Osmanlilar, cografya ilminde de önemli mesafeler katedip bu ilmin gelismesine hizmet etmislerdi. Bu devlette cografya ile ilgili eserlerin yazilmasi XV. asrin ortalarindan itibaren, fetihlerin artmasina paralel olarak artis göstermistir. XVI. asirda ise önemli ve mükemmel eserler meydana çikmistir. Bu mükemmeliyet XVII. asrin son yarisina kadar devam etmistir. Fâtih Sultan Mehmed, Batlamyus'un cografyaya ait levhalarini tedkik ederek, bunlarin aslina uygun ve anlasilir bir sekilde tertip ve düzenlenmesini emretmistir. Bu hususta hiç bir fedakarliktan da kaçinmamistir.
Bilindigi kadari ile en eski Türkçe cografya kitabi Yazicizâde Ahmed Bican Efendi tarafindan 857 (m. 1453)'de Gelibolu'da tercüme suretiyle kaleme alinanidir. Ahmed Bican Efendi, bunu Kazvinî'nin "Acaibu'l-mahlukat" adli eserinden tercüme etmistir. Ancak XVI. yüzyilin ortalarinda Osmanli ülkesinde ünlü bir denizci ve haritaci ile karsilasiyoruz. Pirî Reis adini tasiyan bu ünlü denizci ve haritacinin tamamen orijinal olan dünya atlasinin sadece birkaç parçasina sahip bulunmaktayiz. 1515'te ceylan derisi üzerine çizilmis bulunan dünya haritasi, 1517'de Yavuz Sultan Selim Han'a sunulmustur. Burada Pirî Reis'in "Kitab-i Bahriye'sini de zikretmek gerekir. Kitab-i Bahriye, orijinal bir cografya kitabi olup, haritacilik bakimindan da önemli bir gelismislik örnegini teskil etmektedir. Mütehassislar tarafindan o tarihlerde Avrupa'daki haritalarin en mükemmeli olduguna isaret edilmektedir. Kitabu'l-Bahriye, Türkçe'deki ilk deniz atlasi ve portulani (rehber)dir. Ak Deniz çevresini, hem kendisinin genis tecrübesi ve hem de simdi çogu kaybolmus eski haritalara dayanarak kiyi, köse, liman, sahil, sehir ve kasaba tanitir. Ilkin 1521'de telif edilmis, daha sonra yeniden genisletilip 1525'de Damad Ibrahim Pasa araciligi ile Kanunî Sultan Süleyman Han'a takdim edilmistir. Kitab-i Bahriye'nin tibki basimi 1935 yilinda Istanbul'da yapilmistir. Kitab, manzum bir önsözle baslayip yine manzum bir sonuçla biter. Önsöz dikkatli bir sekilde okunursa, yazarin kuvvetli bir arastirma ve ince bir gözlem kudretiyle zamaninin cografya eserlerini ve gezdigi her yerin durumunu inceleyerek eserini yazdigi anlasilir.
XVI. yüzyilin denizcilerinden Seydi Ali Reis'in vücuda getirdigi Atlas'i (Muhit) pek degerlidir. Pirî Reis'ten sonra Süveys kaptani olan Galatali Seydi Ali Reis (öl. 970 = 1562) Umman ve Hind denizlerindeki seferleri sonucunda bas tarafi kozmografya ve bunun kaidelerinden, diger kisimlari da Kizildeniz, Aden ve Basra körfezleri ile Umman denizi ahvalinden bahseden mükemmel bir eser vücuda getirmistir. Bu eser, Hammer tarafindan Almanca'ya tercüme edilmistir.
XV ve XVI. yüzyil Osmanli cografyacilari ve eserleri hakkinda bilgi veren pek çok kaynaga sahip bulunmaktayiz. Ancak konuyu daha fazlauzatmamak için bunlardan bir kisminin sadece isim ve eserlerini vermekle yetinmek istiyoruz:
Cografyaci Eseri
1. Ahmed Bican Acaibu'l-Mahlukat
2. Muslihiddin Mustafa b. Vefa Mülheme-i Seyh Vefa
3. Kemal Reis Tuhfetu's-Selâtin
4. Ali Ekber Hitaî Hitaynâme (Çin'e seyahati anlatir)
5. Pirî Reis
a. Dünya Haritasi
b. Kitab-i Bahriye
6) Seydi Ali Reis
a. Mir'atu'l-Memâlik
b. Muhit
7. Müneccim Ahmed b. Ali Kanun fi'd-Dünya
8. Ali Macar Reis 7 haritali bir kolleksiyon
9. Sipahizâde Ahmed b. Ali
a. Esmau'l-Buldan
b. Evzau'l-Mesâlik ilâ Marifeti'l-Buldan
10. Kadi Abdurrahman Acaibu'l-Uzma (genisletilmis tercüme)
Astronomi:
Tarihimizde "Hey'et" veya "Ilm-i Hey'et" ismi ile anilan astronomi, riyazî ilimler cümlesinden oldugundan Osmanli medreselerinde matematik ve geometri ile birlikte okutulmaktaydi. Osmanlilarda astronomi, esasli olarak Ali Kusçu'nun ülkeye gelmesiyle baslar. Ali Kusçu'dan sonra Osmanli ülkesinde astronomi ve matematik ilimlerinin ilerlemesi için en çok çalisanlardan biri de Mirim Çelebi diye söhret bulan Mahmud b. Mehmed'dir. Kadizâde-i Rumî ile Ali Kusçu'nun torunudur. Hocazâde ile Sinan Pasa'dan ders görmüstür. Matematik, astronomi ve usturlaba dair eserler yazan bu bilgin astronom, Sultan II. Bâyezid'in emriyle Ulug Bey Zic'ine "Düstûru'l-Amel ve Tashihu'l-Cedvel" adiyla Farsça bir serh yazmistir. Yazar, eserde didaktik bir yol takip etmistir. Nitekim bir derecelik bir yayin sinüsünü hesab etmek için çok açik misallerle bes sistem göstermistir.
