Emine Şenlikoğlu
07 Eylül 2009 Pazartesi
• Büyük küçük herkese selam verirdi.
• Her işe besmele ile başlardı.
• Şakalaşmayı severdi, dozajını ayarlardı.
• Çocuklarla oynardı.
• Taranır, aynaya bakardı.
• Misafirlerini çok güzel ağırlardı. Yahudi komşu-
sunun altına yelek serdiği dini literatürde hep
örnek gösterilir.
• Sohbetlerini kısa tutardı.
• Evlenen olursa onları tebrike giderdi.
• Cenaze varsa giderdi.
• Öğrencilere destek olurdu.
• Hapşırınca sol elinin arkasıyla ağzını kapatırdı.
• Uzaktan gelene veya seyrek görüştü-ğüne
sarılır, her gün gördüğüyle tokalaşırdı.
• Yeni gördüğü birine Fatiha, İhlas ve Asr suresi-
ni okurdu. (Muhataplarına manasını öğretirdi.)
• İşkenceye hiçbir mazeret olmaz, derdi.
• Her yemekten sonra dişlerini temizlerdi, fırçalardı.
• Herkesin iltifat edecek bir yönünü bulur ve iltifat
ederdi.
• Nazikti, teheccüt namazına kalkarken bile,
hanımını uyandırmamaya çok dikkat ederdi.
• Arkadaş ve çevresine hâl hatır sorardı.
• İbadetin az da olsa, devamlı olanının makbul
olduğunu söylerdi.
• Hayvanlara iyi bakılmasını emreder, taşıyabile-
ceklerinden fazla yük yüklemeyi yasak ederdi.
• Karşısında sıkılgan duran bir adama, “Rahat ol.
Ben kral değilim. (Krallığın kötü birşey olduğu da
anlaşılıyor.) Kureyş’te kuru ekmek yiyen kadının
oğluyum” diyerek mütevazılığını gösteriyordu.
• Hz. Ömer’e adaleti öğreten oydu.
• Kaab bin Musab’a vakarı öğreten de o idi.
• Evleneceklere yardımcı olurdu.
• O, asla kaba söz kullanmazdı.
• Yemek duasını, yemeği yedikten sonra yapardı.
• Ölülerin kötüyse kötülüğünü, iyi ise
iyiliğini söyler iyilere rahmet okurdu.
• Temizliğe ve giyime çok önem verirdi.
• Yemekte sağ elini kullanırdı.
• Karnı acıkmadan yemeğe oturmaz, tam
doymadan kalkardı.
• Güzel kokular kullanırdı.
• Hanımına güler yüzle selam verirdi