Habeşistan'a hicret eden ilk Müslüman kafilesi, ülkenin hükümdârı tarafından iyi karşılanmış, dinî ibadetlerini serbestçe ve gönül huzuru içinde ifâ edebilme imkânına kavuşmuşlardı.
Bu durumu haber alan Kâinatın Efendisi Resûl-i Ekrem Efendimiz Mekke'de kalan Müslümanlara da Habeşistan'a hicret etmelerini tavsiye buyurdu.
Resûl-i Ekremin amcası Ebû Talib'in oğlu Hazret-i Cafer'in başkanlığında Habeş ülkesine doğru yola çıkan ikinci kafile, önceki kafileden daha kalabalıktı. 10'u kadın 92 kişilik bu topluluk da sağ salim sırf dinlerini emniyet altına almak, ibadetlerini huzur-u kalb ile ifâ edebilmek gayesiyle Mekke'den ayrılıp Habeş ülkesine vardılar.
Müslümanlar göç ederken, Peygamber Efendimiz her şeye rağmen Mekke'den ayrılmadı. Müşriklerin eziyet ve işkencelerine göğüs germeye devam etti. Cenâb-ı Hakkın hıfz ve inâyeti altında kudsî ve ulvî hizmetini sürdürdü.1
1. İbni Hişâm, Sîre, 1/345-346; İbni Sa'd, Tabakât, 1/207; Taberî, 2/222
Salih Suruc