Mirim Çelebi, kendisini çok seven ve takdir eden Yavuz Sultan Selim (bu dönemde Anadolu kadiaskerligine kadar yükselmisti.) adina Ali Kusçu'nun Fethiye'sine bir serh yazmistir.
Ali Kusçu ve yetistirmis oldugu astronomlardan sonra bu ilimde ilk ciddi gelisme hamlesine 1577 senesinde tesadüf edilmektedir. Zira bu yilda Takiyüddin Mehmed b. Maruf'un gayretiyle Osmanli Devleti'nde ilk rasathane kurulmustur. Takiyüddin'in bu rasathânesi, Tycho Brahe'nin Uranniborg (XVI. yüzyil),Ulug Bey'in Semerkand (XV. yüzyil) ve Nâsiruddin Tûsî'nin Meraga (XIII. yüzyil) rasathâneleriyle karsilastirilabilecek nitelikte mühim bir rasathânedir. Osmanlilarin ilk rasathânesinin bilimsel seviyesinin ortaya konulmasi, bilim tarihimiz bakimindan ayri bir önem tasimaktadir. Bu sebeple, o dönemin çagdas bir rasathânesiyle Takiyuddin'in kurdugu rasathânenin mukayesesi degerlendirmeye katkida bulunacaktir. Gerçekten, Avrupa'nin ilk ortaçag rasathanesi Tycho Brahe'ninkidir. Ayrica, büyük bir tesadüf eseri olarak her iki rasathâne de hemen hemen ayni yillarda kurulmustur.
Dönemin, bu ilimdeki gelismisligini ortaya koyabilmek için iki rasathâneyi mukayese etmek gerekir. Takiyüddin'in rasathânesi ile ilgili bilgi, III. Sultan Murad'in Sehnâmesi'nde ve "Âlat-i Rasadiye li zic-i Sehinsahiye"de bulunmaktadir. Tycho Brahe ise 1598'de yayinladigi "Astronomiae Instauratae Mecanicae" adli eserinde aletlerini, gözlemlerini ve astronomiye katkisini ayrintilari ile açiklar. Bir rasathânenin bilimsel seviyesi, orada insa edilen ve kullanilan âletlerin mükemmelligine, yapilan gözlemlerin niteligine ve ayrica mevcud astronomlarin evrensel çalismalarina baglidir. Sehnâmedeki resimden anlasildigina göre 16 astronom veya görevlinin çalistigi rasathânedeki bütün aletler, bizzat Takiyüddin tarafindan imal edilmislerdi. Osmanli dönemindeki astronomi ile ilgili bu kisa malumattan sonra, XV ve XVI. asirlarda yetisip eser yazmis olan astronomlarindan birkaçini buraya alabiliriz:
Astronom Eseri
1. Abdülvacib b. Mehmed
a. Manzume fi'l-Usturlâb
b. Meâlimu'l-Evkat
2. Hüsameddin Tokadî Kavs-i Kuzeh (Gökkusagi hakkinda)
3. Ali Kusçu
a. Hallu Eskâli'l-Kamer
b. Meserretu'l-Kulûb
c. Risâletu'l-Fethiyye
4. Sinan Pasa
a. Fethu'l-Fethiyye
b. Risâle fî halli Eskâl-i Muaddili Utarid.
5. Hüseyin b. Hasan el-Konevî Ravzatu'l-Müneccimîn
6. Bedreddin Mehmed Mardinî
a. ed-Dürrü'l-Mensûr
b. el-Fethiyye fî Ameli'l-Ceybiyye
7. Hoca Ataullah Acemî
a. Risâle fî Ilmi'l-Evzân
b. Usturlab
8. Mehmed b. Kâtib Sinan
a. Hediyetu'l-Mülûk (II. Bâyezid için kaleme alinmistir.)
b. Mizânu'l-Kevâkib (Kanunî'ye takdim)
c. Muvazzihu'l-Evkat fî Marifeti'l-Mukantarat
9. Sinaneddin Yusuf Serhu'l-Fethiyye
10. Müeyyedzâde Abdurrahman Ef. Risâle fî Küreti'l-Müdahrece
11. Sinaneddin Yusuf Acemî Risâle fi'l-Hey'e
12. Mirim Çelebi
a. Düstûru'l-Amel
b. Risâletu'l-Ceyb
c. Risâle fi'l-Kible
d. Risâle fi'l-Usturlâb
13. Mirim Kösesi Mehmed Ef. Kitab fî Ilmi'l-Hey'e
14. Muslihiddin Larî
a. Serhu Risâle fi'l-Hey'e
b. Tezkire fî Ilmi'l-Hey'e
15. Muvakkit Mustafa b. Ali
a. A'lamu'l-Ibâd fî Ahbari'l-Bilâd
b. A'mal-i Usturlâb
c. Risâletu'l-Mikat fî Ilmi'l-Evkat
16. Perviz Efendi Mirkau's-Semâ
17. Takiyuddin Mehmed
a. Âlâtu'r-Rasadiye li Zic-i Sehinsahiye
b. Behcetu'l-Fikr fî Haleti's-Sems ve'l-Kamer
c. Cedavilu Rasadiye
d. Gurubu Semsin Sebebi ve Teahhuru
e. Hülasetu'l-A'mal fî Mevakiti'l-Eyyam ve'l-Leyâl