- İsraillilerinin Kudüs’teki Mescid-i aksanın altını kazmalarındaki hedeflerinin ne olduğunu kesin olarak söylemek durumunda değiliz. Bununla beraber, Medyadan takip edebildiğimiz kadarıyla, sözde orada bulunan Hz. Süleyman’ın heykelini/mabedini ortaya çıkarmak veya yeniden onu inşa etmek için yer hazırlamaktır.
- Bu savaşta, Filistinlilerin kusuru da vardır:
a. Filistinlilerin, lüzumsuz yere arı yuvasına çomak sokmaları pek mantıklı değildir. Bile bile masum insanları/Gazze halkını ölüme götürecek davranışın makul olmadığını düşünüyoruz.
b. Filistinlilerin kendi aralarında ayrılığa düşmeleri, siyasî ve ideolojik kamplara bölünmesi, İsraillileri daha da cesaretlendirmiş ve dostlarını hayal kırıklığına uğratmış ve onların elini gevşetmiştir.
c. Hamas gibi Filistin de demokratik bir seçimle işbaşına gelmiş bir gücün -haklı da olsa- ulu orta bir şekilde uluslar arasında “terör” diye nitelendirilen intihar saldırılarına baş vurması oldukça isabetsizidir.
d. İntihar olaylarının İslam hukuku açısından benimsenmediği bilinmektedir.
e. Şekli ne olursa, olsun, bugün İsrail devletini ortadan kaldırmaya çalışmak imkânsızla uğraşmak anlamına gelir ki abesle iştigaldir. Bu sebeple, yöneticilerin hamasi ve duygusal hareketten uzak olarak, İsrail devletini tanımaları, bunun karşılığında da İsrail devlet terörünün ve işgalinin sona erdirilmesi ve bağımsız Filistin devletinin kurulması yolunda uluslar arası desteği almaya gayret göstermelidir. Mesele olabilecek şartlara ayak uydurmak ve haklı davasında kârlı çıkmaktır.
f. Bu öz eleştiriye rağmen, bütün bu yanlışlar, hiçbir zaman –kadın-çocuk-bebek katili-İsrail’in gaddar ve zalimce cinayetlerinin mazereti olamaz. İşgalci güçlerini haklı gösteremez.