın İslam dünyasının ''en modern 2 ülkesi'' olduğu ve aynı zamanda ''İslam ilkelerine bağlı'' bulunduğunu da dile getiren Kamaruddin, ''İslam, kadını erkeğin arkasına atmaz, özel yeteneklerini de dikkate alarak tam yanına yerleştirir'' dedi.
Bunun ''kadınların özgürleşmesi'' söylemiyle karıştırılmaması gerektiğini de belirten Kamaruddin, kendisinin bu söyleme inanmadığını ifade etti.
Kamaruddin, ''Benim üniversitedeki durumumu düşünün; bütün kararları hepsi erkek olan yardımcılarımla birlikte alıyorum. Günün sonunda, lider pozisyonunda olduğum için, kararların sorumluluğunu üstleniyorum tabii. Yardımcılarım, bir kadın olarak benim yargılarıma güveniyorlar. Çünkü bir eğitim kurumunun başındayım, yani kadının doğasındaki besleme, yetiştirme ve eğitme yeteneğiyle uyumlu bir görev ifa ediyorum '' şeklinde konuştu.
İslam dünyasında kadının yerel kültürel nedenlere bağlı olarak erkeğin gerisine itildiğini belirten Kamaruddin, ''Kadınların kültürel nedenlerle geriye itildiği İslam ülkelerindeki kız kardeşlerimize yardım etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ben kendi çapımda, akademik bir yapıya liderlik ederek bir model olma, bir örnek teşkil etme çabasındayım'' dedi.
- Radikal feminizm bir tepki -
Radikal feminizme inanmadığını ama batı medeniyetinde bunun bir tepki olarak ortaya çıkmasını anlayabildiğini de dile getiren Zeliha Kamaruddin, ''İslama göre erkek ile kadın birbirini tamamlar. Radikal feministler ise erkeği hayatlarından tamamen çıkarıyorlar, mesela evliliği reddediyorlar. Bu, aslında batı kadınının maruz kaldığı baskıya gösterdiği radikal bir tepki. Bu tepkiye anlayışla yaklaşıyorum, çünkü bu kadınlar, kadının ikinci sınıf görüldüğü batı kültürü için yetiştiler'' diye konuştu.
''Kadınların bazen, insanların bedenlerini takdir ettikleri gibi naif bir düşünceye kapılabildiğini'' de söyleyen Kamaruddin, ''Bu bir yanılgı. Bu, kadının nesneleşmesine, metalaşmasına giden bir yol'' dedi.
Batıda kadın vücudunun ticarileştirildiği görüşünü de dile getiren Kamaruddin, ''Hicap, kadının kimlik simgesidir. Kadınlar nasıl göründükleriyle değil, nasıl davrandıkları ve nasıl var olduklarıyla değerlendirilmelidir. Erkekler kadına nesne olarak bakmamalıdır. Kadına nesne olarak bakılırsa alınıp-satılır bir meta hale gelir'' diye konuştu.
Zeliha Kamaruddin'in rektörlüğünü yaptığı Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi, Türkiye'de, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun 1990-1993 yılları arasında çalıştığı, Siyaset Bilimi Bölümünü kurup, yönettiği üniversite olmasıyla da tanınıyor.